20.Bölüm

3108 Words
BESTE Günlerdir öylesine yorgundum ki sonunda izin günümdü ve gerçekten güzel geçmişti Rüzgar benim için yemek yapmıştı ve gerçekten enfesti her şey bu kurbağa suratlı nasıl böyle iyilikler yapıyor anlayamadım. birlikte alışverişe gittik şimdi de birlikte kahvelerimizi içiyoruz tv karşısında. Bu adam gün geçtikçe daha sevilesi geliyor gözüme. Bazen sanki gerçek bir karı koca gibi hissediyorum sonra gerçeğin farkına varıyorum ve öyle olmadığını biliyorum. Rüzgar'la filmle alakalı konuşmam gereken bir konu vardı izin değildi bu sadece bir haber vermeydi her filmde böyle bir sahnede olay haber diye başlık yaparlar ve başroldekilerin eşlerine bu sahneler ile alakalı sorular sorarlardı. Biranda böyle ilk kez duymaması adına benim önden haber vermem en doğrusu olacaktı "Rüzgar." "Efendim." "Sana söylemem gereken bir şey var." "Dinliyorum." "Yarın ki çekimle alakalı." Kafasını çevirip bana baktı. Bunu ona neden söylüyorum bilmiyorum ama elbet magazine çıkacaktı ona sorduklarında konuyla alakalı bir şey bilmeyip donup kalmasını farklı bir tepki vermesini istemem. Söylüyorum işte hem ne önemi var kocam değil mi alla alla! Ay Beste tamam şimdi kendi iç sesine atar yapmaya başladın kızım. Of delirdim mi ben? Net öyle bu iş sesimin bu düşük çenesi asla durmuyor "Ne oldu?" "Şey yarın ufak bir sahnem var şey sahnesi." "Ne?" "Yani sevişme sahnesi olacak ama biliyorsun zaten ekrana yansıtıldığı kadar uzun temaslar ve yakınlaşmalar olmuyor kamera oyunu da var bu işin içinde yani şimdi sahne ile alakalı film bittiğinde sana muhakkak soru sorarlar. Bu tarz durumlarda inatla soru sormayı severler birde sen oyuncu değilsin iyice damarına başak isterler. Sosyal medya da falan net etiket yaparlar seni de” Tepkisiz kaldı ve tek kaşı kalkık duruyordu. "İzin almak için söylemedim aslında şey haberin olsun sorarlarsa şaşırma yani. Görürsün görüntü önüne düşer birde bunun fanlar tarafından yapılan edit kısımları var bizi birbirimize yakınlaştırdıkları için” "Bak sen küçük hanıma sevişme sahnesi demek." Kafa salladım. Güldü daha çok pekde umursamaz bir gülüştü "Benim fikrimin senin için bir önemi yok zaten haberim olsun diye söylemişsin ne diyeyim. Sorduklarında suskunluğumu korurum." Gülümsedim bana yanaştı. "Yardım etmemi ister misin?" "Ne için?" "Eh yarın sevişme sahnesi oynayacaksın sen kutsal bakiresin şimdi zorlanma ben yardım ederim istersen." Yüzümü buruşturdum. "Çok komiksin." "Komik ve çekiciyimdir sohbete yatakta devam edelim istersen taktik veririm sana." Göz kırpıyor birde. Kafasını daha da yanaştırdı bana elimle yüzünü geri ittim. "İstemem ben yarın taktik maktik yok bam bam bam stilini uygulayacağım." Bu kez o yüzünü buruşturdu. "İğrenç bir espiriydi." Kahkaha attım. "Seninkiler kadar değil." "Gülmedim. O derece kötüydü." "Ben güldüm ama." "Teklifim hala geçerli odamıza çıkalım mı?" "Avucunu yalarsın hem neden seninle aynı odada kalıyorum artık bir sürü oda var git kal birinde." "Bak ufaklığın dili uzamış. Sen ailenin en zeki kızı mısın? Zeka küpü müsün sen? Zaten yarın yardımcı gelecek güzelim yatılı anneme her şeyi uçurur o ayrı odalarda yatma gibi durumumuz yok ha sen diyorsan ki ben seninle yatamam artık bu odamızdaki koltuk daha rahat ve büyük onda uyursun." Kaşlarımı çattım. "Hayır yatakta yatacağım." "O zaman benimle uyuyorsun." Cevap vermeden odaya çıkıp giysi odasına girdim. Pijamalarımı giydim yatağa geçtim sağa sola dönüyordum bu adam beni biranda delirtiyor tamam diyorum ya artık iyi biri pislik yapmaz sonra hop eski haline dönüyor. Odanın kapısı açıldı direkt giysi odasına girdi üzerini değiştirip yatağa girdi. Sinsi sinsi sırıtıyor aklında ne şeytanlıklar dönüyor Allah bilir ne düşünüyor. Yüzünü bana yanaştırdı. Kokusu burnuma dolduğu an gülümsemek istedim ama kendimi tuttum. "Ne var?" İyice yanaştı nefesini yüzümde hissedince içimde bir kıpırdanma oldu. "Dokunuşlar önemlidir ve bakışlar." Dedi Bunu söylerken parmağıyla yüzüme dokunuyordu. "Kes şunu." Allah'ım heyecan bastı bana ne oluyor. Aramızdaki mesafe çok azdı nefeslerimiz birbirine karışıyordu aniden hamle yapıp öpmek istiyordum. Kafayı yedim iyice. Ne öpmesi Beste şuursuz musun? "Yarın sana lazım olur bunlar çirkin ördek onun için." Yüzümden omuzlarıma doğru inen parmakları vücuduma alev topu yolluyordu sanki. Gözlerimi kapadım yutkundum. "Rüzgar!" Parmakları tekrar yüzümü buldu gözlerimi açtım. "Ne oldu?" "Git başımdan yeter ya bıktım senin zevzekliklerinden. Bilerek mi yapıyorsun?" Kafa salladı. Kaşlarımı çattım. "İyi geceler seninle uğraşamam." Arkamı döndüm ve gözlerimi kapadım. Amacı neydi bunun beni baştan çıkarıp koynuna atlamamı bekliyorsa yanılıyor bu numaralara anca Leyla tav olur az kalsın sende tav olacaktın Beste kabul et. Salak mıyım ben neden böyle oldum? "İyi sanada şaka yapılmıyor korkma zaten seninle sevişmek isteseydim aylardır aynı yataktayız olurdu zaten." Tekrar ona doğru döndüm "Bak sen." "Evet dikkatimi çekecek kadar kadınsı değilsin daha çok ufak bir çocuk gibisin bu yüzden için rahat olsun hem şu bugs bunnyli pijamaların ile zaten insanın içinde sevişme isteği bırakmıyorsun." Bak yine başladı beni aşağılama, küçük görme bu adamı parçalarım bugs bunnyli pijamalarımla istek kalmıyormuş jartiyer giyen Leyla'ya git tutan kim seni! "Bak sen bende olan bu canım gözünü ve başka yerlerini doyurmak istersen eminim tangasını giymiş jartiyeri üstüne geçirmiş pozisyonda seni bekleyen Leyla ya da tonlarcası vardır. Git onlara tutan kim." "Ağlıyorsun sonra beni aldatma diye. İçip içip üzülmeni istemiyorum." Gözlerimi devirdim. "Rüzgar Soykan inan bana umurumda değilsin ve magazine yakalanmadığın sürece kiminle düşüp kalktığın umurumda değil. Sen benim ne karar umurumda olabilirsin?” Yüzü düştü ama belli etmemeye çalışarak. "Çirkin pijamaların olduğu gerçeğini değiştirmez söylediklerin." "Yeter saçmalamayı kes artık benim pijamalarımdan sanane." "Evet canım banane ben seviştiğim kadınların pijamaları ile ilgilenirim. Uzun zamandır magazin gündeminin yakın takibindeydik o yüzden pek çapkınlık yapamasam da eski formuma döneceğim." Çok sinirlenmiştim lanet herif. Pislik. Azgın. Arkamı döndüm yeniden ve gözlerimi kapadım. Bu adamın neresi sevilebilir ki ben hemen iki iyiliğe kanayım evde olmadığım için gözüme iyi geliyormuş yoksa hala şeytan bana yaklaştıkça içimde oluşan o anlamsız duygudan da nefret ediyorum. Cinsel çekimi yüksek bir kadınım evet ondan oda yakışıklı bir adam çekiyor beni yoksa ona aşık değilim ya. Sevgi desen bu kurbağa prensin neresi sevilir. Ben ondan etkilenemem hayır Allah'ım bu benim felaketim olur. Alarm sesiyle uyandım telefonu kapadım. Yanımda yatan öküze baktım dünden hala kızgındım yataktan kalkıp giysi odasına gittim. Dolaptan salaş kumaş bir pantolon giydim üzerine büst geçirdim altına spor ayakkabı giyip odadan çıktım ve ayna karşısına geçtim. Saçlarımı topladım güneş kremimi sürdüm gözlüğümü ve çantamı aldım tam çıkacaktım. "Bana bi güle güle demek yok mu?" Gelen sesle irkildim. "Delirdin mi ödüm koptu." Kahkaha attı. Arkamı dönüp ona baktım. "Senden gerçekten nefret ediyorum." "Bana bayılıyorsun." Sana bayılmak mı boğmak istiyorum boğmak. Cevap vermeden evden çıktım. Gerizekalı sen kimsin be kim ben sana neden bayılayım serseri. Arabaya geçtim yol boyu içten içe ona söylendim. Set alanına geldim daha doğrusu eve bugün Ozan karakterinin evinde çekim olacaktı. Gittiğimde ekiptekiler yavaş yavaş toparlanıyordu. Hepsine selam verip üzerimi değiştirdim. Böyle sahneler her zaman zor olur yani karşındaki insana aşık gibi davranıp o insanla yakınlaşmak rol yapmak gerçekten özveri isteyen bir işti. Kaan'da geldi ayak üstü sohbet ettik ve sonra çekim için koltuğa geçtik. "3 2 1 KAYIT." SEDA Şaraplarımızı yudumlarken onun gözlerinin içine bakıyordum bazen çok şey anlatırdı gözleri konuşmadan ne demek istediğini bilirdin. Ajanlık yapmak için girmiştim yanına ve artık daha fazla her şeyi berbat etmeden gitmem gerekti. Onu nasıl bırakırdım bir fikrim yok ona yurtdışı için eğitim programında olacağımı söyledim. Sessizliği ben bozmuştum. "Seninle bugün burada olmak benim için imkansızlıklar silsilesiydi." "Ama bugün yanımdasın kollarımın arasında." "Olmayı en çok sevdiğim yerde." "Gittiğimde ne yapacaksın yurt dışında olduğumda?" Dudaklarını alnıma bastırdı. "Gitmeni istemiyorum." "Ama gitmeliyim bu fırsat tekrardan ayağıma gelmez..." Bedenimi kendine çevirdi. "Ama ben daha önemliyim." Önemliydi bu zamana kadar işimden daha önemli bir şey olmamıştı ama artık o daha önemliydi. Sessizliğimi korurken. "Evet ama bu fırsatta öneml.." Cümlemi tamamlayamadan dudakları dudaklarımı bulmuştu. Ardı ardına öpücüklerimiz devam ederken nefes almak için kafamı geri çektiğimde dudakları boyun girintime ulaştı elleriyle saçlarımı okşarken üzerimdeki tişörtü hızla çıkardı. Ani hamle ile yeniden dudaklarımız buluşurken gömleğinin düğmelerini açıyordum. Dudaklarımız ayrılırken düzensiz nefes alış verişlerinin arasından "Hiçbir yere gidemezsin beni bırakıp anladın mı?" "KESTİK. Kaan hiçbir yere gidemezsinden tekrar alıyoruz daha hırslı dudaklar ayrılıyor fakat hala birbirinize yakınsınız. Kollarının arasında onu tutarken kesik nefeslerle konuşacaksın." Kafa salladı Kaan. "3 2 1 AKIYOR. OYUN." Dudaklarımız birbirinden ayrıldı. Soluğunu hala yüzümde hissederken bir solukta "Hiçbir yere gidemezsin beni bırakıp anladın mı?" dedi Saçımı ve yüzümü koklarken. "Her sabah uyandığımda bu koku olmadan uyanmayacağım." Benim bir yalancı olduğumu öğrendiğinde ne yapacaksın acaba. Aslında tüm pisliklerini dökmek için yanına yerleştirilmiş bir ajanım. O zaman beni öldürürsün belki soluğumu kesersin. Gitmem gerek sevgilim artık daha fazla kalamam. Sana aşık olacağımı düşünmemiştim. Dudağına bıraktığım hafif ısırıkla gülümsedim. Tek tek düğmelerini açtım karnına öpücükler kondurdum düğmelerinin tamamı açılan gömleği üzerinden savurup attı ve kafamdan tutup kendine çekti dudaklarımız birleşti yeniden pantolunumuda tek hamlede çıkarıp attı ve üzerimdeki yerini aldı. Ellerimi onun sırtında gezdirirken o her seferinde daha derin öpmeye devam etti. Onun altında öpüşlerine karşılık verirken ellerimle yüzün dokundum. Kesik kesik nefesler alırken gözlerimi kapatıp kendimi ona teslim ettim. "KESTİK." Kaan üzerimden kalktı ekiptekilerin verdiği bornozu üzerime geçirdim. Etrafımızda şu sahnenin her yerini çekmek sesi alabilmek için uğraşan o kadar çok insan vardı ki hani şöyle sahnelerde gerçekten etkilenip moda giren var mıydı gerçekten? Sevişirken yüz kişi tarafından izlenmek gibiydi ekrana yansıyan iki kişinin aşk dolu yakınlaşması iken burada olan kaç kişilik ekibin yaptığı bir iş bölümünün parçasıydı işte. Kaan'la öpüştüm ya da sevişmiştim gözüyle bakmıyordum olaya oda bakmıyordu başlarda bu sahneler zordu benim için. Utanırdım yapamazdım ama artık öyle değildi. İkimizde üzerimizdeki bornozlarla yönetmene yöneldik. "Tamam ertesi sabah bu sahnenin devamı olan sahneyi çekeceğiz şimdi bir dış çekim sahnesi var onu yapalım." Olur anlamında kafa salladım. Kaan kolunu omzuma attı. "Tamam madem üzerimizi değiştirir diğer çekime geçeriz." "Tamamdır." Gülümsedi ve gitti masada duran sudan bir yudum aldım ve üzerimi değiştirmek için kalktım. Yerden kıyafetleri aldım. Üzerimi değiştirdim ve odadan çıktım karşımda Rüzgar şaşkınlıkla ona baktım. Nereden çıktı bu neden geldi ki? Yüzünde durgunluk vardı kötü bir şey mi oldu acaba baştan aşağı bana baktı gözlerini gözlerime sabitledi. "Naber?" "İyi ne işin var burada?" "Geçerken uğrayayım dedim." "Hım. Yeni mi geldin?" "Yok oluyor biraz." "Neden uğramadın yanıma hemen?" "Sahnenin heyecanını at diye." Kaşlarım çatıldı "Ne heyecanı?" "Taktiğe gerek yokmuş diyorum gerçekten iyiydin." "Sağol." Laf mı sokuyor bu ne böyle velim gibi durup durup gelecek mi? Kolumu tuttu "Ne zaman bitecek çekim?" "Bilmiyorum Rüzgar zırt pırt gelip durma sende gitsen iyi olacak. Dış çekimim var daha." Kolumu bıraktı. "Tamam rahatsız etmemeyiyim seni küçük hanım." "Rahatsızlıktan değil dış çekim olacak şimdi ne zaman biter bilmiyorum seni de zor durumda bırakmamak için dedim." "Anlaşıldı. Kolay gelsin." Etrafa gerginliği yansıtmamak adına yanağıma bir öpücük kondurdu, gülümsedim. "Görüşürüz hayatım." El salladım ve gitti. RÜZGAR Dünden beri aklımı kurcalayan tek şey şu ekranda yansıltılan sevişme sahnelerinin nasıl çekildiğiydi. Gidip yakından bakacaktım. Sevişme sahnelerim var deyince bende gelip göreyim dedim çirkin ördeği. Sette fark edilmemiştim fazla zaten kendisi sahneye kaptırmış kendini repliklerini söylüyordu birer birer. Koltukta yan yanalar ne kadar da yakın biz daha koltukta o kadar yakın oturmadık. Ben ona kolumu böyle sarmadım mesela. Dudakları buluştu o anda sonra boynuna gitti dudakları tamam evet öyle sahnelerdeki gibi şap şup öpüşmüyorlar çok kısa kısa dokunuşlardı ama yine de dokunuyordu işte. Dudakları Beste'nin bedenindeydi. Gözlerimi kapayıp kısa nefesler alıp verdim. Tişörtünü çıkarıp attı şuan burada kaç kişi vardı elli? Atmış? İç çamaşırları ile kaldı. Gözlerimi kapadım o Kaan'ın gömleğinin düğmelerini açarken göbeğine öpücükler kondurdu Kaan'ın gögsüne bir iki öpücük bıraktı. Kaslı iyi bir vücudu vardı adamın kaç adamı öpmüştür böyle şuan gerçekten zevk mi alıyordu bu adam? Zevk alıyor gibi yapıyordu Beste oda öyleydi çünkü bizim kutsal bakireye baksana kim der bu kıza bakire diye. O anda pantolununu çıkardı Kaan ya da filmdeki adı ne zıkkımsa benim için Kaan işte. Beyaz dantelli iç çamaşırları ile şuan da vay be benim yanımda iç çamaşırlı olunca çık dışarıya diye çemkiren kadın kos koca setin önünde. Güldüm neyse sakin ol sakin...Aniden Kaan Beste'yi altına alınca arkamı döndüm daha fazla bakmanın manası yoktu. Resmen karım bir adamın altındaydı iç çamaşırları ile. Çok sürmeden kestik sesi gelince Beste bornoz giyip ayaklandı... Kaan ona kolunu atıp bir şeyler söyledi gülüştüler ve her ikisi de üzerini değiştirmeye gitti. Beni fark ettiğinde gördüğüne pek memnun değil gibiydi. Ayaküstü konuştuk geldim diye bi dövmediği kaldı ama uzatmadım. Neden geldim ki zaten bok mu vardı gözümle Kaan'nın altında nasıl olduğuna bakmaya mı geldim. Katil olmaya mı geldim yoksa? Biraz sohbet edip ayrıldım yanından. Bu gecede gelmezdi eve neden oyuncu bir kadınla evlendim ki? Kadın eve uğramıyor koca benim ama Kaan benden çok görüyor eh arada götürüyor da benim hatunu. Ne götürmesi Rüzgar adam oyuncu zaten kız arkadaşı varmış Beste dedi onun da kız arkadaşı gelmiş sete tanışmış. Onlar ikisi profesyonel iş yapan iki arkadaştı ben kafam da büyütüyordum. Evet evet kesinlikle öyleydi. BESTE Sonrasında dış çekimler için başka mekanlara gittik o gün üç dört saatten fazla sürmüştü çekimler eve gittiğimde Rüzgar uyuyordu ya da öyle gibi yapıyordu sabahında ben yine çekimlere gittiğim için görüşemedik. Bir hafta daha birbirimizi hiç görmeden devam ettik benim çalışma saatlerim belli olmuyordu sonraki repo günümde onun ve benim ailemi yemeğe çağırdık tabi mutlu evlilik yalanımızı devam ettirdik gerçi bazen rol yapmıyorum yani içimden ona iyi davranmak geliyor ve öyle davranıyorum. Yem yeşil gözlerindeki o anlamlı bakışlar bazen içimi ısıtıyor. Bugün son çekim gününü bitirmiştik ekipçe bir pasta kestik ve son günümüzü kutladık. Gerçekten dolu dolu geçmişti günler eğlenceli ve harika bir ekipti hayalim olan Çağan Irmak ile çalışma imkanı bulmuştum. Vizyon tarihi için iki ay sonrası karar verildi. Kutlamamız bittikten sonra hepimiz dağıldık. Arabaya geçtim yorgun hissediyordum ve bir Starbucks'ın önünde durdum ve kendime kahve almak için içeri girdim. Kendime alırken Rüzgar için de Americano aldım onu seviyordu genelde. Ödemeyi yapıp tam çıkıyordum biri ile çarpıştım kafamı kaldırdım. Gördüğüm yüz ile şok içindeydim. Yorgunluktan hayal mi görüyordum? Beynimin bana oynadığı bir hayal ürünü diye düşündüm. Karşımdaki yüz bana gülümserken ben olayın şaşkınlığını henüz üzerimden atamamışken dudaklarımın arasından. "Kaan." İsmi çıktı. Gülümsedi. Bu yüz bu gülümseme. Karşımda duran adam gerçekten o muydu? Olamazdı o burada değildi. Gitmişti o Amerika'daydı neden burada olsun. Gözlerimi açıp kapadım Beynimin bir oyunuydu bana. "Naber neden bu kadar şaşırdın beni gördüğüne?" Kendimi toparladım derin bir nefes aldım. Oydu gerçekten oydu gelmişti neden gelmişti ki? "Sen yurtdışına gitmiştin." Nereden çıkmıştı şimdi bu karşıma gitmişti işte yoktu. Şaşırırdım tabi Amerika'daydı ama geldi işte. "Burada olduğuma göre geri döndüm demek ki. Nasılsın?" Nasıl mıyım? Nasıl olmam gerekirdi. Yolunda giden bir ilişkimiz varken birden bire yurtdışında iş teklifi alıp bu fırsatı kaçıramam diyerek gidip sonrasında ben hiç dönmem deyip bir sene geçmeden döndüğünü gördüm. Nasıl mı olmalıyım? Suratına yumruk patlatmak isterdim. Senden ayrıldım sonrasında gidip oyun bir evlilik yaptım eğer gitmeseydin hayatımda olmaya devam etseydin farklı olurdu ama olmadı. İyi ki de olmadı senin gibi korkak bir adamı istemezdim zaten. "Sağ ol iyiyim." "Sorduğun için teşekkürler bende iyiyim. Sen önceden böyle değildin kibardın birbirimize hal hatır sormakta mı yok?" "Kusura bakma şaşkınlıktan kafam dağıldı." İkimizde suskunduk şimdi İkimizde suskunduk şimdi. Siyah kıvrık saçları, esmer teni, kahve gözleriyle karşımdaydı. Kirli sakallı güzel yüzü... bir zamanlar sevdiğim, alışık olduğum yüz. Gülümsemesi ile insana her şeyi unutturabiliyordu ama şuan karşımdaydı hiçbir şey unutmamıştım ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sanki bir yıl önce beni bırakıp giden o değildi yurtdışına onunla gitmediğim için beni tek bırakmıştı. Aslında tam ayrılık olmamıştı bizimkisi yarım eksik kalan bir ilişkiydi. Sende gel istersen dedi bana kendi kariyerini düşünürken benimkini düşünmeden. Gitmedim oda gelmedi... O zaman gelmemişti en azından şimdi karşımdaydı. Sessizliği bu kez o bozdu. Parmağımı işaret ederek. "Evlenmişsin." İşaret etmesi ile parmağıma baktım sonra gözlerimi onun gözlerine sabitledim kafa salladım. Evlenmiştim beni bırakıp gittiğinden beri değişen en büyük olaydı belkide hayatıma dair. "Tebrik ederim. Şaşırdım." Gülümsedim. İnan bende şaşırdım evleneceğimi ilk duyduğumda şaşkınlıktan ölebilirdim bile. "Teşekkürler. Neden şaşırdın?" "Sen evlenmeyi pek isteyen birisi değildin." "İşler değişti." "Kocan tanıyorum magazinlerden kendine azılı bir playboy seçme konusunda fazla cesursun." "Ben hep cesurdum unuttun mu? Korkaklık bana göre değil." "Değil. Sen istesende korkak olamazsın ama evlilik pek senin ritüelin değildi." "Ritüel? Evet buna bak ritüel olarak bakmıyorum ama seversin ve evlenirsin iki insan birbirine aşık olur ve konu ne olursa olsun birbirlerini asla yarı yolda bırakmayacaklarını bilirler ve sonra hayatları birleşir. Oldu işte evlendim..." "Gelsene bir şeyler içelim. Hikayeni dinlemeyi çok istiyorum." Sahi mi? Ne konuşacaktık ki iki dost olarak kalabilmiş miydik ki birbirimize kötü şeyler söylemesekte ben ona kırgındım beni hiç düşünmeden geride bıraktığı için. Gittikten sonra tekrar aramadığı için beni özlemediği için benim aksime! Bazı günler onu deli gibi aramak sesini duymak istemiştim ama yapamamıştım. Ben hiçbir zaman aşkımı gururun önünde tutmadım ki tutamam. I gitmek istemişse gider gitti de. Zaman zaman özleyip hüzünlendiğimde oldu yokluğunun canımı acıttığı ama hiç belli etmedim.. Ağır geçmedi o dönem ama çok kolayda geçmedi. Kırgındım işte... "Olmaz eve gitmem gerek." "Eşim bekliyor diyorsun yani?" Sırıttı alaycı bir gülümsemeydi aslında sanki evli olmamın onun için önemi yoktu. Bu komikti onun için ben evlenebilecek bir kız değildim yani o kafada değildim bunu biliyordu ve komik gelmişti işte. "Film çekimim bitti günlerdir yorgundum eve gidip dinleneceğim. Planımda snei göürp bir yerlerde kahve içmek yoktu takdir edersin ki" Kolumdan tuttu. "Bana ayıracak beş dakikan bile yok mu? Eski dost sayılırım." Şaka yapıyor olmalı. "Eski dost mu?" "Eski sevgili biraz kötü duruyor sanki o yüzden." "Kaan neyse gördüğüme sevindim seni ama gitmem gerek. Magazinciler en olmadık zamanda çıkıyorlar zaten yanlış görüntülerin içinde olmak istemiyorum." Elimi tuttu geri çekecektim ama sıkıca kavradı. "Tamam Beste sinirlenme tekrar karşılaşmak dileğiyle." Elimi çektim bir şey söylemeden yanından uzaklaşıp arabaya geçtim. Hemen gitmek istiyordum arabayı çalıştırıp oradan uzaklaştım. Nefes nefese kalmıştım öfkemden düzensizleşen nefesim daha da öfkelenememe neden oluyordu. Tekrar görüşmek dileğiyle ne demekti görüşmeyelim mümkünse. Arabayı bir yerde durdurdum. "Aaaaaaa!Aaaaa.!" Sinirden bağırdım. Gözlerim doldu ama asla ağlamayacaksın Beste bu gözden Kaan için yaş akmayacak. Asla. Nereden çıktı bu şimdi Allah'ım neden karşılaştık ki. Biraz sakinleşip arabayı yeniden çalıştırdım. Evin önüne geldiğimde kendi kendime sakin olmam gerektiğini söyledim. Arabadan indim kapının önüne hızlı adımlarla gidip zile bastım saniyeler içinde yardımcımız Sema açtı kapıyı. "Hoş geldiniz." "Hoş bulduk." Hızlı adımlarla merdiveni tırmanırken kendimi odaya attım. Rüzgar yoktu evde değil miydi? Giysi odasına geçip üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Odadan çıkıp aşağı indim evet salondaydı. İçeriye geçtim Rüzgar beni görünce. "Hoş geldin. Naber." "Hoş bulduk. İyi sen." "İyi bende" Ona aldığım kahveyi uzattım. "Bana mı teşekkür ederim." "Rica ederim afiyet olsun." Sonrası suskunluk kafamın içinden Kaan'ın görüntüsü gitmiyordu acaba Rüzgar'a söylesem mi? Ama neden söylesem ne değişir sanki hem onu ilgilendiren bir olay değil. Biri bizi çekmiş midir acaba? Ya magazin haberlerine çıkarsak açıklama yapsam bile inanmaz kimse. Neden geldi ki neden kafamı bulandırıyorsun sen be adam. Rüzgar olsa söylemesini ister miydim? İstemezdim benden uzak olsun isterdim kafamda birde bunu düşüneyim istemezdim zaten neyini söyleyeceğim ki ona adam ilgimi bile çekmiyorsun diyor ne yaptığım onun için çokta önemli değil bence. Evet kesinlikle öyle Kaan'ı gördüğüm kendimle aramda sır kalabilir birde Şeyma'yla kalır ondan ne olur ki. Haberlerde çıkarsa birileri sorarsa ilk kez görmüş gibi davranırım kalkıpta ona buna ya da Rüzgar'a Beste ile karşılaştık diyecek hali yok zaten Rüzgar ve Kaan ne alaka... Senden nefret ediyorum Kaan! Neden geldin ki nedeeeeeen? Kafam yeterince karışık değilmiş gibi. Havuz problemine döndü her şey ve benim matematiğim berbattır bes berbatttt.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD