**
Yasemin, odanın kapısına geldiğinde, elinde tuttuğu tepsi ile durdu.. Madem kapıyı çalmadan girmek yasaktı.. O halde oda kapıyı çalarak girecekti.. Ve iki eli de dolu olduğuna göre.. Kapıya ayağını sertçe vurmaya devam etti.. Kapı açılana kadar vurmaya devam etti.. Kendisine kızan gözlerle Murat kapıyı açmıştı..
''Sen ne yaptığını sanıyorsun.. Bu nasıl kapı çalma şekli''
Yasemin elinde tepsi ile git di ''Kusura bakmayın patron ellerim doluydu ayağımla çalayım dedim.. '' Genç kadın, bu adamı deli etmenin derdine düşmüştü artık
''Bunu yapa'' Murat daha cümlesini tamamlamadan
''Ama ayakla vurmak yasak değil.. Yani ben yasakları çiğnemedim.. Hep uymaya çalışıyorum patronumun kurallarına'' Halıydı Yasemin’in… O sözleşme maddelerinde , böyle bir şey yazmıyordu. Elbette oda , elinden geldiğince maddelere uyacaktı
Genç adam burnundan soluduğunu fark etti.. Sakince masasına geçti.. Kahvesini aldı eline.. Genç kadının ona bakan gözlerini gördü.. Bu kadınla cidden işi vardı.. Artık hemfikir olmuştu buna
İmalı bir ses tonu ile.. Gayette ciddi ''Tükürmedin demi''.. Hiç güveni yoktu… Şuan bu kadın gözünde herşeyi yapabilirdi işte
Yasemin gülerek ''Hiç olur mu öyle şey.. Yasaklı maddeleri asla uygulamam, üstünde ki Saniye ablanın becerisi vallahi güzel köpük çıkartıyor'' Elini ağzına götürüp gülmeden duramadı.. Cidden, nasıl böyle düşünüyordu .. Gözlerini tavana kaldırıp .. “Bu kadarını yapmam ya” diye geçirdi içinden.. Sonra gözlerini çevirdi.. Yapar mıydı acaba diye kıs kıs güldü
Yasemin'e güvenmese de, yinede onun elinden kahve içmek istiyordu.. Genç adam ağzına götürdü kahveyi bir yudum çekmesiyle masaya püskürtmesi bir olmuştu.. Öfke ile ayağa kalkarak..
''Sennnnnn'' dedi… Cidden bu kadın ayarları ile oynuyordu
Yasemin gülen gözlerle baktı karşısında duran adama ''Sade kahve güzel olmuyor diye, bende bi farklı olması için biber koydum.. Nasıl güzel mi beğendiniz mi.. Beğendiysen, bundan sonra biberli kahveler benden.. Sen hiç merak etme patroncuğum''
Murat, kaşlarını kaldırarak ''Sözleşme''
''Sahi sahi bizim bir sözleşmemiz vardı.. Yalnız o sözleşmede kahveye biber koymak yasak yazmıyordu.. Yazsa?? Kesinlikle uyardım. Vallahi bak''
**
Kerem, arabasını park edip indi.. Hanife'yi görünce yanına giderek..
''Ne yapıyorsun Hanife'' dedi genç kıza tüm samimiyet ve içtenliği ile
''İyiyim abi sen nasılsın'' Hanife, de aynı karşılıkla cevap vermişti
''İyiyim bende, Murat nerede'' etrafa göz gezdirerek bakındı
''Çalışma odasındalar''
''Anladım, Hanife, sen bir süre daha çiftlikten çıkma olur mu'' uyarıcı bir şekilde genç kıza akıl verir
Hanife korku ile baktı genç adama ''Yine mi Kerem abi''
Kerem, dudağını ısırdı ''Öyle, sen dediğimi yap çıkma .. Murat'ın da haberi var''
''Nenem ne olacak '' tek merak ettiği kişi Nene’siydi genç kızın… Korkuyordu, onada bir şey omasından..
Yaşlı kadını orada bırakmak gibi bir niyetleri yoktu tabiki.. ''Salih abiye yada Ali'ye söyle getirsinler, oda kalsın seninle''
Hanife minnetle baktı Kerem'e ''Allah sizden razı olsun abi.. Ben nasıl öderim size borcumu''
''Sen bizim kardeşimizsin sakın bunu bir daha duymayayım..Hem, Murat’ta kızar.. Hadi sana kolay gelsin '' Konaktan hızla içeri girip Murat’ın çalışma odasıan gider
**
Yasemin gülerek ''Neyse ben izninizi rica edeyim, patronun emirleri önemli değil mi'' intikamını almıştı genç kadın…
Kerem kapıyı çalmadan içeri girmişti.. İkisinin birbirine sinirle baktığını görünce.. ''Mevzu mu var'' dedi gülerek..
''Evet, bu adamı öldüreceğim de.. İçeride kaç sene yatarım diye hesap ediyorum'' havaya tekrar baktı Yasemin… Gözlerini kısarak ciddi ciddi hesap yapıyordu parmakları ile.. Bu haliyle genç kadın sevimli duruyordu
''En az 10 yıl, gerçi sözleşme maddelerini gösterirsek nefsi müdafaya girer ama'' Murat’a bakarak
Murat sinirle baktı arkadaşına ''Kerem'' dedi uyararak.. En yakın arkadaşı, ona diş göstermeye başlamıştı.. Halbuki, bu kadının onun hakkında neler düşündüğünü ve sözleşme maddelerini ne için yaptığını da bilen tek kişiydi.. Şimdi ise..
Yasemin başını çevirerek ''Nereden biliyorsun yoksa sen avukat mısın'' Aradığı fırsat ayağına gelmiş gibi baktı
''Aynen.. ama senin olduğu kadar benimde patronum'' başını eğerek ''Üzgünüm yenge karşı tarafa çalışıyorum.. Beni paranla satın almak istersen, önce patronumu ikna etmek zorundasın''
Yasemin dişini sıkarak ''İyi halt ediyorsun.. Salak'' diyerek hızla çıktı odadan..
Kerem gözlerini açarak ''İlk gün ve baya baya sinirli.. 2 hafta içinde muhtemelen senin kafanı keser.. Ben en iyisi, zengin bir patron bulayım.. Yakında sana veda edeceğiz gibi''
Murat off çekti ''Kes şu zırvalığı Kerem.. Sinirimi bozuyorsun''
“Ovvv baya gerginiz” dedi yüzünde mimikleri oynayarak..
“Kerem” dedi dişini sıkarak Murat..
Kerem, tek kaşını kaldırıp ellerini cebine koydu.. “Murat, şaka bir yana ciddi bir sorunumuz var'' ciddiyete büründü genç adam
Murat arkadaşına bakarak ''Ne oldu gene'' Az çok biliyordu olan biteni..
''Köylüler ayaklanmış yine''
''Offf offf deli olacağım anlatamıyorum bunlara ya'' saçını eliyle karıştırdı
''Abi sinirlenme, sonuçta bizi bilen biliyor'' Elbette , bilen biliyordu ama …
''Bilmeyende o şerefsize köle oluyor, daha ne olsun kerem'' Murat delirmek üzereydi.. Bu durum hem canını sıkıyor hemde nasıl işin içinden çıkacağını düşünmeye çalışıyordu
''Sakin ol, halledeceğiz.. Kahveye gidelim hepsi oradadır nasıl olsa.. Konuşuruz buluruz bir çözüm.. “
''İyi fikir.. İnşallah işe yarar''
Kerem, Murat’ın sırtına elini koyarak “İşe yarayacak kardeşim.. Sen merak etme… Öyle şerefsizlere, papuçu bol bırakacak değiliz.. Görecek gününü”
Murat, gülümseyerek baktı kardeşine.. Başını yavaşça salladı…
**
Yasemin, kendisini atların yanında bulmuştu.. ahırda 4 tane at vardı.. hepside birinden güzel duruyordu.. yalnız bir tanesi, siyah ve beyaz kesimli bir at sürekli ses çıkartıp olduğu yerde durmadığı için Yasemin'in dikkatini çekmişti.. Yanına yaklaşmaya korksa da.. Yinede yavaş adımlarla atı ürkütmeden yanına geldi.. Demirli korkuluklardan öylece baktı..
''Selam bebek naber.. Senin adın ne''
Tabi ki, atın cevap vermeyeceğini biliyordu ama kendi, çapında eğlenmekte hoşuna gitmişti.. Tam ata elini yaklaştıracak ken..
''Rüzgar'' diye bir ses duydu.. genç kadın damağını çekerek sesin geldiği yöne baktı..
Esmer, uzun boylu genç bir çocuk dikildi karşısında.. Tek kaşını kaldırıp merakla bakındı
''Sende kimsin'' dedi Yasemin
''Adım Ali.. Saniye ve Salih'in oğuluyum. Sende İstanbul'usun galiba'' Çocuğun ses tonundan kendisini sevmediğini anlaması geç olmadı..
''Adım var benim.. Bilmiyorsan öğren, Yasemin.. İstanbullu değil adımı söylersen sevinirim''
''İsminizi öğrenecek kadar ilgilenmiyorum.. Duyduğuma göre fazla kalıcı değilmişsin '' Sevmemişti Yasemin’i Ali.. Hemde hiç sevmemişti.. Ve bunu yüzünd bile belli ediyordu.. Gerçi tek yüzünden değil, diliyle de belli ediyordu.. sevmediiğini
Yasemin, çocuğun sert tınısından rahatsız olsa da ata bakmaya devam etti.. Yüzüne bakmadan da cevap verdi ''Evet, uzun kalmayacağım.. çok şükür''
Yasemin tam ata dokunacağı zaman.. Çocuk müdahale ederek ''Dokunma.. Huysuz o, koparırsa parmaklarını görürsün İSTANBULLU..''Dedi ismini bilmesine rağmen söylememeye özen gösteriyordu..
''Yasemin'' dedi genç kadın dişini sıkarak… isminin altını çizerek ''Kimin bu''
''Murat abimin''
''Aman ne güzel aynı kendisi gibi.. Bulmuşlar birbirlerini'' At’ın huysuz oluşu.. Murat’ın huysuz oluşu ile aynı.. At parmağıını… Murat, önrünü koparır gibiydi
Ali, Murat abisine laf atıldığını duyunca sinir olmuştu.. Genç kadına dönerek ''Burada çok kalıcı değilsin belli. Ama Murat abime de laf etmekten vazgeç. Biz buralarda Murat abimize laf ettirmeyiz.. İstabullu hanım''
“ne Murat abinizmiş yaa”
Hanife, koşarak geldi.. Yasemin'inin koluna girerek ''Abla hadi yemek hazırlamaya gidelim''
Hanife, Ali'ye çocukluktan beridir aşıktı..Ama aşkına hiç karşılık alamıyordu yada öyle hissediyordu.. Ali'nin bu sert sözleri onunda canını sıksa da, kimse ona laf etmesin diye elinden geleni yapıyordu.. Ve biliyordu Yasemin ve Ali karşı karşıya gelirse.. Murat abisi muhtemelen Ali'yi suçlayacak Yasemin'i tutacaktı..
''Bir dakika'' dedi Yasemin kolunu çekerek Hanife'den.. Ali'nin sert yüzüne baktı ''Ne bu sevgi ya, madem fazla kalmayacağımı da biliyorsun neden burada olduğumu da biliyorsundur her halde.. Murat abin''
''Biliyorum.. Ama sen burada Murat abim den nefret edeceğine. seni bu yolla sürükleyen babandan nefret et. Suçlanacak son kişi Murat abi''
''Sen ne sanıyorsun ya kendini''
Ali sinirlense de sakin kalacaktı.. Bu İstanbullu kadına sinir olmuştu.. ''Sende üzeceksin murat abiyi biliyorum .. Sizi değiştiremeyince siz onu değiştirmek isteyeceksiniz. Öteki başaramadı defoldu gitti umarım sende yakın zamanda defolup gidersin''
Ali daha fazla umursamadan çekip gitmişti ahırdan.. Hanife ise öylece baka kaldı Yasemin'e.. Yasemin ise, genç çocuğun arkasında boşluğa doğru baka kaldı..
''Öteki kim'' diye bildi genç kadın..
**
Yasemin ''Öteki'' kişinin kim olduğunu merak ediyordu.. Ama yinede diline getirmekten kaçındı genç kadın. Hanife ile ahırdan çıkarken
''Abla bu olay aramızda kalsın olur mu''
Yasemin anlamayan gözlerle baktı o an ''Ne olayı''
''Ali'' diye bildi başını eğerek. Utanıyordu genç kadın..
Yasemin tek kaşını kaldırdı ''Ay merak etme, uğraşamam onlarla zaten''
Hanife o an rahatlamıştı.. Yasemin Hanife''nin kolundan tuttu ''Sen burada ne kadar zamandır çalışıyorsun''
''Fazla olmadı abla, 1 ay kadar oluyor''
Yasemin tek kaşını kaldırarak ''Senin ailen yok mu'' Hanife başını yere eğince Yasemin hanife'ye bakarak ''Ya çok özür dilerim, biraz dilim gevşektir çok pardon üzmek istemedim seni''
''Yok abla, alıştım ben. Şey anam babam öldü benim. Bir nenem var, o büyüttü beni''
''Eee yaşın kaç senin okumuyor musun sen''
''18'me yeni girdim abla, okuyacağım.. Ama şimdi ara verdim.. Öyle işte ara vermem gerekiyordu bende ara verdim''
Yasemin anlayışla baktı ''Bu gaddar mı istedi yoksa senin ara vermeni. Eeee tabi bulmuş garibanı sömür sömüre bildiğin kadar. Ben onun var ya''
''Yok abla, dur napıyor sun. Murat abi asla öyle bir ey yapmaz. ben kendim istedim. Kendim isteyerek verdim arayı''
''Hımm onun bir suçu yok yani''
''Aynen öyle abla.. Murat abimle alakalı değil''
''Olsun sen yinede çok ara verme.. Burada olduğum zamanlar ben seni çalıştırırım sakın unutma''
Hanife gülerek ''Sağ ol Yasemin abla..Hadi akşam oluyor neredeyse, yemekleri hazırlayalım sende acıkmışsındır''
''Olur vallahi cidden acıktım ben ya''
Hanife önden giderken. Arkada onu takip eden Yasemin'in kaşınması devam ediyordu.. Genç kadın sesinin tınısıyla ''Noluyor be bu ne tatlı kaşınma böyle''
ikisi de mutfağa girmişti.. Saniye ise bütün yemek erzaklarını mutfak masasına bıraktı.. Yasemin'e bakarak gülümsedi ''Sen salata yapar mısın kızım''
Yasemin gülümseyerek ''Olur''
Hepsi iş birliğine bürünmüştü.. malzemeleri yıkarken, yavaş yavaş kaşınması da hızlanıyordu Yasemin'in.. O hızlanmada kimse Yasemin'in kaşınma sını da fark etmiyordu.. Bu durumdan rahatsız olmaya başlasa da, kimse yanlış anlamasın diye söyleyemiyordu genç kadın..
**
Kerem, bakındı arkadaşına.. ''Bence bir an önce önlem almalıyız''
Murat, bilgisayarının başında duruyordu ''Elimden almasaydınız o şerefsizi şimdiye bitmişti''
Kerem, başını çevirerek ''Delirdin ice haaa.. Anladık herkes bunu yapmak istiyor ama, bu çözüm değil bir pislik yüzünden içeriye mi girmek istiyorsun''
Murat, başını salladı. Kerem'in haklı olmasına sinir olsa da.. Evet haklıydı.. Doğruyu söylüyordu genç adam.. Öyle bir adam için asla değmezdi.. Sabırlı olmalı ve ona göre doğru yolu bulmalıydı..
''Köylülerden ne haber''
Kerem gülümseyerek ''Musa amca, küçük oğlanı evlendiriyor haftaya''
Murat gülerek baktı ''Hadi ya, sıpaya bak o kadar oldu mu ya o''
''Söyledim bir şeye ihtiyaç var mı diye.. yok dedi.. İkimizi özellikle çağırıyor''
Murat baktı arkadaşına gülerek ''Hadi sana gün doğdu çerkez oyununu oynarsın yine''
''Ne var oğlum, sizin Zeybek olayınız varsa bizimde çerkez olayımız var. kıyasıya yarışır.. Yaparız demi yine''
''Artist '' dedi Murat
**
Masaya tabakları dizerken, hala kaşındığını fark etti Yasemin ''Off bune ya ben niye bu kadar kaşınıyorum.. Ayy deli olacağım
Hanife gülerek sofraya yemekleri getirdi.. ''Birazdan Murat abigil gelir''
''Aman bana ne ya'' dedi genç kadın. Hanife odadan çıkınca genç kadın daha çok kaşındığını fark etti.. Saçı kaşınmaktan dağılmıştı.. farkında bile değildi dağıldığının.. '' Sinir oldum bu ne kaşıntı ya.. Offf ay birde tatlı tatlı.. İnsan kaşındıkça zevk alır mı ya '' dedi genç kadın..
Murat ve Kerem, yemek için gelmişti masaya doğru.. Yasemin, Murat'ı gördüğü an suratı düşse de, Kerem ona selam verince zoraki gülümsedi genç kadın...Her şeyin hazır olduğunu anladığında odadan çıkacakken.
''Yemeklere de fare zehrini atmamış sındır''
Yasemin arkasını döndü.. Kerem şaşkın, Murat ise keskin bakışlarıyla dalgaya aldı genç kızı
''Yok, üstüme kalır diye atmadım. Sonra gideceğim zaman yapacağım kısmetse inşallah''
Murat yüzü düşse de, Kerem bir anda haykırarak gülmüştü. ''Abi al beni bu eve vallahi gece gündüz çalışırım. Mahrum bırakma bu didişmeden''
''Ye yemeğini hasta etme beni''
''Sevimsiz adam'' dedi Kerem tiksinerek bakarken arkadaşına
Murat bu kızın, laf sokmalarına sinir olsa da, Kerem'in dediği gibi bu didişmeler aslında çok güzeldi.. Biliyordu zamanı gelince gidecekti ama arkasında en çok bu didişmeler özlemle hatırlanacaktı..