bc

YARIM KALMIŞ

book_age16+
75
FOLLOW
1.0K
READ
family
HE
fated
second chance
heir/heiress
drama
tragedy
sweet
city
office/work place
childhood crush
secrets
like
intro-logo
Blurb

Hayatınızda her şeyin çok güzel gittiği bir anı düşünün. Sevdiğiniz adam yanı başınızda kendiniz için doğru olduğuna emin olduğunuz bir adam ama sizi bu adamdan ayırabilecek ölümcül bir hastalık aranızdaki en büyük engel oluveriyor. Sevdiğiniz adam gözünüzün önünde ölümle pençeleşirken onun için ne yapabilirdiniz? Hangi kadın evlenmeyi düşündüğü adamın gözlerinin önünde ölmesine dayanır ki. Yarım kalan bir aşkın hikâyesi nasıl tamamlanır? Sizi sevdiğinizden ayıracak ölümün karşısında ne yapabilirdiniz? Sizce bir insan hayatında kaç kez aşık olur? Yarası kapanamayacak kadar derin bir hüznün içini kim doldurmaya cesaret edebilir ki? Kim uçmayı unutmuş kuşa uçmayı hatırlatır?

chap-preview
Free preview
1.Bölüm
Nefes alışımı kontrol altına almaya çalışıyordum. Bunu yapabilirim evet sonuç olarak anlık bir şeydi ve heyecan doluydu. Cesaret edip bu noktaya kadar geldim. Korkaklık edemezdim. Bir daha bu fırstaı nasıl yakalardım? Ya da öldüğüm için istesem de yakalayamazdım. Zırdeli bu adam ona uyduğum için ben daha çok. Gözlerimi kapattım ve "Yapabilirim." Dedim Onun elimi tutuşu ile gözlerimi açtım. Ona baktım. Gülümsüyordu. Gülümsedim sim siyah gece gibi parlayan gözleri, gülümserken çıkan gamzesi, bem beyaz dişleri, siyah saçları içimi ısıtan bakışları... Sanki tüm ayrıntıları kusursuz yaratılmış gibiydi. Benimdi. Onu öylesine çok seviyordum işte…c "Korkuyor musun?" "Bungee Jumping fikri başta eğlenceli gelmişti aslında." Bunu söylerken elimi istemsizce ağzıma götürüp tırnaklarımı ısırmaya başladım. Metrelerce yüksekten atlayacak olmanın haklı korkusunu yaşıyordum ben burada! Kollarını açtı ve bana sarıldı. Kokusunu içime çektim. "İstiyorsan vazgeçelim." Kafamı kaldırdım hafifçe gülümsedikten sonra işaret parmağımı kaldırıp ona doğrultarak. "Sonra Masal tam bir korkak diyeceksin değil mi asla Aras'cım hadi yapalım." Son kez her şey kontrol edildi. Birlikte atlayacaktık. Derin bir nefes aldım yeniden sonra ona döndüm. Yüzünü ellerimin arasına aldım dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve "Seni seviyorum çılgın adam." Burnumu sıktı. Beni normalde rahatlatıp gevşetecek her şeyi yapıyordu aslında ama vücudum bir yay gibi gerilmişti. Nefesim ağzımdan fırlamak üzere öylesine korkuyorum ama derler ya delikanlılığa bok sürdürmez benimki de o hesap. Geldik bir kere buradan dönül yok diyordum kendime. "Seni seviyorum ufaklık." Elini sım sıkı tutuyordum öylesine sıkı tutmuştum ki belki canı yanıyordu ama umurumda değildi. Korkuyordum ben o el tutulacaktı o kadar. "3 dediğimde atlıyoruz tamam mı?" Gözlerim kapalıydı sadece kafa sallamakla yetindim. Bir adım attık ve birden "3" Dedi Biran gözlerimi açtım. "Dur bir dakika bu çabuk oldu bir ve ikiye ne oldu?" Kahkaha attı. "Hadi ama yapabilirsin." Aşağı baktım çok yüksekteydik aşağısı göldü ama olsun bu yükseklikten suya çakılmak ile yere çakılmak arasında fark yoktu Aras'a döndüm. "Ölmeyiz değil mi?" Elimi tutup öpücük kondurdu. "Çok eğleneceksin inan bana. Unutulmaz bir anı olacak." Gözlerimi devirdim. 134 metreden deliymişiz gibi atlayıp çok mu eğleneceğim ya bu belime bağladıkları şey koparsa. Bu resmen bilinçli bir intihar! Ama yapmam gerek. "Hadi şimdi atlayacağız. Kopmaz inan bana." "Tamam tamam bir dakika son kez nefes alayım." Bana döndü sarıldı. "Kısacık sürecek sonrasında yine burada olacağız." Kafa salladım. Elimi tuttu yine. Gözlerimi kapadım. "Sanırım hazırım!" Beni kendine doğru çekti ve adım attık. Boşluğa adım atmıştık, anlık korku ile bir çığlık attım. Ellerimiz ayrılmıştı. Ayaklarım sanki bedenimden ayrıydı dizlerim boşaldı derler ya tam olarak o deyimi kaşıyordum karnımda garip kıpırtılar ve hisler... Resmen yere çakılıyor gibiydim ve bu his kalbimi bin kat daha hızlı çarptırıyordu. Belimde ip yoktu ben boşluğa süzülen bir cisim gibiydim. Adrenalin patlaması yaşıyordum sanırım. Gözlerimi korkudan açamamıştım ama boşlukta sallanıyordum. Nefes almayı bile unutmuştum. Biran önce yukarı çıkmak istiyordum sonra iki ayağımın üstünde aşağı inmek. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum ki. Ona seslendim "Aras!" Diye bağırdım biranda Lanet serseri az önce metrelerce yüksekten atlayan kendisi değilmiş gibi kahkaha atıyordu. Gözlerimi açtım. Hala korkuyu üstümden atamamıştım. Havada öyle sallanıyorduk. Hem de kafa üstü. Şimdi beynimin üzerine çakılacak gibiyim. Birisi bizi artık yukarı çekebilir mi? "Yeter tamam bu kadar adrenalin beni öldürür." "Çok eğlenceli değil miydi sevgilim?" Evet güzel bir histi yarattığı o etki adrenalin. Sanki karnının içinde bir balon patlamış gibi. Heyecan, korku, tatmin olunmuşluk hissi. "Süperdi ama yukarı çeksinler artık bizi." O esnada yukarı çekmeye başladılar. Düzeneğe yeniden çıkarıldık. Ayaklarımın üstüne basabilmek gerçekten güzel duyguydu. Yer çekimi en büyük nimetlerdendi kesinlikle bunu şimdi bir kez daha anladım. Kollarımı hemen Aras'ın beline sardım. "Sence de koca bir hamburger hak etmedim mi?" O an koca bir kahkaha attı. "Hak etmez misin tabi ki ettin" Ellerimi çırptım. Düzeneği aşağı indirdiler. Aras'ın elini tuttum hemen. Arabaya doğru yürürken bir yandan da. "Biran vazgeçmek istedim yalan değil ama sonra tüm cesaretimle atladım." Ben bunları söylerken gülümseyerek beni dinliyordu. Arabaya geçtik. Emniyet kemerini taktıktan sonra "Ama yine de ayaklarımın üstüne basmayı hiçbir duyguya değişmem." "Bence bir arada paraşüt denemeliyiz." Ağzımı hafifçe açtım şaşırmışçasına bir ses çıkarıp ardından "Asla bunu unut. Dağ tırmanışı, bungee jumping bana yetti" Dedim Maceracı ruhu beni benden alıyordu. Onu tanıdığımda sahnede şarkı söyleyen sıradan bir adamdı ama içinden tam bir sss adamı çıktı nerede normal olmayan fikirler var başrolünde Aras ve bende yanında konuk oyuncu olarak rol alıyordum. Bir yerden sonra bana fazla geliyordu tüm bunlar onun kadar enerjim yoktu. Sakindim zaman zaman o ise benim aksime her daim hareketli. O anda öksürmeye başladı başta dikkate almadım ama birden şiddetlendi. "İyi misin sevgilim?" Kafa salladı. Çantamdan su şişesini çıkarıp ona uzattım. Sudan bir iki yudum aldı sonra yine öksürdü. Kesik kesik nefes alıyordu. Elini tuttum. "Üşüttün mü acaba?" Öksürüğü kesildi. Derin bir nefes aldı. Gülümseyerek bana döndü. "Hemen endişelenirmiş ufaklık! İyiyim." Gözlerimi kıstım ve kötü bakışlarımı ona doğrulttum. Ne kadar etkileyici kötü bir bakış oldu orası manidar! "Ufaklık değilim." "Minik bir sincapsın." Gülümsedim. Minik bir sincap olmak kabul görürdü. Ses çıkarmadım. Ona doğru uzanıp yanağına öpücük kondurdum. "Bu minik sincap çok acıktı ve emin ol acıktığı zaman yediği şeyler hiçte minik değil" Kahkaha attı. Yolun geri kalanında çok konuşmadık. Bir hamburgercinin önünde durduk. Hemen arabadan indim. Bir iki koşar adım ilerledikten sonra havaya zıplayıp Aras'a doğru döndüm. "Yemek yemeyi çok seviyorum." Yanıma geldi. Arkadan sarıldı. Boynumdan öptü. "Bende seni çok seviyorum." Kıkırdadım. Ona doğru döndüm parmaklarımın ucunda yükseldim ve burnuna öpücük kondurdum. Tam geri döndüm restoranda doğru gidiyordum. Arkadan tek kolu ile belimi kavrayıp yakaladı ve beni havaya kaldırdı. "Onca yediğin yemekler nereye gidiyor senin şuna baksana içi boş bir şişe kadar hafifsin." Ayaklarım birkaç santim havalanmıştı minik bir çocuk gibi ayaklarımı çırpıp. "Bırak beni yoksa seni yerim." Yere bıraktı. Elinden tuttum ve içeriye girdik. Menülere bakarken hepsi çok güzel gözüküyordu. "Barbekü burger yanına büyük boy kola ve patates. Kola buzsuz olsun lütfen." Siparişi alan kız gülümseyerek onayladı Aras'a döndü. Kısa ve net bir cevap ile. "Aynısından." Kız siparişleri aldı biz beklerken Aras saçlarımı okşuyordu. "Çok korkmadın değil mi?" Parmaklarımı aralayarak küçük bir boyut göstermeye çalışarak. "Biraz..." Yüzüme dokundu. "Çok sevimli gözüküyordun." Gülümsedim. O an sevimli gözüküyor olabilirdim ama ben yüreğim ağzımda ölmek üzereydim. Siparişlerimiz olmuştu onları aldık ve masaya geçtik. Hemen hamburgerimden koca bir ısırık aldım sonra kolamdan bir yudum ardından bir patates tıktım ağzıma." "Boğulacaksın yavaş ye." Ağzım dolu bir şekilde bir yandan hızlıca çiğneyip onları yutmaya çalışırken bir yandan heyecanla. "Boğulmam." Dedim. Bu halim onu güldürmüştü. Hamburger yemeye devam ederken telefonum çaldı. Baktım Gamze arıyordu. "Efendim canım." "Akşam işiniz var mı?" "Neden?" "Bugün Bulut'un sahnesi var oraya çağıracaktım sizi." Aras'a döndüm. "Bulut'un sahnesi varmış bugün bizi davet ediyormuş." Tamam anlamında kafa salladı Aras. "Tamam Gamze'cim sen mekanın adresi at akşam geliriz." Gamze Bulut'un sevgilisiydi. Bulut Aras'ın liseden arkadaşı. Biz Aras'la sevgili olunca yaklaşık üç yıldır bende Gamze ve Bulut'la yakın arkadaş oldum. Kafa dengi insanlardı. Gamze ile zaman zaman sevgililerimizin dedikodusunu yapardık. Hangi kadın yapmaz ama dünya iyisi erkek bile olsa elbet şikayet edilecek bir şeyler hep olurdu. Aras'ta şarkı söylerdi onun kadar güzel olmasa da bende söylüyordum ama kendi kendime… Mırıldanmayı sevenlerdenim ben. Onunla da zaten sahne aldığı bir barda tanışmıştık sesi o kadar güzeldi ki beni çok etkilemişti. Öylesine gittiğim barda tutulup kaldım bu adama. Sahnesi bitince kulise gidip ona övgüler yağdırdım. Övgülere alışık bir adam olarak belki söylediklerim onun için diğer insanların ki gibi sıradan cümleler olarak kalıyordu ama benim onda gördüğüm ve etkilendiğim şey çok başkaydı. O dönem çok kız sadece Aras’ı dinlemeye gelirdi. Özellikle Aras’ı beğendiği için gelenler. Bense tanımadığı bir adam tutulmuş sıradan bir kızdım işte. Sesindeki huzur başkaydı mesela, sahnedeki tavrı, şarkı söylerken gözlerini kapatışı. Bütünleşirdi sahnede. Kendi yazdıklarını söylerdi zaman zaman. Sahne onun eviydi, ruhuydu. Hayat buluyordu sahnede tek başına koca bir deve dönüşüyordu. Onu ilk izlediğimde öyle keyif aldım öyle çok beğendim ki... Beni o kimsesiz ruh halimden aldı ve çıkardı. Sonrasında hep gittim oraya günlerce haftalarca... Tezahürat yaptım o ergen kızlar gibi o şarkı söylerken dans edip kendimden geçip birde utanmadan adama hergün istek şarkı gönderdim. Sonra bir gün Aras sahnede "Bu şarkıyı her gün beni izlemeye gelen Masal perisi için söylüyorum." Dedi Tabi hemen üzerime alınmadım. Yani evet masal dedi ama belki ben değildim bilmiyorum. Şarkı bitince sahneden indi ve dudaklarıma öpücük kondurdu o günden sonra hayatımın geri kalanı benim yarımımı tamamlayan diğer parça oldu. Yeri geldiğinde abi yeri geldiğinde baba yeri geldiğinde ise harika bir sevgili oldu. Her kadın böylesine güzel sevilmek ister. Onun şefkati kalbimi yumuşatıyordu. Çünkü ben aileisndne yaralı bir kadındım zaten. Abim, babam ve annem vardılar ama yoktular işte. Hep onların istediği gibi biri olmamı dayattılar olmayanınca da ipler koptu. Aras’tan nefret ederlerdi ama umurumda değildi ben bu adamı yeryüzündeki herkesten çok seviyorum. Kolamdan bir yudum aldıktan sonra kafa kaldırıp ona baktım başta fark etmedi sonra gözlerini benim gözlerime sabitledi. Gülümsedi gülümseyince sağ yanağındaki o çukur belirginleşti. "Seni izlemek bana çok huzur veriyor." Burnumu sıktı. "Bak sen minik sincap aşka gelmiş." Omuz silktim. Dudaklarımı araladım ve o an ağzımdan "Çünkü çok aşığım" kelimesi çıktı. "Bende sana çok aşığım." Gülümsedim. Hamburgerler bitmişti. Kalktık. Gamze'nin attığı adresi gösterdim ve sonra arabaya bindik. "Belki sende Bulut ile şarkı söylersin eski günlerinizde ki gibi. Bıraktın artık çıkmıyorsun. Özledim sahnede görmeyi." Gözünü yoldan ayırmadan bana cevap verdi. "Bugün sen söylersin diye düşündüm." Gözlerimi yerinden çıkacakmışcasına açıp şaşkınlık dolu ifade ile. "Kendime o kadar güvenmediğimi biliyorsun. Hem ben iyi değilim öylesine mırıldanıyorum." "Bende sana harika bir sesin olduğunu ve kendine güvenmen gerektiğini söylüyorum." Gözlerimi devirdim. Sonra ardından konuşmaya devam etti. "Hem neydi senin şu evde devamlı mırıldandığın şarkı. Hah! Moments o şarkıya bayılıyorum. Ergenliğinden bildiğin bir şarkı şu erkek grubu vardı onlar söylüyor." Kahkaha attım. Ergenliğimin grubu değildi hayranda değildim o zamanlar sadece şarkı güzeldi. Ama gıcıklık yapmak istercesimne. “One Direction-Moments şarkısı. O gruptaki adamların hayranı olmayan kız var mıydı?” Gözlerini devirdi. Küçümser bir tavırla. “Yani çok bir albenileri yok.” “Aaa benim hayallerimi süslerdi her biri odamda boy boy posterleri vardı.” Bu kez bakışları ciddileşti ama hafif tebessüm ile. “Bana baksana…” Daha çok güldüm dil çıkardım ona. Benimle uğraşırsa olacağı buydu. “Söyle işte şarkı.” “Hayır dedim. Sevmiyorum ben.” "Yapma kendi halimde söylüyorum işte." "Oldukça başaralı. O şarkıyı senden dinlemeyi seviyorum." Ardından kahkaha attı. "Belki bir gün söylersin." Gülümserken arkasından. "Hayır! Öleceğimi bilsem söylemem." Diye mırıldandım "Belki ben ölürsem söylersin." "Acındırma kendini. Asla söylemem! Boşa bekleme." Suratını yavru bir köpeğe benzetmeye çalışıp. "Bu zavallı sevgilin ölene dek senin sesinden tam anlamıyla şarkı duyamayacak mı yani?" "Senin bana söylemeni tercih ederim." Gülümsedi. Ardından "Peki peki ısrar etmiyorum." Mekana gelene dek konuşmadık daha sonra. Arabayı park edecek bir yer buldu. İnince mekana girdik. Gamze bizi görünce yanımıza geldi. "Hoş geldiniz." "Hoş bulduk Bulut nerede?" "Kuliste. Gidelim yanına." Bulut'un yanına gittik. Son provaları yapıyorlardı. Bizi görünce gülümsedi. Aras beni kollarının arasına almış sım sıkı sarılıyordu. Bulut o esnada gitarı kenara bırakıp bize döndü. "Oğlum kız kaçmıyor ya rahat bıraksana." Kollarını daha çok sarmaladı saçlarımı kokladı. "Onu hissetmek hoşuma gidiyor." Gülümsedim. "Halimden memnunum ben ömrümün sonuna dek olmak istediğim tek yer kollarının arası." "İşte benim kadınım." "Aman yılın en iyi aşkı dalında bu yıl Oscar'ı Aras&Masal alıyor sayın izleyiciler." Dil çıkardım Bulut'a. Alaycı tavrına bazen sinir olsam da bazen güldürüyordu. Hep uğraşırdı bizimle bende onunla edi ve büdüydük biz. Sevgilimin en yakın kankası aynı zamanda kumam sayılır kendileri. Bazen o kadar çok şeye burnunu sokar ki deli olurum birde bilmiş bilmiş gelip “Bak Masla sen şimdi bilmezsin Aras bunu istemez…” diye nutuk çekerdi. Göz kırptı oda bana sadece. Aras ise onun bu hallerine alışkın olduğu için aldırış bile etmedi. Yüzüme bir öpücük kondurdu sonra Bulut'a dönüp "Biz masaya geçelim sen birazdan çıkarsın zaten." Kafa salladı Bulut. Gamze'de bizimle geldi. Sahneyi gören en ön masaya geçtik. Biralarımızı söyledik Bulut'u dinlemeye hazırdık! Beş dakika kadar bekledikten sonra Bulut sahneye çıktı. Amatör bir gruptu ama buralarda dinleyemeye geleni çok oluyordu Bulut'un. Gamze onu kıskandığı için asla yalnız bırakmazdı. Bulut'ta yakışıklı çocuktu. Esmer yeşil gözlü uzun boylu bir çocuktu. Kirli sakallı ve karakteristik yüzü ile kızlar ağzının suyu akarak bakıyordu ona. Sahnesine gül atan kızlar olmuştu kahkaha atmıştık hatta. Aşırı laf baz olması onu çevresindekiler tarafından sevilen biri yapıyordu. Gamze o kadar kıskançtı ki Bulut'un etrafındaki kızları adeta bu adam benim yanlış bir şey yaparsan ölürsün izlenimi veriyordu. Gamze'de güzel kızdı aslında. Omuzlarına düşen saçlarının uçları maviye boyanmıştı. Siyah iri gözleri vardı dudağının üzerindeki piercing ona ayrı bir hava katıyordu. Kendine has tarzı ise gözden kaçmayacak bir detaydı doğrusu. Bulut ile yan yana geldiklerinde sevimli bir çift oluyorlardı. Bulut'u dinleyip düşüncelere dalmışken Aras kıpırdanmaya başladı. Ona doğru döndüm biraz gürültü vardı "Ne oldu?" Anlamında kafa salladım. İyiyim işareti yaptı. Terlemiş biraz. Ona doğru eğildim. "Neyin var?" "Biraz daraldım. Dışarı çıkacağım nefes almak için." "Bende geleyim." "Yok yok soğuk hava sen hemen hasta olursun iki dakika hava alıp geleceğim." Gülümsedi. Göz kırptım ve başparmağım ile "Okey." İşareti yaptım. O gidince Gamze bana döndü. "Bungee Jumping nasıldı?" Kıkırdadım. Nasıl olabilirdi ki kalbim durma eşiğine gelmişti. Ayaklarım yerden kesilmişti. "Öldürecek derecede korkunç." Gülümsedi. "Seninki manyaklıkta sınır tanımaz biliyorsun." Kafa salladım. Tanıştığımızdan beri öyleydi Aras bu ne ki yaptığımız manyaklıkların yanında. O sıra Bulut üçüncü şarkıyı bitirip ara verdi. Bizim yanımıza geldi. "Benim ortak nerede.?" "Hava almaya çıktı. Ben bir ona bakıp geleyim. Göz kırptı Bulut. "Mekan çıkışında bir kız gözüne kestirir seninkini aman deyim." Bulut'a kötü bir bakış attıktan sonra dışarı çıktım. Duvar kenarına yaslanmış duruyordu. Beni görünce gülümsedi. "Neden geldin soğuk bak hasta olup mızmızlanma sonra." Yüzüne dokundum buz gibiydi. "Sende hasta olacaksın bak terlemişsin zaten." Bana sarıldı yine. "Sen bakarsan hasta olmak bile güzel." "Koca bebek." Atkısını çıkarıp benim boynuma doladı. "Asıl bebek sensin montunu bile almamışsın." "Seni merak ettim." Alnımdan öptü. Parmağını yüzümde gezdirdi. "Bugün çok yoruldum sadece. Eve erken mi gitsek?" "Tamam, gidip eşyaları alalım eve geçelim." Kafa salladı. Mekâna girdik. Bulut. "Aşıklar sizde sürekli kayboluyorsunuz. Sanem bitecek birazdan bira içeriz." "Benim koca bebeğim yorulmuş bugün biz erken kaçalım size iyi eğlenceler." Kalın falan diye ısrar ettiler ama gidelim deyince üstelemediler. Onlarla vedalaşıp çıktık. Arabayı benim sürmemi istedi Aras. Arabayı sürerken Aras hiç konuşmadı. Canım ya onunda bünyesi kaldırmıyor tabi bu kadar çok hareket halinde olmayı. Evin önüne geldik. Arabayı park ettim ve indik. Apartmana girerken elimden tuttu. "Kahvelerimizi yapıp battaniye altında film izleyelim mi?" Kocaman gülümsedim. "Harika bir fikir!" Asansöre bindik. Kafamı omzuna koydum. "Bugün yorucuydu gerçekten yarın hiç uyanmadan uyumak istiyorum." Asansörden indik kapıyı açtım içeri girdik. Sevinç çığlığı ile. "Evimizi çok seviyorum." Aras hemen odaya geçip üzerini değiştirdi. Bende üzerimdekileri çıkardım. Ellerimi yıkayıp mutfağa kahve yapmaya geçtim. O sırada Aras film seçiyordu. Kahvelerimizi yaptıktan sonra yanına birkaç kurabiye koydum içeri geçtim. Aras bana baktı. "Bilim kurgu? "Olur." Koltuğa geçtim kahvemden bir yudum aldım. Evimde koltuğumda yudumladığım kahve gün sonunda tüm yorgunluğumu bedenimden söküp atıyordu sanki. Hayattan beklentim çok değildi sonsuza dek evde Aras ile kahve içip, pizza yiyip ve film izleyerek geçirebilirim. Onunlayken nerede olduğumun önemi yoktu çünkü. Biz yan yanayken zaten çok mutluyduk ve çok eğlenirdik. Evimiz en mutlu olduğum yerdi ya da benim evim Aras'tı. Aras'ta yanıma geldi. Kolunu bana sarmaladı. Film başladı. Filmi izlerken bir yandan kurabiye tırtıklıyorum. Aras bir ara kalkıp su içti. Hafif bir öksürdü. Filmi durdurdum. Ters giden bir şey olduğu kesindi bu kadar macerayı onun bünyesi de kaldırmadı hasta oldu işte. Normalde benden daha dayanıklıdır aslında ama "Üşüttün işte bak bugün." "İyiyim merak etme." Koltuğa geçti yeniden boynumdan öptü. "İlgi görmek için şımarıklık yapıyorumdur belki." Yüzünü okşadım. "İlgi görmek için şımarıklık yapmana gerek yok. Ben seninle hep ilgilenirim. Hep severim ki." "Seni çok seviyorum Masal. Seni hak edecek kadar iyi ne yaptım acaba?" "Asıl senin gibi güzel kalpli adam benim neyimi sever diye ben düşünüyorum." Dudaklarını yüzüme bastırdı. "O kadar çok neden var ki." Övgü duymak her kadının hoşuna gider hele ki sevdiği adamın ağzından duyacağı övgüler. Bende ufaktan şımarıklık yapmak istedim. "Mesela." Ellerini yüzümde gezdirdi. "Yeşil gözlerini çok seviyorum. Uzun kumral saçlarını. Gülümsemeni. Gülümserken gözlerinin kısılmasını sonra güneşte yanağındaki çiller belirginleşiyor onlara bayılıyorum. Fındık kadar olan burnunu ayrı seviyorum tabi. Zaman zaman çocuklaşmanı ama yeri gelince olgun olabilmeni. Pozitifliğini. Şefkatini, kalbinde ki iyiliği. Sakinliğini, suskunluğunu. Yani seni sevmek için sebep saymaya başlarsam günler yetmez Masal Hanım." Dudaklarına öpücük kondurdum. Ondan güzel bir şey duymak beni mutlu ediyordu ama bilmiyordu ben o varken güzeldim. O olduğu için pozitiftim, enerjiktim ve daha birçok şey onunla olmanın bana kattıklarıydı. Ondan önce çok yalnız ve boş biriydim. Sonra kafamı göğsüne yasladım. Derin bir nefes aldım ve "Uykum geldi benim." Kollarını kaldırdı. Beni kucağına alıp "O zaman uyuyalım minik sincap." Odamıza geçtik. Yatağa bıraktı beni alnıma öpücük kondurup. "Tatlı rüyalar sevgilim." "Sana da tatlı rüyalar bitanem." Gözlerimi kapadım ve kendimi huzurla uykunun derinliğine bıraktım... Yorucu bir gündü. Yoğun ve yorucu ikimizi de yormuştu hatta sanırım Aras biraz üşütmüştü gün boyu öksürüklerinin başka açıklaması olamazdı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

HÜKÜM

read
222.8K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
518.8K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.8K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook