bc

Vampir Ve Mafya

book_age12+
1.0K
FOLLOW
3.1K
READ
goodgirl
mafia
drama
bxg
humorous
vampire
multiverse
supernature earth
first love
naive
like
intro-logo
Blurb

Biri gelip size tam 18 yaşınıza girdiğinizde vampir olduğunuzu söyleseydi, ona inanır mıydınız? Eftelya bir vampir, Karan ise bir mafya. Sende onların heyecan verici dünyasını merak ediyorsan haydi sayfaları çevirmeye başla...

chap-preview
Free preview
Köy
Cildimin her bir yerini yakan güneşe gözlüklerimin altından sinirli sinirli bakıyordum. Elimden gelse güneşi hortumla yıkayacaktım ama bu ne yazık ki mümkün değildi. Yaz aylarından oldum olası nefret etmişimdir, sahi kendi gönül rızasıyla sevebilen var mıydı ki Güneş'i? Yanmayı, terlemeyi kim isterdi ki? Kesinlikle ben değil.. Ben Eftelya Genç, 17 yaşında tipik lise öğrencisiydim. Nihayet yaz tatiline girebilmiştik ama hayat yine yüzüme gülmemişti ve ailemle birlikte köye gelmiştim. Ben de isterim tatile başkalarıyla gitmeyi, denize girmeyi, eğlenmeyi ama ne yazık ki internetin bile çekmediği bu köyde mahsur kaldım. Yarın doğum günümdü, artık herhalde kendi kendime doğum günü şarkısı söyleyecektim. Hamakta sallanmaktan sıkıldıktan sonra eve geçtim, üzerimi değiştirip kızların yanına çıksam fena olmazdı. Kardeşim Baha ve bana ayrılan odaya geçtim. Camı açıp içeriyi havalandırdıktan sonra, tabir-i caizse hayvan gibi zıplayarak yatağa yattım. Bir de köy evi olduğundan ev sallanmıştı. Burası gerçekten çok sıkıcıydı toplasan 3-5 arkadaşım vardı ve onlarla da sadece buradayken konuşabiliyordum ama gittikten sonra pek yazışamıyorduk çünkü uzak mesafe ilişkilerini, arkadaşlıklarını asla beceremezdim. "Evi yıkacaksın hayvan" Baha'ya gözlerimi devirerek baktım, şimdi kötü bir şey söylesem kesinlikle annem içeri girer bana kızardı tesadüfen. Her gün aynısını kendisi yapmasına rağmen ben bir kerecik yatağa zıpladım hayvan oldum ya! Baha üstünü değiştirirken bende telefonumla uğraşıyordum. Ama yine de bu salak 'Bakma, bakma!' diye bağırıyordu. "Ay sanki çok meraklıyım ya sana" "Kes sesini be mal" "Mal ha? Mal? Ablaya mal ne demekmiş göstereceğim ben sana" Deyip kafasına yavaşça vurdum. "Ne yapıyorsun be" Deyip yumruk attıktan sonra sahte ağlamasına başlayıp anneme çağırdı yine, gerizekalı.! "Madem yalandan ağlıyorsun döveyim de boşa gitmesin." Derken tam vuruyordum annem girdi odaya "Eftelya dur napıyorsun." Dedi sinirle. Yine yanlış yerde görmüştü beni ah lanet olsun bu çocuk kesin korunmalıydı. "Yine gelir gelmez başladınız ya! Kedi köpek gibi 24 saat boyunca kavga ediyorsunuz yeter!" Deyip bana kızgınca baktı ve "Kızım gelir gelmez yaramazlık yapıyorsun?!" Dedi. "Kendisi kaşındı bende kaşıdım." Dedim gülmemeye çalışırken. "Bir de dalga geçiyor utanmaz!" Deyip elindeki terlikle popoma iki şaplak attı. "Ah anne dur tamam sen en haklısın affet." Dedim popomu tuta tuta kaçarken. "Babana diyeceğim bunları." Aman eksik kal. Koş git yetiştir...2 saniye bakıp göz devirdikten sonra yanlarından geçip dolabın kapağını açtım ve içinden dizi yırtık yüksek bel pantolon, göbeği açık beyaz tişört ve beyaz converslerimi elime alıp boş bir odaya geçip giyindim. Saçlarımı da tarayıp dudağıma toz pembe ruj sürüp telefonumu ve kulaklığımı da alıp evden çıkıyordum ki annem durdurdu. "Kızım ne bu hal?" "Ne olmuş yine anne?" Dedim bıkkınlıkla. "Farkında mısın bilmiyorum ama burası köy yeri bu hal ne?" "Off anne o geri kafalıları takacağımı düşünmüyorsun herhalde." "El alem laf eder git değiştir üstünü suratını da sil." "Aman ederse etsinler." Diyerek annemi hiç dinlemeden koşa koşa dışarı çıktım. Sonraysa yürürken kulaklığımı takıp son ses LP-Lost On You  adlı şarkıyı açtım. Antalya'nın bir ilçesindeydik. Yolda sallana sallana yürüyordum evden baya bir uzaklaşmıştım. Nisa ve Şeyma'nın yanına gidiyordum. Küçüklükten beri en iyi arkadaşlarımdı onlar. Birinin omzuma kolunu koymasıyla yan tarafıma doğru gözlerimi kaydırdım. Ani tepkiler hiçbir zaman vermemişimdir yine öyle oldu, bir şey demeden bana sırıtarak bakan Serkay'a gülümsedim. Kendileri buranın belalısıydı. Kulaklığın tekini alıp kendi kulağına taktı. "Eftelya özlemişim seni" dediğinde gülümsedim. "Bende" "İyi misin? Nereye gidiyorsun böyle?" "Nisa'lara."  "Bak biliyorum geçen sene biraz bir şeyler oldu özür dilerim" "Yoo önemli değil.." dedim tepkisiz bir şekilde suratına bakarak. Serkay küçüklüğünden beri beni seviyordu hala seviyor mu bilmiyorum ama o ve ben imkansızdık yani o İstanbul'da yaşıyordu bense Antalya'da gerçi aşka mesafeler engel olamazdı ama yine de istemiyordum. İstemiyordum bir şey engel oluyordu bana... Bu yüzden de ümit vermemek için soğuk davranmam gerekiyordu ya da ben öyle sanıyordum. "Eski Eftelya'yı istiyorum" dedi şirin şirin gülümseyerek. "Hala daha eski Eftelya'n var karşında." Dedim bende gülümseyip. "Tamam o halde sevindim." Deyip bakışlarını yoldan ayırıp bana çevirdi. Gözlerinin içine bakamıyor, sürekli yere bakıyordum. İnsanların suratıma sürekli bakmasını sevmiyordum. "Bana bakar mısın?" Dediğinde yavaşça ona döndüm. "Sana sarılabilir miyim?" Tam ağzımı aralamıştım ki aniden sarılmasıyla ne yapacağımı şaşırdım. "Özür dilerim." Diyerek fısıldadı. "Saçmalama ne özrü." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Seni Seviyorum. Olmuyor unutamıyorum seni." Sessiz bir şekilde bana sarılmasının ne zaman biteceğini merak ediyordum. Kokumu içine çektiğinde kendimi çok tuhaf ve değişik hissetmiştim. Bir kaç dakika daha sarıldıktan sonra kollarını indirip ayrıldı benden. "Teşekkür ederim." Dedi yine o buruk gülümsemesiyle. Sessiz geçen yolculuğumuzun yarısında karşımıza köpek çıktı. Ay bu köpekler cidden ısırıyordu. Geçen sene arkadaşımı ısırmıştı. Bu yüzden çok korkuyordum. "Serkay!!" Dedim korkumu sesime yansıtarak. "Tamam korkma ben varım bir şey olmayacak." Dedi ve beni arkasına alıp elimi tuttu. Köpeğin yanından geçerken havlamaması beni bir hayli şaşırtmıştı. Arkamızda kalınca "Hah" deyip dil çıkartınca köpek ayağa kalkıp hırladı ve peşimizden koşmaya başlayınca Serkay'la depar attık. "Malsın ya." Deyip gülmeye başlayınca boştaki elimle kafasına vurdum. "Sensin o." dedim koşarken, aynı zamanda da arkaya bakıyordum. Köpek peşimizi bırakmamıştı. Nisaların evini gördüğümüzde direk bahçe kapısını açıp içeri girdik ve kapıyı kapattık. Köpek de hırlayıp geri döndü. "Eftelyaaaaa..!" Diyerek bağıran Nisa'ya baktım koşarak yanımıza geldiğinde Serkay'la birleşik olan ellerimize baktı ve gözleriyle 'OHA' dedi. Hemen elimi çekmiştim. Serkay kulağıma eğilip sadece benim duyabileceğim şekilde "Eve akşam döneceğini biliyorum. Ben bırakırım." Deyip gülümsedi ve gitti. Nisa kolumdan çekiştirip bahçede olan oturaklara oturtup "Ne iş?" Dedi kahkaha atarak. "Hayır ya köpekten kaçarken oldu." "Hadi bakalım" "Ee sende ne var ne yok?" "Off be kanka nolsun ya Semih'le ayrıldık." "Nedeen?" "Kanka ben sanırım Engin'i seviyorum ya kafam çok karışıktı bende Mert'le çıkmaya başladım." "Yok artık ya malsın kanka" Nisa'yı anlamadığım doğrudur. "Kanka be! Beni anlayan kimse yok ya..Sende anlamıyorsun Şeyma da anlamıyor..Of off.." Tam cevap verecektim ki "Eftelyaaaağğğğğğ" diye adeta böğüren Şeyma üstüme hayvan gibi bir atladı bir an ahirete gittim sandım. "Dur yavaş" dedim gülerek. "Durmuyorum yaa" Üstümden kalkmadan suratımı öpmeye pardon yalamaya başladı. "Hadi milleti toplayıp eskisi gibi kartal oynayalım." Diyen üstümdeki Şeyma'ya baktım. "Eskide kalmadı mı ya o?" Dedi Nisa. "Köy yerinde ne yapmayı planlıyorsun Nisa aşkım?" Dediğimde "İnstagrama girmeyi." "Salak bu kız ya." Dedi Şeyma sonra devam etti. "İnternet çekmiyor ki nasıl gireceksin?" "He doğru." Dedi Nisa. Sonra ise bu haline tebessüm ederek bahçe kapısından çıkıp karşıdaki Serkayların bahçesine girip kapıyı tıkladık. Kapıyı açan halasıydı, Kızıl saçlı uzun boylu bir kadındı. Bu arada Serkay'ın anne ve babası ayrıydı. O annesiyle İstanbul'da kalıyordu yazları da buraya babasının yanına geliyordu. "Şey..Serkay evde mi?" Dedim hafif gülümseyerek. Hiçbir şey demeden kapıyı açık bırakıp giden kadına ağzım açık bir şekilde gözlerimi kırpıştırarak baktım. Bu kadın nedense bana hep kötü davranıyordu. "Biraz tuhaf oldu, neyse kanka gel içeri geçelim." Beraber eve girdikten sonra oturma odasına geçip oturduk, buraya hep geldiğimiz için yabancılık çekmiyorduk artık. Serkay'ın halası içeri girerek bir tarafa oturdu ve gözlerini kısarak bana bakmayı sürdürdü. Yutkunduktan sonra başka tarafa bakmaya çalıştım, neden bana böyleydi bir türlü anlayamıyordum. "Serkay nerede biliyor musunuz?" Dedi Nisa sevecen bir tavırla. "Banyoda gelir birazdan." Dedi ve sonra küçümseyen bir bakışla bana bakıp devam etti. "Sen ne zaman gidersin buradan?" Ne kadar kabaydı neyse Eftelya sen nazik cevap ver ki belki düzelir. "Ee bilemiyorum neden sordunuz?" Dediğimde gözlerini başka yere çevirdi. Tiksinir gibi tekrar bana baktıktan sonra ayağa kalktı ve odadan çıktı. Gözlerimi Nisa'ya çevirdiğimde "Boş ver onu ya." Dedi. "Boşvermekten başka ne yapabiliriz ki zaten?" Nihayet Serkay içeri girdi fakat belinde havluyla. "Siz mi geldiniz, bekleyin de üzerimi giyinip geleyim hemen." Deyip odadan çıktı. Ay biz de salağız zaten anlamadık senin kaslarını göstermek için odaya girip çıktığını. "Bu Serkay da Halası kadar tuhaf." Dedi Nisa ve devam etti. "Ama Allah'ı var yakışıklı çocuk." "Niye öyle dedin?" "Kafası tam değil." Dedi eliyle deli işareti yaparak. "Ne biliyorsun ki?" Derken içeri Serkay girdi. "Merhabalar bu ziyareti neye borçluyuz bakalım?" "Çok sıkıldık, kartal oynayacağız da seni de çağırmak için geldik." "Bana uyar." dedikten sonra hep beraber evden çıkıp sudelerin evine ordan Onur'un sonra Şule'nin sonra da Atalay'ın evine gidip onlarıda çağırıp eskiden okul olan şu an ki adıyla harman'a gittik. Harmanın ilerisinde de mezarlık vardı. Harmanın içine girip ebeyi seçtik. Ebe şule olduktan sonra herkes koşmaya başlamıştı. Bu öküz Şule beni kovalamaya başladığında pes edip "kartal" dedim. Benim peşimi bırakıp (ki zorunda) Şeyma'nın peşine koştuğunda Serkay direk yanıma geldi. "Çözeyim mi seni ha?"dedi alay ederek. Arkadan Şule koşarak geliyordu ama çaktırmadım. Serkay'ı ebelediğinde tam önümde olduğu için tekrar "kartal" dedim. Herkes bir yere kaçmış Serkay'a bakarken "Hey, kartal dedim duymadın mı gidip diğerlerini yakalasana." Dedim. "Kimsenin senin altından geçmesine izin vermiyorum ve hazır önümde durmuşken bir izleyeyim dedim, fena mı oldu?" "Malsın ya herkes seni beklemek zorunda değil" dedim göz devirip. "Malım demek ki ha?Peki sen kaşındın." Dedi ve sırıttıktan sonra üstüme gelmeye başladı "Napıyorsun sen ya manyak mısın?" "Sınır şurasıydı değil mi? Evet evet orasıydı." Dedi alay ederek "Ama bu haksızlık, olmaz." Dedim üstüme yürürken "Ya dur lütfen" "Sen dur." Dedi umursamazca. "Durayım da düşelim, salak ya.. " O durmadı bende durmadım. Eğer sınırdan çıkarsam ben ebe olacaktım, ve birilerinin peşinde koşup yakalayamamak çok kötü bir histi. Sınıra 2-3 adım kala ayağım yerdeki taşa takıldı ve tam yere düşerken Serkay belimden tuttu ve beni düşmekten kurtardı demeyi çok isterdim fakat o ayı vücuduyla üstüme yığıldı. "Kalksana üstümden hayvan." Diyerek çimdikledim onu. "Ah napıyorsun be kızım." "Çık üstümden çııık." Dedim onu itekleyerek. "Gayet rahat ya burası." "Sapık mısın sen be?" "Sadece senin sapığınım." Homurdandım ve etrafta bizi izleyenlere bakıp "Of ne bakıyorsunuz ya!? Gelip yardım edin şu ayıyı üstümden kaldırın!" Dedim sinirlenerek. "Sinirlenince çok güzel olduğunu söylemiş miydim? " dediğinde daha da sinirlendim. "Kes sesini." "Kaşlarını çattığında da çok seksi oluyormuşsun." Dediğinde göz devirdim. Atalay gelip Serkay'a "Abi gel işte yeter" dedi gülerek. Serkay gözlerime bakarken güldü sonrada bakışları direk dudağıma kaydığında onu tekrar ittirmeye çalıştım. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı sonra da Atalay kaldırdı zaten üstümden. Bende saçımı başımı düzelttikten sonra Serkay'a baktım ve okkalı bi tokat attım. Şaşırarak bakarken olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu bende yürümeye başladım arkadan hayvan gibi beni çekince giydiğim tişört baya bi yukarı çıktı. Sonra da kaşlarını çatarak "Bir daha böyle şeyler giymiyorsun" dedi. "Sana ne be! Sen kim oluyorsun ya!?" "Hele bi daha giy o zaman görürsün sen gününü!"Dedi ve kendi hırkasını çıkartıp bana uzattı. Delinin zoruna bak, o kim oluyordu da benim kıyafetlerime karışıyordu?! "Teşekkürler istemiyorum." Dediğimde siyah hırkayı önüme geçip giydirdi. "Bende prenses sanırdım seni cadıymışsın sen ya o nasıl bir tokattır?" "Hak ettin sen." dedim omuz silkerek. ~ Akşam olduğunda hala harmanda duruyorduk çoğu kişi gitmişti ben Şule ve Serkay kalmıştık. Bu arada Serkay ve Şule kuzendi. Serkay kolunu omzuma attı ve eve doğru yürümeye başladık. Eve yaklaştığımızda elimi tuttu ve "Yarın görüşürüz prenses iyi geceler " dedikten sonra benim kapıdan geçmemi bekledi. Geçtikten sonra da derin bir nefes aldım, bugün yorucu geçmişti.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Kan Kırmızı (Türkçe)

read
4.1K
bc

ALFABETA (+18)

read
29.1K
bc

Tutku'nun Esiri

read
23.4K
bc

evli kadın evli adama aşık oldu

read
10.1K
bc

Ölüm Yıllıkları

read
1.2K
bc

ÇAPKIN +18 (365 Gün Serisi)

read
24.5K
bc

SENİ HİSSEDİYORUM ( 2 )

read
7.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook