-3- Kızımı İstiyorum

1723 Words
‘’Bebeğimi istiyorum, güzel yavrumu getirin bana! Kızımı getirin!’’ Genç kadının haykırışları neredeyse malikanenin her yerinden duyuluyordu. Herkes yataklarından fırlamış, bütün odalar aranmış, ahıra, samanlığa, hatta malikanenin çevresine bakması için adamlar gönderilmişti. Ama Vikon Alenkov Lenikov’un huzuruna geri dönüp rapor veren her köle, koruma veya hizmetli aynı kötü haberi taşımıştı efendilerine; bebek bulunamamıştı. Genç karısı bebeğin odasında, beşiğin dibinde bağıra çağıra ağlarken, o bir Efendi olarak metanetini korumaya çalışıyordu ama içinde kopan fırtına belki bir şehri yerle bir edebilirdi aslında. ‘’Sakin olun hanımım, bulacaklar onu, güzel Sanisha’mız bulunacak. Ne olur güçlü olun.’’ En kıdemli yardımcısı, genç hanımını teselli etmeye çalışıyordu ama söylediklerine kendisi de inanmıyordu aslında. Efendisi ve genç hanımının çocukları ortadan kaybolmuştu sanki. Bebeği kontrol etmeye gelen hanımı, bebeğin yanında uyuyan yardımcısını bayılmış halde yerde yatarken bulmuş, bebeğin beşikte olmadığını görünce gelip kendisini uyandırmış ve sonra bebeğin kaybolduğuna kanaat getirdiğinde acı bir çığlık atıp dövünmeye başlamıştı. Onun ağlamalarına ve yakarışlarına koşup gelen Vikon Alendurov da derhal herkesin uyanıp küçük kızını aramasını emretmişti. Olay da bu emirden sonra daha net anlaşılmaya başlanmıştı çünkü evin arka tarafında bir ceset bulmuşlardı. Evin genç çalışanlarından biri olan kadın bıçaklanarak öldürülmüştü. Bu ceset olayın bir kaçırma olma olasılığını güçlendiriyordu. Genç kadını kim öldürdüyse ya onunla iş birliği içerisindeydi ve konuşmasın diye yapmıştı bunu, ya da kadın çocuğu kaçıran kişiyi fark edip takip ederken öldürülmüştü. Fakat eve zorla girildiğine dair bir iz olmaması içeriden yardım alınmış olması ihtimalini güçlendiriyordu. Tabii bir de bebeğin odasında baygın olan bakıcı vardı. Onun da kafasına sert bir şeyle vurularak bayılması sağlanmıştı. Kendine gelmesi için uğraşıldığında anlatacakları önem arz ediyordu. Vikon Alendurov Lenikov üzerini giyinmiş, bakıcının kendine gelmesini bekliyordu sabırla. Malikanenin çevresine dağılan adamlar av köpeklerini de yanlarına alıp sağa sola bakınıyorlardı ellerinde gaz lambalarıyla ve meşalelerle. Kışın en soğuk gecelerinden birinde pek de kolay olmayan bu arayış onları hırsıza ait olabilecek izlere götürmek de gecikmemişti. Köpekler kadının cesedinin ilerisinde ayak izlerine, daha ileride bir atın nal izlerine rastlamışlardı. İzler sonra ağaçların içinden geçip ilerliyordu. Her kime aitse izler bu çevreyi bilen biri olma ihtimali yüksekti. Soğuk havada kaybolma korkusu yaşamadan ağaçların içine dalmak cesaret isterdi çünkü. Alendurov Lenikov umudu azaldıkça öfkeleniyordu. Kim, neden böyle bir kötülük yapardı ki ona? Güzel meleğine kim el uzatabilirdi kendi güvencesi altındaki bu evde? En çok da bunu hazmedemiyordu. Küstah bir özgüvenle gelip biricik kızını onun korumasından söküp götürmüşlerdi. Ama eğer bunu yapanı bulursa bedelini çok ağır ödetecekti ona. Önce ellerini bileklerinden kestirecek, sonra kalbini sökecekti o yaratığın! Ama ya kızına, güzel meleği Sanisha’sına bir şey yaptıysalar, ya yavrusunun canına kıydıysalar? O zaman bu acıya nasıl dayanırdı Vikon? ‘’Tanrım yardım et! Kızımı koru, onu bağışla ve güvencene al. Ona kötü bir şey olmasın, kızıma dokunmasınlar o hainler! Kim yaptıysa bu kötülüğü bulmama yardım et. Yardım et ki herkese ibret olacak bir ceza vereyim ona veya onlara. Bunun bedelini ödeteyim!’’ Vikon çalışma odasında bir sağa bir sola gidip gelirken ve dua ederken hizmetçilerden biri sonuna kadar açık kapıdan içeri daldı ve, ‘’Anna kendine geldi efendim! Başı çok ağrıyormuş ama hatırlıyormuş olanları.’’ Alendurov Lenikov başka zaman olsa pat diye odasına dalan bu kadını bir güzel azarlardı ama şimdi getirdiği haber yüzünden buna göz yumacaktı elbette. Ok gibi fırlayıp hizmetçinin yanından geçerken tüm sinirleri gerilmişti. Merdivenleri nasıl çıktığını bilmeden kendisini çocuk odasında buldu. Genç ve güzeller güzeli karısı bakıcının yakasına yapışmış hesap sormaya başlamıştı bile o gelmeden. ‘’Söyle Anna, kızım nerede söyle çabuk!’’ Vikones Desa Lenikov kendini kaybetmiş gibiydi. Korkmuş ve baş ağrısıyla kıvranan genç kadını sarsıyordu mütemadiyen. Kızıl saçları beline dökülmüş, geceliği içinde bir cadı gibi görünüyordu o an. Güzel ve acı çeken bir cadı. Vikon Alendurov Lenikov güzel karısının aslında bir cadı olduğuna dair söylentileri duymuştu elbette. Bir soylu değildi Desa ama Alendurov’un kalbini öyle bir çalmıştı ki Efendi Alendurov Lenikov onunla evlenmek için çok da düşünmemişti. Tabii ki karısının bir cadı olmadığını biliyordu ama bu görüntü ister istemez söylentileri getirmişti aklına. ‘’Desa! İzin ver!’’ dedi sert ve buyruk veren ses tonuyla. Kadın aniden mum ışığında kocasına doğru hışımla döndü. Vikon birden dehşete düşmekten son anda alıkoydu kendini. Kadının parlak mavi gözlerini kan bürümüştü sanki. Kızıl saçları mumların ışığında alev alacakmış gibi görünürken Desa, Anna’nın önünden çekilip kocasının yanına vardı bir solukta. ‘’Konuşsun, ona söyle kızımın yerini söylesin! Ben kızımızı istiyorum Alendurov, kızımızı istiyorum!’’ Alendurov kadının ellerini tuttu ve sakinleşmeyeceğini bilse de öptü o elleri dudaklarına götürüp. ‘’Onu bulacağım Desa, kızımızı bulacağım.’’ Normalde çalışanların önünde asla böyle samimi bir muhabbete girmezdi Vikon ama şimdi durum çok farklıydı. Kızını da karısını da çok seviyordu. Hatta öyle çok seviyordu ki henüz kimselere söylemese de tek oğlu Yuşhakov yerine dünya güzeli kızı Sanisha’sını atayacaktı kendi yerine. Sadece avukatına bir belge hazırlatmak için açmak zorunda kalmıştı bu konuyu. O belge de şimdi kendi şahsi kasasında, açılacağı günü bekliyordu. Oğlu kuşkusuz buna çok içerleyecek, kendisine lanet okuyacaktı ama Alendurov Lenikov oğlunun Vikon olması halinde çok acımasız ve gaddar bir Efendi olmakla kalmayıp sahip olduğu toprakları ve mal varlığını mahvedebileceğini öngörüyordu. Yuşhakov sorunlu bir bireydi, kalbinde merhamet barındırmıyor, toprağa ve emeğe saygı beslemiyordu. Bir Efendi toprağa ve onu işleyenlere saygı duymazsa asla gerçek bir Efendi olamazdı. Annesine benziyordu Yuşhakov, o da şımarık büyütülmüş ve asla gerektiği kadar