bc

ARAF ~ KAYBOLUŞ

book_age16+
342
FOLLOW
1.8K
READ
BE
reincarnation/transmigration
forced
mafia
tragedy
bxg
mystery
highschool
musclebear
sassy
like
intro-logo
Blurb

~Araf serisi ilk kitabıdır ~

"Kader ağlarını çepeçevre sardı , beş ruhu birbirine bağladı

Ölümün soğuğu iliklerine işlerken , sevgi yağmuru içlerini ısıttı

Karanlığa alışan gözleri , gün geldi ışığı arzuladı

Uçurumun dibine yuvarlanmaktan korkmayan bedenleri , yeniden yaşama kanat çırptı

Zincir kırıldı ama onlar asla ayrılmadı "

chap-preview
Free preview
ZİNCİRİN HALKARI TILSIM DAN
Duvara fırlatılan son bardakta yerde tiz bir çatırtı bırakırken ,bacaklarımı kendime çektiğim ,kollarımın altında gizlediğim başımı havaya kaldırdım.Odanın karanlığına eklenen siyahın her tonuna aşık ruhum ; elanın kayıp renklerinde donuk bir şekilde görev yapan gözlerimle , acınası bir haldeyken hissizleşmeyi arzuluyordum . Gözlerim açık olduğu halde etraftaki hiçbir eşyayı tanıyamazken , gözbebeklerim devasa büyüklüğüne ulaşmasına rağmen sınırlarını zorluyordu .Kirpiklerim ıslandığı için hareket etmekte güçlük çekerken , yine de ona inat gözlerimi kapatmaktan geri duruyordum . Kulaklarımın çehresine değen seslerin her bir tonu tok bir çığlık eşliğinde intihar ederken bundan bütün bedenim nasibini alıyordu . Ayak uçlarımdan başımın üstüne kadar uzanan küçük bir karınca yolculuğuna devam ederken , onun adımları geçtiği her yerde garip bir titreşim oluşuyordu.Bedenim kendini o kadar kasıyordu ki , yumruk yaptığım elimi farkına varmasaydım içlerindeki kemikler paramparça olacak sanmıştım . Saç diplerime yapışan terlere dokunduğumda dışarıda yağan yağmurdan bir parçanın kafamın üstüne yuvarlandığını düşünmüştüm . Yağmur dışarıda yağıyordu ; fakat şimşek evin içinde çakıyordu. Annemin o iğrenç adama bağırışları sinirden dişlerimi sıkmama sebep olurken ; kalkıp ikisini de sessizliğe göndermeyi düşündüm . Yüzüme yerleştirdiğim acı gülümseme karşısında ruhum dalga geçer gibi eğlenirken , beynimdeki bu fikrin lambası sönmüştü bile ; tekrardan karanlıkta kalmıştım . Gürültülü seslerin yankılandığı evde duvarların biraz kafa dinlemeye ihtiyacı vardı .Benim duvarlarımın özellikle de ; içimdeki sessiz haykırışımın yükü ağırlaştığında en başta onlara patlardım .Bağırır çağırır hayatımı mahvettiği için onlardan hesap sorardım .Daha sonra da gönlünü almak için en canlı renklere boyardım ; kara suçu mu örtmek için seçtiğim bir yoldu bu . Bedenim küçücüktü ; ayaklarımı kendime çekmeyi başardığımda istediğim her yere sığabilirdim .Saçlarım omuzlarıma dökülürdü hiçbir zaman belime kadar uzatmamıştım .Boktan bir hayatın içinde yaşamaya çalışırken ayağıma takılan prangalar yürümeme de karışırdı .Saçlarım uzun olursa yine ayağıma takılan bir engel icat etmişim gibi hissederdim . Benim her günüm aynıydı ; geceleri daha uzundu .Güneş göz kırpıp kaçar gibi uzaklaşırdı benden .Onunla sohbet edecek fırsatım bile olmamıştı .Gökyüzünün karanlığına gözlerim alışmışken gecemi aydınlatan tek bir yıldız bile yoktu . Güneş bütün dünyayı ısıtmaya , onların ışığı olmaya çalışırken beni her seferinde es geçiyordu . Kendimi yine karanlık bir gecede soğuktan donarken buluyordum . Ölü gibi ... En azından bir odam vardı .O adamdan kaçmak için sığınağım burasıydı .Gözyaşlarımla ıslatacağım bir yastığım , saklanmak için üzerime çekeceğim bir yorganım vardı . Dolabımdaki aynaya denk gelmemek için yatağımın ters tarafında uyurdum .Kendi gözlerime bakacak , kendimle yüzleşecek cesaretim çoğu zaman olmazdı . Günümün her saati bu evde geçiyordu ; tek bir arkadaşım bile yoktu .Dışarıdaki dünyayı tanımıyordum , benim için sadece burası vardı . Çocukluğum başka çocukların oynadıkları oyunları izlemekle geçmişti . Koşarken düşen bir çocuk gördüğümde pijamamı sıyırarak kendi dizime üflemiştim . Annesi gelip başını okşadığında ben mutlu olmuştum. Şanslıydım ; bu dört duvar bana hayal kurmayı öğretmekten çekinmemişti .Hayal dünyamda istediğim her şey gerçek olurdu. Okuldaki kalabalığın içinde yalnız bir köşe bulduğumda mutlu olurdum .Kendimle kalmak acı verdiği kadar huzurda verirdi . Ben tüm çocuklardan farklıydım ; bu yüzden kendimden nefret ediyordum . Sıradan bir çocuk olmayı becerememiştim . Farklı bir ailede ya da farklı bir zamanda doğmayı isterdim elbette ; tek bir şans verilseydi belki daha kolay olurdu her şey . Kötü bir yaşantıyı zaten kim isterdi ki.Sürekli ağlıyordum ,artık ağlamak benim için kolay bir eylemdi.Buna alışıyor olmak beni fark etmeden iyice zor bir yaşamın içine itiyordu.Gözyaşları insanları rahatlatmak için vardı.Ben sürekli bunu yapıyordum.Ya artık gözyaşlarım beni rahatlatacak gücü kendinde bulamazsa o zaman ne yapacaktım?İçimdeki koca deniz yükseliyor gözlerime geldiğinde intihar ediyordu . Ben her gün defalarca intihar ediyordum ; ama asla ölmüyordum . Ölü gibi yaşıyor fakat hala yaşamaya devam ediyordum . Sevgi ... Bir parçası bana değse onu çekiştirerek tüm vücuduma yayabilirdim belki .İçimde ölü balıklar değil , oradan oraya uçuşan bir kelebeğim olabilirdi . Kelebek haklıydı ; benim sevgiyle yaşayacak tek bir günüm vardı .O da babam gittiğinde onunla beraber yola çıkmıştı . Babam ... Hayallerimde ona ait bir yüz çizmiştim .Gözleri benimki gibi eladır diye düşünmüştüm .Yüzüne yakışan gülümsemesi bana bakarken her zaman varlığını sürdürüyordu . Onu tanımadığım için her türlü şekle sokabiliyordum ; bu benim en büyük özgürlüğümdü. Yaptığım en büyük hata nefes almaktı.Bunu bile ben yapmıyordum.Bedenim hiçbir şeyi beceremeyen ,hiçbir duyguyla tanışamamış bu kıza dalga geçer gibi yaşama şansı veriyordu.Yaşamak için nefes alıyor derler ya öyleydim. Elim sol tarafımdaki kafesin içine giden kalbime değdiğinde ; yüreğimin hapsindeki suçlu durmadan kendini savunuyordu .Onu cezalandırmak için nefesimi tuttuğumda sesleri artıyordu , ama asla susmuyordu .Zaten onu susturabildiğim gün babama kavuşacaktım ; bunu sabırsızlıkla bekliyordum . Babam öldüğünden beri bu adam hayatımıza bir felaket gibi girmişti,gitmek bilmiyordu.Yakasını yapışmak onu bizim dünyamızdan atabilmek için durmadan ıspanak yiyebilirdim mesela . Bizim dünyamız ... Annem ve benim dünyam ... Annemin karmaşık beyninin her bir kıvrımı birbirine karışmışken ; bu adam bu karışıklıktan faydalanıp bizim dünyamıza kapıyı çalmadan girmişti .Eğer kapıyı çalma cesareti olsaydı onu asla içeri almazdım . Kapıyı kırıp girerdi belki yine ; ama en azından ben çabalamış olurdum . Annem ona inanarak hayatının hatasını yapmıştı.Bana onun yüzünden defalarca kötü davranmış ama her seferinde pişman olmuştu. Annem de farklı bir insandı ; tüm annelerden farklı .Bunun iyi manada olması için neler vermezdim ki ! Gülerken ağlayan bir annem vardı benim .Yaşına aldırmadan çocuk gibi davranan bir kadın . Öylece donup kalıyordu bazen , ben de durup onu izliyordum .Ama en çok yüreğimi yakan beni tanımadığı zamanlardı . Tek inandığı duygu vardı o da aşktı.. Annem aşkının esiriydi.Aşk her zaman güzel bir şey değildi demekki.Ben karar vermiştim asla aşık olmayacaktım.Öğrenemediğim duygular vardı ama aşkı annemden öğrenmiştim.Eğer o adama duyduğu duygu aşk ise aşk dünyanın en iğrenç duygusuydu.Kendi çocuğuna kötü davranmasının hiçbir açıklaması yoktu çünkü. Ama yine de severdi annem beni bunu biliyordum ya da buna inanmak istiyordum .Aldığı bipolar ilaçlar onu bu hale getiriyordu.O bana hep böyle söylüyordu Annemin zayıflığı buydu işte , elini kolunu bağlayan buydu .Ona en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar bana sırtını dönmesinin sebebi buydu . .Zaten bu şeref yoksunu adam hapisten yeni çıktığı zamanlar annemi deniz kenarında kendini atacakken kurtarmış.Kendime çok kızsam da keşke annemi o kurtaracağına ölseymiş diyordum . Yaşayacağı bu hayat ise , şüphesiz ölmek daha güzel bir seçim olurdu .Anneme hayatın güzelliğini , gökkuşağının parlak renklerini göstermiş .Kalacak yeri de olmadığı için annemle bir hayat kurmayı aklına koymuş.Ona dünyanın yaşanmaya değer bir yer olduğuna inandırdıktan sonra yıllar önce üzerine toprak attığı bir duyguyu da tekrar gün yüzüne çıkarmış . Babamla beraber kaybettiği o duyguyu , annemin yüreğine dokunarak ona tekrar öğretmiş . Zavallı annem de psikolojisi bozuk olduğundan ne yaptığını farkına varamadığı için kendini ona aşık sanıyormuş.Belki de babam sanıyor onu bilmiyordumAnnemin hastalığı elimi kolumu bağlamaya yeterken bir de bu adamla uğraşmak bana inanılmaz bir yük gibiydi.Omuzlarıma çöken ağırlıkla denizin maviliğinde kaybolmak isterdim ; hem belki böylece bir denizkızı olurdum . Bedenen benim annem gibi varlığını sürdüren bu kadının ruhu bambaşka bir insandı biliyordum.Yine de annemden başka kimsem yoktu ona inanmak her zaman yanında olmak zorundaydım ,böyle düşünüyordum .Defalarca gitmek istemiş ama sonunda bunu yapamayıp geri dönmüştüm.Sevgiye olan muhtaçlığım beni bunu yapmaya itiyordu.Benle hiç bağlantısı olmayan bu lanet hayat ayağıma takılan bir zincir gibiydi.Ve eğer zinciri kırarsam özgürlüğe değil sonsuzluğa kavuşacaktım . Annem ise beceremediği hayatında oradan oraya sürüklenecekti .Ve isteyen her insan kolayca onu kendine mühürleyebilecekti . İçtiğim sigarayı ciğerlerimde hissederken beynimin biraz da olsa uyuşuyor olması beni rahatlatıyordu.Dumanı yüzümde hissettiğimde isyan edercesine duvarlarda gözlerim gezindi.Ne işimiz vardı burada ?Bir kadın bir erkeğe muhtaç yaşamak zorunda mıydı? Önemsemezce savurduğum küfürden sonra penceremi açarak tekrar nefes aldım. Nihayet sesleri kesilmişti.Kapının sert kapanışı bizden kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşıp giden o iğrenç bedenin habercisiydi.Ne kadar kızmış olsam da annemi yalnız bırakamazdım.