3.bölüm

898 Words
Gözlerimi yüzüme gelen buz gibi suyla açtım. En son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Sonra aklıma gelince olanlar gözüm irice açıldı. Hemen etrafıma baktım. Depo gibi bir yerdeydik. Çok eski bir yerdi. Etrafta cam kırıkları vardı. Ellerimiz arkadan bağlıydı. Ayaklarımız da bağlıydı. Hemen yan tarafım da da Cüneyt vardı. O da baygın yatıyordu. Bana su döken şerefsiz aynı şekilde ona da döktü. Küfrederek uyandı. O da benim gibi ne olduğunu anlamaya çalıştı ilk önce. Sonra durumu kavrayınca "Siktir!" Diye mırıldandı. Adam bizim halimize kahkaha atıyordu. Şeytan diyor tüm dişlerini sök ağzını dik Bi daha gülemesin. Adam iğrenç sesiyle konuştu. "Patron gelsin. Çok eğleneceğiz sizinle" Cüneyt sert sesiyle dişlerinin arasından tısladı. "Gelsin gelsin. Çok eğlendireceğim ben seni" Adam bişey demeden alayla gülüp çıktı. Hemen Cüneyt'e döndüm. "Kim niye bizi kaçırıyor ya?" "Sakin ol güzelim sen endişelenme. Çıkacağız buradan." Ben cevap veremeden kapı gürültü ile açıldı ve içeri oldukça yakışıklı biri girdi. Olm bunun bıyıklı sarı dişli çirkin birşey olması gerek mez mi? Aynen ya niye yakışıklı bu. Yakışıklı ama şerefsiz adam konuştu. " Oo başkomiser nasılsın iyi ağırladık mı seni?" "ııh beğenmedim. Hiç misafirperver değilsiniz." Cüneyt dalga geçer bir tonda konuşunca bana gülme geldi ve güldüm. Benim gülmemle adam bana döndü. Sanki hazine bulmuşçasına gözleri ışıldadı.. Eğilip yanağımı okşarken Cüneyt 'e hitaben konuştu. " Sence bu güzelliğe napmalıyım " " Eğer ona dokunursan seni öldürürüm. Ona dokunan her uzvunu keserim" Adam karizmatik bir şekilde güldü. Lan ben buna kızamıyorum da Ne yaptığını öğrenmem lazım. O yüzden hemen sordum. "Niye bizi kaçırdınız? Cüneyt size naptı?" Sorduğum soruyla gözleri karardı. Sert sesiyle tükürür tonda konuştu ardından "15 TIR  malımıza el koydu bu şerefsiz." "mal derken?" Cüneyt araya girip konuştu. "Ada konuşma şu siktiğimin şerefsiziyle" Dudağımı büzüp konuştum. "Ama napıyım. Adam çok yakışıklı. Bu kadar yakışıklı adam ne yapabilir de soğurum diye sordum" Benim konuşmamla Cüneyt'in kaşları derince çatıldı. Çenesini kıracak şekilde sıkıyordu. Yakışıklı ama şerefsiz adam gülerek konuştu. "hmm demek yakışıklıyım?" Benim başımı sallamamla Cüneyt tıslar şekilde konuştu. "Bu yakışıklı bulduğun şerefsiz uyuşturucu satıp insanları zehirliyor." Tüh. Ona inanmamış gibi yapıp omuz silkerek yakışıklı ama şerefsiz adama doğru konuştum. "Doğru mu söylüyor bu? Ha bir de ismin neydi senin? " "Siz nasıl sevgilisiniz. Adım da kerem" "Sevgili değiliz ki biz." "Beni kandırmaya çalışmayın. Sana dokununca nasıl sinirlendiğini gördüm." Omuz silkerek konuştum. "Onun sorunu. Benlik sıkıntı yok. Hadi bırakın da beni gidiyim." "Hadi ya. Onun sürtüğüsün demekki." Ne dedi o az önce. Ben konuşmadan Cüneyt konuştu. "Senin o dilini sikerim şerefsiz düzgün konuş." Adam hızlıca yürüyüp Cüneyt'e yumruk attı. Bu sefer ben konuştum. "Sen beni kendinle mi karıştırdın orospu çocuğu" Bu sefer gelip bana tokat attı. "Yalan mı Sürtük değil misin?" "Lan senin ananı bir sikerim baban ayakta alkışlar piç kurusu. Sen kimsin ki bana vurursun." Benim küfür etmemle dondu kaldı. Galiba böyle küfür etmemi beklemiyordu. Ardından sert sesiyle konuştu. "Siz bekleyin. Geri geldiğim de konuşacak diliniz olacak mı bakalım" Bişey dememize izin vermeden depodan çıktı. Deponun girişine bir adam bırakmıştı. Cüneyt bana yaklaşarak konuştı. "İyi misin canın acıyor mu?" Gülümseyerek konuştum. "Merak etme çok iyiyim." Derin bir nefes alıp konuştu. "Bir daha şerefsize yakışıklı felan demeyeceksin tamammı?" Göz devirip konuştum. "Adam iyi bir bok olsaydı bizi kaçırmazdı. Böyle bir durumda adamın tipini düşenecek değilim sadece oyalamak amaçlı konuştum" Gözlerimi kısarak bana bakmaya başladı. İkimizde adam duymasın diye fısıldıyorduk. "Ne demek istiyorsun?" Adamla konuşurken çaktırmadan bilekliğimdeki küçük çakıyla ipleri kesmiştim. Ardından farkettirmeden ayaklarımdakini kesmiştim. Sadece salak kız gibi davranmam gerekiyordu. Girişteki adama çaktırmadan çözdüğüm ellerimi gösterdim. Şokla bana baktı. Şaşkınlığı belli olan bir ses tonunda konuştu. "Nasıl çözdün onları.?" "Nasılını sonra anlatırım. Dön arkanı çaktırmadan seninkini de kesiyim." Arkasını hafif dönünce adama görünmeden hızlıca kestim. Ardından ayaklarını kestim. Cüneyt arkada elleri bağlı gibi dururken girişteki adama seslendi. "Şş bir baksana" Adam telefondan başını kaldırıp konuştu. "Ne var ne istiyorsun? " "Patronunuz size daha önce çok salak olduğunuzu söyledi mi?" Adam kaşlarını çatıp Cüneyt'e baktı. "Düzgün konuş dilini kesmeyim. " Cüneyt bariz bir alayla tekrar konuştu. " Daha yaklaşmaya bile korkuyorsun. Bir de dilimi mi keseceksin?" Adam bize yaklaşıp durdu. Cüneyt tekrar konuştu. "Yaklaş iyice yaklaş." Adam yaklaştığı gibi Cüneyt kafasını adama gömdü. Burnundan çıt diye ses geldi. Muhtemelen kırılmıştır. Benim canım acıdı sanki. Cüneyt hızlıca belindeki silahı alıp adamın ensesine geçirip bayılttı. Sonra elindeki telefonu aldı. " Sikeyim.. Şarjı bitmiş." Dikkatini çekmek amacıyla öksürdüm. Bana bakınca şirince sırıttım. "şey" Elimi göğsüme sokunca gözlerini sonuna kadar açtı. "Na-napıyorsun ada?" Motora binmeden önce düşmesin diye arka cebimden çıkarıp sütyenime koyduğum telefonu çıkarıp Cüneyt'e doğru salladım. "Bende telefon var." Şaşkınlıktan kaşları havaya kalktı. O konuşmadan tekrar konuştum. "Adam gelmeden ara birilerini de gelip alsınlar sıkıldım." Elimden telefonu alıp birilerini aradı hemen. Sonra da deponun kapısına doğru ilerlerken konuştu. "Sakın dışarı çıkma. Duydun mu beni? Sakın. Polisler gelene kadar saklan." Başımı sallayıp onayladım. Sözünü dinleyecekmiydim. Tabiki de HAYIR!!! Pek emin olamasada dikkatlice dışarı çıktı. O çıktıktan 2 dk sonra bende çıktım. Yerde baygın yatan adamın belindeki silahı aldım. Biraz ilerleyip neler olduğuna baktım. Kerem şerefsizinin karşısında Cüneyt vardı ve başka bir şerefsiz Cüneyte silah doğrultuyordu. Kerem iti gülerek konuştu. "Yolun sonu başkomiser. Bittin artık" Sessizce Kerem şerefsizinin arkasından yaklaşıp silahı ensesine dayadım. Sonra alaycıl bir şekilde konuştum. "aynen yolun sonu ama senin için." Ardından ciddi bir tonda konuştum. "İtine söyle silahını indirsin yoksa sıkarım." Dişlerini sıkarak adamına konuştu. "İndir silahını" Zaten adam silahı indirdikten sonra Cüneyt kafa atıp onu da bayılttı. Ardından polisler geldi. Bu günü de atlatmıştık şükür. Bölüm nasıldı? Oy verin. Satır arası yorumlar yapın. 
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD