ALTEMUR
BEŞ SAAT ÖNCE
Yem fabrikasının makine dairesinde, etrafta motorların uğultusu, metalin çınlaması ve yağ kokusu vardı. Makine mühendisi Erdal, önümde, tabletindeki arıza raporlarını gösteriyor, sesini gürültüye rağmen duyurmaya çalışıyordu. “Bu konveyör bantta yine zincir aşınması var, Altemur bey,” dedi, parmağıyla ekrandaki grafiği işaret ederek. “Geçen ay değiştirmiştik, ama yük fazla geldi. Sanırım yeni bir sistem düşünmeliyiz.”
Başımı salladım. Gözlerim raporda, “ne gerekiyorsa onu yapın” dedim. Erdal tam bir şey söyleyecekken, cebimdeki telefon titredi. Ekrana baktım, Soner arıyordu. Kaşlarım çatıldı, içimde sebepsiz bir huzursuzluk belirdi. Elimi kaldırarak, “Bir saniye,” dedim Erdal’a, ve telefonu kulağıma götürdüm. “Efendim, Soner?”
Soner’in sesi, her zamanki sakin ton