Şuan bana ihtiyacı vardı biliyordum .Yok olmaya ramak kalmış sigarayı gecenin karanlığında gideceği yoldan habersiz fırlatmışken ; küçük ışığını kısa bir süre görme fırsatım olmuştu .Yanına koşarak ilerleyen köpek aradığını bulamadığı farkına vardığında gözlerini başka bir yöne çevirmişti . Tutulmuş bedenime inat ayağa kalkmaya çalıştığımda zor da olsa başarabilmiştim. Gecenin karanlığına farklı bir ton eklemek için uzandığım gece lambamın titrek ışığı altında zorunda kaldığım aynaya doğru yönelmiştim . Aynada ki şişmiş gözlerime kızarmış burnuma baktım.Yabancılık çekmiyordum ; her zamanki bendim karşımdaki .Elimi gözüme götürdüğümde yaptığım hamle yüzüme yakışmayan rimeli iyice bulaştırmama neden olmuştu .Buna bile sinirlenecek kadar güçsüzken , şuan bunun sırası olmadığına karar verdim .Çekmecemdeki temiz mendili alarak gözyaşlarımı sildim.Dağılan rimelimi düzelttim ,burnumu temizledikten sonra ona doğru yol aldım. Odamın iki yan kapısı kadar uzaktı.Karanlıkta çıplak ayaklarımla yaptığım kısa yürüyüş onun aralık kapısında sonlanmıştı.Sessiz olmaya özen göstererek onu izledim.Saklamaya çalıştığı hıçkırıklarını artık özgürlüğüne kavuşturmuş ,rahatlamak istercesine derin derin nefesler alıyordu. Saçları ıslak yüzüne yapışıyor bunu önemsememeye çalışsa da yapamıyordu.Saçlarının bir kısmını kendinden uzaklaştırmayı başardığında ,gözlerinin altını da silmeyi ihmal etmedi.Bakışları yerdeki gölgeme kaydığında korkarak gözlerini bende buluşturdu,ben olduğumu idrak ettiğinde nasıl davranacağını bilmeden beni izledi.Başımı yasladığım kapıdaki yerimi bozmadım ; kısa bir süre sessizce bakıştık. Onunla tartışmayı , konuşmayı gülmeyi o kadar çok isterdim ki ! Sessizlik beni kendimle baş başa bırakıyor , yeniden kafamın içindeki çığlıklar kulaklarıma damlıyordu .Derin bir özlem bedenime sıkıca sarıldı , ona daha da yakınlaşabilmek için bana fırsat yarattı . Adımlarımı ona yönlendirdim ve gidip önünde çökerek dizlerinin üzerine başımı yerleştirdim.Başım bulunduğu yerinden memnunken , içimdeki çocuğun korktuğu yalnızlık onun bedenine değdiği için çok mutluydu .Yalnızdım ve birine sığınmaya ihtiyacım vardı.Karnına baktığımda oradaki zamanlarım huzurlu muydu diye düşünmeye başladım .O zamanlar ne olursa olsun benden kaçamıyordu ne de olsa .Sığınmak istediğim bedenine hiç olmadığı kadar yakındım .Belki de ondan tutup kopardıkları için bu kadar yalnız hissediyordum ;bilmiyorum . Hıçkırıkları devam ederken başımı okşamayı sürdürdü.Burada sonsuza dek yaşayabilirdim .Ellerinin gezindiği kafamın içine bakabilse belki beni bu çıkmazdan kurtarabilirdi .Başımı belirli aralıklarla ona çevirdiğimde beyninin yine bir karmaşada olduğunu gördüm.Gözlerini yerde kilitliyor vücudunu sallayarak ritim tutuyordu.Tipik deli hareketiydi ama anneme yakıştırmadığımdan bunu ona asla konduramıyordum. -Artık gidelim,dediğimde sesim fısıltı gibi çıkmıştı.Kurduğum iki kelime belki kaderimizi değiştirebilirdi.Buna inancım yoktu ama yine de defalarca