Elif'in duyduğu o tek silah sesi, zihninde bir şimşek gibi çaktı. O an, beyninden vurulmuşa döndü. Kulaklarında yankılanan o korkunç ses, onu bir anda hayatının en karanlık dehlizlerine, teyzesinin kanlı ölümüyle Yusuf'u kaybettiği o lanetli geceye fırlatmıştı. Gözleri dehşetle açılırken, boğazından yırtınırcasına bir çığlık koptu.. -"Yusuf!" Yıkılmış bir halde duvarın dibine çöken Elif'in yanında Serdar ve iki polis memuru kalakalmıştı. Osman, Huriyeyi kolundan sıkıca kavramış, diğer polislerle birlikte hızla araca doğru götürmüştü. -"Elif, hadi gitmemiz lazım!" dedi Serdar, sesi endişeyle titriyordu. Gözleri yaşlarla dolu Elif, çaresizce fısıldadı. -"Serdar, Yusuf kaldı orada!" Serdar, kararlı bir ifadeyle Elif'in gözlerinin içine baktı. -"Tamam sen git hadi arabaya. Ben getireceğ

