3. BÖLÜM

2214 Words
Demir, gömleğinin düğmelerini hızla koparak üzerinden atar… Genç adam, gözünü karartıp denizin karanlık sularına atlar.. Hazan’ı, derin karanlık sularda bulduğunda.. Hemen onunla beraber , yukarı doğru yüzer. Genç kadın, çok su yuttuğu için hareketsizdir.. Demir, hemen tekneye çıkarır "Hazan.. Hazan duyuyor musun beni" telaşlıydı sesi Hazan , hareketsiz yatıyordu yerde, genç adam suni teneffüse başladı hemen. Bir dakika içinde Hazan kendine gelir ve yuttuğu suyu çıkaarır. Öksürükler içinde toparlandı genç kadın. Demir öfkeyle ayağa katlı "Geri zekalı mısın kızım sen, madem bilmiyorsun yüzme niye atlıyorsun denize" Sahi derdi neydi.. İlgi çekmek falan mıydı bu kadının Hazan, derin derin nefes alıp veriyordu… Çok korkmuştu ve bu korkusunu anlayabilecek bir kişi yoktu karşısında.. Hatta kendisine bağıran hakaret eden bir adam vardı.. titriyordu üşümekten.. Hala yüzü çok solgundu. Genç adam içeri girdi, geri çıktığında havluyu Hazan'ın üstüne doğru fırlattı. "Çek kıyıya" Kaptana emir vermişti artık.. Bu gece, lanet bir saçmalık yüzünden bozulmuştu.. Planlarının arasında bu kadının, böyle bir aptallığı yapacağını asla tahmin edemiyordu.. Hazan, hala titriyordu.. İnatla ayaklarının dbinde ki havluya eğilmedi.. Sanki böyle kalıp donarak ölmek ister gibi bir hali vardı "Üstüne dola şu havluyu canımı sıkma benim" sahiden sıkılmıştı artık.. Resmen bebek avuttuğunu düşündü Demir Gergindi ortam. Hazan ise ondan daha gergin ve korkmuştu, bu adam kendisine yaklaşmasın diye, kendini ölümün koluna atmıştı. Yüzme bilmez, denizden ise korkardı genç kadın. Uzaktan seyretmek hoşuna gitse de, ayaklarını bile denize değdirmek den çok korkardı.. Havuz da sorun yaşamıyordu ama Deniz çok farklıydı. Ama buna rağmen gözünü bile kırpmadan , sırf inat uğruna atmıştı denize kendisini. Demir denilen o adam, atlayıp kurtarmasaydı, beklide son nefesini bu karanlık deniz de verecekti. Demir çok sinirliydi , kadının bu inadı sabrının sınırlarına gelmişti. Titriyordu Hazan ve Demir de bunun farkındaydı. Üstünde ki ince gömlek , ıslaktı ve titremesi daha da belli oluyordu. "Aşağı odada temiz kıyafetler var, git giyin" Yüzüne bakmadan "İstemiyorum" dedi.. Genç adam saçını eli ile geriye itti "Ya sabır" dedi , ciddi anlam da öfkelenmeye başlamıştı artık. Kızı kolundan tuttuğu gibi "Buraya gel" dedi, odaya doğru sürükleyerek götürdü "Ne yapıyorsun bırak" Hazan kolunu kurtarmak istiyordu bu adamdan.. Ama bu heybetli ve güçlü adama, narin ufak beden ne yazık ki yetmiyordu işte.. Genç kadını aşağı kata, odanın tam önüne getirdiğin de, içeri soktu. "Dolabın içinde kuru kıyafetler var, giy onlardan birini. Yoksa inan bana ben giydiririm seni" Hazan, nefretle baktı adamın gözlerine. Demir, kapıyı kapatıp diğer odaya girdi. Öfkeliydi , çok fazla öfkeliydi hem de.. Sahiden de ölecekti , sırf kendisine gelmemek için ölüme göz göre göre atlamıştı inatçı kız. "Bu kızla işim var" Üstünü çıkarıp , temiz kıyafetlerin den giyindi. Sakin kalmaya çalışıyordu Demir. Odasından çıktığında, diğer odanın kapısını açık gördü. İçeri baktığında, kimse yoktu. "Ya sabır nerede bu" Hemen üst kata çıktı, koltukta oturuyordu Hazan. Üstünde ise Demir'in eşofmanı vardı. Genç kadın, çok zayıf olduğu için , resmen eşofmanın içinde kaybolmuştu. Bu duruma ister istemez belli etmeden tebessüm etti Demir. Hazan bakmadı gelen adama. Üstüne giydiği eşofmanla rahat olmaya çalışıyordu. Hayatı boyunca ilk defa tanımadığı bir adamın kıyafetleri ile duruyordu. Bu durum hem rahatsız edici , hemde biraz değişik gelmişti kadına. İçinde kaybolduğu eşofmanların da rahatlığı görülmeye değerdi. Denizden çıktığında çok üşümüş, inadına rağmen üstünü değiştirmek istememişti. Ama adamın zoru ile girdiği o odada, ilk seçtiği şeydi eşofman olmuş. Şimdi ise ilk seçiminin mutluluğu vardı, Sıcacık tutmuştu titreyen bedenini. Demir, dümene geçtiğinde, kıyıya sürdü genç adam. Halatı bağlayıp Hazan ile beraber indi. Hazan, taksi duraklarına doğru giderken, Demir kızın kolundan tuttu. "Nereye" "Bırak kolumu, ben taksiyle giderim. Sana ihtiyacım yok benim" hazan istemiyordu bu adamın kendisine yaklaşmasını.. Amacını en başta belli etmişti zaten "Bin şu arabaya , yeterince canımı sıktın, ben bırakırım dedi" Zorla bindirmeye kalktı Emir "Senden yardım falan istemiyorum, rahat bırak beni" İkisi de birbirinin gözüne bakıyordu ama bu kez iki inatçı keçinin de sabrı sınırdaydı "Hazan, bin arabaya" Demir, sonkez uyardı "Offf" dedi öfkeyle. Adamın hali hazırda duran son model porschesine geçti. Demir de, yumruğunu sıkıp ön koltuğuna oturdu. Genç adam arabayı çalıştırırken, kadının ıslak olan saçlarını fark etti, inatçı keçi hasta olacak diye de ister istemez endişeye kapıldı. Klimayı açtığında, Hazan daha da çok ısındığını fark etti. Aradan geçen yarım saatlik yolculukta, Sessizlik hakimdi arabada, ikisinin de ağzını bıçak açmıyordu Demir, Hazan'ın evinin önüne geldi. Arabayı durdurup kadına baktığında, arabanın içinin sıcaklığı ile uykuya dalmıştı genç kadın. Demir, uyuyan kadının omzuna doru uzandı, dokunup uyandırmak istedi ama öyle güzel uyuyordu ki, istemsizce kıyamadığını da fark etti. Kıyamadığı içinde kendine küfür etti. Yüzü, kendisine doğru dönüktü, öyle güzel uyuyordu ki. Uyurken bile bir adamı kendine aşık edebilirdi. Çok güzel ve çekici bir kadındı Hazan.. Bu düşünceler, Demir'i tehlikeli sulara götürmeye başlamıştı artık.. Ne yapıp yapmayacağını düşünürken, arabayı tekrar çalıştırıp kendi evine sürdü. Kendine evine geldiğinde, korumalar şaşkınca bakıyordu, Demir kolay kolay bir kadın ile eve gelmezdi. Demir, arabadan inip Hazan'ın tarafına geçtiğinde , kızı kucağına aldığı gibi evinin içine girdi. Çalışanları yoktu, salona girdi koltuğa kızı yatırdı. Üstüne de , diğer odadan pike getirip kıza örttü. Öyle güzel ve masum uyuyordu ki, bu güzellik karşısında , kaybolmaktan korktu Demir. Kadının önünde durup , yüzüne elini götüreceği o anda durdu. Aklına geçmişi geldiğinde elini yumruk yaptı , bu masum canavarın neler yaptığını çok iyi biliyordu . Öfkeyle yerinden kalkıp üst kata kendi odasına geçti.. "Güzel yüzünün arkasında gizli olan şeytana asla kapılmayacağım" diye kendini tembihliyordu.. oysa çoktan, kalbi aksini konuşmaya başlamıştı bile ** Hazan, ilk defa huzurla açtı gözlerini. Ali'yi görmemişti bu kez rüyasında..Yıllardır ilk defa huzur vardı içinde, gözlerini açtığında bilmediği bir evde olduğunu fark etti. Panikle kalktığında, hemen üstünü kontrol etti, neyse ki dünkü eşofmanlar hala üstünde duruyordu. Etrafa baktığında, v şeklinde koltukta yattığını anlamıştı. Siyahın yoğun olduğu evde sadece, tablo ve biblolar renkli duruyordu. Resim aradı genç kadın gözleri ile bakarak, bu evin kime ait olduğunu bilmek için tek bir resim aradı ama ev sahibi ya resim çekinmekten nefret ediyordu yada resimleri ortaya koymayı sevmiyordu. İkinci seçenek daha mantıklı geliyordu genç kadına. Ayağa kalktığında , evin ıssızlığını anladı. Arkasını döndüğünde, pencereden dışarı baktı. Bir çok koruma duruyordu. Şaşkındı genç kadın, kimindi bu ev diye geçinirken. "Sonunda uyandın" diye bir ses duydu tam arkasından. Arkasını döndüğünde , Elleri cebinde Demir ile göz göze geldi. "Niye getirdin beni buraya. Senin derdin ne ya söylesene, hı derdin ne senin" Öfkesi taşmış , dün akşam yaşanılanların acısını çıkarmak ister gibiydi Hazan Hazan, üstüne doğru gelirken, kadını kolundan tutup belini kendine doğru çekti. "Bana bak ufaklık, benim sabrımı dünden beridir çok taşırdın, istersen şansını daha fazla zorlama " Kollarının arasında çırpınan Hazan "Bırak beni. Niye getirdin o zaman beni buraya" "Uyuyordun aptal" dedi sinirle "uyuduğun içinde seni buraya getirdim. Sonuçta babana bir açıklama yapmam gerekiyordu , seni öyle görürse. Ona tutup kızın yılana sarılmak yerine denize atladı diyemezdim" bu kez alayla söylemişti bunu. Hazan kendini geri çekti "Küçük hanım demekten vazgeç artık. Hazan adım" "Neyse ne, sonuçta ben açıklamamı yaptım öyle değil mi" "Neredeyiz" "Benim evimde" Sinirle "Onu anladık zaten, konum olarak neredeyiz" "Nereye gideceksen, dışarı da ki korumalara söyle seni bırakırlar" Hazan, adamın vurdun duymaz haline sinir oluyordu. Sandalye de duran ceketini giyindi Demir. Kol düğmelerini de düzenleyince "Kahvaltı yapacak mısın" diye sordu "İstemem" dedi inatla "İyi , ben çıkıyorum. Çocuklara söylersin nereye istiyorsan oraya bırakırlar" Demir tam arkasını dönüp giderken "Sen nereye" Hazan bunu nasıl sorduğunu anlayamadı, dudağını ısırdı genç kadın Demir, gülerek baktı "Yanlışlıkla sordun sanırım" "Aynen yanlış oldu" diye cevap verdi. Demir gülerek çıktı evinden arabasına binerek gitti. Hazan da , çantasını alıp korumaların da yardımı ile evine gitti. ** Alev, genç kadını eşofmanlarla görünce şaşırdı "Ne bu hal" "Sana ne " diye tersleyip odasına geçti. Alev yine arsızca kapıyı çalmadan içeri girdi "Ne bu hal dedim" "Bana bak , benim odama kapı çalmadan girme huyundan vazgeç" Alev gülümsedi "Hep unutuyorsun ama ben hatırlatmak dan asla vazgeçmeyeceğim. Burası benim evim" Hazan elini sıktı "Evet, babamı kandırıp elinden aldığın evimiz" "Kandırmak mı, sahiden komiksin Hazan. Sende unutma baban kendi rızası ile verdi bu evi banaa" "Seninle muhatap olmak istemiyorum, çık odam dan" Alev, üstüne baktı "Kimin bunlar" "Sana ne"bu kadına hesap vermekten nefret ettiği gibi birde kendisine hesap sormaya kalkması canını iyice sıkıyordu artık "Dün Demir bey ile görüştün mü" Alev meraklı bir kadındı ve Hazan'ın üstünde ki eşofmanlar bir erkeğe aitti Sinirle baktı Alev'e . Hazan "Sahte dosya için gönderme bahanesi cidden saçmaydı" Alev gözleri merakla açıldı "Aranızda bir şey mi geçti sizin, dün gece neredeydin. Anlatsana artık ne oluyor bizde bilelim " çantasını bıraktı Alev'in gözlerine baktı "Yeter artık yeter" gözlerini açtı "Alev, sana sahiden hesap vereceğimi falan mı düşünüyorsun. Çık odam dan" "Bana bak, o adam bizim için değerli, eğer o adamın da canını sıkacak bir şey yaptıysan" "Çık dışarı" uyarı netti. Arsızlık yüzünün tümüne yansıyordu "Zaten olamazda, senin gibi birine bakmaz sonuçta O kadar düşeceğini sanmam" "O kadar rezil bir kadınsın ki, midem bulanıyor sana baktıkça. Çık odamdan" Alev dişlerini sıkarak odadan çıktı. Kapının önünde sessizce "Ya araların da bir şey geçtiyse" diye düşüncelere daldı.. ** Aslı, bilgisayar da gördüğü adama , gözlerinden kalp çıkararak baktı. "Kızım bune resmen taş bu , resmen kaya" Hazan sinirle leptapı bir anda kapadı, Aslı kendini toparlayıp arkadaşına baktı "Kes şunu Aslı" "Vay be demek bu herif sana bakmıyor ha" "Ne biçin bir konuşma bu" "Ya ne bileyim alışkınız sonuçta, baban ile ortak olma ayağı ile sana sırnaşmaya çalışan çok iş adamı oldu, sırf sen kabul etmedin diye adamlar anlaşmayı yok etti Hazan. Alışılmışın dışında bir kaya var önümüzde" Uyarı ile "Aslı" dedi "Ya vallahi taş gibi herif bu ya. Sen şimdi buna sinir oldum demi, tabi böyle taş gibi adam sana niye bakmıyor diye" "Ne alakası var ya. Ayrıca da tam bir öküz yabani, kendini beğenmiş niye bakayım ki ben buna.. Sadece Adam da beni huzursuz eden faklı şeyler var." "Ne gibi" "Bilmiyorum, bilsem zaten gider yüzleşirim" "Aslında cidden ilginç bir durum. Biraz bakındım cidden iyi işler başarmış bir adam, Amerika da büyük bir şirketin sahibi , 3 yıl önce gelmiş buraya sonrası burada çok kişi onunla iş yapmak istiyor o ise, bitmiş bir şirkete ortak oluyor" "Sağ ol ya, çok aydınlattın" "Yani, kusura bakma ama cidden değişik bir olay. Madem ortak olacak neden %51 lik hisse" "Aslı çok değişik bir durum.. Bu adam kim bilmiyorum ama adını böyle duyurmuş birisinin bize ortak olması, değişik " "Adamı iyice araştırmak lazım , bende bilemedim . Yalnız cidden çok yakışıklı"" "Ay Aslı" Hazan rahatsız olmuştu artık "Ama ne yapayım adam taş gibi, karın kasını gördün mü," Telefonundaki ekrandan "Demir'e baktığında, tatilde çekilmiş gizli bir resmi vardı " öff hele o pazıları abi adam taş taş , resmen kaya" "Yeter dedim" ses tonu bu kez daha da öfkeli çıktı Aslı durumu anlamış, sakince "Tamam tamam sustum. Sen ne yapacaksın peki" Sitemle, "Babam ısrarla adam ile çalışmamı istiyor . şirketin başında olup onunla iş yürütmemi istiyor" Hazan için zor bir durumdu "Eeeee, babanın her zaman ki hali" Aslı, az çok biliyordu artık arkadaşının babasını.. "Aman Aslı, sende bir değişiksin. Unuttun galiba şirkette çalışmak istemiyorum. Ben sadece" Aslı, hüzünle baktı arkadaşına elini tuttu "Şu mesele..Hala mı kendini suçluyorsun Hazan" Geçmişe gitti genç kadın.. gözleri doldu "Kurtara bilirdim Aslı, Ama yapamadım" Aslı, kendinden emin bir tavırla "Onu kurtaramadın ama bu uğurda kaç tane genci kurtardın . üstelik kendi hayatını yok ederek" Hazan, yutkunup "Pişman değilim, gidemezdi zaten o şekilde" "Yapma Hazan, içeride ki alçak seni suçladı diye sürekli böyle düşünmen" Hazan, gözleri dolu bir şekilde "Ne yapayım hı sen söyle , Ali gözümün önünde öldü . Mezarı nerede onu bile bilmiyorum, af dilemek , beni affetmesini istiyorum sadece.. Yıllar geçti hala aynı rüya ile uyanıyorum ben Aslı, şuram da bir acı var kimseye bir şey diyemiyorum.. Anlatamıyorum.. " Aslı sinirle "Şaka gibisin Hazan, seni görende o pisliğe onu sen bulaştırdın sanır. Kızım Ali zaten bataklığa girmişti. Bunu okulda herkes bilmesine rağmen işine geldiği gibi baktı. Sonra ne oludu , biliyorsun Hazan , Ali yüzünden az kalsın sen ölecektin" "Ölseydim. Ali öldü, Annem öldü, Alev babam ile evlendi. Baksana Aslı, neler oldu ama ben hala hayattayım. Belki de bela benim. Babam bile iflasın eşiğine geldi bu süre zarfın da.. Sanki birileri bizi bir uçuruma doğru sürükler gibi. Her şey üst üste geldi. " "Aptallık etmek den vazgeç artık. Hazan, Ali kendi hatasının bedelini ödedi. Kimse seni suçlamıyor. O ahmak yüzünden okulunu bıraktın. Alev zillisi de ilk fırsatta gidip annene ispiyonladı işte. Kadıncağız kaldıramadı bu durumu, Abi insan nasıl bu kadar irençleşe bilir anlayamıyorum , Alev'i resmen parçalamak istiyorum" Hazan, elini boynuna götürdü"Kapatalım konuyu ne olur. Düşündükçe boğuluyorum" "Tamam kuzum susalım. Biliyor musun Bayram abinin oğlu Halil var ya, oda hastaneye yattı sonunda. Bayram abi sana ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış çok teşekkür etti" "Çok şükür . Halil yattı ha hastaneye" "Aynen öyle" "Uğrarım ben onların yanına" tebessüm ederek bakıyordu arkadaşına Hazan.. ** "Bodrum da bir otel inşaatı için yarın oraya gideceğim. Sizde gelin isterseniz Ahmet bey" Ahmet, kızı ile olmasını istiyordu bu güçlü adamın. Böyle fırsatları kaçıramazdı "Ben uzun yolculukları sevmiyorum, Yaşlılık işte, yoruyor beni.. Eğer sizin içinde bir mahsuru yoksa Hazan size eşlik etsin isterim" Bunu diyeceğini adı gibi biliyordu Demir. Tebessüm ederek "Tabi ki , Yalnız Hazan hanım , beni çok sevmedi " dedi gülerek "Acaba bu teklifi kabul edecek mi" "Siz onun kusuruna bakmayın. Annesinin ölümünden sonra böyle hırçınlaştı. Ama zamanla size alışacaktır " "Umarım" dedi genç adam.. "Ben onunla konuşup ikna edeceğim Demir bey" Demir, amacına ulaşmıştı sonunda. Bodrum için güzel planları vardı genç adamın. Elbette oraya Ahmet bey ile değil.. Hazan ile gidecekti.. Gülümsedi yaşlı adama..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD