Cevap veremedim . O sırada tugkanin aramasıyla vakit kazandım . Telefonu açıp " efendim " dedim . " neredesin ? " diye sordu direkt . " kampüsteyim . " diye cevap verdim . " kiminlesin ? " sorularına devam ediyordu . " arkadaşlarımla " dedim . Arkadaşlarım , bu kelime doğru muydu bilmiyorum ama o an doğukan ve larayla demek istemiyordum . Sonuçta artık tüm yaşananları biliyordu . Beni onlardan korumak isteyecekti . Güven problemleri yaşayan biriydi benim gibi o da . Bir kere yarı yolda bırakanın bir daha bırakmayacağı ne malumdu ? Ayrıca tugkan hakkinda da ileri geri konusuyorlardi . Beni paramparca etmislerdi . Hep yalnız olmak yani hayatın başlangıcından beri yalnız olmak insanı o kadar yoran ve uzen bir sey degildi . Sonucta kalabalıga seni seven insanlara sahip oldugundaki o şatafatlı hissi bilmiyorken üzülemiyordum ki . Bilmedigin duyguyu ozleyemezsin sonucta ama simdi bir arkadaş grubuna sahip olup sonrasında yalnız kalınca kalpte bir boşluk oluyordu . Alışkanlıkların degişmesi gerekiyordu . Bu boşluğun bir kısminı tuğkan doldurdu diye düsünüyordum . Bana hem sevgili hem arkadaş olmuştu . Ancak kimse kimsenin yerini tutamıyordu ki . Ne kadar kendime yalanlar söylesemde icimde bir yerde sürekli gerçekler yankılanıyordu . Bazen daha az acı çekmek icin bazı şeyler halının altına süpürülür ya öyle yapıyordum işte . Şuan bir yola girmiştim . Asıl olayların simdi başladıgını hissediyordum . Daha hiçbir şey görmemiştim . Bu dönemde ya tuğkanla ya birbirimizden uzaklaşacaktık ya da yaşayacağımız tüm kötü olacaklardan sırt sırta vererek savaşacaktık . Tek ihtiyacımız olan doğru iletisimdi . . .
" kim o arkadasların julide ? " dedinde artık sorularından yorulmuştum . " neden soruyorsun . " dedim . " cevap verir misin ? " dedi kaba bir sesle . Sinirli gibiydi . Neden bu tavrı takındıgını anlamadım ancak ona istedigi tüm cevapları veriyordum . " lara ve dogukan . " dedigimde öyle bir nefes verdi ki sanki ateş soluyordu . " fakültenin önündeyim . " dediginde kafamı fakulteye cevirdim . Oradaydı . Bizi izliyordu . Kim bilir ne zamandan beri bizi fark etmisti . Beni denemişti . Doğru söyleyip söylemeyeceğimi test etmişti . Benden süpheleniyordu . Test etmeden bana güvenemedi demek ki . Bu tavrını anlayişla karsılıyordum . Çunkü tam suanda sorgusuz sualsiz güvendigim tugakandan ben de süphe duymaya başlamistım duyduklarımdan sonra . Empati yapabiliyordum . Telefonu kapatıp " tuğkanla acil konusmam gerekenler var . Sonra bu konuyu yine konuşalım . " diyip kamelyadan çıktım . Dogukan beni başıyla onayladıgında lara kalkıp bana geldigi zaman ki gibi tekrardan sarıldı . " görüselim julide . " dedi sesi o kadar yumuşak ve istekliydi ki beni hala sevdigini anladım . " görüselim . " dedim . Cantami alıp tugkanın yanına gitmek icin yürüdüm . Yüzümde kocama bir gülumsemeyle ona yaklaştıgımda o bana can veren gülümsemesini göstermiyordu . Aksine sorgulayıcı bakıslarıyla beni süzüyordu . Yanına geldigimde parmak uçlarıma yukselip ona sarıldım . Sarıldığım ellerini belime sardı . Farklı davranıyordu . Ayrılıp " nasılsın ? " dedigimde " neden onların yanındaydın ? " diye çıkıstı . Tuğkanın bu cıkısları fazla oluyordu . Karşımda o naif beyefendiyi göremiyordum . " fazla sorgulayıcı degil misin ? " dedigimde elleriyle saçlarıni karıstırdi . Bıkkınca nefesler veriyor ve benimle göz teması kurmuyordu . Bakislarinın bulundugu tarafa dogru kendimi eğildigimde " canim sıkkın biraz " dedi yarım ağız . " Neden ? " dedim merakla " ailevi problemler . Buyutulecek bir şey yok ancak canımı sıkıyor . " Dedi . " dersim yok oturup konusmak ister misin ? " dedim tum içtenligimle . Başını sağa sola salladı . " tanıdın beni artık anlatmak bana iyi gelmiyor . " evet tugkan seni biraz tanıdım ama sen anlatmadıkca kendinle ilgili bir seyler paylaşmadıkça senden uzaklasıyordum . Bunu onu uzmeden kırmadan nasıl söyleyebilirdim ki . Hemde suan canı sıkkın oldugunu söyledikten sonra üzerine gidemezdim . Daha iyi hissettigımi bir gün hem bu konu hakkındaki fikirlerimi hem de içime ekilen eendişe tohumlarından ona bahsedebilirdim diye düsündüm . " tamam nasıl istersen . " dedim . Elini omuzuma attı . " simdi söyle bakalım sen niye onların yanindaydın ? " dedi aklındaki sorulara yanıt almadan asla durmuyordu . " defterim dogukandaydi onu aldım m sonrasında lara da geldi . Ufak bir sohbet ettik . Bu kadarcık . " dedim biraz sevimle bir ses tonuyla . " ufak sohbet . . . Anladım . " imalı bir sesle bu cümeleyi kurdugunda o kamelyaya oturdugumuz andan itaberen bizi izlediginden emin oldum . Belki de buna çok kizmıştı ve ailevi bir nedenden dolayı canım sıkıldı demiş olabilridi . Jülide ! Diye bagırdım iç sesime . Ne olursa olsa sana yalan söylemez . Kendimi telkin edip o kurdugum kötu senaryoları yokmuş gibi davranıyordum . " nereye gidiyoruz ? " diye sordum . " seni eve bırakacağım . " gözlerimi kocaman acıp kaşlarımı kaldırdım ve şaşkın bir ifadeyle ona baktım . " sen ? " dedigimde " işim var " dedi direkt . Anlasılan bugun gizemli davranmak icin yemin etmisti tugkan . Bir şey demedim . Zihnimden düsünceler zaten kırt takla atıyor oradan buraya koşturuyor sanki bir sirk alanıymıs gibi hissettirirken bir de buna kafa yormak istemedim . Ona güveniyordum . Eger anlatmıyorsa bur bildigi vardır diye düsündüm . . .
Binanın merdivenlerini ikişer üçer çıkarken son basamakta durdum. Aklıma geçmişte yasadıgımız o an gözümde konusulan her cümle her bakiş gercekmiş gibi yansıdı.
" . . . O bana bu kadar yardımcı olurken benim ona ulaşmamam beni üzmüştü . Bunu nasıl ona kırmadan söylerim diye düşünüyordum . " Neden anlatmak istemiyorsun ? " diye sordum . Nedeni bana olan güvensizliğinden miydi ? Tuğkanı ilk gördüğümde içim ısınmıştı . Belki de o banan karşı bu lkadar yakın hissetmiyordu . Biliyordum . Çok çabuk ona bağlanmıştım ama içimden böyle davranmak geliyordu . Duygularımı bastırmak istemiyordum aksine yaşamadığım tüm duygular en derinlerimde hissetmek istiyordum . Zihnimde artık zehirli sarmaşıklardansa çiçekler açsın istiyordum . " Zaten yeterince derdin var bir de ben eklemek istemiyorum . Elimin üzerine elini koyup " Seni üzmek değil mutlu emek istiyorum Julide . Ayrıca zamanı geldiginde elbet neyin bu kadar kafama takıldıgını öğreneceksin " dediğinde tuttuğu elimi bende sıkıca sarıp destek olmak istedim . " Ne olursa olsun yanımda olduktan sonra üstesinden gelebilirim " dedm . " Başka zaman konuşuruz bunları " dedi . . . "
Zamanı geldiginde oğreneceksin ? O an dikkatımı cekmesede suan zihinmde kirmızı alarmlar çalıyordu . Konusmanın en onemli cümlesi buymus oysa o an bu kadar dikkatimi cekmemisti . Daha birkaç saat önce ekilen tohumlar saatler icinde fizillenmizsi . Bu filizler ağaca donüsup kök salmadan once tugkanla konusmaliydım . Arkadaslarimin bana yaptıgı haksızlıği ben ona yapmayacaktım . Baskalarından duyduklarıma göre onu yargılayacaktim . En azında bu sekilde davranmak icin savas veriyordum . Tüm kara bulutlarım tekrardan gelmişti . Ruhuma hakim olan yaz mevsimini kışa cevirmisti . Tugkan benim kahramanımdı . Bu kadar iyi kalpli naif bir insan o kadar yalanı söylemezdi . Tuğkan evli olamazdı . Bunu kabullenemezdim . Hem daha yirmi yasındayız ne ara evlenecekti ? İnanmıyorum . Bir tefeci asla olamazdı . Onun gözlerinden merhamet akarken kime zorbalık edebilirdi ki . Sefkatle dolu elleri kirli silahı tutamayacak kadar zarifti . . . Aklımda dusünceler zirit atarken birkac basamak daha cıktım . Bu sirada merdivenlerden cıkarken yerlerde irili ufaklı kan damlaları göruyordum . Merdivenlerin kenarında olan demirlere baktıgımda kanli parmak izleri vardı . Kimindi bunlar ? Ne olmuştu ? Basmaklar bittiginde evimin oldugu katta durdum . Yukarıdaki merdivenlere dikkat kesildigimde kan izlerinin benim evimde kesildigini fark ettim . Pamir ? Ona bir sey olmamıstır degil mi ? Korkuyla çantamı karıstırip anahtarı bulmaya calıstım . Bulamıyordum . Tüm cantayı kapının onune doktum en sonunda anahtari buldugumda korkuyla eve girdim . Girdigimde gordügüm manzara ağzımı açık bırakmıştı . . .
Agabeyimin yüzü kanlar icindeydi . Uzerinde ki beyaz tişort kırmızi kanlarla bezeliydi . Ellerini dudağindan akan kanı durdurmak icin bastirıyordu . " Agabey ? " dedim ağlamaklı bir sesle . " korkma . " dedi . Aglamaya baslamistım . Kim bunu yapmışti ona ? Yanına kosup oturdum . Yakından yuzünü gördügümde mide bulanmistı . Kanlar icindeydi . Yuzunde irili ufakli cizikler vardı . Suaratının bazı kısımlarında çamurlar da vardı . " hastaneye kalk yalvarırım ! " dedigimde konusmak icin zorladı kendini . " hayır , kapıyı kapat . " dedi . " yalvarırım ağabey kalk gidelim . " dedim sizlanarak . Çok fazla endiseleniyordum onun icin . " Uzatma . " dedi . Konuşurken karın boşlugunu tutuyordu . Ya iç kanama geçiriyorsa ? " ambulansi arıyorum sen gitmiyorsan . " diyip telefona uzandım . " hayır dedim sana " derken ne kadar yarali olsada hala tüm inadından hicbir şey kaybetmemişti . Ağrılarından dolayı acıyla sizlandı . " ınatcı kecı iste ne olacak " söylenerek hemen ilaç cekemcesinden pansuman yapabilmek icin mikrop kırıcı pamu yara bandı ve benzeri seyleri kucağıma doldurup yanına götürdüm . Nasıl pansuman yapacagımı bilmiyordum . Tek gözü o kadar sismisti ki açmıyordu . Temiz bir bez getirdim . Onunla yuzünun etrafını temizlemek icin ugrastırken " cekil , istemiyorum . " dedi . Sesimi yükselttim ve " sakın , sakın itiraz edeyim deme ! " dedim aynı zamanda akan gozyaslarım bazen görusümu bulanıklassa da kanın bir cok kismını temizledim . Yuzundeki tüm cizikler morluklar asıl simdi gorünüyordu .
Pamir kendini savunabilecek kadar güclü biriydi . Kimdi ona bu kadar düsmanca saldıran ? Mikropları kırması icin olan ilactan pamuğa birkac damla damlatıp kan sızan yaralarına bastırdim . Dudagi üc ayrı yerden patlamıştı . Krem surdüm . Ardından kaşının uzerinde olan derin yaraya sıra geldi . Ilacli pamuğu bastırdıgım an derin , boğuk acı dolu bir sekilde inilti çıktı dudaklarindan " yavaş ol biraz . " dedi . Kelimeler agzinda yuvarlaniyordu . Üfleyerek hafifçe temizlemeye devam ettim . . . Pansuman bittiginde ona temiz kiyafetler getirdim . " kalk vucunu yıka . Sunlari giy " diyip getirdiklerimi yanındaki koltuğa biraktım . " yatacagım . Beni yalnız bırak " dedi . " ağabey ! Kalk ya " diye sitem ettim . Sesim eskisi kadar yüksek çıkmıyordu cünkü aglamaktan bithap düşmüstüm . Üfleye lüfleye söylene söylene komtugun uzerinden kıyafetleri alıp banyoya gitti . . .
Banyodan çiktiginda yine elleri boşlugundaydı . Orasına da darbe almis olmaliydı . Banyodan direkt yatağina girip uzandı . Canının yandıgını gorebiliyordum . İcım cız ediyordu . O an aklıma ağrı kesicic geldi . " agrı kesici getiriyorum . " dedim . Nabzını yokluyordum cünkü onun sagı sollu belli olmuyordu . Ilac icmeyecegim diye inat edebilirdi . Sesini çıkarmadıgında mutfaga gidip bir bardak ve ilacı alıp ağabeyim yanına döndüm . Biraz dik oturup once hapı agzına attıktan sonra suyu icti . Bardağı mutfaga bırakip geri dondugumde gozleri kapalıydı.
Birkaç dakika icinde uyuması mümkün degildi ancak uyuyup dinlenmesi gerkiyordu . Odanın kenarındaki ufak tekli koltuga oturdum sessizce . Sırt üstü uzanmıştı . KKaşları catıktı . Nefes alıp veriyorken burnundan soluyordu. Elleri yumruk haldeydi . Bugun olanları düsünüp sinirleniyor olmaliydı . O an içime düsen sevgi taneleriyle yanına gidip yatağın kenarına oturdum .
her şeyi icinde yaşıyordu . şuan normal bir insanin dayanamayacaği kadar darbe almasına rağmen ifadesinde acıdan eser yoktu . tüm duygularını öfkeye ceviriyordu .
biraz cekindim ardından elimi kaldırıp Saçlarını oksadım . Kaşlarını gevsetmişti . Saclarınım arasinda parmaklarımı gezdiriyor aynı zamanda gözyaşlarımi pıtır pıtır dokuyorsum . Onun her zamanki bakımlı ve sekilli sacları suan darmadağın ve kirli görünüyordu . Ağabeyimi bir gün bu halde görebilecegimi hic düsünmemiştim .
Tıpkı kücükken onun gelip benim saçlarimı oksadıgı gibi simde ben ona sevkatimi gösteriyordum bu sekilde . Ne kadar sürdü bilmiyordum . Bir süre oylece saclarıni oksadım . Ardindan yuzundeki kaslar gevsemisti . Dudakları düz bir cizgi halinde oldugunu gordugumde uyudugunu anladım . Yavaş ve sessiz bir sekilde yataktan kalktım . Banyoya gidip elimi yüzümü yikadım . Biraz kendime gelmem gerekiyordu sonra aklıma evde yemek olmadıgı aklıma geldi .
Mutfaga girip yemek yapmaya basladım . Pamir geldiginden beri dogru duzgun yemek yapmamıştım . Sürekli dışarıda yiyordum ama simdi o uyandıginda ev yemegi yemeliydi bu sayede belki biraz daha cabuk iyilesebilirdi . Corba , pilav ve etli yemek yaptıgımda bulasıkları yıkadım ardından mutfagi toparlayıp yine odasına geçtim . Yemek yapmam tam üc saat sürmüştü . Odanın kapisından ona baktıgımda ilk defa suratinı bu kadar öfkesiz haliyle görüyordum . Cok endiseliydim . Atesi olup olmadıgını merak ettigimde yanına yaklaşıp elimi alnına koydum . Alevler içindeydi . Sanki bedeninjn icinde bi yangın vardı . . .