2.bölüm

950 Words
!!! DUYURU!!! Arkadaşlar ben bilgisayar mühendisi değilim. Bu konu da da bir bilgim yok. Burda okuduklarınız tamamiyle hayal ürünü. O yüzden çok mantık aramayın. Yorumları ve eleştirileri ona göre yaparsanız mutlu olurum. !!!DUYURU BİTTİ!!! Oda da Rasim amca, Çiçek teyze ve Cüneyt vardı. Cüneyti görünce istemsiz gözlerim yanağına kaydı. İz şimdiye çoktan geçmiştir ama o anları hatırlayınca gülesim geliyor. Hemen Rasim amca ya ve Çiçek teyzeye sarıldım. Ardından boş koltuğa attım kendimi. İlk konuşan Çiçek teyze oldu. "Hoş gelsin kınalı kuzum" "Hoş buldum çiçeğim" Ondan sonra Rasim amca alaylı bir şekilde konuştu. " Sen buraya normal bir şekilde gelir miydin ya. Allah'ım bana bu günleri yaşattı ya artık ölsem de gam yemem" "Valla Rasim amca bende çok şaşkınım. Bugün kesin başıma büyük bir bela gelecek." Çiçek teyze ilk önce kulağını çekti sonra da parmağını masaya vurarak konuştu. "Tövbe de kızım. O nasıl söz" Ona ufak bir tebessüm gönderip geldiğimizden beri sessizce beni izleyen Cüneyt'e dönerek konuştum. "Sen nasılsın Cüneyt. Yanağındaki iz geçmiş. Eğer istersen tekrar yaparım" Bana kaşlarını çatarak baktı. Bu da hep sinirli! İlk defa aynı fikirdeyiz. Bak kesinlikle bir bok olacak. Cüneyt konuşamadan Çiçek teyze konuştu. "Hih. Kız naptın çocuğun yüzüne. Öpüşüp seviştiniz mi yoksa" İkimizde aynı anda öksürük krizine girdik. Cüneyt hemen düzelip bana bir bardak su verdi. Bak şimdi seni daha çok sevdim Sessizce teşekkür edip suyu içtim. Kıpkırmızı olmuştum lan. O nasıl söz. Ölüyordum az daha. Rasim amca da öldürecek gibi bakıyor bize. Yanlış anlaşılma düzelsin diye konuştum hemen. "Ya saçmalama Çiçek teyze. Benim evlenmeden kimseyle yakınlaşmayacağımı bilmiyor musun sen? Rasim amca tanımıyor musunuz siz beni. Öyle bir şey yapar mıyım ben." Benin konuşmamla ikisi de rahat bir nefes aldı. Konuyu dağıtmak adına tekrar konuştum. "Çiçek teyze sen niye çağırmıştın beni?" "Dur kızım. Benim toruna küçük bir oyun alanı düzenleyeceğiz de fikir alacaktım senden." Bende önemli birşey sandım . Biz konuşurken Cüneyt bilgisayarla uğraşıyordu. Çiçek teyze ye dönüp elindeki katalogdan fikirlerimi söyledim. Tam kalacaktım ki Cüneyt sesli bir şekilde ofladı. Ona dönüp baktığımda bilgisayara kaşları çatık bir halde baktığını gördüm. Rasim amca da yanında oturuyordı. Cüneyt 'e yönelik sordum. "Bir sorun mu var?" "Bilgisayardaki birileri hakkındaki bilgiler silinmiş. Biri bilgisayarı hackleyip yapmış. Adamları kanıt olmadan içeri de tutamamayız." Hemen yerimden kalkıp yanına geçtim. Onun  dibinden bilgisayar eğildim. Bana dönüp konuştu. "Ne yapıyorsun sen?" Bende ona dönüp konuştum. Aramızda ki yakınlığı yeni farketmiş olacak ki derince yutkundu. "Benim işim bu. Bırak da bakıyım." Ses etmeden önüne döndü. Bende hemen bilgisayara dönüp kodlamaları yazdım. İnşallah kalbimin atışını duymuyordur yoksa Dört nala koştuğunu anlar. 15 dk içinde silinenleri geri getirdim ve kendi kodlamamı ekledim. Böylece bir daha zor sistemi hacklerler. İşim bitince Cüneyt'e döndüm ve konuştum. "Tamamdır. Herşey geri geldi" Bana büyük bir hayranlıkla bakıyordu. Baksın Bi zahmet o kadar uğraştık. Bana güzel bir gülüşle birlikte teşekkür etti. Oha oha gamzesi var. Ama ben aşık oldum Bende. Titrek bir nefes alıp geri çekildim. Rasim amca ve Çiçek teyzeyle vedalaşıp odadan çıktım. Hızlı adımlarla emniyetten çıkmaya başladım. Tam kapıdan çıkmıştım ki Cüneyt yanıma gelerek konuştu. "Teşekkür amaçlı birşeyler içelim mi?" "Hayır teşekkür ederim" Hemen gitmem lazım yoksa gerçekten aşık olacağım. Sonra al başına belayı. "Lütfen" gözlerimin içine bakıp konuştu. Ama ben sana nasıl hayır diyeceğim ki. Yenilmişlikle omuzlarım Çöktü. Başımı sallayarak onayladım.  hemen sağ tarafa yöneldi. Bende arkasından yürüdüm. Geldiği yere bakınca gözlerim büyüdü. "Bana bu bebekle gideceğimizi söyleme" Resmen efsane bir motor vardı. Gülerek yanıtladı beni. "Tamam söylemem." "Sırf buna binmek için bile seninle evlenebilirim" Büyük bir kahkaha attı. Cüneyt'e mi yoksa önümdeki bebeğe mi aşık olsam bilemedim. Hemen itekleyip onu bindirdim ardından bende bindim. Kask olmadığı için takamadık. Bir sorun olduğu için bugünlük yokmuş. Umursamayıp beline sıkıca sarıldım. Şuan efsane hissediyorım. Yola çıktık hemen. Kask olmadığı için yavaş sürüyordu. "Cüneyt biraz hızlı sürsene ya. Böyle bir anlamı olmuyor." "Olmaz Ada. Tehlikeli" Ada dedi bana. Annemden sonra ilk defa ada diyen oldu. Durduk yere gözlerim doldu. Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım. Kendime gelince derin bir nefes aldım. Tam konuşacaktım ki arkamızdan biri ateş etmeye başladı. "SİKTİR, noluyor lan? " Arkamızdan birileri ateş ediyordu. Cüneyt yumuşak bir tonda konuştu. "Korkma güzelim sakın. Şimdi atlatırız onları." Beni bir anda belimden tutarak önüne oturttu. Şaşkınca bakakaldım. "Bakma öyle. Arkada direk sana gelirdi kurşun. Cebimden telefonu çıkarıp Kadir'i ara. Olanları anlat" Hemen cebinden telefonu çıkarıp Kadir ismini buldum ve aradım. "Efendim kardeşim bir sorun mu var?" "Şey Kadir ben Aşkım. Biz Cüneyt le beraberiz ve arkamızdan silahlı adamlar tarafından ateş altındayız." "NE! Neredesiniz hemen ekip yola çıkıyor." "Kaymak Restorant varya onun önündeyiz. Yol sabit zaten hemen gelin lütfen." Onaylayıp kapattı hemen telefonu. Adamlar hala ateş ediyordu ve ben endişeliydim. Kendim için değil Cüneyt için. Birşey olsa kurşun direk ona gelecek. Birşey yapmalıyım birşey yapmalıyım. Tedirgin bir şekilde konuştum. " Cüneyt nasıl atlatıcaz bunları" Bana bakıp sakince gülümsedi. Gülümseyince azda olsa rahatladım. "Sakinleş güzelim. Trafiğe çıkınca aradan sıyrılırız ama onlar yetişemez. Sana birşey olmasına izin vermem. Tamamı korkma" Kendim için değil onun için korkuyordum. Aklıma gelen şeyle hemen Cüneytin beline sarıldım. Cüneyt sarılmamla kasıldı. Titrek bir şekilde konuştu. "Na-napıyorsun güzelim?" Ona cevap vermeden belindeki silahı aldım ve omzuna yerleştirerek adamların tekerleklerine nişan aldım. Ne zaman sıkılsam poligona gittiğim için atışlarım çok iyi. Hemen ön lastiğine nişan alıp vurdum. Ardından arkasındaki arabayada aynısını yaptım. Cüneyt gülerek konuştu. "Allahına kurban. Nasıl vurdun öyle?" Sırıtarak cevap verdim "karşında mükemmelliyetin vücut bulmuş hali var. Sormadın sayıyorum." Gülerek motoru yavaşlattı. Gamzesini göstererek bana yine gülümsedi. Ay bana birşeyler oluyor. Motor bir anda durunca ne oldu dercesine Cüneyt'e baktım. " Benzin bitmiş. Yürümek zorundayız." Onaylayıp indim hemen. Oda inince birilerine haber verip motoru almalarını söyledi. Ağır adımlarla yürümeye başladık. İkimizde sessizdik. Ne konuşacağımızı bilmiyordum. Biraz daha yürüdük ten sonra ne olduğunu anlamadan burnuma bir bez tutuldu. Gözümü kapatmadan önce son gördüğüm şey Cüneytin baygın yatan bedeniydi. Oy verin. Satır arası yorumlar yapın.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD