1. BÖLÜM "ARZU"
Altında yatan kadın bir türlü ateşini söndürmüyor aksine daha da harlıyor kontrolünü kaybederek iyice üzerine abanmasını sağlıyordu. Odaya yayılan erotik ses kendini kaybettiriyordu. Etin ete çarpma sesi ve altlarındaki ahşap yataktan gelen ses o kadar kuvvetliydi ki evdekilere ses gidip gitmediğinden emin olamayan Nazenin telaşla alt dudağını ısırdı.
Adam ise başka diyarlardaydı... Kasıklarını sertçe karısının kasıklarına vururken aklında dönen düşünce, sözlü oldukları vakitler kıyıda köşede gördüğü kadının müstehcen halleriydi. Şimdi o kadın altındaydı ama yetmiyordu bir türlü.. Her şekilde evin her köşesinde içini doldurmak istiyordu. Daha yaklaşık üç aydır evliydiler ama evli oldukları gün sayısından fazla biriktirdikleri olduğu kesindi ve ortadaydı. Sürekli kendini adamın koynunda buluyordu kadın. Hele ilk hafta kalçasının üzerine oturamayacak durumdaydı.
Kocasının yavaşlayan hareketleri ile kapalı gözlerini açarak ona baktı. Esmer teni terden ıslanmış parlıyor, geniş göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu sergilediği sert hareketlerin getirisi olarak. Gözlerini bir noktaya dikmiş dudağını ısırarak öylece bakıyordu.
Bakışlarını takip eden gözleri birleşme noktalarına kaydı. İri damarlı aletini usulca küçük kadınlığına bastırıp zorla içine iteliyordu. Niyeti hepsini sokmaktı o yüzden hareketleri yavaşlamıştı. En azından genç kadın öyle tahmin ediyordu. İyice kendini itmesi ile birlikte acıyla sızılandı inleyerek. Bakışları gözlerini buldu kadınlığını okşamaya başlarken. Eğilerek göğüs ucunu ağzına alarak sertçe emdi.
"Off" ağzından çıkanlara engel olamazken utançla yüzünü yastığa gömdü. Tepkilerine engel olamıyordu.
İçindeki hareketleri tekrar hız kazanırken genç kadın titreyerek boşalmaya başladı. Ardından durmadan içine kendini çarpan adam da boşalarak üstüne bıraktı kendini.
Üzerinden kalkarak kendini yan tarafıma atıp komidine uzanıp bir sigara koydu dudaklarının arasına sırtını yatak başlığına yaslarken. Ses etmedi Nazenin.. alışılmış sevişmelerinden biriydi.
Bacaklarının arasına girdiği vakit sert ve hoyrat hareketlerine eşlik eden edepsiz sözleri küfürleri vardı. Kulağına fısıldadığı onlarca erotik cümlenin aksine sevişme bitince her iki taraf da sessizleşiyor duş alıp uykunun kollarına atılıyorlardı. Görücü usulü evlenmişlerdi. Köy yerinde severek evlenmek nadirdi ve o şans ne yazık ki kendilerine vurmamıştı...
Yatakta hissettiği hareketlenme ile göz ucuyla ayağa kalkan iri bedeni izledi. Odanın içinde ki küçük banyoya doğru ilerleyen adamın duş alacağını anlayarak derin bir nefes çekti içine. Gözden kaybolmadan önce şöyle bir süzdü onu. Çıplak sıkı kalçasında ardından yaz güneşinde çalışmaktan kavruklaşmış esmer teninde, geniş omuzlarında dolaştı yeşil bakışları. Kısa boyu ile yanında bir çocuk gibi görünüyordu.. ama karısıydı.
Duyduğu su sesi ile kocasının duştan çıkana kadar biraz kestirebileceğini düşünüp kapattığı gözleri işittiği hareketlenme ile tekrar geri aralandı. Anlaşıldığı üzere bu gece kendisine uyku haramdı.
"Banyoya geç, geliyorum" boğuk erkeksi sesi kasıklarına küçük iğneler batırırken yattığı yataktan doğrularak dağınık odada geceliğini aradı. Bulamayınca yerdeki kısa sabahlığı üzerine geçirerek banyoya ilerlemeye başladı. Cezayir'in gözlerinin yoğunluğunu üzerinde hissediyordu. Ama ona bakmaya cesaret edemedi. Her daim ürkekti. Genç adam onun aksine fazla edepsiz idi... Anadan üryan rahat rahat dolaşıyordu odada. Banyoya girmeden önce şöyle bir göz ucuyla kocasının ne yaptığına baktı merakla. Son gördüğü şey ise baş ve işaret parmağının arasında ki sigaradan son nefesi içine çekip komodinin üzerindeki küllüge bastırmadıydı.
