bc

AHUŞAN +18 (Türkçe/Turkish)

book_age18+
23.0K
FOLLOW
297.9K
READ
sex
family
dominant
powerful
drama
moonlight
small town
crime
sisters
friends
like
intro-logo
Blurb

Arkamı dönmem ile dibime giren bedeni gören gözlerim büyüdü. İki üç adım geriye gidip aramıza mesafe koydum. Gitmemiş miydi bu adam?

"Ne yapıy-"

"Bacağına ne oldu?" Çatık kaşlarının altındaki kara kuyuları bacağıma çevrilip tekrar gözlerime mıhlandı.

"Seni ilgilendirmez!" kendime engel olamayarak çıkardığım sitemli ses tonu ile içimden kendime sövdüm. Sertçe dudağımı ısırarak içimdeki fırtınanın dileme vurmasını engel olmaya çalıştım.

Faydasız bir çabaydı.

Yüzüme uzanan eli, parmağını dudak kenarıma değdirecek iken elimin sırtıyla eline çarparak geri ittim.

Fazla sert vurmuş olacağım ki elimin üzeri sızlamaya başladı.

Karşımdaki adamda yaprak kımıldamadı. Sadece çatık olan kaşlarını, daha çok çattı yüzüme bakarak. Ardından keskin çenesi kasıldı.

"Ne bu.."

Kolumdan tutup kendine çekerek saçlarıma uzandı bir eli ve geriye atıp gerdanımı açığa çıkardı tüm olanları anlamlamdırmaya çalışarak.

Kendimi üçüncü defa ondan uzaklaştırıp yanından geçip gidecekken bu sefer kolumdan daha sert bir şekilde tutarak beni kapıya yaslayıp dudaklarıma örttü dudaklarını. Bir eli yüzümde bir eli ince belimi sarmış şekilde beni, biraz daha kendine çekip dudaklarımı emdi hızlı hızlı peş peşe.

Girdiğim şoktan çıktığım an sertçe ittim göğsünden. Benim itmem bir fayda etmedi, kendi isteği ile uzaklaştı üzerimden.

Gözlerim sinirden yanıyordu.

"Sen.. sen..!" sinirden dilim dolaşırken kendimi toparlamaya çalıştım.

"Sen ne karaktersiz, ne şerefi beş para etmez bir ada-"

"Ağır ol" kelimelerime balta vuran kısık sinir yüklü sesiydi.

Yüzüne baktım alayla. Boğazında belirginleşen damalarlar patlayacak gibi dururken gözlerime kilitledi alev alan harelerini.

"Haysiyet-" gittikçe yükselen sesimi ve söylediğim sözleri daha fazla duymak istemiyormuş gibi elini yanımdaki duvara geçirdi bir anda.

"O sesini kıs, çık git!"

Sadece bir kez baktım gözlerine. Sıkılı dişlerinden kasılan yüzüne, ateş alan gözlerine.

Hiçbir şey demeden açtığım kapıdan çıkıp ardımdan gürültüyle kapattım.

Aldığım darbe ağır ve tek kelimelikti. Belki hakedilmişti.. emin değildim. Tek bildiğim bir daha bu eve ölsem adım atmayacağımdı.

chap-preview
Free preview
1.Bölüm
Genç kız üstüne giydiği basma elbisesinin göğüs kısmındaki üç beş düğmeyi aceleyle kapatmaya çalışırken duyduğu korna sesi ona hiçte yardımcı olmuyordu. "Patladınız sanki!" Diye söylenirken elleri kabarmış siyah saçlarını düzelterek, çantasını alıp koşar adım inmeye başladı merdivenlerden. Evin içerisinde annesini arayan gözleri bulamayınca daha fazla kulaklarını sağır edecek korna sesine dayanamayarak bahçe kapısından çıktı. Annesi, arabanın yanında şoför koltuğundaki Devran abisiyle konuşuyor, arkaya kurulmuş kızlar sırıtarak kendisine bakıyordu. "Ne var sürekli öttürüyorsunuz şunu? Geldik işte!" Şoför koltuğunun yanında oturan esma uzanarak bir daha kornaya basıp sırıttı. Sinirle dişlerimi sıktım. Annesi ve Devran abisinin de gözleri onu bulunca açtığı bahçe kapısını kapatmadan yanlarına ilerledi. "Ahuşan gelemeseydin hiç abim?" Devran abinin yeşil harelerine bakıp gözlerimi devirdim. "Sabahın körü daha tabakhaneye bo-" annesini hatırlayan aklı diline komut vererek susmasını sağladı. Kızların dudaklarından dökülen alayvari cümleleri ve gülüşmeleri takmadan devam etti. "Neyse neyse hadi gidelim" annemin yanaklarını öperek arabaya geçtim. "Dikkatli gidin kuzum" Devran abi kafasını sallayıp, selam vererek arabayı çalıştırdı. "Çiçeğim burnumuzdan getirecek" devran abinin yakarışı ile alayla güldüm. "Azcıkta yengem beklesin abi" esmaya katılırcasına mırıldandık hep bir ağızdan. Çiçek abla, Devran abinin nişanlısıydı. bir haftaya kadar kına ve düğünleri olacaktı. Şimdi ise kızlarla toplanmış Çiçek ablanın evini temizleyip yerleştirmeye gidiyorduk. Sessiz geçen 1-2 saatlik yolculuğun ardından iki katlı büyük bir evin önünde durduk. Arabadan inerek, önden ilerleyen Devran abi ve Esmayı takip etmeye başladım kollarıma giren Ebru ve zeyneple. Bizi karşılayan büyük bahçede bulunan kamelya ve çiçekler göz kamaştırıyordu. Evin kapısına vurarak açılmasını bekledik. "Hoş geldiniz güzellerim" açılan kapıya eşlik eden çiçek ablanın şakıyan sesi ve güzel gülümsemesine hep bir ağızdan karşılık vererek eve girdik. Merdivenleri çıkarak oturma odasına geldiğimizde tekli koltukta oturan kumral çıtı pıtı bir kızla karşılaştım. Ayağa kalkarak selam verdi hepimize teker teker. Oldukça narin ve nazikti "Kızlar, Beyza ile tanışın. Devranın arkadaşının kız kardeşi." Memnum olduğumuzu dile getirerek yerlerimize oturduk. "Bir kahve içelim de öyle başlarız kızlar erken daha." Çiçek ablanın sözleri ile bizim kızlara baktım 'bakın bakın gördünüz mü' dercesine. "Olur abla olur." "Abin gelmiş Beyza, gözünüz aydın" Esmanın içtenlikle beyzanın elini tutup konuşması tüm gözleri onlara çevirdi.. "sağ olun" sevinci yüzünden anlaşılan Beyza gözlerine kaçırarak bize bakıp önüne döndü. Çekiniyordu sanırım. "Kız Ahu" koluma vurarak dikkatti üzerine toplamaya çalıştı Çiçek abla "Bu sefer kim sürükledi seni uyandırmak için." ellerini göğüslerimin olduğu yere getirerek düğmelerini gösterdi "Uyku semesi bunları da yanlış ilimlemişsin" çiçek ablanın söyledikleri ile kızların bakışlarıda yeni farketmiş olduklarını belirterek üzerime döndü. Elllerimi anında düğmelere götürerek düzelttim. "Aman be abla" güldü bu halime. Çiçek abla kahveleri yapmaya giderken biz kendi aramızda konuşmaya başlamıştık. Beyza burada bir çiftlikte yaşıyormuş. Aynı yaştaydık çok güzel bir kızdı. Gelen kahveleri içerek hemen işlere başlamıştık. Üç kişi üst katı yaparken üç kişi alt katı yapıyordu. El birliği ile çoğu biten işlerin ufak tefek yerleri kalmıştı. Banyoyu yıkayarak duşa kabini ve aynaları hızla sildim. göğüs çatalımdan kayıp giden ter damlası ile elimi yüzüme doğru salladım ferahlamak için. Yer yer su sıçrayan ve ıslanan elbisem bacaklarıma yapışmıştı. Banyoda biten işimle çıkarken mutfaktaki kızlara göz attım. Beyza ve Ebru son kalan tabakları da silerek yerlerine yerleştiriyorlardı. "Ay öldüm" ıslanan elbisemin eteğini tutarak mutfak masasına kuruldum. Önüme uzatılan su ile minnetle beyzaya bakıp elinden aldığım gibi kafama dikledim bardağı. "İyi ya otur otur yeter kıçını büyüttüğün" Ebrunun söylediklerine gülerek kıskanma diyerek ayaklanıp mutfaktan çıktım. Temizlik malzemelerinin olduğu yerden bez alıp son kez salonun camlarını almak için ilerledim. Pencereye çıkarak devam ettim içten silinen camın dışını almaya. Salonda yankılanan telefon sesi ile içeriye bağırdım. "Kızlar birinizin telefonu çalıyor" Mutfaktan koşarak çıkan Beyza sesi susan telefonu eline alarak birkaç tuşa basıp kulağına götürdü. Cama dönerek işime devam ettim. "Tamam abi iniyorum." Eşyalarını alıp bizimle görüşerek merdivenlere yöneldi Beyza. Camın kenarına bıraktığım bezi alarak silmeye devam ettim. Cama yansıyan görüntü ile başımı bahçeye çevirdim. Arabaya yaslanmış Devran abi ile konuşan uzun boylu iri cüsseli adamla göz göze geldik. Kara, donuk gözleri, gözlerimdem ayrılarak vücudumu süzdü. Kafamı eğerek üzerime baktığımda baldırıma kadar sıyrılmış beyaz temini ortaya seren elbise ile kafamı hızla kaldırıp siyah gözlerle buluşturdum gözlerimi. Yaşadığım şokla elbisemi düzeltip camdam inmem bir oldu. Korku ile atan kalbim ile kendimi koltuğa bıraktım. Kalbim çıkacaktı... korkudan.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Askerin Zeynosu [+18]

read
652.0K
bc

ZÂLİM: KÖTÜ ADAM +18

read
86.9K
bc

AFET-İ DEVRAN (+18)

read
30.0K
bc

Vincent Raphael +18

read
15.0K
bc

Mafyaya tutsak

read
15.6K
bc

TÖREYLE YAZILAN +18

read
17.1K
bc

Berdel Kanunu

read
190.3K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook