Zarfın içinden çıkan ikinci zarfı elimde çevirdim uzun süre. Üzerine kendi el yazısıyla not düşmüştü Gülsüm: “Eğer ona gerçeği anlatırsanız bunu ne zaman vereceğine sen karar ver ama eğer seni annesi olarak bilmesini istersen, yok et.” Bir annenin, doğmamış çocuğuna bırakabileceği en ağır yük… ve en büyük teslimiyetti bu. Zarfı açmadım. Ellerim titremedi, çünkü ağlamayı da, sarsılmayı da artık bırakmıştım. Ama bir şey oldu. Kalbimden bir yerin usul usul boşaldığını hissettim. Sanki bir şey eksildi içimden ve ben ne olduğunu bilmiyordum. Zarfı yatağın başucundaki çekmeceye koydum. O artık bana ait değildi. Ben, sadece emanetçisiydim. Bu çocuk gibi. Hamileliğim ilerledikçe bedenimdeki değişimleri ben değil, Agit daha yakından izliyordu. Ben hala aynı kadın, aynı durgunlukta yürürken; o

