5.Bölüm

1329 Words
Bir ay sonra bir pazartesi gecesi , karısıyla kavga eden bir adam kendisini sokağa attı. Evlendiği güne binlerce kere lanet edip bir büfeden bira alıp içmeye başladı. Evlenirken nasıl bir hayal kurduğu bilinmez o zamanlar oldukça mutluydu. Tek düşündüğü , karısı olacak cazgırı yatağa atmaktı. Evliliklerinin cicim ayı rüya gibi geçmiş sonra her şey kabusa dönmüştü. Balayı bitmiş, zehir ayı başlamıştı. Her gece yaptığı gibi yine ertesi gün için boşanma düşüncesini aklından geçirdiğinde , önünde duran manzaraya sinirle baktı. Sanki daha fazla hırslanabilirmiş gibi pis pis sırıttı. Adamın teki kızı kucağında döndürüyordu. Aynı bir zamanlar onun yaptığı gibi. Biraz daha yanlarına yaklaştığında , adamın dediklerini duydu. Vah vah ! Kızı otele götürmek isteyen , sarhoş bir adet salaktan başkası değildi. Yani kendisinin keder ortağıydı. Kız kıkırdayarak evlenmeden olmaz dediğinde ona kahkaha attı. Zavallı gençler ! Nasıl bir günah işlemişlerdi de bu gece onunla karşılaşma şerefine ulaşmışlardı. Kurban " tamam evlenelim" dediğinde bira şişesini fırlattı. Gerzek herif ! Bakalım kendisine geldiğinde öyle gülebilecek miydi ? İki sarhoşun yanına yaklaşıp onarla yardım edebileceğini söylediğinde içinden kıs kıs güldü. Cebinde çalan telefona aldırmadan onlara yol göstermekten büyük bir zevk aldı. Karısı , bıkmadan usanmadan tam yüz yirmi beş kez aramasına rağmen hala vazgeçmemişti. "Şimdi değil baş belam. " deyip telefonu tamamen kapadı. Normal şartlar da , bu durumlar için evlilikler geçersiz olurdu. İki taraf için de pişmanlık yaşanmaması sağlanırdı. Ama kinlenmişti bir kere. O karısını yatağa atabilmek için nikahı bastıysa i bu herif niye nikah yapmayacaktı ki.. Hem hatunu götürecekti hem de sadece yirmi dört saat evli mi kalacaktı. İşin kaymağını o yiyecekti. Kıza yazık olacaktı. Kendi kendine homurdanıp işlemler için ayakta duramayan iki gence yönlendirdi. Onlara evlilik başvurularını yaparken yardım etti. Başvurudan sonra , sabah dokuz da konsoloslukta kıyılan nikahlarında , bizzat şahit oldu. Kızın eline verilen nikah cüzdanına baktı. Vicdanında minicik bir yer sızlasa da aldırmadı. Şimdi karısının sıcak koynuna geri dönebilirdi. Karı kocayı gerdek sabahlarında baş başa bırakmak gerekti. Ender kızı omuzlarından tutup kendine çekti. Dudaklarından bir hıçkırık koparken konuşmaya çalıştı. "Bak evlendik işte, hadi otele gidelim ha " Gülse kafasını salladı. Gözünün önünde bir türlü gitmeyen bir Kızıllık düşünmesini engelliyordu. Başı dönüyordu. Ten karıncalanıyordu. " Gidelim ama evlendiğimizi kimseye söyleme tamam mı " deyip işaret parmağını dudaklarının üzerine koydu. Sonra da kıkırdadı. Ender dönen başına aldırmadan bir gece önce , giriş yaptığı otele girdi. Yanında , kızla. Muhakeme yeteneğini neredeyse kaybetmişti. Kanın içinden bir şeyler çağlıyor , onu istemediği düşüncelere sevk ediyordu. Belki de şekeri yükseliyordu. Emin değildi ! İlacını en son ne zaman almıştı ? sarhoş olmaması gerekti . Sadece bir iki kadeh içmişti peki bu hali neydi ? Eline değen sıcak , küçücük ellerle boş verdi . Zaten düşünemiyordu. Odaya çıktıklarında kız kıkırdadı. Hızlı solukları yüzüne çarptığında , üzerinde ki deri ceketi sıyırdı. Kelimeler yoktu. Sonrası yoktu. Aklını başından alması yetmemiş gibi , onu aptala da çevirmişti. Ender içinde her an yükselen şehvetle kızı yatağa itti. Üzerine tırmandığında nefes almadan dudaklarını öpmeye başladı. İlk gördüğünde düşündüğü gibiydi tadı. Çikolata gibi ! Ona yasak olan şeyin tadını taşıyordu Dudakları. "Çok güzelsin " diye fısıldadı dudaklarından ayrıldığında . Ona sunulmuş gerdanına dudaklarını değdirdiğinde kızın havaya kalkan bedeniyle elini altından geçirdi. Elbisenin fermuarını aşağı çekti. Kız kıkırdadı. Adam onu öptükçe , sıcaklık yükseliyordu. Gülse sıcağı çok severdi çok. Dudakları sıcacıktı . Elleri sıcacıktı. Gömleğinden görünen göğsü de sıcacıktı. "Sıcak ! " diye mırıldandı. "Çok daha sıcak olacak " Ender'in son sözleri bunlardı. Ertesi gün sabaha kadar tek düşündüğü kollarında kıvranan , onu defalarca ateşe veren afetti. .. On saat önce BAR. : Joseph gülerek zorla ikna ettiği Gülseye baktı. Bu kızı iki aydır yatağa atmaya çalışsa da hala becerememişti. Gülse tam bir inat abidesiydi. Önceleri sevgilisi olmasını arzulasa da , onu tersledikçe erkeklik gururu kırılmıştı. Ama onun tadına bakmadan bu geceyi bitirmeye hiç niyeti yoktu. Hafif içkinin içine attığı ilaçta işini kolaylaştıracaktı. Sabaha karşı aklı bulanmaya başlayacak o da , kızı zevkle kollarına alacaktı. Locadaki yerini aldığında içkiyi Gülse'ye uzattı. " Geldiğin için teşekkür ederim Gül. Doğum günümü sensiz geçirmek istemezdim " Gül bardağı bir dikişte içti. " Sadece eğlenmeye geldim Joseph. Fazla kalamayacağım , umarım alınmazsın. Ömer beni bekliyor " dedi gözlerinin içine bakarak. Aslında onu bekleyen kimse yoktu. Ömer kız arkadaşının evindeydi. Halası ve eniştesi de , bir haftalığına başka bir eyalete gitmişlerdi. Sırf evde bunaldığı için soluğu Las Vegasta almıştı. Anca joseph gibi bir gösteriş budalasından burada doğum günü kutlama fikri çıkardı zaten. Uçağa çok binmeyi seviyormuş gibi tekrar uçağa binmişti. Bu sefer sakin ol diyen bir seste yoktu. Müzik hızlandığında aldırmadan masadan kalktı ve kendisini dans edenlerin arasına bıraktı. Kolları hareketlendikçe , bedeninde yana ateşte harlandı. Aptal kafa ! Sanki çok içkiye alışıkmış gibi o sülüğün getirdiğini içmişti bir de. Daha kullandığı ilaçlar da vardı. Doktorun sözleri hala kulaklarındaydı. "Bu ilacı içtiğinde içki içme. Kafanı bulandırır unutma " demişti. Kahretsin ! Nasıl unutmuştu bunu. Bulanan beyniyle kendisini müziğe kaptırdığında hiç durmadan , dans etti. Saatler ilerledikçe coştu. Arkasın da beliren beden , belini kavradığında mahmur gözlerini araladı ve dans etmeye devam etti. Boynuna değen sıcak nefesle ona doğru döndü. ******** Ender önündeki tekilayı havaya kaldırdı. Arkadaşlarıyla aynı anda dikledi. "Demek sonunda tamamen buradasın ha Ender . Buna çok sevindim " Sarışın bomba , ona göz süzere bakarken bir tekila daha içti. Hayır bu davranışı tekila sevmediğinden değildi. Sarışının tam bir yapışkan olmasındandı. Sarışın onunla yatmak istedikçe onu ret etmişti. Bundan pişmanda değildi. Kızın kendisine sırıtarak bakmasını es geçerek ayağa kalktı. Kapından ilk gördüğü anda , gördüğü kıza doğru yürümeye başladı. Ardında konuşulan konulardan bir haberdi. "Bu yaptığın doğru değildi Mira. Seninle olmak istemiyor , niye zorluyorsun ki " dedi Esmer kız kaşlarını çatarak. "Onu haftalardır istiyorum ben. Şimdi elime bir fırsat geçti. Bunu geri tepmeyeceğim . Hem kötü bir şey yapmadım " dedi. "Yapmadın mı ? Adamın tekilasına ilaç koydun . Ya geceyi seninle geçirmek istemezse o zaman ne yapacaksın " dedi. Mira omuz silkti. Öyle bir şey mümkün değildi " Sadece aklı bulanacak biraz ona zarar vermez . Hem bu mümkün değil " Erken konuştuğunu kafasını çevirdiğinde anladı. Ender Güven kollarında bir kızla çıkışa doğru yürüyordu. "Erken konuştum Miracım. Geçmiş olsun ! Ellerinle kaçırdın adamı " dedi. Ender Güven bir adım daha attı. Her adımı belirsizliğe giderken yürüdüğü yoldan ayrılmadı. Kulaklarında çınlayan müzik etraftaki hareketlilik için deki yoğun arzuyu daha da perçinlerken yarım saattir gözlerini ayırmadığı kızın belinden kavradı. Bir anda donan beden göğsüne daha fazla çekip bedenini sürttü. Şimdi aklı değil bedenide alev almıştı. Her kıvrak hareket , önce kendi bedenine çarpıyor , sonra uzaklaşıp tekrar alev aldırıyordu. Kadın kıvrak bir yılan gibi kendisine sürtünüp aklını başından alıyordu. Havaya kalkan kolları başını kendisine çekip dudaklarını öptü. Dudaklarından aldığı alkol tadıyla daha fazla abandı kızın dudaklarına. "Buradan gitmeye ne dersin" Kızın tam kulağının dibinde fısıldayıp kulak memesini dudaklarının arasına aldı. Kollarında kıvranan kadın artık sabrının zorluyordu. Bardan çıktıklarında gecenin soğuğu iliklerine kadar işlemiş sabaha fazla bir şey kalmamıştı. "Otele gitmeye ne dersin " dedi genç adam. Kızın yerinde sallanan bedenin den sarhoş olduğu belli olsa da kendisi de ondan farksız değildi. Birbirlerine tutunarak yürümeye başladılar. En azından kaldığı otel fazla uzakta değildi. Bunan memnun oldu Ender. "Hadi bebeğim , fazla uzak değil , gidebiliriz " "Ihh hayır , olmaz yakışıklı . Çok tatlısın ama " dedi genç kız hıçkırdı. "Neden ?" "Evlenmenden olmaz da ondan abim beni öldürür. Evlensene benle " dedi genç kız gözleri yarı kapanırken. Kanında ki alkolle göz kapakları daha fazla ağırlaşırken bedenini daha fazla yasladı genç adama. Ender güven kızı kollarına hapsetti. Alt dudağını dişlerinin arasına aldı. İki bedenden de bir inleme sesi yükselirken "evlenelim o zaman " dedi. "evlenelim hı " "tamam o zaman ama önce tanışalım tamam mı ? ben gülse sen kimsin " "Bende ender bebeğim." Kızın açıkta olan boynuna yüzünü gömüp öpmeye başladı. "Ama ender hani önce evlenecektik " Ender kızdan uzaklaşıp elini tuttu. "Gel bakalım , önce evlenelim " Gülse adamın elini tutup yürümeye başladı. Kafası fazla güzeldi. Kanında ki alkol beynini bulandırıyordu. Düşünceleri birbirine karışmış Ne yapacağını bilmiyordu. Ama bu adam sıcaktı. Fazla sıcaktı ve gülse sıcağı çok seviyordu. Evlenmeden ona sarılıp yatamazdı ki... 
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD