O anlar… Hâlâ zihnimde, hâlâ kalbimde yankılanıyor. Yürek parçalayan feryatlar, bir bebeğin gökyüzünü delercesine yükselen çığlıkları… Unutamıyorum; gözlerimi kapatsam dahi gitmiyor harelerimin önünden! Karanlığın içinde beliriveren o zümrüt yeşili gözler ise... “ Nefes... “ Dudaklarımın arasından boğuk bir hıçkırığın süzüldüğü sıra, arkamdan yükselen ses ile ince bir ürpertiyle bir anlığına gerilmişti tüm vücudum. Lakin kendimi toparlamam fazla sürmemiş; yanaklarımdan süzülen yaşları aceleyle kurulayıp arkamdaki heybetli bedene dönmüştüm hızla; “ Amcacığım. “ Amcacığım mı? Gökhan albayın tek kaşı şüpheyle havalanırken, farkında olmadan alt dudağımı dişlerimin arasına alarak ezmeye başlamıştım. “ Ne demiştim ben sana? “ diye söze girdiğindeyse “ İyiyim amca. İyiyim, iyi olacağız...

