Bölüm 6
O günden beri iki gün geçmişti. Bu zamanda odamdan çıkmamıştım, yalnızca Alice'in yanına gitmiştim. Beni tek iyi hissettiren insan oydu. Bende bir sorun olduğunu anlamış ve yüzü düşmüştü ama onu sorun olmadığına ikna etmiştim. Ya Alice yürüyebilseydi? Yanımda beni anlayan biri olurdu. Onu çok seviyordum ama ona sıkıca sarılmıyordum, çünkü canı acıyabilirdi, onunla hiç oyun oynayamamıştım, ona gerçekten hissettiğim şeyleri hiç anlamamıştım onu üzemezdim çünkü, yalnızca o uyurken anlatırdım. Yanağını öptüm, amcam hala doktor araştırıyordu, bulduğu doktor Kevin birkaç gün içinde buraya gelecekti. Umarım senin için her şey iyi olur Alice. Bayan Maria'da - ona bu şekilde hitap etmek istemesem de ortalıkta yoktu ve bu durum beni çok mutlu ediyordu.
Odadan çıktığımda Henry ile karşılaştım. Beni görmeyeceğini düşünmüştüm ama arkasını döndü ve beni gördü. Şimdi yanına gidip onunla konuşmak zorundaydım. Elimi yumruk yaptım ama hemen ardından serbest bıraktım.
Yanına yavaşça giderken, gözleri yüzümde dolanıyordu. Belki de ilk kez bana bakıyordu. Yanaklarım yanarken tam önünde durdum.
"Nasılsın?" şuan... Çok iyiyim. Elimi ceketimin cebine attım. "İyiyim, siz?" dediğimde Henry kıpırdanmaya başladı. Bana bir şey söylemek istiyordu. Onu tanıyordum, gözlemlediğim zamanlar öyle çoktu ki vücut dilini biliyordum. Hiçbir şey söylemedim. Bana kendi isteği ile söylesin istiyordum.
"Evlenmek istiyor musun?" dediğinde şoktan ağzım açıldı ama ciddi bakışını gördüğümde hemen kendimi topladım.
"Nereden çıktı bu?"
"Bayan Maria bu konuyu amcan ile konuşmuş, eğer..." bana bakarak "istemiyorsan bana söyle, senin için bu mevzuyu çözerim." Dudakları titrerken eğer biraz daha burada durursam ağlayacağımı biliyordum. Elimi yüzüme götürdüm ve ağlamamı durdurmak için bastırdım.
Elime dokunan soğuk parmaklar ile dondum. Gözlerimi açtım ve kapalı parmaklarımın arasında yüzünü gördüm. Bana değil eline bakıyordu. Şimdi her şeyi unutup, ona sarılmak istiyordum. Yanağıma akan bir damla yaşı engelleyemedim.
"Anladım... Hemen gidip konuşacağım." dedi ve ben gitmesini beklerken o parmağının ucu ile elimde hafifçe gezindi. Kaşları hafif çatıktı, sanki bir şeyi deneyimlemek için bunu yapmıştı. Elimi bıraktığında, tekrar dokunmasını istedim. Arkasını döndüğünde yüzümü açtım, dudağımı ısırdım ve "Hayır!" diye bağırdım.
Arkasını döndü "Yapmayın..." Henry başını iki yana salladı "Halledeceğim." dediğinde yanına gittim. Kahverengi gözlerine bakarken "Yapmayın, karşı değilim." dedim içim yanarken. Henry bir adım geri çekildi. Kaşları çatık bir şekilde bana bakarken, ona bunu söylediğim için çok pişmandım.
Henry birkaç saniye öylece durdu, ama sonra başını salladı ve yavaş adımlarla merdivenlere gitti. Sanki onu durdurmam için yavaş yürüyordu. Şimdi arkasını dönse, gözyaşlarımı görse... Ama dönmedi ben onu durduramadım, oda dönmedi.
***
Bahçeye çıktım ve ağlayarak bir ağacın altına oturdum. Sırtımı gövdesine yasladım ve ayaklarımı kendime çektim. Bayan Maria, nasıl bana bunu yapabilmişti? Amcama anlatabilirdi, bunu kabullenmiştim zaten ama beni hiç tahmin etmeyeceğim yerden vurmuştu. Şimdi çıkıp gerçeği anlatsam bana ne olurdu umurumda değil ama Henry? Kilise sadece beni değil onu da yargılardı. Başımı dizime koydum. Nefeslerimi dinledim. "Yapamam..." Evlenemem... Anlatamam... Ama senin için Henry, senin için hayatımı mahvederim. Ama Tanrı şahidim bir kez daha söylüyorum. Bir gün öğreneceksin. Bu durumdan kaçmak için fikirler bulmaya başlamıştım. Evlendiğimde kaçardım, bu fikir ile ayağa kalktım. Üstümde ki tozu silkeledim, kaçardım, nereye, nasıl bilmiyorum ama kaçacaktım.