Benim yüzümden kimsenin başı belaya girmesin istiyordum. Kalbimde bir yumru gibi büyüyen bu his, içimi yiyip bitiriyordu. Kimse benim yüzümden acı çekmesin, kimse benim yükümü taşımak zorunda kalmasın istiyordum. İçimdeki bu ağırlık, her geçen gün biraz daha büyüyordu. Korkularım, yaşadıklarım, her şey, bir zamanlar güçlü sandığım bünyemi ezip geçiyordu. Sustum… Sustukça boğulduğumu hissettim ama başka ne yapabilirdim ki? Sustum, çünkü artık başkalarının benim yüzümden zarar görmesine dayanamayacak haldeydim. Kalbim titriyor, zihnimde sürekli aynı endişeler dönüp duruyordu. Alpaslan... Alpaslan ve ailesi... Onları düşündükçe, sanki haftalardır değil de yıllardır hayatımda varlarmış gibi hissediyordum. O kadar yakın, o kadar içten davranıyorlardı ki... Hepsi bana o kadar iyi davranıyordu

