2 Yıl Sonra
Deniz kenarında çıplak ayaklarımla yürüyordum. Sahilde çıplak ayaklarla yürümeyi uzun zamandır çok seviyordum. Güneş batmaya yakındı. Son ışıkları tenimin üzerinde geziniyordu. Biraz uzakta ki şezlonga oturdum. Banyo yapmadığım için saçlarım tuzluydu. Parmaklarımı ıslak saç tellerime doladım. Yaklaşan Jessica ile hafifçe elimi salladım. Jessica Kanadalı'ydı. Bir hafta sonra dönüyordu.
Şezlonga oturdu ve topuz yaptığı sarı saçlarını açtı. "Neden tek başınasın?" derken nefes nefeseydi. Koşmuş olmalıydı. "Dinleniyorum." Jessica hafifçe sırıttı. "Doğru sen dinlenirken yalnız kalırsın, muhtemelen yarım saat yalnız kalsam deliririm." Bir süre sessiz kaldık. Dalgaların hoş sesini dinliyorduk.
"Christian, evde mi?" daldığım yerden çıktım. Jessica daima benden çok Christian ile konuşuyordu, ona baktığım zaman bakışlarını Christian'ın üzerinde görüyordum. Ondan hoşlanıyordu. Geriye yaslandım ve fark etmeden kaşlarımı çattım "Kamp alanında değil mi?" başını salladı "Hayır. Muhtemelen seni bekliyor." sinirlendigimi düşünmüştü. dedi ve kalktı. "Akşam buluşuyoruz." dedi ve uzaklaştı.
Tek katlı, ufacık bir evimiz vardı... Evimiz. Bu kelime ile derin bir nefes aldım. Yalnız kalmayı artık sevmiyordum. Yalnız kaldıkça geçmişin hayaletleri, beni sarıyordu. Kalktım ve doğruca eve gittim. Hızlı bir duş aldım ve saçlarımı taradım. Beyaz mini şortumu ve askılı siyah bluzumu giydim. Camdan görünen kamp ateşi ile son kez aynaya bakıp, dışarı çıktım.
Christian ve ben burada yaşayanlar ile oldukça samimi olmuştuk. Çoğunluğu birkaç aylığına buradaydı. Sadece zaman geçiriyorduk, ama onları tanımak keyifliydi.
Christian geldiğimi gördüğünde elinde ki bardağı bıraktı ve yanıma doğru gelmeye başladı. İstemsizce gerildim. Christian eskisi gibi değildi. Artık kendine koyduğu kurallar yoktu. Artık içki içiyordu. Bu durumdan hoşlanmıyordum ama ona söyleyemezdim.
"Geleceğini söyleseydin, birlikte gelirdik." Omzumu silktim "
Saatler boyu hoş sohbetler ettik. Artık dünyaya karşı daha açıktım. İnsanlarla bir arada olmak bana huzursuzluk değil mutluluk veriyordu. Ara sıra Jessica ve Christian'ın konuşmasına gözüm değiyordu. Jessica omuzları birbirine değiyordu. Gülümseyerek kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Onlarda olan bakışımı hissedip Christian bana döndü. Hemen önüme döndüm. Yanlış anlamasını istemiyordum. Evet, rahatsız olmuştum çünkü ben yanlarındayken bu kadar rahat olmaları sinirimi bozmuştu.
Ayağa kalktım ve veda edip eve girdim.
Kapıyı açtığımda Christian arkamdaydı.
"Biraz konuşabilir miyiz?" dediğinde içeri girdim. Salonda ki koltuğa oturdum. Christian sarhoşdu. Karşımda ki koltuğa oturdu ve masada ki içki şişesini aldı.
"Çok değiştin." bir an durdu ve düşündü, bırakacağını düşünürken bardakta ki içkiyi hızla bitirdi. Dudaklarımda zayıf bir gülümseme oluştu. Arkama yaslandım ve derin bir nefes aldım. Onu değiştiren bendim, değişmesine neden olan bendim. Onu buraya getiren bendim. Fakat gelmeye bilirdi, öyleyse niye geldi? Karısı olmam onun için yeterli bir sebep miydi?
"Belki de daima böyleydim."
"Değildin." gizli kalmış bir Christian... Daima içki içmeyi ve eğlenmeyi ön planda tutan bir adam mıydı? Değildi. Belki de ben öyle olmasını umuyordum. Bazı şeylerin aynı kalmasını.
"Hala onu seviyor musun?" dediğinde kimden bahsettiğini anladım. Şimdi bu soruyu sorması beni şaşırtmıştı. Ondan daha önce hiç bahsetmemişti. Henry ile geçirdiğim gece ondan kalan tek anıydı, ona sahip olduğum için şanslıydım ama Christian'a haksızlık yapıyordum. Yavaşça konuştum. "Aşk... Başına bir kez gelir. Her sabah güneş doğar ama sıcaklığı veren kişi aynıdır. Henry'de beni ısıtıyor ama burada değil." yanağıma değen ıslaklık ile gözlerimi yumdum. Ne dediğimi anlayamazdı bile sarhoşdu.
Gözlerimi araladığımda, gözlerinde gizlemediği yaşlarla dolu Christian'ı görmem ile kaşlarımı çattım.
"Canımı yakıyorsun." derken bardağı sertçe masaya koydu ve ayağa kalktı. Bu gördüğüm yaşlar da neydi? Yoksa... Hayır.
Arkasını döndü. Şaşkın bakışlarımla sırtına baktım. Gideceğini düşünürken, yanıma geldi. Soğuk eli, yanağıma değdiğinde geri çekildim. Canını yakmışım gibi, baktı. "Unutmanı istiyorum." Gözlerinde daha önce fark etmediğim bir şey vardı. "Gözlerin beni fark etsin artık." dedi. Kalbim hızlanırken, başımı iki yana salladım. "Sarhoşsun." Geri çekilmek isterken, kolumu tuttu. Başını yanağıma yasladı. Derin nefesler alırken "Uzun zamandır." dedi. Teninin sıcaklığı, vücudumu sararken dudağı yanağıma değdi. Gözlerimi kocaman açtım ve ittim.
"Git lütfen." dedim ve ona bakmadan odaya koştum. Kısa süre sonra, dış kapı sertçe açılıp kapandı. Gözlerim dolarken, yatağa atladım ve yorgana sıkıca sarıldım. Kendi kendime sarıldım, onun yanımda olmasını istiyordum. Onun. Başka birinin değil.
Onu sevdim, seviyorum ve daima seveceğim. Yıllar boyu, yanımda olmasa bile, rüyalarımda ona kavuşacağım, hatıralarımda yaşatacağım ve yaşayacağım. O varken yanımda değildi, tek bir an benim olmuştu ve bende onun ama o an sonsuza kadar tekrarlanmamak üzere kayboldu. Geriye sadece ona olan güçlü duygularım kaldı. O yaşasa da benimle olmayacaktı ama ben onu sevecektim. Tıpkı şimdiki gibi. Aşığım. Hâlâ.
Son
Özel bölümler gelecek.