Geçmişin içinde çoğalıp serpilen gerçekler, kalbimi keskin bir bıçak gibi delik deşik ediyordu.
Günümü bozguna uğratmış şeyler vardı avuçlarım arasında. Parmaklarım arasından süzülüp ayaklarımla tepelediğim gerçeklerin günün birinde ayaklarıma dolanacağını biliyordum. Tam o gün, o adam benim adımı haykırıp kovalarken iyi birisi olmadığınıbiliyordum çünkü hissetmiştim. Sezgiler ve gerçekler bazen bağdaşabilirlermiş ve ben artık buna gerçekten inanıyorum.
Zihin ağrır mıydı? Benim zihnim düşündüğüm şeylerle tıklım tıklım doluyor ve sonra başıma derin sancıları uğurluyordu.
Restorandaki masaların arasına açılmış yoldan geçtik. Arman belimin üzerinden uzattığı kaslı kolunu tenime belli belirsiz değirip elini sağ koluma atmış benimle beraber yürürken bakışları doğrudan ilerlediğimiz yerde ge
