Hatice Teyze, Narin’in omzuna sevgiyle dokunup ona biraz daha dikkatli baktı. Yüzündeki solgunluk yavaş yavaş yerini sıcak bir renge bırakıyordu. Gözleri hâlâ yorgundu ama içindeki neşe kıpırtısı her halinden belli oluyordu. Kadıncağız dayanamayıp gülümsedi, sesi şefkatliydi: “Bu akşam canın ne istiyor kuzum, söyle bakayım? Güzel bir sofra kuralım sana.” Narin bir an durdu, dudaklarını büzüp düşünüyor gibi yaptı, sonra gözleri parlayarak heyecanla cevap verdi: “Soğan dolmasına hayır demem Hatice Teyze. Şu aralar hep canım çekiyor vallahi. Hastanedeyken televizyonda gördüm, biri yapıyordu. O günden beri gözümün önünden gitmedi. Yaparsan valla sevaba girersin!” Hatice Teyze kahkahayı patlattı, elini dizine vurdu. “Ayy kuzum! Kız ne var onu yapmakta? Allah Allah! Sen iste, ben sana tencere

