bc

Terra : Yeniden Başlatılan Dünya

book_age18+
6
FOLLOW
1K
READ
dark
love-triangle
shifter
kicking
high-tech world
another world
soul-swap
superpower
dystopian
like
intro-logo
Blurb

Dünya’nın çöküşünden sonra geliştirilen gizli bir yapay toplum olan Terra, insanları yeniden “şekillendirme” projesidir. Bu sistemde geçmişler sıfırlanır, isimler değişir, duygular bastırılır. Ancak bazı bireylerde bu sıfırlama süreci tam olarak işe yaramaz.

Elazar, Terra’da yaşayan yüzlerce bireyden biridir. Ama onun geçmişi, sistem tarafından tam olarak silinememiştir. Gerçek adı Elif Azra olan Elazar, zamanla kim olduğunu, neleri unuttuğunu ve neden izlenmeye başlandığını fark etmeye başlar.

Hafızasının derinliklerinden gelen “Beni unuttun, Elif.” cümlesiyle başlayan yolculuğu, onu sistemin merkezine, kendi benliğine ve en çok da geçmişte kaybettiği birine—Demir’e—götürür.

chap-preview
Free preview
1. Bölüm | Kırıntılar
Gözlerimi açtığımda, tavanda asılı duran beyaz ışık huzmeleri ilk başta bulanıktı. Soluk bir buğu gibi gözlerimin önünde asılı duran görüntü, yavaşça netleştiğinde kendimi yine aynı yerde buldum. Düzgün, temiz ve keskin hatlara sahip bu odada her şey tam olması gerektiği gibiydi. Yatak, yerle aynı hizadaydı. Çarşaflar, sistemin onayladığı gibi gergin ve kat izleri belirgin hâlde duruyordu. Sol taraftaki panelde, o sabahın görev saati titrek bir ışıkla yanıp sönüyordu: 06:00 - Veri birimi / Güney Koridor. Her sabah aynı şey. Aynı ses, aynı titreşim, aynı görev. Her şey olması gerektiği gibiydi. Ama ben… ben bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordum. Kalktım. Ayaklarımı yere bastığımda odanın zemini, sıcaklığımı ölçen mikrosensörlerle birlikte solgun bir ışıkla titredi. Kendimi aynaya doğru yönlendirdim. Aynadaki yüz tanıdık ama içindeki ben, yabancıydı. Gözlerimdeki boşluk hissi, her geçen gün biraz daha derinleşiyordu. Sanki biri, içimdeki bir parçayı söküp almış ama yerine hiçbir şey koymamıştı. Sabah rütinim kusursuzdu. Tıpkı öğretildiği gibi: Sol koluma takılan kimlik bandını bileğime geçirip, yüz tanıma ekranına baktım. “ELAZAR – BİRİM: VERİ SORUMLUSU” Ses bunu söylediğinde, ekranda yüzümün dijital izdüşümü parladı. Geçiş onaylandı. Koridora çıktığımda herkes aynı yöne yürüyordu. Aynı adımlarla, aynı tempoyla. Kadınlar, erkekler, gençler… kimse konuşmuyordu. Göz göze gelmek bile sistemin hoşuna gitmeyen bir davranıştı. Bir an durup çevreme baktım. O kadar sessizdi ki, insanların nefes alışverişi bile duvarlara çarpıp yankı yapıyordu. İşte o an, beynimin içinde bir yankı çaldı. Tanımlayamadığım bir ses, bir nefes, bir gülüş. Bir… çocuk? Duraksadım. Aniden görüntü geldi. Gözümün önünde bir sahne belirdi. Solmuş duvarlar, çatlamış boyalar. Küçük bir masa. Üzerinde çiçek desenli örtü. Ve masanın diğer ucunda, bana bakan bir çocuk. Ela gözleri kısılmış, yüzü güneşe dönük… O bendim. Ve karşımdaki çocuk… kimdi? O an sendeledim. Gözüm karardı. Bir şey… bir şey kırılıyordu içimde. Görüntü, bir anda silindi. Sanki beynime yapışmış bir parça, kesilip alınmıştı. “Elazar.” Sura’nın sesi duvardaki yüksek sesli panelden yankılandı. Yavaşça başımı çevirdim. Düzgün hatlı yüzü, mekanik bir ciddiyetle bana bakıyordu. “İzin almadan durmak protokole aykırıdır.” “Üzgünüm… başım döndü.” “Tıbbi kontrol isteğinde bulunmadığınız sürece, görev yerinize ilerlemeniz zorunludur.” Başımı eğdim. “Anlaşıldı,” dedim. Sesim kısılmış gibiydi. İçimde bir karıncalanma vardı. Sanki bir anlığına gerçekten uyanmıştım. Ama tekrar uyumam gerekiyordu. Veri birimine yürürken duvarlar üstüme doğru eğiliyormuş gibi hissettirdi. Her ekran, her ışık beni gözetliyor gibiydi. “Elazar” kod adım her yerde yankılanıyor, ama ben o isimde biri olmadığımı biliyordum. Bunu düşünmek bile sistem için tehdit olarak sayılır. Ama o sabah, içimde bir ses… bir çığlık kadar net bir şey söyledi: “Adın Elif Azra.” Yürürken, ayaklarımın altındaki zeminin hafifçe titreştiğini hissettim. Sanki her adımımda sistem, içimi tarıyor, düşüncelerimi kokluyordu. Görev saatime sadece üç dakika kalmıştı ama içimdeki zaman, bambaşka bir ritimde akıyordu. Biraz önce gördüğüm o sahne—solmuş duvarlar, çiçekli masa örtüsü ve o çocuğun yüzü—aklımdan çıkmıyordu. Ne kadar bastırmaya çalışsam da, beynimin bir yerinde hâlâ titriyordu. Veri birimine vardığımda duvardaki tarama ekranı gözümü algıladı. “ELAZAR / GİRİŞ ONAYLANDI.” Her zamanki yerime oturdum. Parmak uçlarımı masaya değdirdiğimde ekran açıldı. Görev listesi önümdeydi: “SEKTÖR 4/B – Arşiv Güncelleme ve Filtreleme” Düzenliydim. Kurallara sadıktım. Ama bugün… başka bir şey vardı içimde. Ellerim, sistem tarafından yönlendirilen filtreleme görevine başlarken, gözüm istemsizce alttaki klasörlerin biri üzerinde durdu. “D.A. ARŞİVLERİ – KISITLI / GÖZETİM ALTINDA” Bu klasöre girilmezdi. İzin gerekirdi. Ama o an, parmaklarım komutu verdi. Bilinçli değildim. Belki de bilinçaltım, benden hızlıydı. Ekran bir saniyeliğine parladı. Ardından beklemediğim bir şey oldu. Sistem, dosyayı açtı. İçerik akmaya başladı. Semboller, kodlar, kişi dosyaları… Ve sonra, orada bir isim: “Demir K.” Bir şey içime oturdu. Kalbim sanki yavaşladı, sonra tekrar hızlandı. Bu ismi tanımıyordum ama yabancı da gelmiyordu. Sanki çocukken duyduğum, sonra unuttuğum bir kelime gibi. Üzerine tıklamak istedim ama ekran bir anda dondu. Siyah. Sessizlik. Ve sonra tek bir cümle belirdi: “Yetkisiz erişim. Gözlem aktif.” İçim buz gibi oldu. Ares’in mekanik sesi duvarda yankılandı: “Veri sapması tespit edildi. Operatör Elazar uyarılmıştır.” Donmuş halde ekrana bakarken, içimde tuhaf bir güven oluştu. İlk kez korkudan çok… bir şeyleri doğru yaptığım hissine yakındım. Çünkü o ismi okuduğumda… Sanki içimde bir kapı aralandı. Küçük bir çocuk, karanlık bir odada elimi tuttu. O dosya kapanalı yarım saat olmuştu ama hâlâ elim titriyordu. Parmak uçlarım, sanki ekranda hâlâ o isme dokunuyordu: Demir! İlk kez bir kelime içimde bu kadar güçlü yankılandı. Sadece bir isim değildi bu. Bir ses. Bir his. Bir koku belki. Ve tanımsız bir… güven. Kafamı kaldırdığımda Arel bana bakıyordu. Ona ilk kez bu kadar dikkatli baktım. Gözleri boştu ama yüzü şüpheli bir dinginlik taşıyordu. Benim bir şey fark ettiğimi, onun da fark ettiğini fark ettim. Yutkundum. Ekrana geri döndüm. Dosya kapanmıştı, sistem sessizdi ama… sessizlik burada bir şeylerin başladığını değil, gizlice kaydının alındığını anlatırdı. Arel ayağa kalktı. Hiçbir şey demedi. Sadece kahve almak bahanesiyle dışarı çıktı. O anda şunu fark ettim: Beni izliyorlardı. Belki de uzun süredir. Ekranımın sağ üst köşesinde bir kırmızı nokta belirdi. Gözlem aktifti. Ama yüzüm ifadesiz kaldı. Ellerim sistemin bana verdiği sıradan görevleri yerine getirmeye devam etti. İçimdekini göstermedim. Ben artık Elazar gibi davranmak zorundaydım. O gün görevim bittiğinde koridorda yürürken, kalbim sanki bedenimden birkaç adım önde gidiyordu. Kendimi ilk defa içeriden “dolu” hissediyordum. Bir ismin, bir geçmişin varlığına inanmak, beni buradaki herkesin arasından ayırmıştı. Ama farkındaydım. Sistem de bunu hissetmişti. Beni sessizce çevreleyen duvarlar artık sadece fiziksel değildi. Akşam odama döndüğümde ışık loştu. Küçük ekrandan gündüzkü tüm hareketlerimin özetini görebiliyordum. Denge, nabız, yönelim, görev süresi, göz temas süresi… Hepsi kayıt altındaydı. Ama bir şey dikkatimi çekti. Kayıtlarda sistem dışı tek bir veri noktası vardı: “D.A. ARŞİVLERİ – YETKİSİZ ERİŞİM – SÜRE: 2.8 SANİYE” Sadece üç saniye. Ama her şey değişmişti. Yatağıma uzandığımda gözlerimi kapatmadım. Işık sönmedi, uyku protokolü devreye girmedi. Beynim hâlâ çalışıyordu. Demir ismini unutmamak için onu zihnimin en iç köşesine yazdım. “Demir,” dedim içimden. İlk defa bir ismi sevgiyle, korkuyla, merakla aynı anda söyledim. Ve o gece… Rüyamda aynı masa tekrar belirdi. Ama bu sefer sadece çocuk ben değil, karşımda biri daha vardı. O, çocuk halinden biraz büyüktü. Gözleri yeşildi. Elini masaya koydu. Ve bana sadece tek bir şey söyledi: “Beni unuttun, Elif.” Uyandığımda, gözlerim doluydu. Ama hâlâ gülümsüyordum. Çünkü unutmamıştım.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Kara Cennet Serisi II - Metanoia

read
1.7K
bc

Vekil Tanrıça

read
1.6K
bc

Mit'te Bir Gece

read
5.3K
bc

Kör Savaşçı

read
10.4K
bc

Renklerin İçinde

read
1.7K
bc

Zamansız Sevgi

read
1.9K
bc

(Kurt Adam Serisi)- Yeni Bir Dünya

read
13.3K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook