SOHBET

2416 Words

Ablam arabadan indiğinde zaman bir anlığına durdu sanki. Başında mavinin en sadesi bir yazma, üzerinde çiçekli pazen bir etek vardı. Ayakkabıları bile topuksuzdu, toprakla dost olmuş gibiydi. O kadar sade, o kadar yabancı ve o kadar tanıdıktı ki… Şehirden gelmiş gibi değildi. Birkaç saniyeliğine nefes almayı unuttum. Gözüm, onu yıllarca hayal ettiğim o boşluğa koydu. Birbirimize benziyor muyduk bilmiyorum ama o… o anneme benziyordu. Çok benziyordu. Kalbim deli gibi atmaya başladı. Ayaklarım yerinden kıpırdamıyordu. Bir yanım koşmak istiyordu, diğer yanım kaçmak. O ise hiç tereddüt etmedi, kapıdan iner inmez bana doğru yürüdü. Ellerimi tuttu. Elleri sıcak ve kararlıydı. “Zerya. Kardeşim… Ne kadar büyümüşsün ama hiç değişmemişsin.” dedi gözlerimin içine bakarak. Sesi, annemin sesine benziy

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD