Meryem "Ayyy, kemiklerim çatırdıyor sanki..." diye inledim, kanepeyle bütünleşmiş bir halde. Hayatımda bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. Kollarım, bacaklarım, ruhum bile yorgun. "Geberiyorum," dedim dramatik bir ifadeyle. Azat’la birlikte öylece yayılmışız. Yerçekimi galiba sadece bizi daha çok seviyor. Yanıma doğru sokulup, “Kalk bana masaj yap,” dedi sinsi bir sırıtışla. Gözlerimi devirdim, “Sen kalk bana yap. Benim resmen ruhum çekilmiş.” “Olur,” dedi öyle net, öyle sakin ki... bir duraksadım. “Ne olur?” “Yaparım ben. Hadi uzan. Hatta... soyun,” dedi bir anda gözleri parlayarak. “Fırsatçı,” dedim gülerek. Ama içten içe, şu sırtıma vuran ağrıyla, Azat’ın önerisi cennet gibi geldi. T-shirtümü yarıya kadar sıyırdım, kanepeye yüzüstü uzandım. O sırada Azat çoktan kalkmış, komod

