çul çürüten

yine güzel bir köy kurgusuyla karşınızdayım. umarım seversiniz ballarım ... ANNE!!! BABA!!! İMDATTTT!!! ... BIRAK BENİ BARZOO!!" " gülüm sus, bir duyan olacak...beni öldürmelerini mi istiyorsun?" "BABAAA!! İMDATT!! ADAM KAÇIRIYORLAR!!" omuzlarına atığı kızın kalçalarına bir şaplak atıp, " Sahara...yavrum niyetin beni öldürtmek mi güzelim. susta şuaradan bir çıkalım" diye hafifçe sinirle karışık tebessümle soluknarak konuştu Cevahir. ardında bıraktığı eve omzundaki kızla beraber dönüp baktığında, hala ışıkların yanmadığını görünce daha bir hızlandı. etraftaki evlerin teker teker ışıkları yanınca Cevahir karşıdaki karanlık yola baktı. hala araba gelmemişti. Sahara deli gibi Cevahirin sırtını yumrukluyor, ayaklarıyla karnına vurup direniyordu. ama nafile olduğunu biliyordu. çünkü daha beş saat önce gittiği düğünde Cevahir onu gözüne kestirmiş, adım atığı an kızın etrafında pervane olmuş konuşmak istemişti. başta Sahara adama uzaktan bakıp şöyle bir alıcı gözüyle baktığında, geniş omuzları, kaslı vücudu, uzun boyu, kehribar gözleri, simsiyah gece gibi parlayan saçları, ve sert simasına bakıp konuşma isteğini kabul etmiş, derdini öğrenmek istemişti. yüz yüze düğünden uzakta ağaçlık alanda görüştüklerinde Cevahir, adının Sahara olduğunu öğrendiği bu papatya tanesi kızın, altın gibi parlayan sarı saçlarına, yeşil gözlerine, süt gibi beyaz tenine, kısa boyuna hayran kalmış, bu gece, bu yabancısı olduğu ülkeden bu güzelliği almadan gitmeyeceğine karar kılmış, kendince planlar yapmıştı. kıza hiç bir şey söylemeden, sadece ' yanına kimliğini, ve bohçanı alıp hazırlan. gece pencerenin önünde beni bekle' demiş, kızın yanından, başka hiç bir şey demeden gitmişti. Sahara ne demek istediğini anlamamış, söylediklerini takmayarak düğüne geri dönmüştü. gece geç saatlerde biten düğünden sonra herkes evine dağılmış, günün yorgunluğunu hemen uyuyarak bastırmak isterken, Cevahir ansızın gözüne kestirdiği bu güzeller güzeli, İran güzeli için, hiç düşünmeden evlerinin açık mutfak penceresinden içeri atlamış, kızı yatağından ağzını kapatarak, zorla alı koyup, geldiği pencereden kızıda alıp çıkmıştı... şimdi ise deli gibi atan kalbine inat, omzunda ki kızla köyden kaçmaya çalışıyordu. karanlığın içinde, uzaktan gelen araba sesiyle Cevahir durmuş, nefeslenmişti. tabi bu arada hala omzunda debelenen ve deli gibi bağıran kızıda susturmaya çalışıyordu... " İMDAATTT!!! ANNE!! ABİİİ BIRAK BENİ AYII!! YETİŞİNNN!!! KIZ KAÇIRIYORLAR!!! Cevahir ufak bir kahkaha atıp " yavrum hani az önce 'adam kaçırıyorlar' diyordun. şimdi niye 'kız kaçırıyorlar' diyorsun...beni yanlış anlayacaklar güzelim, sus" deyip yarım ağızla gülüp, yolda görünen arabaya doğru hızlı adımlarla yürüdü. Sahara adamın rahat davranışlarına dayanamayıp daha da bağırdı. " UYANIN EYY AHALİİİ!! KÖYÜ GEYLER BASTI!! KARINIZI KIZINIZI KAÇIRMAYA GELDİLER!! UYANIN BEE!! KOCANIZI OĞLUNUZU KAÇIRMAYA GELDİLER!!! UYANIN AYOOLLL!!" Cevahir olduğu yerde buz kesmiş, kızın dedilerine kulakları dahi inananamıştı. söyledikleri şeyler onun lügatına oldukça ters, karakterine bir hakaretti. elini kızın kalçasına atıp olağanca çimçikleyip bıraktı " ulan sen müstakbel kocan olacak adama ne biçim yakıştırmalar da bulunuyorsun...haa? " Sahara yediği çimçikten canı yanmış, avazı çıktığı kadar bağırmıştı, " KALKIN AYOL, ÖLMÜŞ DEDENİZİ NENENİZİ BİLE MEZARDAN ÇIKARTIP GÖTÜRDÜLER!!! KALKIN YAHUU NAMUS ELDEN GİDİYOR!!! SİZE DÜŞÜYORLAR!!! İTİRİYORLARR!!! İMDATTTT" Cevahir yolun kenarında bekleyen arabaya yanaşıp, arka kapıyı açıp, önce omzundaki kızı, sonrada kendisini arka koltuğa bıraktı. sürücü koltuğunda deli gibi titreyen, dualar okuyan arkadaşına bakıp, " Ömer, senin ben feriştahını sikeyim! nerde kaldın lan! sür şu siktiğimin hurdasını" deyip, arabayı çalıştıran arkadaşına sinirlenmişti. Ömer arabayı geldiği yola geri döndürüp son hız gaza basıp, arkadaki rahat olan arkadaşına baktı." Cevahir... Cevahir biz harbi bu sefer boku yedik...bak...elin adamının ülkesinden niye kız kaçırıyoruz?...Cevahir....oğlum bizi bir yakalarlarsa köydeki deliye bile siktirirler bizi... vallahi billahi ben bu işte yokum...Neslin öğrenirse ağzıma sıçar" deyip, korkudan bayılamak üzereydi. Cevahir debelenen kızı kolunun altında alıp, bir ayağını kızın küçük bacaklarının üzerine koydu. " ulan Ömer...sen yok musun senn... lan sen demedin mi bu kızı sana kaçıralım diye... al, aklına uyup kaçırdım işte. daha ne istiyorsun pezevenk" Sahara duyduklarıyla şoka girmiş gibi öndeki yabancı adama aynadan yarım görünen, terden sırılsıklam olan yüzüne baktı. " ŞEREFSİZLER!! PİS ZAMPARALAR!! SAPKIN GEYLER!! BIRAKIN BENİ İMDATTTT " Ömer işittikleriyle sürdüğü arabası yok sayarak, kafasını arkaya çevirip kızın yüzüne şaşkın şaşkın bakarak, " KİMM.. BİZ Mİİ...GEY Mİİ?.." Cevahir birden elini kaldırıp koltuğun arasından başını çevirmiş olan arkadaşının alnına sert bir Tokat atıp, sinirli bir sesle konuştu " ULAN KAVAT! ÖNÜNE BAK!! MURADIMA ERMEDEN BENİ ÖLDÜRMEYEMEYE Mİ NİYETLİSİN!!" Ömer alnına yediği tokatla hemen arkasına dönüp direksiyona iki eliyle asıldı. " ne bileyim Cevahir...yenge öyle deyince, bian aklım çıktı...ben sana akıl veren aklıma sıçayım...bittim ben bittim.. Neslin bu sefer kessin öldürecek beni" Sahara Cevahirin kollarından kurtulmaya çalışırken kafasını ileri çıkartıp, Ömer'e itafen konuştu, " ne yengesi be... ne yengesi. yengen değilim ben...İMDATTT!!! BENİ GEYLER KAÇIRIYOR" Cevahir yine ve yine işittiği ittama dayanayıp gözlerini devirmeden edemedi. araba içinde yankılanan Saharanın bağışlarına Ömer dayanamayıp, tedirginlik kokan bakışlarını radyoya çevirip, bir anda bir şarkı açıp, sesini yükselterek şarkıya eşlik etti. korkudan altına sıçmasına ramak kalmıştı. " yangın var, yangın var ben yanıyorum. yetişin aa dostlar ve yanıyorum" Cevahir, Ömer'e sert bir tonda bağırıp, " ÖMER!! SENİN DALAĞINI SİKERİM!!...KIS ULAN ŞUNUN SESİNİ!!" ömer korkudan irkilip arkaya bir bakış atarak radyoyu kapatmıştı... Ömer yola bakıp ilerideki çevirmeyi görünce, elleri birden titremiş, çaresizce arkasına dönüp Cevahire müjdeyi vermişti... "Cevahirciğim...ilerdeki çevirmeden sonra yenge artık seni mahpushanede temiz don atlet getirdiğinde görecek gibi..."