“Gabar Dağı’nın, Şırnak kırsalına bakan yamaçlarında Fetih Timi, gece sessizliğini delen bir nefesle bekliyordu.” Geceyle birlikte keskin bir sessizliğe bürünmüştü. Rüzgârın uğultusu, kayalıkların arasından sızarken neredeyse bir uyarı gibi yankılanıyordu. Ay ışığı, araziyi solgun bir beyazlığa boyamış; gölgeler, düşman kadar tehlikeli hale gelmişti. Ertuğrul Binbaşı, dizlerinin üstünde, dürbünü göz hizasında tuttu. Sol yanında Uzman Çavuş Kerem, sağında ise Keskin Nişancı Miraç sessizce bekliyordu. Telsizden gelen hafif cızırtı dışında tüm tim nefesini tutmuş gibiydi. “Yamaç altı temiz,” dedi Miraç, dürbününü indirerek. “İz yok ama hareket var.” Ertuğrul başını kaldırdı. Gözlerini dağın tepesine dikti. Orası... Komutan’ın yeni geçiş hattıydı. Son istihbarata göre burada saklanıyor, ye