yumuşak kalpli bir kadın olamamıştı. Yuşhakov’dan sonra iki ölü doğum yapmış, sonra da bir kış aniden hastalanıp göçmüştü bu dünyadan eski Vikones. Alendurov onu özlemediğini kabul etmeliydi, kendisine sevgi göstermeyen ve kendisinin de onu sevmesine olanak vermeyen bir kadını özlemesi mümkün görünmüyordu. Hem zaten Desa’sı vardı artık, ona hep iyi davranan ve Efendi olduğunu hissettiren Desa’sı. Bir cadı bile olsaydı yine onu bu kadar severdi Vikon. ‘’Ben kızım olmadan yaşayamam Durov, ne olur, yalvarırım.’’ Desa ona sadece yalnızken Durov derdi, Vikon bunu çalışanların fark edip etmediğini önemseyecek durumda değildi. Desa’yı teselli etmesi için Neta’ya işaret etti başıyla. Neta hemen gelip hanımının kollarından tuttu. ‘’Gelin hanımım, Efendimiz onu bulacak.’’ Deyip kenara çekti genç kadını ayakaltından. Alendurov Lenikov, Anna’nın oturur vaziyette üstünde olduğu yatağın yanına geldi. Kadın yerinden kalkmaya çalıştı ama eliyle orada kalmasını işaret etti. Kadının gözlerinde korku ve acı vardı. Çocuk kadar kendi akıbetini de merak ediyor gibiydi. Alendurov onun masum olduğuna kanaat ederse korkmasına gerek yoktu ama eğer bu işte parmağı olduğunu anlarsa o zaman yaşayacağı acının hikayesi başkentten bile duyulacaktı. ‘’Ne olduğunu anlat Anna! Hatırladığın her şeyi anlat!’’ Anna konuşmaya başlamadan önce yutkundu ve yüzü buruştu acıyla. ‘’Ben bebeği kontrol edip yatağıma uzanmıştım efendim. İşte bu yatağa yani. Sonra tam gözüm dalmak üzereyken kapının açıldığını hissettim. Arkam kapıya dönüktü. Ben hanımım bebeğini kontrol etmeye geldi sandım. İçeri birinin süzüldüğünü hatırlıyorum. Kendisine bakmak ve yardım etmek için yataktan kalkmaya karar verdim. Her gece böyle yaparım zaten, hanımım bilir.’’ ‘’İçeri giren kimdi peki!’’ Alendurov’un sesi gürledi. Cevabı biran önce almak istiyordu çünkü. Anna korkuyla irkildi ve geriye doğru sıçradı olduğu yerde. ‘’Be-ben önce yüzünü göremedim. Ama hanımım olmadığını anlayınca yataktan fırlayıp, kimsin sen, diye sordum. O zaman Katyena olduğunu anladım. Bana, bebeğin ağladığını sandığını ve bakmaya geldiğini söyledi. Fakat hareketleri şüpheliydi ve onun odası bebeğin sesini duyabileceği kadar yakında değildi. Alt kattaydı. Üstelik bebek ağlasa ben duyardım. Halinde bir gariplik olduğunu anlayınca bebeğin iyi olduğunu ve odasına dönmesini söyledim. Tamam, deyip odadan çıkacakmış gibi yaptı ama gözü beşikteydi sanki. Sonra ben beşiğin yanına geçtim ve beşikle arasına girdim. Odadan çıkacakmış gibi yaptığını hatırlıyorum. O sırada ben de eğilmiş uyanacak gibi duran Sanisha’ya bakıyordum. Kafama sert bir şey çarptığını hatırlar gibiyim ama nasıl vurduğunu, neyle vurduğunu bilmiyorum efendim. Lütfen beni affedin, onu odadan çıkarmak istedim ama bilemezdim niyetinin kötü olduğunu. Bebeği çalmaya gelmiş demek ki, nereden bilebilirdim?’’ Anna’nın sesi yalvarır gibi çıkıyordu. Vikon sertçe çenesindeki sakalı kaşırken düşündü. Anna gerçekten korkmuş görünüyordu. Kafasına vurulduğuna göre doğru söylüyor olması büyük ihtimaldi. Dediği gibi Katyena çocuğu çalmaya gelmiş, onun uyandığını görünce de tanık bırakmamak için kafasına vurmuş olmalıydı. Sonra çocuğu sessizce odadan ve evden çıkarmış ve asıl hırsıza vermişti büyük ihtimalle. Hırsız ya geride tanık bırakmamak için, ya da Katyena, Anna tarafından görüldüğü için onu öldürmüştü. Her şekilde hırsızın ortağı Katyena gibi görünüyordu. ‘’Başka bir şey hatırlıyor musun? Başka birini görmediğine emin misin? Dışarıdan gelen sesler duymadın mı?’’ Korkmuş kadın kafasını hızla sağa sola salladı. ‘’Hepsi bu efendim. Sadece Katyena’yı gördüm. Başka kimseyi görmedim. ‘’ ‘’Ne hatırlarsan, ne olursa bilmek istiyorum Anna. Katyena ölmeseydi çekeceği acıyı tahmin bile edemezdin. Sen de suç ortağıysan eğer ve bunu öğrenirsem akıbetini var sen düşün! Kadının gözleri fal taşı gibi açıldı korkuyla. Vikon tam arkasını dönüp çıkmak üzereyken odadan gözü beşiğe takıldı. Üzerinde tüllerden bir cibinlik vardı ve kenara sıyrılmıştı. Büyük tahta beşik ne de süslüydü. Yaşına rağmen hala dinç görünen Vikon oracığa çöküp kalmamak için direndi. Kızını uyumadan önce ziyaret etmişti en son. Güzel meleğini birkaç dakika izlemişti sevgiyle. Ona beslediği sevgi başka bir şeye benzemiyordu. Sanki kalbinden bir parçayı koparıp götürmüşlerdi kızıyla beraber. Bu soğukta, nerelerdeydi yavrusu? Dışarıda hangi canavarın ya da canavarların pençesindeydi? Hala yaşıyor muydu? Gözleri buğulandı ama ağlayamazdı, dik durmalıydı. Hareketlenmek üzereyken Anna’nın sesini duydu yeniden. ‘’Ef-efendim? Bir şey daha…’’ ‘’Ne Anna?’’ ‘’Son günlerde Katyena benimle sohbet etmeye çalışıyordu. Önceden hiç konuşmazdık, yani sadece birkaç kelime dışında. Ama birkaç gündür bana iyi davranıp sorular soruyordu. Bebekle, gece uyuyup uyumadığıyla alakalı sorular. Beni yorup yormadığını merak ediyormuş. Çocuk bakmak yorucu diyordu. O zaman şüphelenmemiştim. Ama düşününce, galiba bu gece için plan yapıyormuş efendim.’’ Vikon bunu da aklının bir yerine not etti. ‘’Katyena işe gireli ne kadar oldu?’’ diye sordu sonra. ‘’Fazla değil, üç ay önce falan girmişti efendim. ‘’ Vikon bir köşede onları dinleyen Desa ve Neta’ya döndü. ‘’Hanımını yatağına götür Neta ve yanında kal. Biraz dinlenmesi gerekiyor.’’ ‘’Hayır, buradan çıkmam!’’ diye itiraz etti Desa. Ama sesi artık daha yorgun ve fersiz çıkmıştı. Vikon Alendurov Lenikov karısının yanına yürüdü ve kollarından tutup yüzüne dikkatle baktı. ‘’Sen benim karım Vikones Desa Alendurov’sun! Sanisha’mız, sevgili kızımız için güçlü olmak zorundasın. Git ve dinlen, gerekirse yatağında ağla ama şunu unutma Desa’m; biz şimdi her zamankinden daha güçlü olmak zorundayız. Bunu bize her kim yaptıysa, yıkılmamızı istiyor. Ben yıkılmadan kızımı arayacağım ve sen de güçlü olup kızımız geri döndüğünde hayatta olacaksın. Düşersen, düşersek istedikleri olur! Alendurov Lenikov düşmeyecek, karısı da düşmeyecek! Anlaşıldı mı?’’ Kadın bu sözlerin ağırlığını, sorumluluğunu düşündü bir an. Çok zordu söylenileni yapmak ama kocası haklıydı. O sıradan bir adamın karısı değildi. Güçlü olacak ve kızını kaçıranları bulmak için elinden geleni kendisi de yapacaktı. Yaşlı ninesine bir ziyaret yapacak ve kadim büyülerden yardım istemesi için yalvaracaktı…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD