Arhat ağadan, Annemin akli dengesini kaybetmiş gibi “ben bir şey yapmadım” diye tekrar etmeleri arasında Elif’i kucakladığım gibi arabaya taşıdım. Selim gaza basıp yolları tüketirken başındaki kanama gittikçe artıyordu. Eğer ölürse bunun hesabını önce kardeşim olacak kansızdan soracaktım. Madem evliydi, madem karısı etmeye niyeti yoktu, ne demeye odasına aldığının hesabını bana verecekti. “Arhat, ne yapacağız?” Ön koltukta oturan ablam kafasını geri uzatıp sorduğunda neyi merak ettiğini anlayamadım. O telaşe içinde kızımı da kucağında getirmişti. Hoş getirmese ne olacaktı, evde güveneceğim bir Allah’ın kulu kalmamıştı. “Neyi soruyorsun abla?” Yüzündeki derin üzüntü ile soruma cevap verdi. “Yani işte dayımlara, Azad’a haber vermek lazım. Onu diyorum.” Belki o kadar bir şeyi yokt

