Güneş’in titreyen sesi odada yayıldığında, sözleri ağırlığıyla Mirza’nın omuzlarına yüklenmiş gibiydi. “Telefonda konuştuklarını duyduğumu fark etti. Dövdü beni. Sonra…” dedi, sesi çatallanarak kısıldı. Anlatmak istemiyor gibiydi, ama içinde biriken acılar susmasına izin vermiyordu. Gözlerinden akan yaşlar hızlanmış, elleri kontrolsüz bir şekilde titremeye başlamıştı. O ağladıkça Mirza daha da çaresiz hissediyor, gözlerinin önüne istemediği görüntüler geliyordu. Salih’in Güneş’e zarar verdiğini bilmek bile içini parçalamaya yetiyordu. Mirza, Güneş’in ellerini tuttu. Parmaklarının ne kadar soğuk olduğunu fark etti. Güven vermek istiyordu, ama bu güvenin ne kadarını sunabileceğinden emin değildi. Kendi içindeki karmaşa, Salih hakkında söylediklerinin yabancılığı, her şey onu sarsıyordu. “Ta

