Volkan
Evrak işleri, eğitime katılmak derken bir şekilde fizik tedaviyi de aksatmadan bu bardireyi de anlatacaktım.
'Şu aslan parçalarını bir de ben eğitimden geçireyim bakalım' deyip eğitim sahasına geçtim.
Eğitim Alanı
" Çek o bacağı, iyice çek bacağını kırmayayım ! Sen de doğru düzgün şınav çek ! Götün değil tüm vücudun inecek, o dudaklar toprağa değecek "
Nasıl özlemişim lan... Derin bir iç çektim.
Buket de farkmetmiş olacak ki az önceki sesi yumşamıştı.
" Eminim askerlerin seni çok seviyordur" dedi bana laf yetiştirerek. Kızgındı ama benden daha fazla olamazdı. Markete bile olsa yalnız gitmesine gönlüm razı değildi.
" Ben onları şuan çok seviyorum güzelim, benim yaşıma gelince onlar da doya doya severler ,hadi çok oyalanma da eve geç, o incecik kıyafetle de bir daha çıkma dışarı " deyip telefonu kapattım.
Subayların birisinin sesini duydum
" Komtanım Cumali'nin bir sorunu var arz edebilir miyim ?"
"Şınavı bozmadan et ne edeceksen" deyince gözü İzmir'li Cumali'ye döndü.
"Komtanım Cumali teğmenim yeri öpmekte zorlanıyor" dedi. Herkes gülmeye başlamıştı
" Sussana lan köpek!" diye belli belirsiz bir inleme sesi duyuldu
Ben de anlamıştım lafın nereye gideceğini ama oyunlarına katılmaya karar verdim.
"Niye oğlum dudağında mı sorun var ?"
Diğer bir subay " Yok komtanım sorun dudağında değil" deyince tekrar gülmeye başladı herkes.
Şerefsizler... Tam bir puşlar takımı kurmuştu Cenk kendinden de beklendiği gibi.
"Allaa Allah, e neymiş sorunu?" dedim
Cumali " Yok komtanım sorun falan, yalan söylüyorlar " diye itiraz ederken utancından ölüyordu çocuk
Derken arkadan üsteğmen Erk' İn sesi yükseldi " Yalnız benim itirazım var komtanım burada alenen haksızlık var, Cumali şınavda destek alıyor "dedi,
Herkes katılarak gülmeye başlamıştı,
Bir diğeri " Kıskanma olum, varsa sende al destek " dediğinde bağırdım
" Çok konuşma tek kola geç "
Diğer bir zevzek "Komtanım Cumali bence 2 kolunu da kaldırıp öyle şınav çeksin haksızlık oluyor " deyince tüm tim yere kapandı gülmek için.
Ben de dayanamamış gülmüştüm. Cumali Osmanlı zamanında gelen siyahi vatandaşlarımızdandı.
Akılları sıra çocukla alet şakası yapıyorlardı bizim edepsizler, çocuk da o kadar mülayim, utangaç.
Teğmen Fikret " Cumali kızardın mı lan sen, hiç belli de olmuyor ki aq " deyip takılmaya devam etti.
Herkesin gözü şınav pozisyonundan çıktıkları için bana döndü. Vereceğim cezaya odaklanmışlardı,
Canlarnı çıkartmıştım deyim yerinde ise.
" Dağılın cezayı yarın vereceğim sizin için özel şeyler düşüneceğim" deyip timi yolladım.
Odaya geri dönüp tekrar sıkıcı ama o kadar da hasret kaldığım evrak işlerine dönmüştüm ki Cenk içeri Yiğit Alp ile girdi.
" Henüz erken değil mi?" dedim çocuğun üstündeki üç yıldızlı zıbına bakarak
" Üstelik yüzbaşı?" dediğimde aniden çocuğu kucağıma verdi
" Şuna bir iki dakika baksana ya, ben bir tuvalete gidip geleyim"
" Cenk sana şimdi bir rütbe konuştururum, bebek bakıcısı mıyım ben şerefsiz?"
Odada tek olmanın rahatlığı ile takılıyordu piç, kolay kolay da rütbe de konuşturmuyordum
" Anası nerde bunun?"
Bir yandan iki büklüm kapıyı açıp tuvalete koşarken bir yandan bağırdı " Terk etti bizi! düşünebiliyor musun, olacak iş değil" söylene söylene kayboldu
Bense karşımda cuk cuk parmağını emen Yiğit Alp ile kaldım.
" Bu zamana dek neden terk etmediğini düşünüyorum aksine, mal oğlum senin bu baban, mal!"
Güldü, aynı fikirde kesin!
Doğukan Acar
Geçen her gün öfkem biraz daha artıyor... sonunda öğrenmiştim. Turgut bey 2 haftalığına Berlin'e gitmek zorunda kalıyordu 3 gün sonra
Seda ise tüm günlük rutinlerini öğrenmişti. Bana ise sadece sabretmek kalmıştı. 3 koruması vardı
İkisi önemli değil ama yakın koruması Gölhan çok iyi eğitim almış eski bir mit ajanı. Daha geçmişinde ise S.A.S. komandosu
Kafasına sıkmadan ondan koruduğu kişiyi alamazsın. Benimse korkudan bir köşeye saklandığıma baya ikna oldular.
Kimse ile görüşmüyor, en ufak bir hareketlilik bile göstermiyordum. Bu da onlarda Korktu saklandı izlenimi yarattı.
Korkan birine karlı önlemlerinizi hafifletirsiniz. Aynı hatayı onlar da yapıyordu. Elime son fotoğrafları geçti... Sarı saçlarını toplamış, rüzgarda savruluyor birkaç teli, rüzgarın esintisi ile kapatmış gözlerini...
Elinde bir kahve fincanı...
O kadar güzel ki! neden bıraktım, nasıl bıraktım? benimdi... gelmişti, yenilmişti, yalnızdı...
Gözlerimi her kapattığımda aynı sahne... boynuna gömdüğüm başım, bacaklarının arasında vücudumun kendini kaybedişi...
Nasıl da titriyordu, istemiyordu ama önemli değil , er ya da geç isteyecek. Kaçacak yolu kalmayınca, çaresiz kalınca, umudunu kesince isteyecek!
Gözlerimi hayali ile kapattım. Çok yakında güzelim, çok yakında...
Doğan Atmaca
"Anlat bakalım nasıl bulacağız bu şerefsizi... "
Gözüme ima dolu bakıyordu... " Ne?"
" Seda'yı takip ettim, o da Volkan ve Buket'i takip ediyordu. "
" Eee?"
Kesin hoşuma gitmeyecek bir şey söyleyecekti...
"Turgut başkan da dail herkesi karşıma alacak efsane bir planım var"
Al işte, ortalığı bok çukuruna çeviricem sen de yanımda ol diyor!
Planını anlattı... normal şartlarda on numara plan der geçerim ama söz konusu kişi Turgut başkanın kızı, silah arkadaşımın karısı...
" Sen kafayı mı yedin? Kesin yemişsin bendeki de soru"
Bana kınarca bakıyordu
" Ben ajanım, duygularımı işe karıştırmam sana da tavsiye ederim"
" Lan ne duygusundan bahsediyorsun, bir küçük aksilik olsa..."
" Olmayacak" dedi burnumun dibine dek dikilerek
" Sen de başka çaremiz olmadığını biliyorsun. " diye de ekledi vicdansız
Biliyordum ama işte ama... Koca bir ama amına koyayım!
" Volkan beni siker, bırak Volkan'ı Turgut başkan beni öldürür, Volkan da ölümü siker... anladın mı başıma gelebilecekleri"
" Ben seni saklarım, öfkeleri geçene dek"
Asla vazgeçmeyeceğini belli edercesine dik ve ısrarcıydı duruşu
"Şiddetli bir deprem gibi düşün. Sadece hedeflenen yapılar yıkılacak, artçılar da geçince her şey normal seyrine dönecek "
Bir taraftan da üstünü soymaya başladı.
" Lan!" arkamı döndüm
" Ne? Utandın mı?"
" Sen neden utanmadın onu da sor kendine? Alışkanlık oldu sende üstünü çıkartmak, sağı solunu açmak. Götünü başını sergilemeden duramıyorsun herhalde!"
Tam karşıma iç çamaşırları ile dikildi
" Basit bir çıplaklık Doğan Atmaca. Bikini giyiyoruz ama iç çamaşırı olunca mı çıplak sayılıyoruz" deyip gözümün önünde üstünü açtı
" Bu beni ikna etme çabansaa..."
Kaşını çattıp bana baktı, sonra da benimkine " Seni ikna etmek istesem çok bir çaba harcamazdım" deyip önümden çekilip gitti...
"Buket'i ikna etmeye gidiyorum" dediğinde koluna sarıldım
" Kızım bak bu iş çok tehlikeli"
" Senin işinde en iyisi olduğunu duymuştum. İşi Doğan'a devret arkana yaslan bekle derlermiş, hayal kırıklığı yaratıyorsun "
O an fark ettim daha üstüne bir şey giymediğini, gözümü kaydırmama çabama mı gülüyor lan o ?
Arkamı döndüm tekrar. "Giy üstünü, ben bırakırım seni. Ben de olacağım. Arkamdan iş çevirdiğini düşünürsem kafana sıkarım. Buket ne derse o. Üstelemeyecek, etki altına almayacaksın. "
Karşıma geçti, hanım hanımcık elbise de giymemiş mi, tam çıldırmalık
" Anlaştık"