Buket
Ne ara bu pozisyonda bulduk kendimizi, en son tüm gücümle göğüs kafesine vuruyordum, şimdi ellerim göğsünde bedenim bedenine adeta yapışık, onun elleri kalçamda gezerken...
Dudakları dudaklarımda... Çok tutkulu öpüşüyor! Tüm vücudumu karıncalandıracak, her hücremi uyaracak kadar.
Kalçamdaki elinin birisini kafama getirip parmaklarını saçlarımın arasında gezdirerek saçlarımı doladı eline ve daha da kendine çekti beni
Dudağımdaki baskısı giderek arttı, dudaklarımda başlayan ateş ağzımın içine yayıldı... Nefes almaya çalışırken eğer öleceksem de şu anda ölebilirim diye düşünüyordum. Kalbim daha önce hiç bu kadar hızlı çarpmamıştı...
Kilometrelerce yol koşmuşcasına nefes nefese kalmış, kalbim ağzımdan çıkacak gibi atarken elleri sırtımda, kalçamda ensemden başıma yol alıyor, beni kendine bastırabildiği kadar bastırıyordu.
Çatlak kaburgamın acıdığını hissediyordum, canım acıdı ama ilk defa canımı acıtmak için hareket etmeden canımı acıtıyordu.
Dayanabilirdim bu acıya, dili ağzımın içinde ustalıkla dolanırken ağzının içine zevk ile inleyen sesim doluyordu...
Her arzu dolu inlememle daha da baskısı artıyor, ateşe sanki bir odun daha atmışızcasına sertleşiyordu.
Kalçamdaki elleri ile bacaklarımdan tutup kucağına alıp beline sardırdığında ona az evvel " Bir daha bana sakın dokunma ! Asla dokunmayacaksın! Seni istemiyorum!" Tüm kelimelerimin birer zırvalık olup havada süzülüşüne şahit olmuştum.
Onu istiyordum, şu dünyada bir tek ona ait olmak istiyordum, kollarının arasında olmak. Onurumu korumak için onu kendimden uzaklaştırmam gerekti biliyorum ama bu benim irademin başından kaybettiği bir mücadeleydi. Ben onunla onun teni, dokunuşu ile hep ilk kaybeden taraf oluyordum.
Göğsündeki elim bir an kalbinin üstüne gittiğinde kalbinin en az benim kadar şiddetli attığını fark etmiştim.
O da mı istiyordu? Benim onu istediğim gibi... Beni yatağa yatırıp elini ensesine atıp tişörtünü çıkarttı
Karşımda üstünü soyarken gözlerinin kararmış tüm vücudumda her bir uzuvumda dolanarak tehlikeli gezisi ile var olan benliğim, şuurum da tamamen silinip gitmişti.
Kısa sürede üstünü soyup üstüme kapandığında nefes alış verişim daha da hızlanmış , gözlerimi " Bu gördüğüm rüya ise asla uyanmayayım tanrım" diye dilek dileyerek kapatmıştım.
Bakamıyordum ona, her içime girişinde benden iğrenen bir ifade olurdu, her şey o kadar güzeldi ki, o ifadesini görmek istemiyordum
Boynumda sıcak nefesini hissettim, dudaklarını... Öpmüyordu, boynumdan tenime temas eden dudaklarını sürterek gerdanıma ilerliyordu.
Yeni tıraş olmasına rağmen minik sakalları tenimde çizilme hissi yaratırken sağ eli göğsümde, sol eli ise iki elimi başımın üstünde sabitlemiş sımsıkı kavramıştı...
" İstediğin bu mu?" dedi nefes nefese gerdanımdaki dudaklarını çekmeden. Nefesi tenime çarparak konuştu
" Böyle bir sevişme mi istiyordun, o yüzden mi kendine başka erkek aradın?"
Son söyledikleri ile bileğimdeki elinin baskısı arttı, göğsümü daha çok sıktı...
Sinirlenmişti, farkında değildi ama beni kıskanıyordu! Başka bir erkeğin bana dokunma ihtimali bile onu çıldırtmaya yetmişti.
Barda dans ederken eteğimi yukarı sıyırararak kalktığımda bir anlık göz göze gelmiştik. O an fark etmiştim gizleyemediği kıskançlığı.
Etrafta bana değer her gözü kör etmek ister gibi bakıyordu. Ya beni ? Beni ise onlara seyir zevki verdiğim için pişman etmek istercesine.
" Söyle, böyle mi sikilmek istiyorsun?"
Dudaklarını gerdanımdan çekmiş bana bakıyordu. Bense adeta öpücükleri, dokunuşları ile sarhoş olmuşcasına kendimden geçiyorum altında...
Ona bahşettiğim tek cevap inlemelerimdi.
Bir anda kulağımda dudaklarını ve nefesini hissettim
" Şu inlemen var ya..." Tekrar öpmeye başladı eteğimi yukarı sıyırıp iç çamaşırımı kenara çekerek içime girmeye başladı...
Dardım halen, içime her saniye girişini hissediyordum ama çok rahat girmişti.
Kayganlaştırıcı sürmüşüm gibi. Sanırım ilk defa hazırdım ona, beni ilk defa hazır hale getirip sevişmişti.
Dudaklarıma kapanıp daha da ateşli derin bir öpücük kondurup ağzımın içine dudaklarını dudaklarımdan çekmeden konuşmaya devam etti
"Şu inlemelerin var ya... "
Ne? Şu inlemelerim ne? Şuan o kadar bilmek isterdim ki, ne hissettiğini... İlk defa benimle sevişirken kendimi beni kullanıyor gibi değil de benimle sevişiyor gibi hissettim.
İçime tamamen girdiğinde öyle bir sesle zevk aldığını bana belli etti ki, adeta içimi doldurmaktan aldığı hazla kontrolünü kaybetmişcesine.
Boğazından derin bir erkeksi inleme çıktı
" Çok sıcak, amına koyayım çok sıcak" nefes nefese bana baktı " Çok sıcaksın, bu kadar çok mu arzuluyorsun?"
Bilmiyordum, öyle mi oluyordu? Evet onu çok arzuluyorum ama arzulayınca mı öyle oluyordu.
Alnını alnıma dayayıp içimde git gel yapmaya başladığında eli yine göğsümdeki yerini aldı, bileklerimi sıkan eli biraz olsun gevşemişti...
Zevk dolu erkeksi sesleri, sıcak nefesi yüzüme çarpıyor, tüm vücudunun ağırlığı altında eziliyordum.
Bacaklarımı açabildiğim kadar çok açtım, onu istiyorum, onu her hücresine dek istiyordum
Fark etmişti bacaklarımı daha da ayırdığımı, sesli şekilde güldü..
Volkan güldüğünde çok yakışıklı görünüyordu, buz gibi ifadesi yumuşuyor, kimseye göstermediği bir yüzü ortaya çıkıyordu...
" Beni bu kadar istemen..." Yine sustu
Neden hiç bir cümlesini tamamlamıyordu ki! Ne zaman bir söze başlasan aniden bir şeyi hatırlayıp bıçakla kesilmişcesine kestirip atıyordu konuyu. Susuyor, gülümsemesi, bakışı, duruşu değişiyordu!
Neden?
İçimdeki darbeleri giderek sıklaşırken ilk defa acıdan değil zevkten inliyordum altında.
Ellerini bileğimden çekmiş, serbest bırakmıştı. İki eli başımın yanında şınav çeker gibi duruyor içime hızla girip çıkıyordu.
Ellerimi bir an göğsüne katmak istedim ama daha önceki ilişkilerimizde " Bana dokunma !" dediğini hatırlayıp geri çekeceğim sırada " Yap ! " dedi
Göz göze gelmiştik " Dokunabilir miyim?" diye sordum reddedilme korkusu ile çekinerek.
Kısılmış, tahrik olmaktan kalınlaşmış sesi ile " Yap , dokun, ne istiyorsan...Yap !"
Ellerimi göğsüne kattım, ilk defa sevişirken ona dokunmama izin verdi. Ellerim sert göğsünde, vücudunda, boynunda, sırtındaki her kasında gezinirken dokunuşmarıma gözlerini kapatıp dudağını ısırıp başını arkaya atarak karşılık verdi. Boğazından yine o erkeksi tınılar çıkartarak.
Kendini çok zor tutuyor gibiydi, sanki çok daha fazlasını yapmak istiyor ama belli etmemeye çalışıyordu. " Siktir bu kadar olmamalıydı" diye kısık kalın sesi ile acı çeker gibi söylendi. Aldığı hazzı bastırmaya çalışıyor gibiydi.
Benimse ellerim bir müddet vücudunda dolanıp geniş omuzlarında son buldu. İçime o kadar sert girmeye başlamıştı ki, ellerimle sırtından destek alıyordum, altında yatakta yukarı aşağı savrulurken tüm vücudum benimle yatakta inip kalkıyordu...
" Ahhhh"
Arzu dolu inlememle göz göze geldik tekrar. Bakışları daha önce hiç görmediğim kadar karanlıktı.
Gözlerini kısmış tüm yüzümü inceliyordu. Bense kayan gözlerimle ona bakmayı uzun süre devam ettiremeden dudaklarımı birbirine bastırarak çığlıklarımı engellemeye çalışıyordum.
O kadar sıcaktı ki organlarımızın kavuşma yeri, göğsü, kasığı içimde gidip gelirken temime sürtünüyordu.
Daha önceleri olmadığı kadar hızlı girip çıkıyordu ki, tüm vücudum titremeye başlamıştı
Tekrar alnını dayadı alnıma, şiddetlenen vücudumun sarsılmasıyla " Orgazm oluyorsun korkma " dedi
Daha önce hiç olmamıştı, Volkan hep kendini tatmin etmiş , benim zevk almama hiç aldırmamıştı.
"Rahat bırak kendini, çığlığını duymak istiyorum "
Yaptım, zevk dolu inlemelerim, titreyerek çıkıyordu...Her sert darbesi ile inlemem kekeme bir şekilde bölük bölük dökülüyordu dudaklarımdan.
Bir süre sonra tüm vücudum her bir kasım gerilip titrerken beni daha da sıkı sarıp içime sertçe girip çıkmaya başladığında ondan da yüksek sesli inelemeler ve üstümde atılan vücudu ile içimde hissettiğim organının büyüyüp atması, içime akan ılıklığı eşliğinde kendimi kaybetmiş. Dediği gibi orgazmı yaşamıştım.
İkimizde aynı anda rahatlamıştık. Kendini üstüme bıraktığında terli vücudu ter içinde kalmış vücuduma kapanmış, nefesimizi toplamaya çalışıyorduk.
Normalde işini bitirip giderdi ama şuan ona sarılmaya o kadar ihtiyacım vardı ki, cüret edemedim, işi bitmişti çünkü benimle.
Ona sarılmak için kalkan ellerim beline sarılmadan inerken saçımda iri ellerini hissettim. Saçımı okşuyordu, boynumda dudakları , burnunu gömmüş nefes alıp verirken eli ile saçımı okşuyordu.
Bir süre sonra hem boynumda dudaklarını hemde başımda saçımı okşayan ellerini hissetmeye başladığımda ben de tekrar bir cesaret gösterip beline sarıldım.
İkimizde yatağı ıslatacak kadar terlemiştik, ama ne ben onun terinden vücudumdaki ıslaklıklardan tiksindim ne o benimkinden.
Nefesi yavaş yavaş düzeltirken
"Tuvalete gitmen gerek mi ?" dedi düşük bir sesle
" Hayır " dediğimde " Tamam" deyip başını daha da gömdü boynuma. " Uyuyacağım rahatsız etme"
Uyuyacak mı ? Üstümde mi? İçimde halen atarak küçülen organını çıkartmadan uyumaya başladı...
Ama ben buna alışırım... Başımdaki elinin içine bir tutam saçımı kavrayıp başını boynuma gömmüş üstümde, organı halen içindeyken uyumaya başladı.
Bense ondan daha bitkin, daha sarhoştum... Kendimi anın akışına bıraktım. kapattım gözlerimi. O erkeksi kokusuna karışmış barut kokusu, teri ile vücudunun kendi kokusu... Hepsi o kadar güzeldi ki!
Yatağımızın ıslak olduğunu biliyordum, bacaklarımdan akan ıslaklığı hissediyordum ama o üzerimde arada küçük kımıldanışlarla yerini daha da sağlamlaştırıp uyumaya devam ediyordu.
Kaburgamın acısının umrumda bile olmadığını o an fark etmiştim. Zaten sol yanıma kavisli yatmıştı, hasarlı bölgeme yük gelmiyordu ama yine de sevişirken zorlanmıştım sızlıyordu ama umrumda mıydı, hayır.
Bana ilk defa değerli hissettiriyordu, bunu bir kaburga ağrısı ile kısacık bir an olarak sürmesine müsade edemezdim.
Belki de uyandığında ayrılacaktı. " Beni istemeyeni ben de istemem" diyecekti.
Tuhaf ama evet, bekliyordum böyle bir şey ondan. O yüzden de ne kadar sürerse o kadar sürsün bana dokunuşu istiyordum. başımı yana döndüğümde yüzünün bana dönüp boynuma sokulmuş olduğunu gördüm.
Birdaha asla cesaret edemeyeceğim şeyi yaptım. Elimi yüzüne götürüp dudağımın uzanabildiği tek noktayı, saçını öptüm. Parmaklarım saçlarının arasında gezerken.