
Sen benim diğer yarımsın... diye fısıldadı genç adam.
Genç kızın sarhoş olunası kokusunu içine çekerken derin mavi gözlerine hayran bir şekilde baktı. Seni haketmek için ne iyilik yaptığımı bilmiyorum ama girdin bir kere hayatıma diyerek kızın dudaklarına doğru eğildi.
Olacakları biliyor gibi hissediyordu. Bir kaç saniye belki de birkaç dakika sonra sevdiği kadını sonsuza kadar kaybedecek gibi kalbi korkuyla doluyordu.
Yanağına değen yumuşak elin hissiyle bir an için kasılırken yanağında ki derin kesiğin üzerinde oyalanan parmakları hissetmemeye çalıştı. Başını hafifçe yana çevirdi.
Yakışıklılığına gölge düşüren bu iz sevdiği kadının kendisinden iğreneceği korkusu ile yaşamasına neden oluyordu.Belki kızın sevgisini kalbi hissettiğinden beri kabuk bağlayan yarasını önemsememeyi öğrenmiş olsa da o yaranın varlığı her aynaya bakışında yüzüne çarpıyor ve kızın yanına kendisini yakıştıramamasına sebep oluyordu.
Kendini Benden saklama Brayden ..diye fısıldadı genç kız. Sevdiği adamın acıyla ve hüzünle bakan griliklerine dalıp giderken biraz sonra ondan ayrılacak olmanın verdiği üzüntüyü yaşıyordu.
Brayden kızın güneş gibi parlayan saçlarını okşadıktan sonra okyanus mavisi gözlerine derin bir şekilde bakarak Gitme ! ...diye fısıldadı. Sevdiği kadının gideceğini kalbinin derinlerinde çoktan hissetmeye başlamıştı. Beni Tekrar Yalnızlığa Mahkum Etme ! ... Sana olan sevgimi bu şekilde sınama !
Genç kız acıyla karışık sevdiği adamdan uzaklaştı. Gitmek Zorundayım Brayden, Kalamayacağımı biliyorsun, ben burası için uygun değilim... Bunu seni tanıdığım andan beri biliyordum. Bizimkisi asla kavuşamayacak iki kalp. Birbirini çok seven fakat kara ve deniz gibi birleşmeyecek birşey.
Brayden son zamanlar da tahmin ettiği şeyin doğruluğunu kabullenmemeye çalışırken öfkeyle ve üzüntüyle karışık Nereye !.. diye sordu. İçinde biryerlerde kızın nereye gideceğini biliyordu. Denize dönecekti. Ait olduğu yere dönecekti. Bunca zamandır kız tarafından kandırılmış olmanın verdiği kızgınlıkla konuştuğunun farkında değildi.
Genç kız sevdiği adamın arkasında bulunan ve tepenin üzerinde tüm ihtişamı ile dikilen eve baktı. Daha sonra bir kaç adım geriye yürüdü.Aşağıda dalgaları kayalara vuran azgın sular ilk defa içine korku salarken.. .
Denize döneceğim Brayden, ait olduğum yere. !! Diye fısıldadı.
Ait olduğun yerin burası olduğunu biliyorsun. Benim yanım .. Sen bana aitsin. Her zamanda öyle olacaksın. Bir, duraksayarak genzini yakan acının gitmesini bekledi, ayrılacakları an yaklaşırken bir deniz kızı olman umrumda değil, dedi. Ne kadar çılgınca gelirse gelsin, öyle olman sorun değil.
Avery kalbinin sona yaklaştığını hissederken bu acıyı Brayden'a yaşatmamaya yemin etmişti. Hayatta olduğunu ve sadece kendisini terkettiğini düşünmesi ancak ölümlü bir huzura sahip olması için yeterliydi. Kendisini yüksek tepeden aşağıya bıraktığında ardında kalan adamın çekeceği acının bir gün hafifleyeceğini ve geçeceğini düşündü. Elbet bir gün sevdiği kadını unutacaktı.
Genç adam içinde çalkalanan öfkeyle kızın ardından nefesi kalmayıncaya kadar adını seslense de karanlık sularda ne bir hareket ne bir ses vardı. Kızın ardından suya atlamayı bile düşünen genç adam azgın suların kayalara çarpmasından asla korkmasa da kendi sonunun da sevdiği kadın gibi olacağını biliyordu. Yine de bunu umursamayarak bir kaç saniyelik duraksamadan sonra kızın arkasından suya atladı.
Karanlık sularda sevdiği kadını ararken kendi kalbi için de kulaç atıyor ve vücuduna çarpan dalgalara karşı savaşıyordu. Biliyordu ki Avery'siz bu hayatta nefes dahi alamaz ve genç kızın gülümseyişini göremediği bir an kalbi duracakmış gibi hissederdi.
Saatler süren arama sonucunda gözyaşları denizin tuzlu sularına karışsa da seven kalbi pes etmeyerek baygın düşene kadar kızı aradı. Karanlık sular çoktan kızı ait olduğu yere yani Kuzey Denizinin derinliklerine almıştı...

