Bu gün pazardı ve ben evdeydim. Camları yeni silmiş, salonda yayılan temizlik kokusuna yayılarak kahvemi yudumluyordum. Üzerimde bol bir eşofman, saçlarım dağınıktı ama rahatlık buydu işte. Televizyonda fon müziği gibi bir şeyler dönüyor, ama ben daha çok sessizliğin sesine kulak veriyordum. Birazdan mutfağa geçip bir kek yapmayı planlıyordum ki kapı zili çaldı. Bir anda irkildim. Beklediğim kimse yoktu. Kapıya yürürken kaşlarımı çatmıştım, çünkü kargo da beklemiyordum. Kapıyı araladığımda ise bir an nefesim kesildi. Gözlerime inanamadım. “Zeynep?!” dedim şaşkınlıkla. Karşımda yıllardır en yakın arkadaşım, çocukluk sırdaşım, kahkaha ortağım Zeynep duruyordu. Üzerinde uzun bir trençkot, başında kasketi, elinde küçük bir valiz. Gülümsüyordu. “Sürpriiiz!” dedi kollarını açarak. “Özledin

