bc

ARAF~KAHROLUŞ

book_age4+
118
FOLLOW
1K
READ
dark
reincarnation/transmigration
time-travel
scary
loser
childhood crush
like
intro-logo
Blurb

Araf serisi İkinci Kitabıdır ~"Beyazın acı tonunda bekleyiş sürerken karanlığın dibinden uzanan bir davet onları tekrar birbirine bağladı İhanetin tok çığlığı kulaklarına değerken , duydukları çaresiz fısıltı onları tekrar ormana çağırdı Güvenle ördükleri duvarları yıkıldı ve onlar enkaz altında kaldı Zincir kırılmadı ; paramparça oldu ...

chap-preview
Free preview
“ACI”
Bir ay olmuştu ... Bir aydır gözlerim bu duvarlarda nereye gideceğini bilmeden gezinmişti .Beyazın acı tonu ; akılalmaz sadeliği içimi iyice buruk bir havayla sıkıştırırken , göğsüme batan yumru varlığını hissettiriyordu . Biliyordum zaten orada olduğunu , hiç gitmiyordu ki! Uzun koridor bakışlarımın arasında devasa bir yol gibi uzanırken , attığım minik adım ona ulaşmak için çabaladı. Bütün vücudum titredi , üzerime karlar yağdı .Ama üşümedim ; içimin yangını daha ağır bastı . Burnuma dolan koku , öncekiler gibi kötü hissettirmedi .Sanırım bu kokuya artık alışıyordum . Bedenimi ayakta tutmaya çalışırken zorlanarak bir adım daha attım .Ayak sesim içimde titredi beynime elektrik dalgası yayıldı . Dizlerimin altını hissedemiyordum , elimde değildi . Bedenimin uyuşukluğunu ayak parmağımdan saç telime kadar hissederken kirpiklerime değen ateş canımı yaktı . Gözyaşlarım her zamanki rutininde ilerliyordu . Zor bela geldiğim camın önünde adımlarımı durdurdum . Camdan suratıma çarpan yansımaya baktım . Evet berbat görünüyordum . Evet böyle olmam gerekiyordu . Sol gözüme değen saç telini gördüğümde kendime kızdım .Az kalsın beni böyle görmesine izin verecektim . Yüzüme yaydığım sahte gülüşten , dudaklarımın kenarları rahatsız olmuştu .Kendimi zorladım ve dudaklarımı tekrar etrafa yaydım . Sağ elimi havaya kaldırmak için direndim .Zor da olsa başarabilmiştim . Cama dokunduğumda ellerimin arasına aldığım bedenini gözlerime hapsettim . Umudumu yitirmiş olsam dahi cama başımı dayadım ve uyanması için yalvardım . "Artık uyan , lütfen " Dudaklarım titremeye başladığında yakalanmıştım . Soluk beyaz tenim zaten kendini ele verirken bir de ağlayarak buna izin vermiştim . Gözyaşlarım görüş alanımı kapattığında gözlerim kısa bir süreliğine kapadım .Adımlarımı önümde zırh gibi duran kapıya çevirdim .Yanına geldiğimde derin bir nefes aldım ve bu nefeste huzur bulmayı arzuladım . Gözlerimin dibinde saklı duran damlaları elimin tersiyle ittim. Kapıyı çaldım ve beni içeri almaları için sabırsızlandım . Birkaç kez tıklattığımda kapı açılmıştı . Karşımda orta yaşlı bir hemşire duruyordu . Beni görünce garipsemedi , çünkü birkaç kez karşılaşmıştık . Bana bir süre baktıktan sonra geri çekilerek girmem için izin verdi . Bacaklarım baştan aşağıya titrerken bu his bütün vücuduma yayıldı ; soğuktan titriyordum . Karşımdaki hemşire bir süre bana baktıktan sonra sol eliyle sırtımda yer yaptı .Bakışlarımı refleks olarak ona çevirdiğimde beni acıyarak bakan bakışlarıyla selamladı . Gözleriyle uyumsuz duran dudakları yukarı kıvrılırken ben de aynı şekilde ona karşılık vermeye çabaladım . Şu zamana kadar zaten çok az konuşmuştuk , neredeyse sesini unutmuştum .Ama gözleri beni , duygularımı yönlendirebilecek güçteydi . Yolculuğumuz kısa süre sonra sona ermişti . Odaya vardığımızda ikimizde konuşma gereği duymadık . Sağ elimi havaya kaldırdım ve bana ağır gelmeyen savaş kıyafetlerimi taşımak için hazırlandım . Onun yanına giderken saklandığım kıyafetlerdi bunlar . Bedenimi ve ruhumu ele geçiren duygularımın üzerini örttüğüm bir örtüydü . Elime bıraktığı mavi uzun gömlek , saçlarımı gizlemek için kullandığım bone , ayakkabılarımın kirini örtmek için giydiğim galoş sahibini bulmuştu . Son kez yüzümü gizlemek için takacağım maskeyi de verdikten sonra görevi bitmişti ; yanımdan uzaklaştı . Üzerime giydiğim mavi gömlek dizlerimden aşağıya sarkarken bana hiç yakışmadığını fark ettim . Ben siyahın kızıydım , gökyüzüne çıkmak istiyorsam geceyi beklemeliydim . İncecik kalan saç tellerim avucuma sığarken onlara başımın tepesinde yer yaptım , elimdeki yeşil boneye gizledim . Ben siyahın kızıydım , yeşilliklerin tatlı cıvıltısı ben uyurken kulaklarıma doğardı sadece . Son olarak ucu kıvrılmış beyaz maskeye gözüm kaydı . Yüzüme yerleştirdiğimde aynadaki yansımama baktım . Ben siyahın kızıydım , beyazın sakin ve temiz tonları ruhumun hapsolduğu karanlığı gizlemeye yetmemişti . Düşüncelerimden sıyrılıp ona doğru ilerledim .Küçücük yol gözümde dağ gibi büyümüştü ; sanki asırlar geçmesine rağmen ona ulaşamıyordum. Yolculuğum nihayet son bulduğunda adımlarım yavaşladı gözlerim aradığı sahibine ulaştı ; yatağın içine yayılmış bedenine baktım . Çıplak göğsünün üzerine özenle yerleştirilmiş kabloları izledim . Bu düzen ona yakışmamıştı ; o dağınıklığa alışık bir adamdı. Saçları her zamankinden daha dağınıktı .Sol elinin işaret parmağı ucundaki mandal onu rahatsız ediyor muydu karar veremiyordum . Gözlerimin diğer durağı durmadan ses çıkaran cihaz olmuştu .Başının hemen yukarısında yer alıyordu üzerinde çeşitli dalgalar ve sayılar vardı . Yanına daha çok yaklaştım , ve çekingen bir biçimde yatağına oturdum .Karnını çevreleyen sargıya baktım .Kurşunun saklandığı yeri düşündüm .Acaba benim hissettiğim gibi mi hissetmişti ? Ormanda o adamları gördüğüm gün ; onlardan kaçmaya çalıştığım gün ... Kulaklarıma değen tiz sesinden sonra kurşun bedenime koşmuştu .Canım çok yanmasa da umutsuzluk yangınında kül olmuştum . Alevlerim suya dönüşmüş ; kırmızı sıvı vücudumdan uzaklaşmaya başlamıştı . Mandalın takılı olduğu elini avucumun içine aldım .Yüzüme yerleştirdiğim maskeden kurtuldum ve onunla konuşmaya başladım her zaman yaptığım gibi . Belki bana cevap vermeyecekti yine ama en azından dinleyecekti buna inanıyordum . "Ne zaman geleceksin yanımıza ?" Sert bir yutkunuştan sonra kendime biraz zaman tanıdıktan sonra devam ettim . "Seni çok özledim , özledik" Elinin üzerine minik bir öpücük kondurduktan sonra devam ettim . "Vira , Melisa seni geri istiyorlar .Evimize geri dönüp hiçbir şey yapmadan böylece yatabilirsin , ses çıkarmayız söz veriyorum " Boğazımda yer yapan yumruyu geri gönderdiğimde bana cevap verecek mi diye umutla beklemeye başladım . O kadar büyük bir sessizlikti ki karşımdaki ; duvardaki saatin her bir hareketi kulaklarıma doluyordu. Zaman durmadan geçiyordu , ve Koray öylece uyumaya devam ediyordu . Ona her zamanki gibi sitem etmeyi denedim , belki buna karşılıksız kalamazdı . "Fatih sen gittiğinden beri ortalıkta yok .Bizi öylece bıraktı inanabiliyor musun ! Nereye gittiğini bilmiyoruz , Melisa bile bilmiyor hem de ! " Kaşlarımı çattığımda düşüncelerim bir süreliğine onda buluştu ; Fatih'te ... Tam bir aydır bir kez olsun evimize gelmemişti .O kadar uzağa gitmiş evi bulamamış olduğunu düşünsem de bunun mantıksız olduğu da beynimde cirit atıyordu . Nereye gitmişti , ya da neden gitmişti ? Cihazın sesi arttığında , düşüncelerimden kurtulup tekrar bu odaya dönebilmiştim. Sesler beni ürkütse de kısa bir süre sonra çığlığı sona ermişti . Başımın içindeki oradan oraya zıplayan yaşadıklarımızın en son bir tanesi yere düşmüştü . İçim heyecanla dolduğunda bunu ona neden daha önce anlatmadığım aklıma geldi ; boşta olan elimle alnıma vurmak istedim . "Biliyor musun bir mucize oldu .Barın sen gittiğin günden beri bizimle ! Gerçekten yalan söylemiyorum ; imkansız gibi görünüyor ama oldu ! Seni hastaneye o getirmiş hatta .Biz evde yoktuk Melisa ile dışarıdaydık .Eve döndüğümüzde arabaya yaslanmış bir adam gördük . Bana garip bir şekilde tanıdık geliyordu aslında ama kim olduğuna tam olarak karar veremedim . Bize sadece "Arkadaşınız yaralandı hastanede sizi de oraya götüreceğim "dedi .Melisa ile birbirimize baktıktan sonra içimizi saran endişeyle onunla beraber hastaneye geldik . Arabada yaralananın sen olduğunu söylediğinde içime bir yumru oturdu ; bir aydır aynı yerinde öylece duruyor . Avucumu bastırdığım göğsümü gösterirken konuşmaya devam ettim. "Hastaneye geldiğimizde koridorda Vira'yı gördük bir adamla konuşuyordu .Adam yüzünü bize döndüğünde Melisa ve ben donakaldık .Neler olduğunu anlayamadık ama paylaştığımız tek duygu mutluluk oldu .Onunla yeniden tanışıyormuş gibi yaptık .Bir aydır sürekli bizi hastaneye getiriyor ve evde de ziyaret ediyor .Kader onları tekrar birleştirdi , Vira onun geçmişindeki yerini bilmiyor ama onunla yeniden tanıştı ve eminim gelecekte onları daha güzel günler bekliyor ." Cümlem bittiğinde yüzümdeki neşe fırtınası bıçak gibi kesildi .Bulutların arasında kayboldum .Tek bir kelimede sırılsıklam oldum . "Gelecek" diye mırıldandım . "Geleceğimiz " diye bir kez daha tekrarladım . Bakışlarım Koray da buluştuğunda bu kez ona sordum . "Peki bizim geleceğimiz ne olacak " Bakışlarım gözlerinde kilitli kalmışken , tek kirpiği dahi yerinden kıpırdamadı . Bu kadar güçsüz olduğuna inanamamıştım . Elim havaya kalktı ve başımın üzerinde yavaşça gezindi . Yeşile esir olmuş saçlarımı boneden kurtardığımda omuzlarıma düşmüştü .Avucumda saklı tuttuğum eline baktığımda başımı ona yasladım . Elleri soğuktu , ama sanki bir anda ısınıp saçlarımda gezinecekmiş gibi hissettim ; belki de umut ettim . "Geri döndüğümüz daha ilk gün , neden gitmek için uğraştın " Gözümden akan yaşlar yanağımda yol alırken çenemden aşağıya düştü . Başımı kaldırıp ona baktığımda , öylece uyuduğunu gördüm .Hareketsizliği ve sessizliği sinirimi bozmaya başlamıştı . Kaşlarım birbirine yaklaşırken artık buna dayanamadım . "Yalancı!" diye haykırdım .Ama çığlığım içimde titredi ona ulaştığında fısıltı gibiydi ; kulaklarıma dokunduğunda anlayabilmiştim . Sitemim geçmemişti çünkü hala öylece duruyordu . "Hani beni üzgün görmeye dayanamazdın , şu an kahroluyorum ama sen hiçbir şey yapmıyorsun !" Çaresizdim , ondan başka sığınacak kimsem yoktu .Belki de kızları da yanımda getirmeliydim ; bu daha iyi hissettirebilirdi . Elinin üzerindeki başımla bir süre ağladıktan sonra gözüm göğsünün sol tarafına kaydı .Oradaki yerimi beynimin yardımıyla sorguladım . Kendimi tutamadım ve elim göğüs kafesinin içindeki saklı sevgiye kaydı . "Hani burada sadece ben vardım ; gözlerin beni görmeden nasıl atıyor bu ?" Sesim bu kez fazlaca çıkmıştı farkındaydım . İçeriye hızlı adımlarla gelen hemşire de bunu onaylıyor gibiydi . Hemşireye başımı eğerek baktığımda duymak istemediğim sözlerini benimle buluşturdu . "Bugünlük yeter onu daha fazla yormaman lazım " Beni kovuyordu , Koray ' a zarar verdiğimi düşünüyordu .Buna katlanamazdım ama yine çığlığım içimde titreyecekti bunu hesap edememiştim . "Ben ona nasıl zarar verebilirim ki ?" Bir kez daha aynı cümleyi tekrarladıktan sonra yanımdan uzaklaştı . Veda vakti yaklaşıyordu , uyuşan bedenimle yalpalayarak ayağa kalktım . Adımlarımla ona sırtımı döndüğümde tekrar yanına yaklaşmak için yolumu değiştirdim . "Beni bu kadar çok mu seviyorsun diye sormuştun ya hani , evet seni kaybedemeyecek kadar çok seviyorum " Sol gözümden akan yaş kalbine damlarken ona yeniden sırtımı döndüm . Kulaklarımı delip geçen yine aynı sesti .Üstelik bu kez daha güçlüydü , beni korkutmaya yetecek kadar çok ... Telaşla yanına ilerlediğimde bedeninin titrediğini gördüm . Ne oluyordu ona ! Ne yapacağımı bilmeden çığlıklar eşliğinde oradan oraya koşarken beni en çok korkutan şey gözlerimin önünde kendini sergiliyordu . Bedeni az önceye inat tamamen hareketsiz kalmıştı .Cihazdan çıkan sesler kesilmişti . Donuk bir şekilde ona ilerlediğimde sol gözünden akan yaşı gördüm . Yavaşça süzülüyordu sanki acelesi yokmuş gibi davranıyordu . Gözlerimi sonuna kadar açmış şekilde onu izlerken bedenimin donukluğu ruhuma işlemişti . Öylece bakıyordum , ve bu hiçbir işe yaramıyordu . Aklıma o an gelen yolu denedim ; neden daha önce akıl edemediğimi düşündüm . Gidip yardım çağıracaktım onun gitmesine izin veremezdim. Adımlarımın yönünü değiştireceğim sırada bir şey oldu .Ve ben aynı şekilde donakaldım . Tek hatırladığım bana bakan kırmızı gözleriydi.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

İlk İYE; Sare

read
3.6K
bc

YANLIZ KURT

read
3.7K
bc

𝘼𝙎𝘼𝙇𝙀𝙏𝙄̇𝙉 𝘽𝙀𝘿𝙀𝙇𝙄̇

read
4.1K
bc

Kuma

read
12.8K
bc

Buzdan Kalpler +18

read
21.2K
bc

GERÇEĞİN VEBASI +18 (MAFYA SERİSİ 1)

read
6.7K
bc

Karanlığın Mirası +18

read
3.6K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook