Mükemmel işlerde bile mutlaka bir kusur vardır. Zira en mükemmel olduğuna inanılan insan evladı bile kusurludur. Çünkü kendi kibrinin denizinde boğulacak kadar kendini mükemmel görebilmek gibi bir hata yapar. Yine de her kusuru görebilecek birileri mutlaka vardır. Bu olayı mükemmel yapan geride kalmayan delillerdi ama son görev ne yazık ki Bülent denen adamın kibri sayesinde çatlak vermişti.
Oturduğum masada duran listeyi dikkatle incelerken bu gün yaşananlar tekrar zihnimde zuhur etti. Bu bilgi bana gelene kadar bir grup insanın elinden geçmişti. Yani bilgi dağılmıştı ve Bülent denen adamın kaçışı düşünülürse bu bilgiye ulaşıp elde edebileceğim tek delil kaynağını da yok etme ihtimali vardı. Hızla cep telefonuma ulaşıp Suat'ın numarasını çevirdim. Çok geçmeden açılan telefonla Suat'ın gergin sesine kalabalık bir ses eşlik etti.
" Suat neredesin?"
Kısa bir süre sessizce bekleyen yardımcım çok geciktirmeden bana cevap verdiğinde endişe ile koltuğuma oturdum.
" Baş komiserim şu an bir olay yerindeyim. Bir sorun mu vardı?"
"Suat, hangi olay yerindesin?"
" Baş komiserim ambulansın bulunduğu anonsu geçti ve bizde olay yerine geldik."
Derin bir nefes aldım, demek ki daha hala ipucum için zamanım vardı.
" Suat, orayı diğerlerine bırak ve sana yollayacağım adrese bir ekiple birlikte gidip Hakkı Sever'i alarak merkeze getir."
Bana onay veren yardımcım ile telefonu kapatıp mesajlara girerek Hakkı Sever'in dosyadaki adresini yazıp yolladım. Ardından Ayşegül'ün numarasını çevirdiğimde beklemeden açılan telefon memnun bir ifade ile gülümsememe neden oldu.
" Ayşegül, en kısa zamanda odama uğrar mısın?"
" Emredersiniz Baş komiserim."
Telefonu kapatıp bilgisayara yönelirken aklımda yaşananlar yeniden şekillenmeye başlamıştı bile. Oldukça eski ve uygulanması zor bir yöntemin şahidiydik. Sadece polisiye romanlarının değil aynı zamanda yabancı ülkelerde dikkat çekici bazı örneklerinin de bulunduğu bir yöntemle karşı karşıyaydık. Paranın olmadığı zamanlarda kullanılan takas yöntemine benzeyen bir ödeme yöntemi kullanılarak yapılan bu suçlar geçmiş bir kaç dava da örnek temsil edecek şekilde hukuk derslerinde anlatılırdı. Bu olaylar arasında en dikkat çekicisi ise Amerika'da yaşanan bir suç örgütünün kanundan kaçmak için bu yöntemi kullanmasıydı.
Birini öldürdüğünüzde karşılığında para yerine sonrasında kullanılmak üzere bir dilek hakkı alırsınız. Bu hakları diğer suçlar ya da kendi hayatınız için kullanmak üzere ileri zamanlara ertelersiniz. Bu takas yöntemi ülkemizde görülmese de yabancı ülkelerde emsalleri mevcuttu. Bu şekilde size ödeme yapamayacak kişilerin rahatlıkla ödeme yapmaları sağlanırken karşı tarafta intikamını almış oluyordu.
Düşünceli bir şekilde dosyalardaki olası şüphelileri incelerken çalınan kapı ile başımı çalıştığım bilgisayardan kaldırdım.
" Giriniz."
Açılan kapıdan seri hareketlerle giren Ayşegül tam karşımda durup selam verdiğinde sakince karşılık verdim.
" Ayşegül, senden arşive inmeni ve Davut'u bulup Bülent Korcalı hakkında detaylı araştırma yapmasına yardım etmeni istiyorum."
Davut, bu merkezde hayır hayır bu ülkedeki en iyi bilgisayar uzmanı ve hackerdır. Ama gelin görün ki zor, huysuz ve kavgacı yapısı nedeniyle kimsenin muhatap olmayı istemeyeceği birisidir. Yaşadığı olaylar onu ne yazık ki insan ilişkilerinde onu daha acımasız olmaya ittiği için kızamadığım, zamanında mesleğine emniyette devam edebilmesi adına destek olup kalmasını sağlayabildiğim değerli bir dosttur. Herkesin korktuğu, cep herkülü diye tabir edilen bu öfkeli adam Ayşegül'e karşı fazlasıyla ılımlı olduğu için bu durumlarda onu kullanmakta bir çekince görmüyordum.
Merkezdeki pek çok kişi Davut'un Ayşegül'e karşı sakinliğini yanlış anlasa da biz onun bu tavırlarının nedenini çok iyi biliyorduk. Davut, babasının izinden gidip polis olan bir gençti. O zamanlar ben de o da çok gençtik ve görev sırasında şehit olan babasını birlikte çalıştığımız zaman ondan dinlemiştim. Babasına hayran, geride kalan ailesine çok bağlı çalışkan bir adamdı. Zaman içinde o narkotik için çalışırken ben cinayet şubeye geçmiştim. Ama gelin görün ki Davut, aktif görevde çalışırken büyük bir kaçakçılık şirketinin çökertilmesine yardım ettiğinde hayatı alt üst olmuştu. Aldığı tehditlere boyun eğmeyip bu büyük örgütün çökertilmesinde baş rol olmasının bedelini ailesi ile ödemişti. Zaten tek varlığı olan annesi ve kız kardeşinin ölümü ile tanıdığım o hayat dolu adam şimdi insanlara karşı ördüğü duvarları ile ayakta kalmaya çalışan kişiye dönüşmüştü.
Ayşegül'e karşı toleransı ise kardeşine olan benzerliğiydi. Ayşegül bu durumu ilk karşılaşmalarında garip karşılayıp bana yansıttığında Davut'un durumunu anlatmak zorunda kalmıştım. Ayşegül, verdiğim direktifi onaylayıp odadan çıktığında ben de ceketimi ve hazırladığım olası şüpheli listesini alıp bilgi işleme yöneldim. Adamımızın buradan kaçışı belki de aradığım delili bana sunabilirdi. Hızlı adımlarla ek binaya geçerken bu işin sonunda yaptıklarımın Bülent denen adamı serbest bırakma ihtimali olduğu gerçeğinin ağırlığı da üstüme çökmüştü. O nedenle araştırmamı dikkatli yapmalı ve bu adamın cinayetlerin beyni olduğunu ispatlamalıydım.
Bilgi işleme ulaştığımda ekranların ışığı etrafında oturan kişileri şöyle bir inceledikten sonra aradığım kişiyi görmem ile adımlarımı hızlandırdım. Elif Güvener, bilgi işlemin başında bulunan değerli bir yönetici. İşinde titiz olduğu kadar sert bu hanımla çalışmayı her zaman sevmişimdir. Zira kendisi en ufak ayrıntıyı bile kaçırmayacak kadar dikkatli biridir.
" Elif müdürüm, kolay gelsin."
Elif, ona seslenmemle birlikte hızla başını bana döndürdüğünde çatık kaşları anında düzelirken yüzüne zarif bir tebessüm kondurdu.
" Oooo! Baş komiser Adil, sizi buraya atan rüzgarlara müteşekkir olmalıyım. Yoksa yüzünü gören cennetlik olacak."
Elif'in sitemi ile gülüşüne eşlik edip başımı sağa sola salladım.
" Yapma Elif, daha geçen ay senin ufaklığın doğum günü için yemekte birlikteydik."
Elif 51 yaşında iken uzun bir tedavi süreci sonunda bir kızı olmuştu. Hamile iken yapılan testlerde bebeğinin down sendromlu olma riski olduğu ortaya çıkmıştı. Çok zor zamanlardı, o da eşi de bu dönemde zorlanmışlardı. Ama cesur bir karar alıp bebeği dünyaya getirdiğinde mutlulukları görülmeye değerdi. Bebekleri Down sendromlu doğmamıştı ama böbrekleri sorunlu bir şekilde dünyaya gelmişti. Uzun, dikkatli bir tedavi ve iyi bir bakımla geçen sene böbrekleri görevlerini yeniden olması gerektiği gibi yapmaya başlamıştı. Dostluğumuz da küçük Adile'nin doğumu ile pekişmişti. Geniş çevrem ve maddi gücümün getirileri prensesin hastalığında Elif ve eşine yardımcı olmamı sağladığında herkesle arasına koyduğu mesafeyi yıkmış olduk.
" Elif, yardımın gerekiyor."
" Şu, kaçan seri katille ilgili mi?"
" Evet ama sana ve ekibine daha eski kayıtlar içinde ihtiyacım var. Zira dava düşündüğümden derin ve karmaşık."
Elif, yüzüne hin bir tebessüm koyup başını dikleştirdikten sonra:
" Gönder gelsin baş komiserim. Ekibimin elinden uçsa da koşsa da kimse kurtulamaz." dediğinde elimdeki listeyi Elif'e uzattım.
" Burada maktullerin ölüm tarihleri ve adresleri yazıyor. Altta ise bu davalarda şüpheli olarak belirtilen adamların adları ve resimleri var. Senden beş cinayetin her birinin işlendiği zaman diliminde o civardaki kameralara yakalanan görüntüleri çıkarmanı istiyorum. Ardından bu görüntülerde bu beş şüpheliyi arayıp bulduklarını bana iletirsin."
Elif elimdeki listeyi alıp kısaca bir göz gezdirdi. Ardından yüzüne kondurduğu ciddi ifade ile:
" Başka incelememi istediğin bir şey var mı?" dedi. Onu başım ile onayladıktan sonra cebime iliştirdiğim ufak kağıdı çıkarıp uzattım.
" Burada yeni kaçırılan Murat Topçu'nun adres bilgileri var. Olay biraz nazik bir olay, Doğan özel olarak ilgilenmemi rica etti. Senden olay günün tamamında tespit edilen bütün kamera kayıtlarını bulmanı istiyorum."
Elif kağıdı aldı ve elini omzuma atıp hafifçe sıktı.
" Bu durumla özel olarak ben ilgileneceğim. Sen de Doğan da endişe etmeyin ama zaman alacaktır. İşim bitince sana haber veririm."
" Elif bu adam askeriye için önemli biri ve hala yaşıyor olma ihtimali var. Bu nedenle elini çabuk tutmanı rica ediyorum."
Elif beni onayladıktan sonra bilgi işlemden ayrıldım. Vakit gece yarısını epey geçmişti ve hem uykusuz hem de aç olduğum için emniyetin yakınlarında müdavimi olduğum bir mekana doğru ilerlemeye başladım. Arabama yönelirken duyduğum keskin fren sesi ve kulakları sağır eden bir patlama ile geriye döndüğümde gördüklerim ile donup kaldım.