yaptığım gibi umutla söyledim.Başımı oynatmadan onun bana söyleyeceği sözü bekledim.Kulaklarım gitmek istediği yolu aradı ,beynim bir kez olsun farklı bir an yaşamak için uğraştı . -Gidelim kızım . Duyduğum kelimelere ilk başta inanamamış o yüzden önemsememiştim.Fakat bunu gerçekten duyduğuma emin olduğumda bakışlarımı ona çevirdim ve sadece -Gerçekten mi diyebildim. Evet şaşırmıştım çünkü yıllarca aynı senaryoyu yaşamıştık.Ve annem defalarca yalvarmama rağmen sebebini bilmediğim bir şekilde bunu kabul etmemişti.Ondan gitmek istediğimde her seferinde yine bir güç beni ona geri getirmişti . Bana bir şey söylemedi ama yaptığı baş hareketi onayladığını gösteriyordu.Şaşkınlığıma eşlik eden sevincimi uzun zamandır yaşamadığımı fark ettim. Beni ayağa kaldırdı ve -Eşyaları toplayalım dedi. Bilinçsizce olarak gördüğüm telaşlı hareketleri içimi ürpertse de duruma ayak uyduruyor muşum gibi göründüm.Onu yaptığımızın doğru olduğuna inandırmalıydım çünkü.Belki inandığı tek bir doğru , bütün hayatımıza umut ışığını getirebilirdi .Karanlık gecemizin artık bir sabahı olabilirdi .Koşarak odama giderken daha hızlısı için çabalıyordum. Aradan geçen anlamsız yıllara inat artık bir saniyeyi bile ömrümden alıp götürmesine izin vermek istemiyordum . Uyanmayı istemediğim bir rüya gibiydi,buna kimse engel olmamalıydı.O her an buraya gelebilirdi.Gerçi genelde kavga ettikleri zaman sabaha kadar gelemezdi.İçtiği o iğrenç içki onu sarhoş eder evin yolunu bulamaz başka bir yerde uyuyakalırdı.Keşke ömür boyu uyanmasaydı.Bu her zaman ettiğim bir duaydı.Şuan gelmeyeceğini bilsem bile ediyordum.Çünkü izlediğim filmlerde okuduğum hikayelerde hep mutlu bir adım atılacakken aksi bir şey olurdu.Belki de ilk kez bir hikaye güzel devam edecekti.Ve bu benim hikayem olacaktı. Nereye gideceğimize henüz karar verememiştik .Ama olsun gidiyor olmak bile bizim için güzel bir adımdı. Her ne kadar hayat tecrübem çok bulunmasa da yeni bir başlangıç yapabilirdik.İzlediğim filmlerde , okuduğum kitaplarda bu her zaman iyi bir fikirdi.Eminim türlü zorluklarla da karşılaşsak şuanki yaşantımızdan daha iyi bir hayatımız olacaktı.Annem omzuma dokunduğunda ona gülümseyerek karşılık verdim. -Hadi kızım on dakika sonra kalkacakmış otobüsümüz .Dayınların yanına gidelim diye düşündüm.Dayın sever bizi orada kalırız bir süre hem babanda orayı bilmiyor dedi .Mutlu gözlerle dinlediğim annemi sonunda kurduğu cümle yüzünden kızgın bakışlarımla karşıladım. "Baban" Benim kahramanıma , düşüncelerimde yücelttiğini adama onu nasıl yakıştırırdı ? Onun kirli bedeninin hayallerime de dokunmasına izin veremezdim; öyle de yaptım . -O benim babam değil.Hiçbir şeyim değil .Herşeyin suçlusu o .Hayatımızı mahvetti; seni de beni de paramparça etti ,anla artık .Neyse ki kurtuluyoruz ,bugün bizim yeniden doğuşumuz.Artık her şey çok farklı olacak , dedim. Söylediklerime sonrasında pişman olmuştum.Ama içimde biriktirdiğim sitem artık bana sığamamıştı.Annemi korkutmuştum biliyordum ama ne yazıkki bunu geri getiremeyecektim. Annemin onaylamaz ve hüzünlü bakışları üzerimdeyken bunu önemsemedim.Her ne kadar doğruları da söylemiş olsam sözlerim annemi yaralamıştı ,biliyordum.Onun inandığı gerçek, karşısındaki beden bunları hak etmiyordu onun gözünde .Peki ya ben ? Ben ne hak ediyordum ? Gönlünü almayı sonraya bırakarak elinde tuttuğu valizi aldım ve otobüse ilerledim.Çalışanın valizlerimizi yerine koyduğunu gördüğümde annemi de alarak biletimizde yer alan koltuklara ilerledim. Kısa bir süre sonra hareket etmeye başladık ; içimdeki heyecan her saniye daha da büyüyordu .Artık içime sığmadığını düşündüğümde onu alarak gökyüzüne fırlattım .Özgürlüğümün yıldızı gökyüzünün en özel köşesinde büyük bir güçle parlıyordu . Cam kenarına başımı dayadığımda daldığım düşünceler eşliğinde otobüs hareket ediyordu .Karanlığın içinde seçebildiğim ağaçları ,geride bırakıyorduk.Gökyüzünün babası gibi duran ay biz ilerledikçe varlığını bizimle sürdürmeye devam ediyordu.Yıldızlar gökyüzüne serpilmiş küçük süsler gibi görünse de ,parlaklıkları dünyamı aydınlatmaya yetiyordu.Camın vücuduma verdiği titreşim beni rahatsız etmiyordu.Yıllardır barındırdığım yorgunluğum gözlerime hükmetmek istese de ona izin vermedim.Çünkü atan güçlü kalp atışım zaten bunu istemiyordu biliyordum. Gözlerimi dışarıdaki karanlıktan kaçırdığımda otobüsün içinde kısa bir yolculuk yapmasına izin verdim.Sessizliğin içindeki nefes alışverişler rüya alemine dalmış insanları gösteriyordu.Benim dışımdaki görebildiğim herkesin uyuyor oluşu dikkatimi çekmişti.Bakışlarımı yanımdaki bedene -anneme -çevirdiğimde henüz uyumadığını gördüm.O da benim gibi düşüncelere dalmış görünüyordu.Kafasının içindekilere bakma imkanım olsa yapar mıydım bilmiyordum. Çıktığı yoldan pişman olmuş muydu bilmiyordum.Annemi hayal kırıklığına uğratmış olsam da onu izlerken benim için bugün yaptığı fedakarlığı düşündüm.Ona yıllardır kızgındım.Çektiği acılara ,dayanılmaz eziyetlere sesini çıkarmamış bunların biteceğine dair akılalmaz bir şekilde inanmıştı.Kendine başka bir şans vermemiş kaderiymiş gibi kabullenmesine sebep olmuştu.Ama bugün farklıydı.Çünkü iyiki benim annem dedirtmişti. Otobüs yavaşladığında düşüncelerimi kısa süreliğine erteledim.Bakışlarım tekrar ona kaydığında yerinde kıpırdandığını gördüm.Ayağa kalkmak için hazırlanıyordu ve otobüs durduğunda bunu yaptı.Gözleriyle beni harekete geçirmeye çalışırken ona olumsuz yanıtımı gönderdim.Beni farklı bir dünyaya götüren bu otobüsten bir saniye dahi olsun ayrılmak istemiyordum . -Daha acıkmadım anne.Hem dışarısı da soğuk gibi inmemize gerek var mı? -Olsun en azından hava alırız dediğinde ısrarlarına boyun eğdim.Çıkış kapısına ilerleyen insanlara eşlik ettik. Otobüse yayılan kolonya ve benzin kokusu burnumdan iliklerime dolarken , midemde hareketlenme oluşmasına sebep olmuştu .Derin bir nefes alarak , bunu unutmaya çalıştığımda ; kusmamayı başarabilmiştim .Otobüsü biraz geride bıraktığımızda annemi yanımda göremediğimi fark ettim. Başım her an farklı bir yanı ararken gözlerim henüz ulaşması gereken bedeni bulamamıştı . İçime bir yumru oturdu o an . Bakışlarım hızlandı , kalp atışım çoğaldı . Her şey ilk kez bu kadar güzel giderken , herhangi bir aksiliğe yer veremeyecek kadar bencildim .Bugün kusursuz olmalıydı . Geride kaldığını düşünerek bakışlarım onu ararken valizlerimizi sorguladığını gördüm.Hızlı adımlarla yanına yaklaştığımda herhalde bir şey alacak diye masumca düşünürken beni yine hayal kırıklığına uğrayacağını bilmiyordum.Gözyaşlarıyla onu izlerken kısa bir süre sonunda yanıma gelmişti. Beynim uyuşmuş gibiydi , yola çıktığımızdan beri kurduğum hayallerin üzerine kalın bir perde çekilmişti .Gökyüzümdeki yıldızım sönmüştü , koca gökte kendine yaşayacak küçük bir alan bile bulamamıştı . -Beni affedemezsin biliyorum Tılsım ama yapmak zorundaydım.Ben onu bırakamam , onu seviyorum . Sesi beklemediğim bir şekilde kendinden emin ve soğuk çıktığında karşımdakinin gerçekten annem olduğuna inanmadım. Affedemeyeceğim doğruydu .Ama yakasına yapışmak ısrarla sormak istiyordum .Neden yine bunu yapmıştı ? Aklındaki hangi düşünce ona kendini ispatlamıştı ?Onu sevdiğine bu kadar emin konuşurken ; neden bunu benim içinde haykırmıyordu ? Boğazımdaki yumru varlığını hatırlatırken yutkunarak ona hak etmediği özgürlüğü tanımayı seçtim . -Yook sesim ağlamaklı çıkmıştı."Bunu yapıyor olamazsın." Bu cümleyi de söylediğimde yeniden gelen yutkunma ihtiyacımı karşıladım.Ben ondan yine de bir açıklama beklerken bana masum görünmeye çalıştı ve bakışlarını yere dikti.Neden yaptığını sormam anlamsız olduğunu bilsem de yine de bunu yapmaya hazırlandım.Ağzımı açacakken bakışlarını yerden kaldırarak yanımda buluşturdu.Onu göreceğimi bilseydim eğer asla o yöne başımı çevirmezdim bunu biliyordum. Unutmak için cam attığım kirli bedeni dimdik ayakta dururken onu yerle bir etmeyi diledim . Yine kaybetmiştim ... Zaferini ilan etmişçesine beni izliyor "Annen yine seni yüzüstü bıraktı beni seçti "diyen bakışlarını bana gönderiyordu.Annemin bedeninin benden uzaklaştığını hissettiğimde ona ilerlediğini gördüm Yanımdan ilerleyerek giden bedeni anneme döndüğünde ona sadece kızgın bakarak park ettiği arabasına yönelmişti . Annem boyun eğmiş onu takip ederken yine bana sırtını dönmüştü.Uğradığım ihanete gücüm yetmemişti.Neden bana bunu yaptığına aklım ermiyordu.Bu sefer ona inanmayacaktım, farklı olacaktı .Arkasına dönerek bana baktığında ,istediği hareketi yapmadım.Hayatımda ilk kez ona sırtımı döndüm.Bunu beklemiyor olacakki "Tılsım"diye haykırışı kulaklarıma doluyordu.Bu kez yapmayacaktım;eğer arkamı dönersem yolumdan yine vazgeçebilirdim biliyordum. Kaderimi değiştirecek sözü ona söylediğimde beni inandırmış fakat yarı yolda bırakmıştı.Şimdi kaderimi değiştirecek adımı atıyordum ve yarı yolda kalmayacaktım.Bedenimi saran huzursuzluk ve bilinmezlik sürerken adım attığımı bile hissedemiyordum.Acaba hala olduğum yerde mi duruyorum kendime bakamadım bile.Yine de ardımda bıraktığım sesleri duymaktan kendimi alıkoyamadım. Annem ona "kızım" diye yalvarırken onun beni önemsemediğini dinledim.Yine annemi kandırmaya çalışıyordu. -Seni sevse böyle yapmazdı .O sadece kendini düşünen şımarık bir kız .Zaten yalnız yapamaz geri dönecek eminim diyordu."Sen üzme kendini" derken sanırım onu gövdesine çekmeye çalışıyordu.Her ne kadar kendimden emin olsam da annemin "gitme"dediğini duyduğumda yolumdan dönecektim biliyordum.Kulaklarım bu tek kelimeyi beklerken bir yanıt alamadım. Çok geçmeden örtülen kapı sesi onun bunu başarabildiğini gösteriyordu.Bugün iki kez yeni bir dünyaya yola çıkmıştım .İlki umut doluydu yanımda bir yol arkadaşı vardı.Şuan ikinci seferindeydim ve yalnızdım.Annemle çıktığım yeni dünyanın iyi taraflarını hayal ederken ,şimdi karanlık tarafını düşünmeliydim.Belki de o adam haklı çıkacaktı yapamayıp geri dönecektim.Ama en azından denemek zorundaydım.Eğer başarabilirsem yeni dünyada güzel bir yaşamım olacaktı.Ama başaramazsam dibe batacaktım.Yine de korkmadan adımlar atıyordum.Nerede mola verdiğimizi bile bilmiyor sadece yürüyordum. Cesaretimi toplayıp arkama baktığımda geride bıraktığım hayallerimi umutlarımı gördüm.Annem gitmişti,otobüs gitmişti.Adımlarım sürekli bir sonrasına yer verirken nerede sonlanacağını bilmiyordu.Gözyaşlarım şiddetini arttırırken ayaklarımın bu istemsiz ve sonsuz görünen yolda yorulduğunu fark ettim.Etrafıma baktığımda tahminimce ağaçlık bir alandaydım.Karanlıktı,ağaçların yeşilini değil karanlığını görüyordum. Siyah...Kimi zaman matemin rengi kimi zaman gecenin sessizliği.Bazen beyazın mükemmel ikilisi bazen tüm renklerin gölgesi .Peki benim siyahım hangisiydi?Gözlerimi gökyüzüne çevirdiğimde karanlığını aydınlatan yıldızları izledim.Beyazla mükemmel ikili olmuştu gökyüzü .Annemin bana ihaneti ve babamı kaybedişim matemimdi.Gecenin siyahı tüm renkleri gölgelemiş karanlığa hapsetmişti.Siyah tümüyle bendim.Asla renklenmeyecek bir hayata başlıyordum. Gözlerim artık bunları görmek istemezcesine bana hükmettiğinde belki de güzel bir rüya umuduyla kapanmasına izin verdim.Gecenin sessizliğinde kaybolurken sabahın ışıklarını dört gözle bekliyordum. Ne kadardır uyuduğumu bilmediğim bir güne gözlerimi açıyordum.Birkaç kez kırptıktan sonra gözlerimi karanlıktan kurtarmıştım.Gece geldiğim ormana benzemiyordu.Sanki o karanlık ,sessiz orman gitmiş yerini yeşilin en tatlı cıvıltısına bırakmıştı.Bakışlarımı gökyüzünden yanıma çevirdiğimde sıçramama neden olmuştu.Neler olduğunu bilemezken onu izlemeyi sürdürdüm .Derin bir uykuda gibi görünüyordu .Onu uyandırmalı mıydım kararsızdım.Daha önce onu görmediğime emindim.Beynim bu konuda kendinden emin bir duruş sergilerken bir saniye olsa "acaba" demiyordu .Peki onun yanımda ne işi vardı ? Üstelik neden uyuyordu ? Tüm cesaretimi toplayarak ona yöneldim.Nefes alış verişini yüzümde hissettiğimde anlamını bilmediğim bir şekilde ölü olmaması beni mutlu etmişti .Yüzünden inen gözlerim boynuna uzanmıştı .Kolyesine gözüm çarpmıştı daha önce duymadığım bu yazı ilginç bir kelimeydi .Kelimenin altında küçük bir halka asılıydı.Acaba bu bir isim olabilir miydi? Bakışlarımı kolyesinden yüzüne çevirdim.Başka çarem yok gibi görünüyordu.Her ne kadar yaptığımın doğru mu yanlış mı olduğunun mahkemesini tutamazken , kendimce en doğru olanı yaptım . Ona yaklaştım ve "Vira "diye fısıldadım

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

DERİN ACI (+18)

read
28.3K
bc

Operasyon "Şafak Vakti"

read
3.2K
bc

KARANLIK ATEŞ

read
24.5K
bc

Kod adı :Buz

read
6.1K
bc

MİLYONER BEBEK

read
43.0K
bc

Puma

read
221.2K
bc

Ruhun Haritası

read
14.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook