Zeynep yoğun bakım kapısını ağır ağır aralayıp dışarı çıktığında, yüzünden her kelimenin ne kadar ağır geleceğini anlamıştım. Gözlerinin altı çökmüştü, alnındaki ter, üzerindeki önlüğe kadar sızmıştı. Ama en çok gözlerindeki buğuda biriken o savaş… işte o canımı yaktı. Yine de güçlü durmaya çalışıyordu. Omuzlarını dik tutmuştu ama içinin titrediğini anlayabiliyordum. Onu çocukluk arkadaşı gibi tanıyordum. Bu gözler, bu kadar savaşı kaldırmazdı normalde. Ama bu sefer Ömer’di. O da Ömer’i seviyordu, farklı bir yerden, farklı bir bağla. Göz göze geldik. Ben ayağa kalkmaya çalışırken, o yanıma gelip iki elimi tuttu. Sesini yumuşattı ama içindeki sarsıntı titremesinden belliydi. “Zeliha…” dedi derin bir nefes alarak. “Bir atak geçirdi… kalbi bir anda yavaşladı, durmaya çok yaklaştı. Vücut te

