❤️1.bölüm❤️
_Tanrısal bakış açısıyla_
Kara, Çakırbeyli'lerin önüne geldi, kapıyı çaldı. Meryem Çakırbeyli, kapıyı açtı. "Buyrun kime bakmıştınız," dedi karşısındaki kıza bakarak. Meryem Çakırbeyli'nin karşısında duran Kara "Hızır Çakırbeyli'ye bakmıştım" dedi. Meryem Çakırbeyli, onu içeri davet etmemiş olsa da Kara, içeri girdi. "Sana emanetim var, Hızır Çakırbeyli. Al," dedi Hızır Çakırbeyli'ye bakarak. Hızır Çakırbeyli ne olduğunu anlamadı. " Ne bu?" diye sordu merakla. Kara, anlayacağını bildiği için "Kaçırdıkları kızının bilgileri," dedi.
Herkes ayağa kalktı. Hızır "Ne diyorsun sen," dediğinde Kara yineledi. "Diyorum ki kızını buldum. Anladın mı? Hadi aç kağıdı, bilgilerini oku. Resmini gör, gör ki anla. DNA testi bile var. Okuyun hadi!" Bütün herkes kağıdı okudu, resmine baktı. Karşısındaki kızın resmine baktılar. İlyas "Sen şimdi benim kayıp olan yeğenim misin?" dedi şaşkınlıkla. "Ta kendisiyim, İlyas Çakırbeyli." Meryem, hemen Kara'ya sarıldı. "Kızım!" Kara aynı içtenlikle karşılık verdi sarılmasına. "Annem..." Hızır da aynı şekilde sarıldı Kara'ya. "Kara'm... Kızım..." Herkes tek tek sarıldı Kara'ya, Façalılar hariç. Kara "Gelin bakalım siz de babamın dünürleri," dediğinde onlarda sarıldı.
Bir kişi hariç, Behzat. Kara bu sefer onun için seslendi. "Psst, amcamın kankisi, gelsene. Sen eksik kalma." Behzat "Bak ya kanka, aynı sen bu kız, valla. Gel buraya kız," dedi gülerek. Son sarılma faslı da bitince Hızır "Anlat bakalım, ne yaptın bu zamana kadar?" dedi kızına. Kara, hapiste olduğunu söyledi. Hızır neden olduğunu sorduğunda Kara, uyuşturucudan olduğunu söyledi. İlyas yeğeni için endişelendi. "Yeğenim, sakın kullanıyorum deme bize." Kara ise sert bir şekilde cevap verdi. "Kullanıyordum, halâ da kullanıyorum. Bilin ve sakın karışmayın." Daha sonra kuzeni Alparslan'ın bakışlarını gördü ve "Ne o kuzen? Niye öyle bakıyorsun?" dedi. Alparslan "Kuzen senin Azer Kılıçhan ile ne işin vardı? Geçen onunla gördüm seni," dediğinde kapıda bekleyen Azer içeri girdi. "Onun cevabını ben vereyim sana, Kara benim nişanlım." Girdiği gibi de sözlerini kanıtlarcasına Kara'nın yanına oturdu. Kara'nın abisi Hızır Ali "Peki, uyuşturucu ne olacak Kara?" dediğinde Azer ayağa kalktı ve "Ne uyuşturucusu? Hani bittiydi Kara, hani bırakmıştın?" Kara konuyu ertelemek istedi. "Sonra konuşalım Azer, şimdi sırası değil." İlyas, Azer ile aynı fikirdeydi. "Ne zaman yeğenim? Kendini öldürecek misin?" Kara "Amca yeter, değil mi? Sonra dedim," dediğinde Azer üstüne gitmeye devam etti konunun. "Ne sonra Kara, ne? Hani bırakmıştın o illeti? Hani? Bu muydu bana verdiğin söz, ha? Susma, bir şey de!" Kara yineledi. "Azer yapma, sırası değil."
Azer "Sırası Kara, şimdi sırası. Yarın gideceğiz, tedavi olacaksın. Anladın mı?" dedi ama Kara karşı çıktı. " Ölürüm de gitmem o akıl hastanesine. Deli değilim ben Azer." "Öyle mi Kara, son sözün mü?" Kara "Azer," dedi ancak Azer "Peki, bundan sonra ben yokum, yaşa ailenle. Kıyafetlerini gönderirim adamlarımla," dedi ve hem evi hem de Kara'Yı terk etti. "Madem öyle, umurumda bile değilsin Kılıçhan." Odasına çıkan Kara kapıyı örttüğü gibi yere çöktü ağlayarak. Hızır Ali gelip onu gördüğünde kardeşine sarıldı. "Abim, kurban olduğum. Sakin ol ne olur. Ağlama." Kara abisine derdini yandı. "Abi yine tek etti beni, yine bıraktı! Zaten ne zaman arkamda durdu ki? Abi, dayanamıyorum. Canım yanıyor, her seferinde aynı şeyi yaşıyorum. Ölüyorum abi ben, nefes alamıyorum! Abi, bir şey yap. Onsuz yaşayamam! Abi, bir şey yapın. Ne olur." Hızır Ali kardeşinin bu durumda olma nedenine öfkelendi. "Allah kahretsin, söz abim söz. Geri getireceğim onu buraya. Hadi uyu biraz, hadi abim." Kardeşini kucağına alıp yatağına yatıran Hızır Ali aşağı indi.
"Baba, Kara iyi değil. Burada belli etmemiş ama odaya gittiğimde berbat haldeydi." Kuzeni için endişelenen Alparslan "Amca, ne yapacağız?" diye sordu. "Azer Kılıçhan'ı buraya getireceğiz. Behzat karşı çıktı. "Gelmez, çok kararlıydı." Hızır Ali deneyeceğini söyledi. Birlikte Azer Kılıçhan'ın evine gittiler. Kapıyı açan hizmetçiyle birlikte hepsi içeri girdiler. Azer beklenmedik misafirlerine "Ne işiniz var burada Çakırbeyliler," dedi. İlyas "Bize gelmen lazım," dese de Azer gelmeyeceğini söyledi. Hızır Ali sesini yükseltti. "Kardeşim iyi değil, kaçıncı lan bu kızı bırakman kaçıncı?!" Azer "Ben onu iyileştirdikçe o daha da battı, hastaneye yattı, olmadı. Cezaevine girdi bu işler yüzünden! Ben yokum artık onun hayatında, şimdi gidin," dediğinde Hızır Ali pişman olacağını söyledi.
Eve gittiklerinde Hızır ne olduğunu sordu ancak yeğeni cevap verdi. "İstemiyorum artık, yokum ben." Ardından ise Kara'nın odasına yöneldi. "Kuzen biz gittik Kılıçhan'a." Kara ayağa kalktı ve "Ne oldu? Ne dedi? Geldi mi buraya? Aşağıda mı?" diye sorularını art arda sıraladı. "Kuzen gelmedi. Ben artık yokum dedi, istemiyorum onu dedi." Kara inanmadı. "Yalan deme, beni bırakmaz. Yalan! Bırakmaz beni, bırakmaz! Olmaz! İzin vermem!" Gitmeye çalışan kuzenini tuttu Alparslan. "Kuzen dur, sakinleş. Kuzen dur, kuzen! Hadi sakinleş. Amca, amca!" Sese yukarı çıkan herkes gördükleriyle şok oldu. Kara yineledi. "Bırak, Azer'e gideceğim. Bırak beni! Alparslan bırak, olmaz bırakmaz beni. Yapamam onsuz, yapamam." Hızır hemen kızına sarıldı. "Baba bırak ne olur, bırak. Benden vazgeçmez o, olmaz, yapmaz. Bırak baba, ne olur bırak." Yere çöken Kara ile beraber babası da çöktü. Kızına sakin olmasını söylüyordu. Sürekli aynı şeyleri tekrar eden Kara'ya en sonunda sakinleştirici vurarak uyuttular.
_1 hafta sonra_
Kara iyi değildi. Konuşmuyor, yemek yemiyor, odasından çıkmıyordu. Herkes uğraşıyordu ancak hiçbiri onu ikna edemiyordu. O sırada telefonu çaldı, arayan yabancı numaraydı. "Alo?" Mirza telefonun diğer ucundan konuştu. "Alo Kara? Benim Saruhan." Kara devam etmesini söyledi. "Kara, Kılıçhan bugün evlendi, düğünü oldu." Kara duyduğu ile yıkıldı. "N-ne, bunu da mı yaptı bana?" Mirza özür dileyerek engel olamadıklarını söyledi. Kara yine kekeleyek sordu. "M-mutlu mu onunla?" Mirza "Kara, yapma," dedi ancak Kara sözünü yineledi. "Mirza, mutlu mu onunla dedim." Mirza sadece mutlu demekle yetindi. Kara telefonu kapattı ve sinirden her tarafı döktü, tiz çığlıklarıyla etrafı inletti. Sesleri duyan herkes odaya toplandı ancak kimse başta müdahale edemedi.
En sonunda bitkin düşen Kara dizlerinin üstüne çöktü. "Evlenmiş, mutluymuş, unutmuş beni. Silmiş beni silmiş." Alparslan kuzenini teselli etmeye çalıştı. "Alparslan evlenmiş bugün evlenmiş! Mutluymuş, unutmuş beni. Silmiş hem de ne silme. Kalbim acıyor anne," diyen Kara'ya sarıldı annesi. "Yavrum, kızım. Yapma." Annesini dinlemedi ve ayağa kalktı Kara. "O kız ölecek, anladın mı baba? O kız geberip gidecek! Anladın mı?! Azer benim, kimseye yâr etmem onu." Silahına aldı ve odadan çıktı.Alparslan "Kuzen delirme, yapma," dedi ancak kuzeni Kara "Alparslan ya yanımda olun, ya da karışmayın kuzen," dedi ve Azer'in evine doğru yola çıktı. Eve geldiğinde zili çaldı ama karşısındaki Azer değil, hizmetçiydi. Hizmetçi kenara çekilip yolu açtığında içeri girdi ve Azer ile o kızı görebildi.
Kara dan.
İçeri girdiğim de görmek istemeyeceğim bir sahne geldi karşıma gözlerim dolmuştu ama belli etmeme ye çalıştım.
Azer=kara ne işin var senin burada.
Ne güzelde diyordu telaffuz ediyordu adımı.
Kara=neden neden Azer sadece bunu soruyorum neden.
Gözlerime Bom boş bakması o kadar yakıyordu ki canımı kalbim bin parçaya bölünmüş tü sanki.
Kara=böyle bakmazdın bana eskiden bom boş hissiz demek ki yalan Mış bana olan aşkın.
Azer=kara nasıl geldiysen öyle git.
Kara=bugün son görüşün beni yokum ne hayatın da ne de gözünün önünde hiç bir yerde.
Dayanamayıp çıkmıştım oradan yavaş yavaş dökülüyordu göz yaşlarım galeriye gelmiştim şimdi. içeri girdiğim gibi koltuğa oturdum ağladım ağladım ağladım o kadar ağladım ki duramıyor dum.
Beş saat sonra
Kara dan
Kaç saat geçti bilmiyordum hiç saat lerdir buradaydım. sakinleş miş tim telefonum dan Azer le eski fotoğraflarımıza bakıyordum silmek zorunda ydım bunları unutmam lazım dı onu ama nasıl olacak tı hiç bilmiyordum hiç o ara yanıma Behzat abi gelmişti nereden biliyordu burada olduğumu.
Kara=Behzat abi ne yapıyorsun burada.
Behzat=kara bacım iyi misin.
Kara=değilim be abi öyle yanıyor ki içim geçmiyor yanması gittim evine içeri girdiğim de ikisini gördüm abi sanki aşk la bakıyorlar dı bir birlerine bana boş boş baktı abi hissiz hiç misim gibi dayanamadım abi çıktım evden buraya geldim başka nereye gideceği mi bilemedim.
Behzat=kara bacım ben her zaman yanında yım tamam mı ben anlamam ne yaşadığını senin ama ağlamak istersen abin burada hep tamam mı bir omuz ararsan abin yanın da.
Kara=sağol be abi sağol hadi gidelim.
Behzat=nereye abim.
Kara=eve abi eve.
Ah be Behzat abi gerçeği bilsen bırakır mısın beni tek.
Kara=sen evine ben evime abi hadi.
Behzat abi gitmisti önden bende uçuruma gelmiştim çöktüm oturdum kenarına.
Yarım saat sonra
Telefonlarım susmuyordu yarım saat olmuştu buraya geldiğim şimdi buradan atlasam kim ağlar ki arkamdan kim kimse kimse yas tutmaz ardımdan hiç kimse ahh be Azer keşke keşke bu kadar yakmasaydın keşke her hata yaptığım da sırtını dönmeseydin tam atlayacak Ken uzaktan araba sesi gelmişti arkamı dönüp baktım bu bu Azer in arabası ydı neden gelmişti neden yine yüzüme vuracaktı her şeyi.
Kara=ne den geldin bitik halimi mi merak etti Azer bitirdin işte beni bak sonsuza denk çıkıyorum hayatından istediğin gibi.
Ağlamaya başlamıştım hala boş boş duygusuz bakıyordu gözlerimin içine.
Kara=susma ölmeni istiyorum de susma Azer susma yalvarırım susma gücüm kalmadı artık susma.
Yere çökmüştüm dizlerimin üstüne ağlayarak.
Kara=her seferin de yanlız bıraktın beni her hatam da her yanlışım da sen beni hiç sevmemiş sin be Azer senin aşkından sevgin de yalan Mış.
Ayağa kalkıp biraz daha yaklaştım uçuruma atlayacak tım.
Azer den .
Allah kahretsin ben seni nasıl kırdım bu kadar nasıl kara affet sevgilim affet beni ama bundan sonra bırakmayacağım sırf canı yansın diye evlendim yalanını uydurmuş tum sırf benim ne yaşadığımı anlasın diye ama dayanamıyordum o gün çakır beyliler geldiğin de kara iyi değil dediklerin de nasıl durdum bir ben birde rabbim bilirdi.
Azer=kara karam bak hadi gel yanıma söz her şeyi anlatıcam sana ne olur gel.
Kara=Azer çok geç artık ben istemiyorum seni beni her an terketmen den bırakıp gitmen de korkuyorum artık sen ne zaman geldin ki bana özür dilerim affet.
Hayır hayır kara seni kaybedemem hemen o atlamadan kendime çekmiştim onu ağlayıp bağırmaya başladı kurtulmak istedi ama izin vermedim sustum bekledim rahatlasın diye.
Kara dan
Çekmiş ti beni uçurumun kenarından kurtulmak istedim bırakmadı ağlamaya başlamıştım artık.
Kara=Azer bırak bırak kurtul işte bırak atlayım kurtul sen yoksan bende yokum artık Azer bırak.
Yüzümü ellerinin arasına alıp dudağıma yapışmıştı öpüyordu beni ama ben
öpemiyordum umudum bitmişti çünkü ayakta duramayacagımı hissetmişti sanki kucağına alıp kendi yle beraber binmişti arabaya ben kucağında başım göğsüne yaslı saçlarımı okşamayı bırakmıyor du öpüyor kokuyordu.
Azer=Kenan eve gidiyoruz sür.
Kenan=tamam abi.
Eve eve ne kadar da garip gelmişti bana o ev benim değildi artık Bizim değildi o kadının dı.
1.5 saat sonra
Gelmiştik o eve benim le beraber indi arabadan yol boyu bırakmamıştı beni hiç eve girip içeri girdik o kadın vardı eşi koltuğa oturtturdu beni kendi de yanına oturdu.
Azer=beni şimdi iyi dinle kara ama ilk şunu deyim evlenmedim ben hemde hiç eşim dediğim kadın ben liseden arkadaşım dostum senin canın yansın diyeydi her şey oyundu biliyorum kalbin kırıldı.
Hemde çok ben azer hemde çok.
Azer=ama ben seni sevmekten vazgeçmedim be kara affet beni.
Ece=oyun bittiğine göre gidebilirim ben Azer malum enişten bekliyor.
Gitmişti o kadın.
Kara=o gün o kadar sana ihtiyacım var Ken neden gelmedin Azer abim kuzenim buraya geldiğin de neden gelmedin o kadar çok bekledim ki seni o gün yanıma geldiklerin de senden sonra gelmedi dediklerin de ne haldeydim bilmiyorsun neden Azer yüzüme bak baksana yüzüme Azer susma gözünü seveyim ne den gelmedin.
Bakamıyordu yüzüme sen affetsen de ben affetmem artık seni ben azerim affedemem artık sana kalbi mi veremem ayağa kalkıp çıkmıştım evden ağlamalarım çoğalmış tı yürüyerek
Kara dan"
Bakamıyordu yüzüme sen affetsen de ben affetmem artık seni ben azerim affedemem artık sana kalbi mi veremem ayağa kalkıp çıkmıştım evden ağlamalarım çoğalmış tı yürüyerek eve gelmiştim. Ağlamalarım dinmişti eve girdiğim de kapıyı açıp,her kes buradaydı babam beni görünce hemen ayağa kalkıp sarılmıştı bana.
Hızır"neredesin sen kara öldük merak tan"
Kara"baba otur şöyle anlatıcam"
Oturmuştuk ikimizde nasıl söyleyecek tim intihar etmeye çalıştığı mı canıma kıymaya kalktığımı.
Kara"baba ben bugün uçuruma gittim"
Hızır"neden kara"
Kara"baba dayanamıyorum artık ölmek istedim, ama olmadı"
İlyas"ne diyorsun sen kızım ne intihar etmesi amcam"
Kara"amca yapma otur anlatayım dinle iyice"
Nasıl bakıcaktim yüzlerine gözlerine nasıl.
Hızır"kim kim durdurdu seni"
Kara"Azer Baba takip etmiş beni durdurdu beni baba yalanmış evliliği beni seviyormuş haykırdım bağırdım bırak dedim bırakmadı. Bırakmam dedi amca söyle ben nasıl inanayım bir daha çok kez inandım güvendim nasıl bir daha güveneyim"
Herkes bakıyordu suratıma acıyarak bakıyorlar dı sanki ayağa kalktım biran önce gitmem lazımdı buradan onların da başını yakamazdım.onları da yaptıklarım la üzemezdim.
Kara"ben gidiyorum bundan sonra yokum ben baba Allah'a emanet olun"
Meryem"hayır hayır bırakmam gitmene izin vermem bir daha gitme yalvarırım gitme yavrum"
Annem ağlayarak sarılmıştı bana izin vermiyor du gitmeme ahh annem eğer ben gitmezsem daha çok acı çekecek siniz Allah'ın sen bana güç ver. annemi ayırdım kendimden yüzünü ellerimin arasına alıp konuştum.
Kara"annem yapma söz veriyorum geri gelicem ama şimdi bırak gideyim"
Hemen çıkmıştım dışarı gözlerim doldu taştı yavaş yavaş annemin haykırış ları geliyordu dışarı kadar durdum arkamı dönemedim dönersem gidemezdim, ama gitmem lazım dı onların iyiliği için. Söz annem söz karşına daha iyi halimle cıkıcam. Hemen arabaya binip hava alanına gitmiştim Ankara uçağına binip yola çıkmıştım.
5 saat sonra
Ankara'ya gelmiştim taksiye binip Kaan ın evine geldim kapıyı çalıp bekledim Selver teyze açmıştı kapıyı.
Selver"kara kuzum hoşgeldin yavrum sen nerelerdesin he"
Kara"Selver teyze Kaan evde mi"
Selver"evde kuzum gel çıkalım yukarı"
Yukarı çıkıp salona gelmiştik Kaan beni görünce ayağa kalktı gelip sarıldı.
Kaan"kara sen nerelerdesin ya"
Kara"buradayım bee Allah Allah neyse Kaan otursak mı"
Oturmuştuk her şeyi anlatmıştım baştan sonuna kadar.
Kaan"nasıl yani sen aileni buldun ha bir de Azer kılıçhan la nişanlıydın"
Kara"mecbur kaldım Kaan eğer ben orada kalırsam daha fazla acı çekiceklerdi,Azer desen her yanlışım daher hatam da arkasını dönüp gitti Kaan ne yapıcağım ben"
Kaan"kara bizim time mi katıl san asker Ligine devam etsen üsteğmen olarak"
Kara"olur mu ki kabul ederler mi beni"
Kaan"bekle"
Telefonu nu çıkarıp kopuz albayı aramıştı hoparlör e alıp.
Kopuz albay"söyle evlâd"
Kara"komutanım burada biri var sizin tanıdığınız"
Kopuz albay"kim Bozok"
Kara"üsteğmen kara Çakırbeyli İstanbul emredin komutanım"
Kopuz albay"kara evlâd sen misin"
Kara"benim komutanım ben bir karar aldı time geri dönmek istiyorum"
Kopuz albay"sonun da be evlâd Özlendin yarın sabah bekliyorum karargah ta üsteğmenim"
Kara"emredersiniz komutanım"
Telefonu kapatıp koydu bir kenera telefonu Kaan.