4.BÖLÜM

3201 Words
BESTE Çok zor uykuya dalmıştım. Sabah yüzüme dokunan eli hissettim. Gülümsedim. Annem beni uyandırmaya gelmiş bu saçma evlilik olayı çıktığından beri ailem ile olan huzurumda kaçtı burnuma odamda alışık olmadığım bir koku dolmuştu. Gözlerim hala kapalıyken anneme mırıldanır gibi seslendim. "Anne." Eline dokundum gözlerimi açtım ve karşımdaki yüz Rüzgar'dı! Hemen doğruldum. Elimi çektim "Se, Sen! Odamda ne işin var?" "Alışverişe gidiyoruz. Annen seni uyandırmam için yolladı." "Annem asla yollamaz seni." Sırıttı. Elini ittim. Yamyam kurbağa odamda ne işi vardı nefret ediyorum bu adamdan Anne sen neler yapıyorsun Anne! Neden bu salağı odama yolluyorsun! Yollamazdı ama o kadarını yapmazdı biliyordum. Fırsatçı domuz. Pis. "Bana dokunma dedim. Seni ne kadar uyarmam gerekli? Uzak dur benden temasta bulunma." "Çok komik uyuyordun. Ağzın açıktı ve salyan akmış." Elimi ağzıma götürdüm hemen. Salyam filan akmamış! Bilerek beni delirtmeye bayılıyor. "Yalancı." Kahkaha attı. "Evlendiğimiz de de böyle uyuyacak mısın?" "Kes şunu." “Fotoğrafını çekip sosyal medyaya atsam ne kadar linç yersin acaba?” “İğrençsin senden nefret ediyorum.” "Şu işi bitirelim. Çok sıkıldım artık." Yataktan kalktım. Üzerimde ipek şort geceliğim vardı. Rüzgar'ın gözlerini üzerimde hissettim. "Bakma! Çık odadan. Üzerimi değiştireceğim." Ayağa kalktı bana doğru yürüdü. "Karım olmayacak mısın niye utanıyorsun ki? Değiştir tatlım." "Sen ya sen gerçek manada embesilsin. Çık. Çııııkkkkkk!" Kolundan tuttum odamın kapısını açtım ve onu dışarı çıkardım. Kapının dışında yine o çarpık gülüşüyle karşılık verdi. Kapıyı yüzüne kapadım. Annem bu salağı nasıl odama yollar. Kesin kendi çıktı yalancı herif. Nefret ediyorum bu Rüzgar'dan onu öldürmek tek hayalim! Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım sonrasında saçımı topladım ve dolabımdan kot ve tişört çıkardım onları da üzerime geçirdim. Hızlı özensiz bir hazırlık yeterliydi. Bizimkiler kahvaltı masasında. Babam yoktu ama Ekrem Amca ile şirkete gitmişler. Annem. "Günaydın güzel kızım." Gülümsedim ve herkese "Günaydın." Dedim Masaya geçtim. Güne genelde kahve ile başlardım o yüzden fincandaki kahvemden koca bir yudum aldım. Sonra krep yerken bir yandan konuşmaları dinliyordum annem ve Nebahat Teyze konuşuyordu Rüzgar ise telefonunda takılıyordu. Nebahat Teyze bana döndü. "Haftaya düğün olsun diyoruz." Öksürmeye başladım. Ne demek haftaya! Hangi haftaya şu tam tamına yedi gün sonra olan haftaya mı? "Çok erken değil mi? Yani ben üç dört hafta bekleriz diyordum." "Yok kızım olur mu hiç çok geç. Bugün tüm eksikleri alalım. Kına içinde alışveriş yaparız. Gelinliğine bakarsın senin için yurtdışından birkaç model getirttim ben zaten." "Kına mı? Ben kına gecesi sevmem." "Ah kınasız gelin mi olur? Sevgi Hanımcım senin kızda pek deli canım" Anneme baktım. "Anne kına sevmediğimi biliyorsun arkadaşlarımla eğlence yapardık." "Onu da yap kızım maksat herkesin gönlü olsun." Benim dışımda herkesin gönlü oluyor zaten. Emrivaki hayatımın en nefret ettiğim şeyi şuan hayatımın merkezi olmuştu. "Tamam." Ne ara haletti tüm bunları. Gelinlikler gelmiş organizasyonlar ayarlanmış. Biraz daha atıştırdıktan sonra evden çıktık. Rüzgar kendi arabası ile gelmiş ben annemle arkaya geçecektim ki Nebahat Teyze beni öne oturttu. Rüzgar "Nereye gidiyoruz şimdi?" "Önce Kapalıçarşı'ya gidelim kına alışverişi filan oradan yapılır. Sonra alyans bakarız. İç çamaşırı, gecelikler bir avm'den alınır." Gecelik mi? İç çamaşırı mı dedi o? Oha çüş falan ne iç çamaşırı ya içime giyeceğim şeyi de bunlarla alacak değilim daha neler. Ne geceliği? Kafamı arkaya çevirdim "Ne geceliği. Benim geceliğim var istemem. İç çamaşırımı kendim alırım. Çocuk muyum ben?” Kıkırdanmaya başladılar annemle birlikte. "İlahi Beste kızım adettendir gecelik alınır." "Yok yok istemiyorum gerçekten sağ olun. Değil mi anne? İstemem ben çok var benim." "Kızım adettir eksik olduğundan alınmıyor. Rüzgar oğluma da alacağız." "Olur valla ben bana bir şey alınmasından çok mutlu olurum. Donda olsa hediyedir." Zevzek. Aptal. Gözlerimi devirdim. Bu adetler fazla oluyor ama yeter burama kadar geldi. Ben hoşlanmam gelenekçilikten. Delirmek üzereyim. Kapalıçarşı'ya gelmiştik arabayı bir yere park etti ve sonrasında indik. Annemlerin yanında inandırıcı olması için el ele tutuşuyoruz onlar önden giderken biz arkalarındayız. "Gecelik alacaksınız demek. Yardımcı olmamı ister misin?" Koluna bir cimcik attım. Gözlerimle ona nefret bakışı attım. "Pislikleşme." Kafasını bana yanaştırmaya başlayınca kolunu cimcikledim. "Ah. Ne yapıyorsun kızım." Nebahat Teyze bir yere girdi. Kına malzemeleri ile dolu. Her şeyden aldı. Bana kaftan bile aldık! Sonrasında gecelik bakmak için avm'ye geçtik. Utançtan ölmek istiyorum. İç çamaşırları filan. Ben annemle bile iç çamaşırı alışverişi yapmam. Sadece Şeyma yani oda kardeşim, menajerim, sağ kolum kısacası her şeyim olduğu için. "Bak kızım böyle dantelliler var nasıl?" Yutkundum. Yok ya daha neler. Birde elinde çarşaf gibi germiş gösteriyor bana! "Siz alın hiç fark etmez." "Olur mu gel seç bakalım." Rüzgar'ın elini bıraktım. Kırmızı ve siyah olanı seçtim. Birkaç iç çamaşırını gösterdim. Bunların hiçbirini giymeyeceğim. Bu ne ya bir kere tarzım değildi bunlar benim. Utanmasalar jartiyer al diyecekler. Annemler başka şeylere bakıyordu Rüzgar yanaştı. "Siyah olan güzelmiş üzerinde nasıl duracak merak ettim." "Midemi bulandırıyorsun!" Burnumu sıktı. O sıra annemler geldi. "Alyansı alalım oradan gelinlik için geçeriz." Kafamı olur anlamında salladım. Nebahat Teyzenin buradaki meşhur kuyumcusuna geldik. "Merhaba Oğuz'c*m gelinim ve oğlum alyans alacak. En iyisini çıkar onlara." Rüzgar atıldı oradan. "Ve tek taş. Sonuç olarak müstakbel karıma pırlanta alayım değil mi?" "İyi düşündün oğlum." "Sizin yüzüğünüz varya ne gereği var." "Olsun kızım her zaman onu takmazsın ya buda kocanın hediyesi." Yüzüklerin efendisi gibi dolaşayım ben yüzük sevmem diyorum şimdiden üç yüzüğüm oldu sevmediğim oy burnumun dibinde böyle biter. Ne desem bahane üzerine bir laf aman sizin dediğiniz olsun. Alyansları seçtik sonra Rüzgar bir tek taş gösterdi onu çıkardılar. O kadar güzeldi ki beğenmemek mümkün değil. "İyi işte olsun bu." Dedim Geçiştirir bir tavır sergiledim beğendiğimi anlarsa şımarırdı hemen ukala. Yüzükleri de aldık avm'den çıktık o an kameralar belirdi. Herkes