Küçük iskemlenin üzerine oturarak kovanın yarısına gelmiş suyu ılıtarak başından aşağı döktü. Eş zamanlı duyduğu kapı sesiyle Cezayir'in geldiğini anladı. Zaten küçücük olan banyo daha bir daralmıştı iri bedeni sayesinde. Kocası yanına ikinci bir iskemle çekmek yerine kolundan tutarak kaldırı ardından kalktığı yere kendi oturarak zayıf bedenini kucağına otutturdu. Altında kendini belli eden ve kadınlığı ile kalçasının ortasında bir yerlere değen sertliği düşünmeye çalıştı..
Suyu üzerlerinden akıp giderken eline sıktığı şampuanı saçlarına sürerek yıkayıp duruladı. Aradan dört beş dakika geçmişti ki daha tam yıkanıp temizlenemeden bir bacağını tutarak diğer yanına atıp üzerinde ata oturur gibi oturmasını sağladı genç kızın ve kendini deliğine hizalayarak sertçe içine girdi.
"Ahh" derince inlerken kalçasını sıkan el iyice sertleşti. Hareket etmeden içinde bekliyordu.
Acının azaldığına kaanat getirmiş olacak ki ince beline sardığı kolu bedenini yukarı kaldırarak tekrar kasıklarının üzerine sertçe geri oturttu. Çıkan ses banyoda yankı yaptı. Kadınlığı sızım sızlıyordu bu hoyrat hareketleri karşısında. Gece saat bilmem kaçtı ve onlar tam tamına dördüncü birleşmelerini yaşıyordu.
Odaya girer girmez yatağa gitmeye dahi fırsat vermeyen adam tüm itirazlarına burada olur muymuş hiç canım bu iş diye söylemelerine kulak asmadan duvar dibinde aralamıştı bacaklarını. Sonrası yatak da devam etmişti. Tam duş alıp uyuyacağız diye düşünürken banyoda da olan olmuştu, oluyordu..
"Cezayiirr.." ateş gibi yanan kadınlığı ile daha fazla dayanamadı. Bacaklarını hafif bir şekilde kapatıp birbirine bastırarak yukarı doğru çekip büzüştürdü. Zevkle adını inlemeye devam ediyordu.
Kulağının dibinde edepsiz küfürleri yankılandı..
"Nazına niyazına ölürüm.. hadi arala bacaklarını" iyice kasıldı içinde ki iri sertliği.
"ohh amına koyayım nazenin kasma kendini!" birden ayağa kalkan adam ile reflekse kollarını boynuna dolandı.
Sırtında hissettiği soğuk fayansla dizlerinin altından kollarını geçirip kendisini iyice duvara dayayan cezayir daha rahat bir konum aldı böylelikle.
İçinin boşalması ile dolması eş zamanlı gerçekleşirken içine her sert vuruşunda kalçasıda sertçe duvara çarpıyordu. Erkekliğini dar kadınlığının en dibinde hissediyordu..
Damarları duvarlarına sürtünerek girip çıkıyordu içine. Duvarla cezayir arasında resmen ediliyordu.
"Nasıl alıyor şuncacık şey beni içine " derken kendini belli edercesine içine serçe girerek iyice bastırıp bekledi beş on saniye.
"Cezayir ye-" dudaklarına kapanan dudaklar ile sözü yarım kalırken içinde iyice sertleşen kalın erkeklik ile acıyla inledi.
"Az kaldı yavrum" inleyerek nefes nefes konuştu. Başını boynuna gömüp ince etini dudakları arasına alıp emerken bir elini aralarına sokarak kadınlığının tepesini hızla okşamaya başladı. Gelmesi yakındı. Gittikçe hızlanan hareketleri ile gözleri kayarken ince bir çığlık çıktı dudaklarından Cezayir'in yüksek dozdaki inleyişine karışan sesiyle bedeni rahatlarken içine akan sıcak sıvı ile kocasının da geldiğini anladı. Kadınlığı hala kasılıp gevşerken ağır ağır içine sağmaya devam ediyordu sanki onu. sıvısı bacaklarından taşıp akarken tamamen boşalana kadar indirmedi genç kızı kucağından. Koyun koyuna soluklandılar oracıkta. Gözleri gittikçe kapanırken yaslandığı omuza iyice sarıldı ve mayıştı..
.
.
.
Nazenin'den
Duyduğum tıkırtı sesleri ile gözlerimi zar zor aralarken ağrıyan bedenimi hareket ettirerek doğrulmaya çalıştım. Dün gece ne ara banyo yaptık ne ara yattık hiçbiri hatrımda yoktu. Bir ara Cezayir saçlarımı ve bedenimi yıkayıp temizlemiş abdest almamı söylerek beline havluyu sarak banyodan çıkmıştı. Sonrası yoktu. Nasıl abdest aldım nasıl üzerimi giydim nasıl yatağa yattım bilmiyorum. Ölü gibi uyumuştum resmen.
"Erken daha uyu" duyduğum ses ile gözlerim pantolonunun kemerini bağlayan adamla kesişti. Yutkunarak yattığım yerden doğruldum.
"Yok.. ayıp olur anamlara" üzerimdeki örtüyü kenara iterek ayaklarımı yere bastım. Serin hava yataktan çıkan mayışmış ıfademi hızla tuzla buz ederken bir nebze kendime geldim. Üzerimde hissettiğim bakışlarla Cezayire ardından baktığı yere çevirdim gözlerimi. Üzerimde ince saten gecelikten sütyensiz olduğum için soğuktan sertleşen göğüs uçlarım açıkça belli oluyordu. Ardından kasığıma kadar toplanan geceliği altımda çamaşır olmadığını anlamamla hızla düzeltirken ani hareketim yüznden yatağın sert kumaşına sürtünen kadınlığımın acısı ile inledim.
"Bakayım bir" buruşmuş yüzümü dediği şeyle kocama çevirdim.
"Bakma yat şuraya" yataktan kalkıp gidecekken kolumdan sertçe tutarak yatağan yatırdı.
Geceliğimi karnıma doğru toplarken bacaklarımı dizlerimden kırarak aralamamı sağladı. Gözlerim utançla kapanırken kendimi sıktım.
Kadınlığımın dudaklarında hissettiğim soğuk nasırlı eller ile ağzımdan derin bir inilti döküldü. Parmaklarının tersi ile okşadığı kadınlığım fazlada kızarmış hatta tahriş olmuş bile olabilirdi. Bir anda kadınlığımdan aktığını hissettiğim ıslaklık ile utançla gözlerimi kapatırken Cezayirle göz gözeyi bırak yüz yüze gelmeyi dahi reddettim.
Bir anda kadınlığımdan hissettiğim baskı ile gözlerim şokla açılırken kafamı yataktan kaldırarak bacak aramdaki adama baktım. Daha kadınlığımı öpmesini hazmedemezken azgının içine aldığı kadınlığımı emip yalarken başımı geri sertçe yatağa geri bıraktım. Dilim lâl olmuştu sanki. Ne dur diyebiliyor ne elimi kaldırıp itebiliyordum. Odayı dolduran ıslak seslerin kadınlığımı emip öpen adamın dudaklarından gelmesi çok tuhaftı.
Bacağımı omuzuna alarak iyice kafasını kadınlığıma gömen Cezayir ile sessiz bir çığlık attım.
kadınlığımın küçük yumrusunu dudaklarının arasına almış sertçe emen adam ile bir çığlık da ataktım ki duyduğum kapı sesi ile sertçe ittim cezayir'i.
"Ee- efendim" titrek çıkan sesime lanet ederek kapıya yanaşarak seslendim
"Yenge anam kahvaltıya insinler dedi"
"Tamam geliyoruz" ayak sesleri kapıdan uzaklaşırken arkadan bedenime yaslanan Cezayir ile derin bir nefes aldım.
Göğüslerimin altından kolunu geçirip sırtımı göğsüne yaslarken beni hafif yukarı kaldırarak iri aletini kalçalarımın arasına yaslayarak sürttü.
"Şimdi seni si-" hızla dirseğimi göğsüne vururken sertçe konuştum
"Düzgün konuş " tepkime karşılık gülerek kendimi iyice kalçalarımın arasına soktu
"Düzesim var?" sabırla gözlerim kapandı
"Sen düzgün konuşmak nedir bilmez misin be adam !?"
"Karıma edepsizlik yapasım var belki..." Değişen kalp ritimlerine aldırış etmeden adamın kucağından kendini aşağı atarak hızla odadan çıkıp kapıyı kapattı
Cezayir Sühel... kaderimin bir düştüğü adam. Bu köyden başka bir yer görmeyen körpe Nazenin'in kurak topraklarında çiçek açtıran, solduran yabancı.
Benim,
Yani Nazenin Sühel'in üç aylık kocası...