Leyla ise mutfakta ki kızlar ile sohbet etmişti. Senem ve Yaren ise dergiden akşam için saç modellerine bakıyorlardı. Leyal hanım ve Azade hanım ise yan konakta ki komşularına geçmis olsuna gitmişlerdi. Yade Zergul ise kaza namazını kılmak için odasına çekildi. Behram ağada Perwer ağa ile buluşup düğünün kazasız belasız geçmesi için iki taraf ile de konuşmaya gitmişti.
" Yağız orda dikkat et kendine tamam mı henüz yaran daha taze mümkünse maceraya atlama bir süre. Birde geceleri soğuk olursa hırkanı giy bak ben herşeyi koydum ama sen yine bir bakarsın eksik varmı diye " tatlı tatlı endişelerini dile getirirken Zeynep, Yağız hayran hayran onu izliyordu. İşini itina ile yapışına, kendisini düşünen yüreğine, endişe ile bakan gözlerine hepsine hayran olmuştu.
"Sen beni dinliyor musun?" Dedi kaşlarını Yağız'a çatarak.
" Dinliyorum tabiki öyle güzel işini yapıyor ve anlatıyorsun ki hayran olmamak imkansız " dedi Yağız.
" Teğmennn başladın yine"
" Tamam tamam kızma merak etme hayatımda artık çimen gözlü bir güzel var. Onun için iki kat daha dikkat edeceğim kendime " dedi Yağız.
Zeynep gülümsedi dili de güzel laf yapıyordu hani. İçine bir hüzün çöktü birden Yağiz'ın gidecek olması canını sıktı. Kısa zamanda varlığına alışmıştı teğmenin.
" Düşmesin hemen o yüzün ben bir yolunu bulur yine gelirim" dedi ve Zeynep'i kolundan tutup yanına oturmasını sağladı. Kafasını omzuma yatırıp saçlarına öpücük ko durdu.
" Zeynep içinde ki korkuyu biliyorum annemden , kardeşlerimden, Leyla'dan. Onlarda her gidişimde senin gibi bakıyorlar"
" Yağız ben hiç yaşamadığım duyguları yaşıyorum seninle. Kısa zamanda yanımda oluşuna varlığına alışmışım biliyorum bu senin mesleğin ama gidecek olmana alısamayacağım galiba" derken gözümden akan yaşı eli ile sildi hemen.
" Biliyorum güzelim bende sana öyle çok alıştım ki , galiba benim maaşın yarısı uçak biletine gidecek gibi gözüküyor bu gidişle " diyerek tebessüm etti. Zeynep'in yüzünü güldürmek istedi. Şuan ağladığına adı kadar emindi.
" Bu kadar muhabbet yeter teğmen hadi artık aşağiya inelim annenler her an gelebilir ve beni görmezler ise yanlış anlayabilirler "
" En fazla bizi hemen evlendirirler canım nolacak sanki er yada geç bu evin gelini olmayacak mısın süreç hızlanmış olur" diyip kahkaha attı.
" Çok beklersin Yağız Miroğlu avcunu yala" diyerek elini gösterdi ve odadan hızla çıktı arsızdı bu adamın sağı solu belli olmazdı.
Yavas yavas güneş yerini aya bırakırken Antep semalarını da yıldızlar aydınlatmaya başlamıştı. Kızlar Azade hanımın aldığı yöresel kiyafetlerini giydiler. Yaren önden ikiye ayırdiğı bor tutam saçını örûp arkadan toka ile tutturdu geriye kalan kısımlari ise serbest bırakıp uçlarına maşa ile şekil verirken. Zeynep saçlarını at kuyruğu yapmayı tercih etmişti. Senem ise maşa ile bükleler verdiği saçları salık bıraktı. Asmin de Zeynep gibi saçlarina at kuyruğu yapmayı tercih etmişti.
Leyla saclarını maşa ile su dalgası yapıp ortadan ikiye ayirıp bıraktı. Kıyafetlerine uygun makyajlarını da yapan kızlar çok güzel olmuşlardı.
Azade hanım ve Leyal hanımd ayöresel kıyafetlerini giymişler şallarını da saçlarina örtmüşlerdi.
Berzan beyaz salaş bir gömlek ve ona uygun krem renk keten pantolan tercih ederken, Yağız ise siyah kot pantolon siyah tşört ve üzerine siyah spor ceket giymişti.
Miroğlu kadınları kizları güzellikleri ile büyülerken, erkekleri ise karizmaları ile kızların yüreğini hoplatacaktı.
Kızlar hep birlikte merdivenden inmeye başladığında Yağız ve Berzan ıslık çalmaya başladı.
" Berzan oğlum bu gece işimiz çok zor baksana şu güzellere hangi birini koruyacağız oglum ikimiz" derdemez arkadan Yavuz'un sesi konakda yankılandı.
"Kim demis iki kişisiniz diye, ayrıca hangi şerefsiz benim masamda ki kadınlara bakmaya cesaret edebilir" Yine tüm karizması ve heybeti ile konağı da içindekileri de sarsmıştı. En çok da Leyla'yı. Siyah takim elbisesinin içine kar gibi beyaz bir gömlek giymiş saçlarını ise özenle taramıs ve traş olmustu.
Leyla karşısında kanlı canlı duran adamdan gözlerini alamadı. Yine çok yakısıklı olmuş kalbini titretmişti. Şu an nefes nasıl alınır unutmuştu. Zeynep koluna dokununca tuttuğu nefesini serbest bıraktı. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki sanki yerinden çıkacak gibiydi.
Azade hanım koşup oğlunun boynuna sarıldı " Hoşgeldin oğlum " sözünü tutmuştu geleceğim demiş gelmişti.
" Artık hep dizinin dibindeyim anam bol bol sarılırsın" dedi Yavuz.
"Hoşgeldin evlat " diyen Behram ağanın elini öptü. Sonra da Leyal hanimın elini öptü " Nasılsın ana " diye de halini hatrını sormayı ihmal etmedi.
" İyiyim oğlum seni gördük daha iyi olduk " dedi
" Hoşgelmişsin ağam "
"Hoşbulduk teğmenim maşallah toparlamışsın" derken birbirlerine sıkıca sarıldılar. Berzan ile de sarıldıktan sonra sıra kız kardeşleri ve sevdiği kadına gelmişti.
Asmin koşup gidip boynuna sarılırken Yaren uzaktan hoşgeldin demeyi uygun görmüştü. Abisine hala kırgındı.
Senem ve Zeynep de hoşgeldin deyip elini sıktı. Gözleri sevdiği kadında idi yeşil kiras fistan nede güzel yakışmıştı kehribar gözleri ortaya çıkmıştı.
Yavuz'un kalbi ağzının içinde atıyordu sanki. Konuşsa kalbi dile gelecek çok güzel olmuşsun diyecekti. Ulan bu kadın kalbime zarar dedi içinden güzelliği kalbine zarardı.
" Hoşgeldin ağa " dedi Leyla elini uzattı onlar hiçbir zaman ailelerin yanında sarılmamışlardı. Yine iki yabancı gibi toklaştılar lakin bu defa birşey oldu sanki ellerini elektrik çarpmış gibiydi. Aynı anda göz göze geldiler ve Leyla elini hızla çekti.
"Hoşbuldum hanımağam " dedi.
Yade Zergül odası da olduğu için Yavuz'un geldiğini görmemişti.
" De hayde geç kalıyoruz gidelim gelince bol bol hasret gideririz " dedi.
Azade hanim ve Leyal hanım Behram ağa ile gidecekti. Adem'in kullandıği arabaya Sultan hanım, Sevda ve Zehra binmişti. Adem sevdiği kadına uzaktan bakmakla yetindi.
" Zeynep ve Senem ile benim arabaya binin çifte kumruları başbaşa bırakalım " dedi Yaren'in kulağına eğilerek. Yaren kızlara kas göz yapıp arabaya bindiler. Geriye Yavuz ve Leyla kalmıstı onlar hala birbirlerinin etkisinde iken Yağız'ı kornaya basması ile kendilerine geldiler.
Leyla sadece Yavuz'un arabasını boş görünce kızlara sert bir bakış attı bunu onların yanına bırakmazdı elbet zamanı gelirdi.
Yavuz kardeşinin başının altından çıktığına emindi. Biliyordu ya baş başa bırakmak istemisti.
Yavuz eli ile arabayı gösterip kapıyı açtı Leyla'nın binmesi için. " Buyrun hanımağam " dedi. Leyla el mecbur bindi arabaya. Yavuz' da şöfer koltuğuna geçince hep birlikte ayrıldılar konaktan.
" Ne zaman geldin" merakla sordu Leyla. Neden haber vermemişti gerçi mesajlarda hazır ol deyip durmuştu.
" 3 gün oldu bağ evinde idim sürpriz yapmak istedim" diyerek Leyla'nın merakını giderdi.
" Gerçekten de sürpriz oldu alıştık yokluğuna seni görünce garipsiyoruz " dedi yarasını kanatmak ister gibi.
" Şimdide varlığıma alısırsınız Leyla hanım " diyerek gaza bastı canı yanmışmıydı yanmıstı. Leyla başarmışmıydı canını yakmayı başarmıştı.
Düğün evine gidene kadar ikiside tek kelime etmedi. Arabalar ard arda durunca geldimlerini anladılar. İlk defa bir düğüne karı koca katılacaklardı. Arabaları park edip indiler Azade hanım Yavuz'u , Leyal hanım Leyla'yı kenara çektiler.
" Leyla'm kızım biliyorum annem senin için çok zor ama bu gece ailemiz için babanın şerefi için Yavuz ile normal karı kocalar gibi davranın olur mu kızım. Herkezin gözü bizim üzerimizde baban bu yüzden göçüp gitti kaldıramadı bizim için değilse de onun için yap olur mu kuzum" diyip kızının alnından öptü. Gelirken Azade hanım ile anlaşmışlardı.
" Yavuz yavrum diyceksin biliyorum yeni geldim ana ayağımın tozu ile benden yine ne isteyeceksi diye ama bu gece bizim için ailemiz için Leyla ile normal karı koca gibi davranın olur mu evladım" dedi.
Yavuz'un gözleri Leyla'yı buldu bakışları ile zoraki de oksa tamam demişlerdi birbirlerine kendilerini bekleyen sürprizden habersizlerdi.
Hep birlikte içeriye doğru yürüdüler. Önde Behram ağa ve Azade hanım hemen arkaları da ise Berzan ve Leyal hanım vardı. Onları arkasında kol kola girmis Zeynep,Senem ve Yaren vardı Yağiz ise koluna Asmin'i almıs arkalarında onlari takip ediyordu.
Sultan hanım ve kızlarda içeriye girdiler sona Leyla ve Yavuz kalmıstı. Ve evcilik oyununa başlamak için Yavuz kokunu Leyla'ya doğru uzattı. Leyla uzatılan kola elini geçirince beraber düğün alanına girdiler.
Mikrofondan " Miroğlu aşiretinden Behram Miroglu ve ailesi düğünümüze teşrif ettiler güçlü bir alkış alalım" diyerek salonda ki herkezi dikkatini onlara çekmişti.
Nurullah ağa ve Haşim ağa salonun kapısjnda eşleri ike gelenleri karşıladılar. Behram ağa diğer ağalar ile tokalaşıp " Hayırlı olsun " derken Azade hanımda eşleri ile kuçaklaşip " Hayırlı olsun " dedi.
Nurullah ağa düğün sahibi olduğu için oturacaklari masayı gosterip buyur etti. Sırayla herkez içeri girerken peşlerinden.
Leyla ve Yavuz'u kol kola içeri girerken görenler imrenerek baktı. Bazıları ise fesatlık ve fitne ile baktılar. Biri vardi ki bakanlar arasında elleri yumruk olmuş gözlerinden ateş çıkıyordu.
"Yavuz ağam şeref verdiniz hoşgelmişseniz " dedi kuyumcu Nurullah. Yavuz ise herzamanki ciddiyeti ve duruşu ile uzatilan eli sıkıp " Hoşbuldum Nurullah abi hayırli olsun " dedi. Haşim ağa da aynı özenle karşıladı Yavuz'u ismini çok duymustu ama görmek nasip olmamıştı ilk defa görüyordu genç ağayı.
Haşim ağa ve kuyumcu Nurullah'ın eşleri de aynı özenle Leyla'yı karşıladılar güzelliği asaleti dillere destan olan kadına imrenerek baktılar. Tebrik faslının aardından gösterilen masaya doğru ilerlediler.
Leyla ve Yavuz biraz ilerlemişlerdi ki karşılarında ki masada oturan adam ile neye uğradıklarını şaşırdılar. Leyla'nın korkuları gün yüzüne çıktı.Yavuz'un 5 yıl önce olduğu gibi yine yanlış anlamasından . Yavuz'a baktığında gözlerindeki nefreti ve kini iliklerine kadar hissetmişti.
Sevdiği adam ile bir düğüne beraber katılacağı için mutlu olurken Said Zaloğlu'nu görmeyi beklemiyordu Leyla.
En güzel anlarının katili gibiydi bu adam bir türlü kurtulamıyordu. Nerde ne zaman çıkacağı belli olmuyordu. Yavuz tarafında ise durum çok da farklı değildi. Bu adam nasıl Antep'e girebilmişti üstelik ağaların masasına oturabilmişti.
Leyla'ya baktığında gözlerindeki korkuyu gördü ama bu korku kim içindi bilemiyordu.....
Bölüm Sonuna geldik, heyecanlı anlar basliyor.