çekiyor sorular ard arda. "Beste Hanım aileye mi girdiniz?" "Ufukta evlilik mi var?" "Yüzük takmışınız evlilik teklifi mi geldi yoksa?" "Rüzgar Bey gecelerin çapkıdığından evliliğe mi terfi ediyorsunuz?" Annemler arabaya geçti hemen. Rüzgar: "Arkadaşlar müsaade eder misiniz?" "Rüzgar Bey bir açıklama yapar mısınız?" "Teşekkürler müsaade edin lütfen." Arabaya geçtik. Allah'ım burada bile buldular bizi. Rüzgar arabayı çalıştırıp hızla uzaklaştı oradan. Annem: "Bunlar hep böyle aniden çıkıveriyorlar vallahi. Bende telaş yapıyorum." Gülümsedim "Annecim benim neden telaş yapıyorsun. İşleri bu işte haber yapmak için öyle bekliyorlar." Nebahat Teyze atıldı o an "Düğüne de çağırırız basın." "Sorularla boğarlar ne gereği var?" "Olur mu kızım gelsinler." Dişlerimi sıktım. Öfkelendiğimi Rüzgar'da anlamıştı "Anne inanılmaz sıkıldım ben siz devam edin şu alışverişe." "Oğlum saçmalama. Gelinlik bakılacak daha." "Bakın beni karıştırmayın." "Olmaz geleceksin bir hafta sonra düğün var." Bir butiğin önünde durduk. İçeri girdim bizi bekliyorlarmış zaten. "Hoş geldiniz." "Hoş bulduk gelinim için hangi gelinlileri hazırladınız?" İçeri tarafa geçtik. Askıda duran gelinliklerden birini gösterdi. Straplez Fransız gipürü olan bir model. "Ben straplez istemiyorum." Straplez olan bütün modelleri eledi. Birkaç şey daha gösterdi ama beğenmedim. Nebahat teyze bir gelinlik giymem için ısrar etti onun için denedim kolları uzun ama böyle bol tuhaf bir şey sanırsın düğüne değil saraya gidiyorum bu fazla ama fazla abartı benlik değil zaten o aptal Rüzgar'da alttan alta gülüyor... Kibarca beğenmedim dedim çıkardım sonra canım annem giydirdi bir tane Nebahat Teyzeninkine göre iyi ama yine abartı. "Anne ben bunu da giymem." "Ne var yavrum ne güzel oldu." Aynaya dönüp baktım müsamere çocuğu gibiyim. "Yok anne ben daha sade düz bir şeyler istiyorum." Nebahat Teyze döndü Rüzgar'a "Oğlum sen ne diyorsun var mı senin beğendiğin?" "Anne ben ne anlarım Allah aşkına hadi beğenemediniz on saattir alt tarafı düğünde dört saat giyilecek bir şey abartmayın." Nebahat Teyze kaşlarını çattı. "Sen ne anlarsın. Beste kızım sen bak bakalım içine sinen var mı?" Aralarda bakarken tam da isteğime en yakın olanını buldum. Abartıdan uzak tam benlik. Kalın askılı bel kısmı dar balık modeli gibi ama tamda balık olmayan etek uçları tüllü hafif sırt dekolteli abartısız işlemeleri olan bir modeldi. Sade ve şıktı fazla abartıdan tamamen uzak. Hemen kabine geçtim giydim. Kabinden çıktım hepsi bana büyülenmiş gibi bakıyor. Duvağı da kafama geçirdim. Annem ağlamaya başladı. "Niye ağlıyorsun anne?" "Melek gibi oldun güzel kızım benim." Anneme sarıldım sonra Nebahat Teyze sarıldı bana. Rüzgar'da beni süzüyordu. Nebahat Teyze "Nasıl güzel olmuş değil mi?" Gözlerini benden ayırmadan. "Gelinlik işte anne hangi kız giyse güzel olur." Hayvan herif! Nebahat Teyze kaşlarını çattı. "Sizin aranız mı bozuk? Kavga mı ettiniz yoksa bu tavırlar ne? Ayıp evladım söylenmez böyle şeyler." "Yok kavga etmedik yoruldu galiba Rüzgar'da ondan. Ben bunu beğendim üzerime de tam oldu bunu alalım işte." Beni onayladılar. Gelinlikçiden çıktıktan sonra yemek yemek için bir yerlere gittik sonrasında eve bıraktı bizi Rüzgar. Eve geleli iki saati geçmişti odamda müzik dinleyip sakinleşip dinlenmeye çalışıyordum birden telefona üst üste bildirim gelmeye başladı whatsapptan Rüzgar yazmış tıkladım mesaja "Selam. Nasılsın?" Geri çıktım mesajtan sanane benim nasıl olduğumdan tüm gün yüzünü gördüğüm yetmiyor birde burada onunla kaynatacak halim yoktu. Ardından bir bildirim daha geldi. "Heeey! Sana diyorum." Onu da okudum çıktım sen ana görüldü olursun benim için cevap vereyim de sinirlerimi zıplat delirt beni. Tekrar mesaj attığında. "Beni ne demeye görüldü yapıyorsun çirkin ördek? Cevap ver bana konuşmamız gerek." İtina ile dokundum mesaja okudum, sırıttım ve geri çıktım çok geçmeden aramaya başladı uzun uzun çalınca açtım. "Ne var?" "Neden cevap vermiyorsun gördüğün halde?" Acaba neden yani görüp cevap vermiyorsam tek bir sebebi var oda senden nefret ediyor olmam. "Imm acaba neden şeyden olabilir mi çünkü canım cevap vermek istememiştir belki." "Dilde papuç kadar. Önemli ki yazıyoruz yoksa hoşbeş olmaya yazmadım sana." "Eee sadede gel ha bak yine yok şu ıvır zıvır meselesi için buluşmak lazımsa söyle annene yeter ben gelemem artık bu kadarı bile fazla bana." "Yok annem değil bu kez?" "Kim?" "Senle ben akşam buluşsak?" Bak sen neden senin gibi embesil ile buluşuyorum ben acaba. "Hayır." "Kızım senin o muşmula suratını görmeye buluşalım demedim en yakın arkadaşım ve kız arkadaşı görüşmek istedi." "Ee yani her şey bitti seninle minnoş çiftler gibi çift buluşmaları mı yapacağım. Üzgünüm tatlım aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor lütfen daha sonra ve onun sonrasında da hiç denemeyiniz." Kahkaha attı. "Komik kız komik olduğunuz kadar çirkinsiniz de " "Kapatıyoruuummm." "Dur Beste ya kız arkadaşı Burcu senin hayranınmış yani dizi ve filmlerini yakından takip ediyormuş kız özellikle istedi ayıp olur şimdi. Çok kalmayız evet deyiverdim ben ne olur az idare etsen." "Benim yerime insanlara evet demeden tekrar düşün. Kendin git şimdi." "Kızım sen ne gıcıksın ne var bir iki saat idare etsen." Ahhh kabul etmezdim asla etmezdim ama şimdi kıza ukalalık yapıyor gibi olmayım. "İyi sırf Burcu için." "Sağ ol. Akşam alayım seni o halde 8 iyi mi?" "Arabam var çok şükür kullanmayı da biliyorum." "Bak işte ne alakası var birlikte katılmamız daha doğru hiç bilmiyorsun bu işleri." Bilmiyorum evet ve bilmeyi hiç istemiyorum. Allah'ım gerçekten boka batmak neymiş onu yaşıyorum resmen. "Tamam saat 8 iyi ama saat 8'e kadar mümkünse tekrar arama beni kurbağa prens." Telefonu kapadım oh tek eksiğim çift buluşmasıydı onu da yapalım ah baba ah sen beni neyin içine sürükledin böyle ben resmen bu adamın karısı olma yolunda ilerliyordum. Son derece itici ve gıcık adamın karısı olmak huhuuu efsane mide bulandırıcıydı! Akşana doğru hazırlanmaya başladım midi boy beyaz bir elbise tercih ettim saçlarımı saldım ve hafif makyaj yeterdi. Aşağı inince annem hazırlanmış olduğumu görünce yanıma geldi. "Nereye yavrum?" Gülümsedim duyunca çok sevineceğin ama benim pekte sevinmediğim bir şahsiyet ile buluşmaya. "Rüzgar ile buluşacağım." "Aaa öyle mi? Daha öğlen birlikteydiniz hayırdır inşallah?" Elini tuttum. "Allah aşkına o embesil ve benim içinde olduğum hangi iş hayırlı olur arkadaşı ile tanışacağım çocuğun sevgilisi beni beğeniyormuş falan tanışmak istemiş." Annem yüzüme dokundu. "Aferim evladım tanış tabi tanış." O sıra içeriye Rüzgar girdi. Üstüne giydiği siyah gömlek altındaki siyah keten pantolon ile bir boka benzemiyordu ya da biraz benziyor olabilir yoo benzemiyor işte Beste kabul et. En son miniciğin biraz daha miniği bir şeye benzediği konusunda kanaat getirdik iç sesimle. "Merhaba hoş geldin oğlum." Anneme yanaştı. "Hoşbulduk efendim. Nasılsınız?" "İyiyiz oğlum. İyi eğlenceler." "Sağolun Salih Amca'ya selam söyleyin." "Söylerim oğlum." Bana döndü Rüzgar baştan aşağı bir süzdü. "Hadi çıkalım." Annemi öptüm ve çıktık. Arabaya geçtiğimizde hafif tonda radyoyu açtı. "Eee nasılsın?" "Sen gelene kadar iyiydim ama gördüğün gibi." "Laf sokup durmasana bende halimden memnun değilim yeni yetme damatlar gibi saçma sapan şeyler yapıyorum annemle bugün düğünün ertelenmesi için konuştum ama Nuh diyor peygamber demiyor. Bu kadar acele ve hemen olmasını asla istemiyorum ama oluyor işte ve bende senin gibi olayları dramatize etmek yerine üzerime düşeni yapıyorum." "Ben ne yapıyorum acaba embesil herif. Peşinizden sürükleniyorum günlerdir. O saçma gelenekler için uğraşıyorum. Sırf annen istedi diye bindallı deneyip kaftan aldık, yüzük taktım bir sürü ıvır zıvırla ilgilendim. Kaç tane gelinlik denedim bir tanesini bile denemek işkence gibiyken üstelik. Yetmiyor senin arkadaşlarınla tanışmaya geliyorum bende üzerime düşeni yapıyorum yani." Gözünü yolan ayırıp bana baktı "Bana bir daha embesil dersen dilini koparırım." Onca şeyden ona takılması ne manidardı. Embesilsin işte baya bayağı embesilsiiiiin. Gülümseyip kafa salladım sen dilimi değil saç telimi koparamazsın benimde neyse. "Çok uzun sürer mi yemek?" "Niye başka randevun daha mı var?" "Yok ama zamanım kıymetli o kıymetli zamanlarımı yeterince seninle heba ediyorum günlerdir." "En fazla iki saat." "Yorgunum Rüzgar gerçekten uyuyup dinlenmeye ihtiyacım var çok uzun kalamam iki saati bir dakika geçmesin." Kafa salladı mekanın önüne gelince arabayı valeye bıraktı biz içeri geçtik. Yürüdüğümüz masada çoktan bir kadın ve adam bekliyordu bizi. "Merhaba." Kız elini uzattı. "Merhaba Burcu ben sende Beste tanıyorum seni." Gülümsedim. "Memnun oldum Burcu." Yanındaki adama döndüm. "Hoş geldin Oğuz bende." "Memnun oldum Beste." Rüzgar arkadan kolunu belime attı bana çektiği sandalyeye oturmam adına nazikçe teşekkür ettim önümüzdeki menülerden hızlıca sipariş verince konuşmaya başladık. "Nişanlandığınızı duyunca şok oldum Oğuz'a da dedim ne ara birlikteydiniz?" "Çok değil aslında." Birkaç gün oluyor canım bende başta şok oldum da sonrada alışıyor insan sadece şunun ukalalığı alışılmıyor. "Çok yakışmışsınız ama." "Teşekkürler sizde çok harika gözüküyorsunuz?" Esmer bir kızdı Burcu siyah gür ve uzun saçları olan siyah gözlü beyaz tenli hoş bir kız Oğuz'da yapılı esmer kahverengi gözlü yakışıklı bir adamdı yan yana oldukça iyi duruyorlardı. Oğuz konuşmaya başladı bu kez. "Çok sevindik bizimkinin yanında bir tanıştıracağı bir kız görmek zor doğrusu." Rüzgar'a dönüp gülümsedim yüzüme dokundu o ellerini yakacağım senin bir daha dkunabilecek misin bakalım. "Beste çok başka oğlum." Ah aman da aman nasılda kıvırır. Çevir kazı yanmasın. Kollarını sardı bu kez. "Beni evliliğe ikna eden tek hatun." "İyi iyi neye kadar öyle devam ederdi zaten günü birlik. Helal olsun Beste yola getirmişsin." Valla ben yola getirmedim muhtemel ihtimal ile babası getirdi getirmez olaydı. Gülümsedim. "Ben pek bir şey yapmadım aslında aşkın gücü." Sohbet muhabbet böyle güzel giderken yemeklerimiz geldi şaraplarımız. Kdehleri kaldırıp çok lazımmış gibi aşka içtik içmez olaydık. Burcu'da Oğuz'da kafa insanlardı muhabbet sardı kahkahalar, sohbetler derken o anda "Aaa Rüüzgar." Sesi ile kafamızı çevirdik yana. Sarışın uzun boylu mavi gözlü bir yarıtılış harikası kadın karşımızda gülümsedi bize Rüzgar "Didem? Naber ya nereden çıktın?" Ayağa kalktı sarıldı kızla sonra bize "Merhaba" dedi kız. "Brezilya'dan yeni döndüm harika bir festivali kaçırdın sana dedim birlikte gidelim diye." "Seneye artık. Benim yerime de eğlenseydin." Üçümüzde ikisi arasında gel git yapıyorduk bari otur ayakta kalma. Ortam geirldi gibi sanki Rüzgar rahat olmaya çalışıyor ama gergin Oğuz’da sanki kızı tanıyor gibi tereddütlü. Bir şeyler döndüğü kesin. "Özledim seni? Uğrasana bir ara." Şarabımı yudumladığım o anda gıcık tuttu özledim, uğrasana, bir ara... hepsini birleştirince daha önce uğranılmış bir yatak arkadaşı olduğu sonucuna vardım ben ama umarım benim kötü niyetimdir. Dönüp baktım Rüzgar'a gülümsedi bana sonra Didem denilen kadına döndü. "Nişanlım Beste." Kız şaşırdı rengi kızardı döndü bana "Öyle mi? Beste Altınsoy mu nişanlın? Arkadaşın sandım ben ne ara nişanlandın dün mü?" "Nereden bildin?" Bu adam neden bu kadar gevşek? Şuan ortamda soğuk rüzgarlar eserken hala olayları dalgaya vurabiliyordu. "Rüzgar şaka mı yapıyorsun nişan ne alaka? Bu taraklarda bezin yok sanırdım." "Artık var galiba." Bir şey demem gerek mi acaba şuan da demeli miyim aman banane canım yesinler birbilerini derken ibre biranda bana döndü. "Helal olsun nasıl başardın? Yanlış anlama gerçekten merak ettim daha bir ay önce bendeydi yani ilişkiniz ne süredir var bilmem ama." Rüzgar sert ses tonu ile. "Didem tamam git sen artık." Ona döndüm. "Sorun değil evet Didem." "Kadınlara sadece sevişilecek bir obje gibi bakar o sevmez ve asla değer vermez onun sevdiği tek bir kişi var." Rüzgar ayaklandı. "Gitsen iyi olacak." Kolunu tuttum Rüzgar'ın "Sakin ol konuşuyoruz işte." "Onu zamanın da göt gibi bırakıp gitmiş bir kız var ona aşık kendini bildi bileli tek sevdiği kadın oydu." "Kessene sen." "Neden bir gece sarhoşken anlatmadın mı? Beni istemedi beni hiçbir zaman istemedi ve reddetti beni bırakıp gitmeyi tercih etti ben onun gözlerinin içine bakarken o birkez bile bakmadı diyen sendin ben kimseyi sevemem bu yüzden hiçbir kadın o olmayacak demedin mi?" "Bunları unutmanı söylemiştim." "Unutmuştum seni sevdiğimi söylerken bana ben sonsuza kadar onun bana yeniden döneceği günü bekleyeceğim dedin ama. Kız vurmuş kapıyı gitmiş işte bitti demiş sana sen şimdi tüm bunları unutup yeni başlangıç seçmişsin hem de Beste Altınsoy ile." Cevap vermedi. Hem de Beste Altınsoy ile derken beni yeriyor muydu? Bak sen kurbağa prens birine aşık demek. Kız bunu neden terk etti ki. Ben olsam bende ederdim şu sıfata baksana...Ayağa kalktım Didem'in omzuna dokundum. Elime güzel koz vermişti teşekkür ederim Didemm ben bu kızı bulup getirsem bunları baş göz etsem terayağından kıl çeker gibi kurtulurum Rüzgar'dan Didem'e gülümsedim. "Teşekkür ederim benim o kız ya aşık olup yanıp tutuştuğu." Çatık kaşlarla bana baktı Rüzgar Didem ise şaşkın. "Aşıktı bana istemedim onu olmaz dedim ama baktım baya aşık bana şans verdim." Cevap veremedi morarmış yüzle gitti masamızdan sonra hiçbir şey olmamış gibi döndüm masaya Burcu şaşkın Oğuz'un rengi atmış "Sorun yok bekliyordum böyle şeylerle karşılaşmayı. Geçmişini biliyoruz sonuçta." Yüzüme öpücük kondurdu Rüzgar. "Özür dilerim hayatım." "Sorun yok." İçkilerimizi yudumlayıp biraz daha devam ettik ama yorgundum Rüzgar'da biliyordu o yüzden kalktık vedalaşıp tekrardan bkuşma ayarlama şartıyla ayrıldık abraya geçip biraz uzaklaştıktan sonra gür sesiyle biranda bağırmaya başlayan Rüzgar'a döndüm. "Nasıl dersin aşık olduğum kız senmişsin diye?" "Götünü topladım teşekkürüm nerede?" "Bir bok yapmadın sen aşık olduğum kadının yerine mi koydun kendini?" "Kimsenin yerine koyduğum yok benim kız ukala ukala konuşuyordu. Beni küçük düşüremez." "Bir iki ay içinde boşanınca ne olacak acaba o zaman insanlara ne diyeceğim?" "Ne dersen de git o zaman o aşık olduğun her kimse onunla evlen ama oda istemiyor seni değil mi? Zavallı." "Beste sen terbiyesizlik yaptın." "Ben bir şey yapmadım yatıp kalktığın kızlar masamıza gelip beni ezmeye çalışıyor. Sakın Rüzgar sakın beni küçük duruma düşürmeyi deneme." Dişlerini sıktı dür sesiyle bana öfke kustu. "Ben yapmadım Didem geldi aptal üzerine vazife olmayan şeyleri söyledi sende daha bok ettin her şeyi." Koluna dokundum onun yanaştım biraz. "Kim o kız gidip bulalım konuşalım Rüzgar tekrar döner belki onunla evlenirsin ikimiz de kurtuluruz bu yalan evlilikten. Kız ile şansın olur mutlu bir ilişki yaşarsın.” "Keşke..." "Ne keşke nerede kız?" "Bilmiyorum." Allah'ım nasıl bilmez ya nasıl insan sevdiği neredeyse bilir gider bulur. "Ne demek bilmiyorum neden ayrıldı senden? Aldattın mı onu?" Kafasını salladı yüzü asıldı şuan ciddiyetli ifadesi her kimse bu kıza değer verdiğini gösteriyordu. İlk kez böyle gördüm onu. "Ben bir bok yapmadım gitmek istedi gitti. Terk etti beni. Sebep yoktu. Kapat konuyu konuşmak istemiyorum daha fazla senden birine daha o kız benim dersen gebertirim seni." Kolunu tuttum tüm gücümle sıktım ona ne kadar etki etti manidardı ama. "Beni bir daha tehdit edersen seni boğarım. Senin götünü topladım bana minnet duymalısın ama sen nankör bir aptalsın." Bu kez o yakaladı bileğimi sonra yüzümü ellerinin arasına aldı yaklaştı bana aramızda çok az mesafe vardı. "Bana hakaret etmeye devam edersen gerçekten koparırım o dilini." İttim onu ikimizde birbirmizden nefret ediyorduk işe ne demeye evleniyorduk biz bununla öldürürdük birbirimizi ben daha gencecik yaşta ölmek istemiyordum. Aptalın tekisin Rüzgar Soykan ve ben o kızı bulup getireceğim nasıl yaparım bilmiyorum ama yapacağım işte. Senden sonsuza dek kurtulmamın anahtarıydı o kız…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD