Rüya Bittiğinde

200 Words
Göz kapaklarım yavaşça aralandı. Odanın duvarları, yatağım, başucumdaki lamba… Her şey tanıdıktı ama içimdeki his bambaşkaydı. Hâlâ onun sıcaklığını üzerimde hissediyordum. Kalbim deli gibi atıyordu. Nefes alışlarım derindi, sanki gerçekti… Gerçek gibi hissettiren bir rüyaydı bu. Yatağımda doğrulurken, saçlarım yüzüme döküldü. Ellerimle geriye ittim ve bir süre duvara boş boş baktım. Rüyada gördüğüm her şey, öylesine canlıydı ki… Sesi, bakışları, dudaklarımdaki varlığı… sanki uyanmasam sonsuza kadar o gecede kalabilecektim. Ama artık buradaydım. Gerçek dünyada. O ise sadece bir hayaldi. Ulaşılamaz bir sesin, bir şarkının, bir rüyanın içinden gelip geçmişti hayatımdan. Telefonuma uzandım. Saate baktım. Sabah 07:42. Bildirim yok. Sessizlik… ama içimde bir fırtına vardı. O gece, sanki içime işlenmişti. Her dokunuşu, her kelimesi, adımı fısıldayışı... “Ekim…” diye kendi kendime fısıldadım. Onun sesiyle, onun dudaklarından çıkmış gibi… Kafamı yastığa gömdüm. Bir yandan kendime kızıyordum. Bir rüyaya bu kadar kapılmak, bu kadar bağlanmak… mantıklı mıydı? Ama diğer yandan… kalbim ilk defa bu kadar yanmıştı bir hayale. Kubilayı istiyordum. O an karar verdim. Bu his sadece rüyalarda kalmamalıydı. Artık onu yalnızca kulaklıkla değil, canlı görmek istiyordum. Evet… belki de ilk adım, konserine gitmekti. Onu tanımak görmek canlı canlı dinlemek her şeyden önemliydi artık benim için... Bu rüya hayatıma büyük bir işaretti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD