4.BÖLÜM

2045 Words
Bakışları denizi buluyordu genç adamın. Holdingin en üstünde , teras katlı bir odası vardı. Bu oda sadece ona aitti . İş kolik bir adamdı Demir, İşi her şeyden önce gelirdi, başarısını hırslarına borçluydu . Bu başarının altında , kaybettiği birde sevdikleri vardı. Hele ki biri vardı ki, onun için buraya gelmişti. Ali'isi... Anne ve babasından kalan tek hazinesiydi Ali. Amerika da beraber yaşarken , karşısına bir anda dikilmişti , liseli toy bir deli kanlıydı Ali, daha 17 yaşında kendinden emin bir adımla çıkmıştı karşısına "Ben Türkiye'ye dönüyorum abi" Başarmanın sırrı hırsında saklı olan Demir, yüzüne bakmıyordu Ali'nin, onun bu cahil cesaretine güldü genç adam. Bilgisayarın da, şirketini daha üst yere getirmek için , Bu bilmediği ülke de , adını duyurmak için çaba sarf ediyordu . "Yine neyin eksik Ali" dedi Ali, gözünü yumdu "Anne ve babam eksik abi" dedi acısı içinde saklı olan genç adam. O an Demir, bilgisayarından kafasını kaldırıp , kardeşine baktığında gözleri doluydu Ali'nin "Ali" "Abi, ben seçmedim burada olmayı. Ama Anne ve babamın mezarı İstanbul dayken ben burada yapamıyorum. Orada en azından eğitimimi tamamlamak istiyorum, bayramda seyranda görmek yerine, onlar sayesinde kendime güvenmek istiyorum. Abi, ben onların olduğu şehirde okumak istiyorum. Her okulu geçtiğimde anneme götürmek istiyorum karnemi" Demir, gözlerini kaçırdı . Ağlayamazdı Demir, hep güçlü bir adamdı. Anne ve babası büyük bir kazada ölmüş , yanlarında Ali, yaralı olarak kurtulmuştu. O yıllarda ki kız arkadaşı ile buluşmaya gittiği için , o kahrolası araç da değildi genç adam. Olsaydı burada olurmuydu orası da muammaydı . "Ali, olmaz. Bak kardeşim, senin için bizim için geldik bu ülkeye. Bu ülke de en azından daha iyi bir başarıya ulaşa bilirsin. Anne ve babamı bende özlüyorum ama olmaz Ali, bu ülke bize başarının kapısını sonuna kadar açıyor . " Ali, duygusal bir çocuktu, gözleri hayal kırıklığı ile bakıyordu , duygularını hep saklayan bir adam oldu genç adam. Kalbi hep acı ile kalıyordu "Abi, burada sen başarıya ulaş. Ama orada ben anne ve babama yakın olmak istiyorum" "Ali" dedi uyarıcı ses tonu ile. Aralarında 7 yaş fark vardı . Olgun olmaya çalışsa da, aslında acımasızdı Demir. Hep öyle olmuştu hayatı boyunca. Çünkü acı onu güçsüz ederdi. Kalbini unuttuğu an başarı hep kapısını açmıştı. Zaten bu sayede de, Ailesin den kalan birikimi çoğaltıp Amerika da bir firma açıp yavaş yavaş o firma ile adını duyuruyordu . "Olmaz dedim" Netti. Sözünün üstüne söz söylenmesinden de hoşlanmazdı "Peki" dedi umutsuzca Ali. Arkasını dönüp gitti . Demir beklide kardeşini son kez görmüştü o gün.. Genç adam o öfke ile valizini toplayıp kaçmıştı Abisinden. İstanbul'a gelmiş. Sonra sonra telefonla sadece abisi ile konuşmuştu. Demir çok üstüne gitmiyordu Ali'nin o yıllar. Çünkü söz vermişti "Üniversite bitince geleceğim" demişti. Ve kardeşinin cenazesi eline ulaşmıştı . Onu da Anne ve Babası'nın yanına yatırmıştı. Canı yanıyordu ama asla pes etmezdi Demir. Onun lügatın da pes etmek yoktu. Kardeşini öldüren genci hapiste ziyarete gitmişti. Gözlerinin içine baktığı deli kanlı , korkarak duruyordu karşısında, Demir sabırlı adamdı, karşısında ki kişi ona itaat ettiği sürece de sabırlı kalırdı. "Niye yaptın" dedi tok bir sesle. "Abi" dedi ürkekçe genç adam. "Abi o kız yüzünden" dedi aklına gelen ilk şeyle "O kız Hazan, ikimizi de kullandı abi, gönül işi , genciz abi çok pişmanım, Ali iyi çocuktu ama o kız ikimizi de kullandı abi. Çok pişmanım inan abi çok pişmanım.. Hem beni sevdiğini söyledi hemde Ali ile oynadı. Zaten kötü alışkanlıklara da onun yüzünden bulaştık" Kendisini kurtarmak için , hayat karartan büyük bir yalana sığınmıştı genç adam. Asıl detayları diline dolamadan, en büyük günahı işlemişti. Bir genç kadına en büyük iftirayı atmıştı . O an yemin etmişti Demir, Artık hırslı değil, karanlıktı.. Karanlık olacak ve kardeşinin acısını o kadından söke söke çıkaracaktı.. Peki bunu nasıl başaracaktı.. Daldığı derin düşünceden, yakın arkadaşı ve dert ortağı yanına gelecek sıyrıldı "Demir " dedi genç dam. "Anlat" "Kız senin evinde kalmış. Ne oluyor dostum" "Salaklığı yüzünden" dedi hiç umursamadan" Levent kaşlarını çattı "Nasıl yani" dedi "Uzatma, hallettin mi" "Aynen öyle, tefeciler bizden gelecek bir emiri bekliyor ama aklın kalmasın , senin adın sanın hiçbir şekilde geçmeyecek. Yalnız aklıma takılan bir şey var abi, istesen şirketi komple de alırdın Ahmet'in elinden, niye ısrarla %51" dedi merakına yenildi Genç adam, dudağını kıvırarak gülümsedi "Çünkü geri kalan %49'u kendi elleri ile bana verecek" "Parası öde al işte, hem daha yarı fiyata alırsın.. Adam zaten bitik durumda biliyorsun" Genç adam tek kaşını kaldırdı "Para vereceğimi kim söyledi" "Nasıl yani" "Ahmet Gökkaya bana kendi elleri ile geri kalan hisseleri devir edecek" "Abi yapma Allah aşkına, nasıl bu kadar emin konuşa biliyorsun. Her halde o kadar kafayı yemedi " "Hatırlar mısın, Ahmet kızını kendi elleri ile bana gönderecek demiştim" Levent , başını salladı yavaşça "Haklı çıktın ama para vermeden hisse almak yani sanmıyorum. Ahmet uyanık bir adama benziyor kolay kolay" "O uyanıklığı zamanı gelince yok olacak. Elinde o senetler başına çok dert olduğunda tek sığındığı liman ben olacağım" "İyide ne vasıfla" "Kızının kocası vasfı ile" Levent gözlerini kocaman açtı "Ciddi ciddi evleneceksin kızla yani" "Aynen öyle, o sürtük karnında benim bebeğimi taşıyacak. Sonrası zamanı gelince göreceksin" "Kızla gerçekten de bodruma gidecek misin" Gülerek denize döndü genç adam ** "Ben o adam ile hiçbir yere gitmem" evin salonunda yankılandı Hazan'ın bu sözleri Alev de sinir oluyordu bu duruma, Demir gibi bir adam ile durmadan Hazan'ın yakın oluşu canını sıkıyordu. O adam kendisine ile yüz vermezken, bu ezike bakacak olması ve ısrarla Ahmet'in , onları yan yana getirmesi canını sıkıyordu. "Hazan" dedi, yaşlı adam kızının e kadar dik başlı oluşuna baktı , tam devam edeceği anda elini kalbine götürdü , Hazan ve Alev birbirine bakarken, yaşlı adam arkasında ki koltuğa oturdu "O adam" dedi cümleler tamamlayamıyor du. "Baba iyi misin" korkusu yüzüne yansıyordu. Alev şaşkınca baka kaldı, yoksa cidden ölüyor mu diye geçirdi içinden. Korkar gibi baktı genç kadın "Canım" dedi yapmacık ama bunu belli etmeden . "Baba ne olur, Alev ambulansı ara" Yaşlı adam, kızının elini tuttu "Tamam sorun yok, iyiyim" "Ne oldu sana " dedi genç kız merakla. Gözleri dolu dolu bakıyordu . "Hazan, durumlar iyi değil kızım " dedi öksürerek "Bu adam ile aramızı iyi tutmak zorundayız, bu adama muhtacız , bittim ben Hazan , Demir bey kurtaracak beni bu çukurdan. Ne olur destek ol bana , senden son bunu istiyorum. Demir ile beraber ol, onunla yakınlık kur.. Bize düşerken yardım etmesini sağla kızım" Ahmet , kötü oluşunu fırsat bilip Hazan dan isteklerini sıralamıştı. "Baba" diye bildi dudakları titreyerek "Ne olur Hazan, yalvarırım kızım" dedi elini kalbine götürüp "Ben o adamın servetine ve gücüne muhtacım" Alev , sinirliydi bu durum karşısında .. canı sıkılıyordu genç kadının , ölmesini beklediği adamın arka arkaya saçmalıklarını dinlemişti. "Sen odana git Hazan, baban iyi gibi." Dedi Alev umursamadan . "Aynen, sen git kızım" Hazan, arkasında ne bıraktığını bilmeden odasına gitti , gözleri dolu doluydu canı yanıyordu . Ucuz bir kadının yapması gerekeni yapıp babasının ortağını ayartması gerekiyordu . Bu sayede babası iyi olacak ve eski gücüne kavuşacaktı .Babası bunu istiyordu o adamı ayartmasını istiyordu , bir baba olduğunu unutup, kendi öz kızından bunu istemişti işte. "Nasılsın" dedi Alev umursamadan ilacını uzattı.. Ahmet, etrafta kimseyi görmeyince Alev'i kucağına çekti , genç karısının dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu "Kötü oldum sandın demi" Alev şaşkınca baka kaldı "Ahmet" dedi sinirle "ne yapayım, Hazan başka dediğimi yapmazdı. Biraz numara tüm her şeyi halletti bak" "Adamı sinir etmezse iyidir, kızını tanımıyor musun" Alev bu sessizlikten nefret ediyordu.. Demir gibi bir adama, Hazan'ı göndermek.. "Hazan yapacağını bilir. Hem genç adam, Hazan ile de iyi uyum sağlayacaklar. Alev bir de evlendiklerini düşünsene. İşte o zaman o istediğimiz dünya turuna bile çıkarız" "Ama Demir bey, yani biliyorsun adamı " Alev, Demir'i hayal ediyordu , geceler boyu düşlemişti genç adamı.. İlk defa öyle bir adam görüyordu üstelik , kadınlığını kullanıp ayartmaya çalıştığında da kendisine bırak karşılık vermeyi ölümcül bakışını sunmuştu.. Şimdi ise , Aptal Hazan ile hayal edemiyordu o adamı.. Lanet etti genç kadın , Bu yaşlı tilki yine her şeyi mahvedecekti. "Göreceksin, Hazan babasına kıymayacak Demir ile evlenecek" ** 2 gün sonra Bodrum da 5 yıldızlı bir otele gelmişti ikisi de. "Bizim otel inşaattı buraya yakın yerde, biraz dinlenelim burada sonra gideriz oraya da" "Tamam" dedi genç kadın, gece karası gözlere bakarak. Oda anahtarlarını eline alıp ikisi de odalarına çıktı. Odalar yan yanaydı. Demir genç kadına bakmadan odasına geçti. Hazan da girdi içeri . Çantasını belboy yana bırakıp hemen çıktı odasın dan . Telefonuna mesaj geldiğinde eline aldı. Alev.. "Umarım.. Saçma sapan bir hareket yapıp, bizi bitirmezsin. Sevgili üvey kızım..." Genç kadın öfke ile telefonu yere attı. Nefret ediyordu bu kadından . Ölesiye nefret ediyordu.. Hemen banyoya girdi, sıcak duşunu alıp hazırlandı.. Biraz tv izleyip kafasında ki düşünceler den sıyrılmak istedi ama kapısı çalınca irkildi . "Hazan" dedi Bu ilk öpücüğünü çalan adamdı. O öpücükten sonra bir daha hiç yakınlığını hissetmemişti bu adamın. Kapıyı açtığında, genç adamı yine siyah bir takım ile gördü. Cidden bu adam iş kolik birisiydi . Bu adam ile evlenen kadının hali yamandı . "Eğer, dinlendiysen, kahvaltıya inelim" kibarlık bu adamın diline hiç yakışmıyordu, beceremediği bir şeyi de yapamıyordu zaten. "Çantamı alıp geliyorum" dedi. Kapı açık, içeride ki çantasını alıp çıkmıştı odadan. Ve telefon odasında kaldı, farkında bile değildi. Hazan ve Demir çok erken yola çıkmış ilk uçak ile Bodrum'a gelmişti. Biraz dinlenip duşlarını alınca otelin lokantasına inip kahvaltıya geçmişti . Uzaktan bakanlar ise, onları yeni evli çift olarak görüyordu. Hazan'ın ürkekliği, Demir'in her şeyi ben bilirim hali ama buna rağmen aralarında ki o güzel uyum ve sıcaklık dışarıdan çok iyi duruyordu. Yemeklerini yeyip şantiye için yola koyulduklarında, etrafın güzelliği denizin maviliği , Otelin şıklığı dikkat çekiyordu. Otel 3 katlıydı ilk iki kat bitmiş üçüncü kat ise yarılanmıştı. Elemanlar , hiç soluklanmadan çalışıyor , kaytaran yok denecek kadar azdı. Demir, genç kadın ile fazla ilgilenmeden "Şantiye şefi ile görüşelim" dedi Hazan, gözlerini kaçırdı "Ben çok inşaat işinden anlamam, dilerseniz siz görüşün" Demir, kadını arkasında bırakıp Şantiye şefinin yanına gitti. Adam ile inşaatın son durumu için ön toplantı yapıyordu ayak üstü. Gözleri ise bir dakika Hazan dan ayrılmıyordu. Uzaktan baktığı kadın, etrafa alıcı gözü ile bakarken , gözleri denizi buldu.. .Yüzme bilemese de denizi çok başka seviyordu, Denizin o güzel maviliği , gemilere kucak açmış , rengine renk katıyordu. Kuşların cıvıltılı sesi , inşaatta olmasına rağmen güzelce duyuluyordu. Burası genç kadın iyi gelmişti. Daha önce iki kere kafa dinlemek için geldiği Bodrum, bu son gelişi ona daha farklı geliyordu. Kalbinde istemsiz bir huzur. Karşısında ona bakan bir adam vardı. Gözleri o adamla buluştuğunda, bakışlarını kaçırdı. Babası , bu adam ile beraber olmasını istiyordu. Bu adamı ayartacak ve evlenecekti . İşin sonunda kendisi zengin bir adama eş olurken, ailesi de eski gücüne kavuşacaktı. Kendisinden istenilen buydu. Ama Hazan, sevmediği bir adam ile evlenmeyi hiç düşünmedi. Peki bu iki günlük tanıdığı gece karası adama.. Aşık olabilir miydi Hoş yaşadığı o korkunç olaydan sonra kalbine sevgiyi de kapamıştı ama. Ama dedi içinden. Bu adam da hem korkutan hem de o karanlığına çeken farklı şeyler vardı, tekrar bakışlarını buluşturduğunda, gece karası o güzel gözler onu korkutuyordu.. Dudaklarının ilk busesine konmuştu, bir kadının ilki olmak kolay değildi , aşık olacak , sevdiği adam ile bir bütünlük kuracaktı. Hazan kendi hayal dünyasın da bunları istese de , gerçekler bir tokat gibi yüzüne çarpıyordu Ali'nin ölümü onda derin etki bırakmıştı. Gözlerinin önünde ölmüş, bu ölümle kendini sorunlu tutmuştu. Okulu bırakmış, kendisini o bataklığa düşen gençleri kurtarmaya adamıştı. Çok genci bu sayede de kurtarmış, toplanan bağış paralarını da , durumu iyi olmayanlara yardım amaç ile kullanmıştı. Babası ve Alev o paraya çok göz koysa da , canı pahasına da harama el uzatmak yoktu Hazan da. Şimdi karşısında bu adam duruyordu, Demir Soylu.. bu adam onda farklı şeyler çağrıştırıyor o karanlıklara tutunmak istiyordu. Sanki gözlerinde beni o karanlıktan çek kurtar der gibiydi. Kısa ve öz konuşuyor , konuşurken de sadece dudakları oynuyordu . Hırslı bir adam vardı karşısında ve bu adamı alt etmek kolay değildi. Yine denizlere daldı genç kadın, saatler su gibi akmış hava hafif kapanmaya başlamıştı. Yanına Demir geldiğinde yüzüne bakmadı bu kez Hazan. "Gidelim mi" "Olur" dedi tebessüm ederek. "Acıktın mı" Kurt gibi acıkmıştı "Yok" dedi kibarca, bunu dile dökmek demek bu adam ile baş başa akşam yemeği yemekti. Genç adam elini cebine koydu genç kadını süzdü, cevap onu memnun etmese de "Ben acıktım, bana eşlik edersin her halde" İkisi de birbirine baktı.. Bu derinlikler kolay değildi.. Bu derinlikler ikisinin de kaybolmasına sebep olabilirdi .. Ve bu derinlikte kaybolmak istemeyen tek kişi Demir di..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD