Avluda herkes sustu yine. Ama bu kez… O sessizlik bir fırtına öncesi değil, taş gibi yerleşen bir hakikatin sessizliğiydi. Avluda taş gibi çöken sessizliği Berzan’ın sesi parçaladı. Sert ama bu kez daha toparlayıcı bir tonla konuştu: “Reyhan… İnci’yi yukarı çıkar, kızım.” Reyhan hemen toparlandı; sesi biraz titrek ama kararlıydı: “Tamam, abi.” İnci’ye dönüp, “Hadi, güzelim, gel yukarı çıkalım biraz,” dedi. İnci arkasına dönüp bana bakmak istedi ama Reyhan’ın yumuşak çekişiyle kayboldu gözümden. Bu anın içinde nefes bile almak zordu artık. Berzan bu kez annesine döndü; sesi daha yumuşaktı ama emirdi: “Ana… Sen de mutfağa haber sal, bize kahve yapsınlar. Bizim konuşacaklarımız var.” Gülseren Hanım bir an yüzüme baktı, gözlerinde binlerce soru vardı ama tek kelime etmedi. Başını salladı

