Sonra el ele, sessizce arabaya yürüdüler. Yol boyunca konuşmadılar. Çünkü her şey söylenmişti zaten. Baran, Berivan’ı konağa bıraktığında arabadan inmeye yeltendi ama Berivan başını iki yana salladı: — “Şimdi gitme. Bu geceyi böyle hafızama kazımak istiyorum.” Baran, ona gülümseyerek baktı: — “Ne zaman istersen, yanında olacağım. Hep.” Berivan arabanın kapısını kapatıp yürürken Baran, onu bir süre izledi. Gözleri gülüyordu. Kalbi mutlulukla doluydu. Sabah güneşi, Mardin’in taş sokaklarına altın bir örtü gibi serilmişti. Kuş sesleri, hafif hafif esen sabah yeliyle birlikte konağın avlusunda yankılanıyordu. Berivan, odasında pencerenin önünde durmuş, güneşin doğuşunu izliyordu. Hala dün geceyi düşünüyordu… Baran’ın sözlerini… dokunuşunu… öpücüğünü. Kalbi kıpır kıpırdı. Bir

