Sessizlikte Atan Kalp

221 Words
Yan yana oturuyorduk. Sessizlik vardı ama rahatsız eden cinsten değil… Aksine, o sessizlikte bir şeyler konuşuyordu. Bakışlarımız, dokunmadan temas ediyordu birbirine. Gözlerimin içine baktığında zaman yine durdu. Sanki evren, sadece ikimiz için nefes alıyordu o anda. Parmakları yavaşça elime dokundu. Soğuk olmayan ama ürperten bir temas… Elini tutmadım, sadece hissettim. Sanki "Hazır mısın?" diye soruyordu gözleriyle. Ve ben, kelime kullanmadan “Evet,” dedim içimden. Kubilay yana döndü, yüzü artık daha yakındı. Gözleri gözlerimdeydi hâlâ. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, duyacak diye korktum bir an. Sonra dudakları yaklaştı, hiç acele etmeden… Ve sonunda o ilk temas… Yumuşak, sakin, ama bir anda içimde fırtınalar koparan bir öpücük. Ne fazla, ne eksik. Tam yerinde, tam zamanında. O an, yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettim. Ellerim onun boynuna uzanırken, o da belimden tuttu. Yakındık. Fazla yakındık. Her dokunuşu, içime işliyordu. Öpüşmemiz derinleşti, nefes alışlarımız birbirine karıştı. Saçlarımı okşarken, adımı fısıldadı kulağıma: “Ekim…” O an, sadece tenlerimiz değil, ruhlarımız da temas etti sanki. Yavaşça beni kucağına aldı. Gözlerimin içine baktı yeniden. Dudaklarıyla boynuma dokunduğunda gözlerimi kapattım… Ve sanki gerçeklikten tamamen koptum. Beni yavaşça yatağa uzattı. Üzerime hafifçe eğildi. Dudaklarımız yeniden buluştuğunda, her öpüş daha derindi. Ellerinin dokunduğu her yer, bir iz gibi kalıyordu üzerimde. Zarif ama tutkulu… Duygulu ama yakıcı… Aramızdaki her sınır, her kelime ortadan kalkmıştı artık. Sadece biz vardık. Sadece o gece.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD