“Bırak da kardeşime bakayım” adam bana baktı karşıdaki adama baktı. Adam başıyla onaylayınca yere çöktüm “Egehan” başı kanıyordu t şortumun üzerindeki gömleğimi çıkarıp başına tuttum.
“İyi mi” dedi annem ileriden gelemiyordu yanıma.
“bilmiyorum” dedim Egehan kalksana lan.
Hepimizi ortaya doldurup ellerimizi ayaklarımızı bağladılar sırt sırta verip Egehan hala bağındı annem korkmuştu baya. “Egehan” deyip duruyordu onu ayıltmak için.
“Nesli bulut” dedi Babam gizlice bana.
“İyi dışarıdaydı en son”
Nesli Bulut Kızıldeniz…
Abilerim ne aradılar ne de geldiler. Annem in öğrettikleriyle bir şeyler yapabilirdim. Yani öyle tahmin ediyorum.
Telefonumu çıkardım hala ses soluk yoktu burada bekleyemezdim. Emir amcamı arayıp durumu bildirdim. “Sakın çıkma ben hemen geliyorum” dedi ama içim içime sığmıyordu.
Ya abilerime, Anneme, Babama bir şey olduysa. Deri bir nefes aldım. Bahçenin ilerisine kadar gittim tam çıkacakken adamın biri bahçede durduğunu gördüm. Takla atıp diğer ağacın yanına geçtim. Adamın arakasına geçip kasıklarına arkadan tekmeyi yapıştırdım acıyla bana dönünce de dizimle yüzüme vurdum. Adam yerde baygın şekilde dururken. Ağaç evimize doğru koşmaya başladım.
Ağaç evin üzerinde durduğu ağaç benim odamın camına bakıyordu oraya geçebilirsem eve de girebilirdim. Ağaç evime çıktım. Hava kararmak üzereydi yoldan gel şu düştüğün duruma bak. Odamın penceresi açık değildi. Tabi olmaz ah salak kafam Ağaç evden kendi odamın penceresine sıçradım. Pencerenin korkuluklarına tutunup, kendimi yukarıya çektim.
Zar zor pencereyi açtım. Emir amcam gelirse çok iyi olurdu. Odamdan aşağıya yavaşça inmeye başladım merdivenlerden aşağıya eğilerek baktım. Annemi Babamı abilerimi bağlamışlardı. Annem Egehan abimin adını söyleyip duruyordu. Babamda onu itekleyerek felan ayıltmaya çalışıyordu.
Sinirlendim hem de çok sinirlendim bakıyım on adam varsa hepsiyle baş edebilirim tabi silahlarını saymazsak. Merdivenler de ses yapıp aşağıya atladım. Herkes merdivenlere akın ederken ben asıl adama doğru sıçradım bacaklarımın boynuna dolayıp yere yığdım, ben ise ayaklarımın üzerinde yere düşmüştüm. Hemen babamı çözdüm. Adamlar gelirken annem babam Tunahan abim aldı onları. Kapı açılıp da diğer ajanlarla birlikte Emir amcam gelince hepimiz bir oh çektik.
Annem koşarak Egehan abimin yanına gitti. “Tuna hastaneye götürelim”
“Egehan” dedi Tunahan abim.
Hastanede hepimiz Egehan abimin başında toplanmış duruyorduk biraz sonra kendine geldi. Annem yanındaydı baya da korkmuştu hoş hepimiz korkmuştuk. Babam hariç tabi o adamı dövmeden gelmeyecekti belli ki.
“Anne” Egehan abimin alnından öptü Annem. Saçlarını sevdi. “Ne oldu”
“Salak postu deldiriyordun” Tunahan abime baktık hepimiz birden
“Ne”dedi umursamaz bir şekilde.
“Geri zekalı hep senin yüzünden” Egehan abim ile Tunahan abimin kavgaları meşhurdur. Hatta bazen öyle bir kavga ederler ki gülmekten karnıma ağrılar girerdi. Tunahan abimde korkmuştu ama belli etmemek adına böyle bir şey yapmıştı.
“Nesli Bulut” dedi abim beni yanına çağırıp gittim oturdum yanına. “Abisinin en güzeli abiye bir öpücük versin” dediğinde iki yanağından birden öptüm. Annem peçeteyle gözünün yaşını silince Egehan doğrulup onu da öptü. “İyiyim anne ben”
“Korkuttun sıpa” dedi babamda kapıdan girerken.
Hepimiz birden gülmeye başladık “Birde bunlar bebekken kaçırıldılar dı ya o zaman ödüm patladıydı” babam tüm heybetiyle girdi içeriye
“Senin yüzünden” dedi annem Egehan’a bakarken.
Babam başka tarafa bakan anneme baktı “Senin le sonra görüşeceğiz” annem kaşlarını çatarak babama baktı. İkisinin de yüzünde bir gülümseme vardı. Babamla Annemin aşklarını seviyordum. Hala seviyorlardı birbirlerini.
Kapı açılınca hepimizin kafası kapıya döndü. “Emirhan”Tunahan Abim sinirle söylemişti. O ajan olma yolunda ilerliyordu. Babamız teşkilat başkanı olmasına rağmen biz hala olamamıştık.
“Nasılsın Egehan” dedi Emirhan. Tunahan abim Egehan abime doğru eğildi.
“bunu dövebiliyor muyuz” dediğinde bariz bir şekilde duyulmuştu. Başımı başka çevirerek güldüm. O sırada bu Emirhan denen şımarığın bana baktığını gördüm.
Başımı başka yana çevirdim. Anneme baktığımda yandan hafifçe güldüğünü gördüm bu kadının gözünden de hiç bir şey kaçmıyor. “Baba abim çıkacak mı?” yanıma geldi.
“Meleğim benim abinimi merak ettin sen” yapma baba ya burada sevme bari beni. Emirhan yana çevirmiş gülüyordu. “Hadi bakalım iyiymişsin oğlum sadece bayılmışsın” dedi babam Egehan abimi kaldırırken. Emirhan’a sinir oluyorum. Ve isimler neden bu kadar birbirine benziyor ki.
Nehir Teyzemde arkadan geldi “Oyy oğluşum” dedi abimlerde benden püskürdük. Hani gülmemek için bir an vardır ya hepimiz belli etmeden gülmeye başladık. Yaşasın kıyas oldu beyimize.
“anne”dedi Emirhan utandı çocuk tabi.
Abimler kalktılar. Tunahan abim Egehan abime destek olurcasına koluna girdi. Egehan ebim bana kolunu uzattı. Bende onun yanına geldim. “Geri zekalı Emirhan” dedi Tunahan abim.
Arabaya doğru gülüşerek gittik. Annem ve babam çok iyi arkadaşlarmış ki arkamı döndüğümde de bunu görüyordum. Emirhan kendi arabasına geçti ajansan ehliyete gerek yok. “Lan bu Emirhan amma şımarık lan” Egehan abim sinirle söylemişti.
“Alacan eline” Tunahan abimde sinirlenmişti.
“Tekerleklerine sıksak” dediğimde ikisi de bana döndü.
“Bunu yanımızda çok fazla gezdiriyoruz” Tunahan abime baktım. Bana öpücük attı. Başımı sallayarak güldüm. Emirhan dönüp yanımızdan geçti.
Annem Nehir Teyzemden, Babamda Emir amcamdan ayrılamamıştı bir türlü. “anne”dedi Egehan abim sinirle. “Tamam”dedi Annem.
Babamda Annemde onlardan ayrıldılar. Nehir Teyzem ile Emir amcam bize el salladılar. Bizde onlara salladık. Arabanın arka koltuğuna oturduk ortada ben vardım. Annem ön tarafa babamda sürücü koltuğuna oturdu. “evet çocuklar nereye gidiyoruz” babam hep böyle söylerse ya hep birlikte yemeğe giderdik ya da lunaparka felan. Annem lunapark deyince gerilirdi biraz babamda gülerdi bu duruma. Bunu hiçbir zaman anlamamışımdır.
“Yemek yiyelim mi?”dedi annem arkasını dönerken bizimle konuşuyordu.
“evet” dedik hepimiz birden valla bilmem kaç saatlik yolculuktan sonra hepimiz acıkmıştık. Babam arabayı çalıştırdı. İşte bunu seviyordum. Hep birlikte bir yerlere gitmeyi. Üçümüz önden giderken Annemle Babam arkadan el ele gelmesini seviyordum.
“Yarın okula gideceksiniz” babamın bu sözü uyarı niteliği taşıyordu. Ben lise 2. Sınıfa gidecektim abilerim ise 3. Sınıfa. Aslında ben erken başlamıştım. Zeki olunca test yaptırmışlardı. Abilerim den daha zeki çıkmıştım.
Arabayla giderken babam radyoyu açtı dikiz aynasından bana baktı göz kırptı sonra gözü Egehan abime takıldı. Onunla arasının böyle bozuk olmasını sevmiyordu. Sonra önüne döndü.
Yemek yiyeceğimiz restoranta gelince hepimiz indik Tunahan Abim Egehan abime yardım için elini uzattı. “Tamam lan iyiym” diye azarı yiyince.
“Sana da iyilik yaramıyor lan” dedi Tunahan abim giderken Egehan abim boynuna atlayıp. “Lan”dedi Tunahan abim.
“Çocuklar yavaş” dedi annem. Babam gülüyordu. “Tuna”dedi annem uyarır tonda.
“Gel baş belam çocuklar uğraşıyor bende seninle uğraşayım”
“Sebep” dedi annem.
Beni de kendine çekti babam. Elini omzuma attı. “İki meleğimle uğraşmayı seviyorum”
Aslında babamla ben konuşsam belki alırdı bizi Ajanlığa. Tabi tabi dur bunu abimlerle konuşayım. Restoranta girince bizim masamıza doğru yürümeye başladık. Masamıza oturup. Abimle önlerindeki peçeteleri birbirlerine atıyorlardı. Arada bana da atıyorlardı tabi.
Yemeklerimiz gelince gülüşerek yemeye başladık. Biri gelince masaya Babam kafasını kaldırdı. Annem de kafasını kaldırdı. “Tayfun” dedi masadan kalkıp.
“Sen” dedi Babam. Tayfun denilen çocuk gülmeye başladı. Bana gözü takıldı. “Tayfun o gözünü oyarım senin”
“Tuna”dedi Annem uyarır tonda.
“Ne”dedi babamda. “seni almaya çalıştı alamayınca kızıma mı gözünü dikti” deyince abimle birbirilerine şaşkınca baktı.
“Tuna abi ya hala mı?”dedi gülerek.
“Hala mı derken” dedi babam adam şaşırdı. Kim bu Tayfun yahu.
“İlerdeki masada nişanlım var” babam benim arkamdan eğilerek kıza baktı. “Ben sizi görünce”
“Anladım”dedi annem Tayfun denen çocuğa sarıldı. Babam ayırdı tabi hemen. Bu seferde babama sarıldı Tayfun. “Yalnız kızın güzelmiş” dediğinde babam karnına yumruk attı hafifçe.
“Şaka abi ya”diye abimlerle de tanıştı sonrada kendi masasına gitti. Babam bana döndü saçlarımı karıştırdı. “Ya baba”dedim saçlarımı düzeltirken.
“Bak şuna”diye gene karıştırdı.
“Anne”dedim hemen
“anneye şikayet ha ben sana evde göstereceğim” dediğinde güldüm. Elimle ağzımı fermuar yaptım.
Babam sonra Egehan abime bakmaya başladı. “İyiyim Baba iki de bir bakıp durma” aa fark etmiş mi? Babamın kaşları çatıldı. Sonra pencereden tarafa bakıp gülmeye başladı.
Yemeklerimiz yedikten sonra tekrardan arabaya bindik. Eve gelince hepimiz odalara doğru çıkmaya başladık evi eski haline getirmişlerdi babamın bir işini hemen yapmasını seviyordum.
Odalarımıza çıkarken babamın sesi ile durduk hepimiz “Çocuklar”
Arkamı döndüğümde babam bize baktı. “Ajan olmanızı bu yüzden istemiyorum, Egehan’a sana bir şey olsaydı” dedi babam. Egehan abim babamın yanına yaklaştı.
“Olmak istemediğimiz bir şeyi olunca sağ kalabilecek miyiz? Ruhumuz ölmeyecek mi?” Egehan abim böyle konuşunca babam kafasını yerden kaldırdı.
“Bedeniniz sağ kalacak en azından” babamı ikna ettiğimizi düşünürken ters köşe yapmıştı.
Egehan giderken babam tutup sarıldı ona “Oğlum bu yaşta kaldıramam birinizden birinize bir şey olmasına” Egehan da babama sarıldı.
“Tamam baba korkma hepimiz buradayız”
Odalarımıza çıktık. Yatağıma yattım. Annem gelince doğruldum yatağımdan. “anne”dedim sorarcasına.
“O hakeret”dedi bana evet o öğretmişti. “Yapamam diyordun”
“Nasıl yaptım bilmiyorum” alnımdan öptü.
“Neyse yarın okul var abinlere bakayım birde” dedi beni yatırdı. Işıkları kapattı. Ama ben bunu görmek istiyordum. Ardından çıktım abimlerin odasına girdi. Bende arkasından girdim.
“Bu yaşta”dedi Egehan abim. Arkada koptum. Annem arkasını döndü. Ellerimi teslim olurcasına kaldırdım.
“Gel Prensesim beni öp o ne anlar” dedi Tunahan abimde.
“Onu öpersen beni öpeceksin” dedi Egehan abim.
“Ve beni” arkamdan babam geldi. Omzuma dokundu. “Hadi yatağa yarın okul var” başımı salladım mecbur. Yatağıma doğru yürümeye başladım. Odamın kapısını açıp odama geçtim yatağıma yattım. Yarın zor bir gün olacak gibiydi. Babam bizi özel okuldan hayatın şartlarını öğrenin diye devlet okuluna almıştı. Aslında artık devlet okullarında da iyi eğitim veriliyordu. Yani bir fark yoktu.
Sabah annemin sesiyle uyandım. “Hadi okula geç kalacaksınız” yataktan doğruldum. Zaten o okul yok mu. Banyoya gidip kısa bir duşa lıp saçlarımı kuruttum formamı giyindim çantamı aldım. Babam kahvaltı sonrasında oturmuş gazete okuyordu. “Egehan, Tunahan” annem abimleri uyandıramamıştı.
“Daha uyanmadılar mı”dedim babama.
“Annen uğraşıyor sonra ki seferde ben devriye girmeyi düşünüyorum” önce bir terlik geldi merdivenlerden sonra abimle pijama ile koşmaya başladılar. “Gerek kalmadı” dedi babam gazetesine devam etti.
“Bu arada Emirhan ile aynı okula gideceğiniz için sizi o bırakacak” abimler durdu. Bende ofladım masada.
“O geri zekalıyla hayatta gitmem ben” Tunahan abimin dediğine Egehan abimle ben onayladık.
“Yürüyerek gidersiniz o zaman”
“Baba”dedim yalvarır tonda bana kıyamaz.
“Uvv”dedi çenemi sıkarken “Yemezler”dedi sonrada. Abimlere baktım.
“Yukarı çıkın formalarınızı giyin geç kalacaksınız” abimler merdivenleri çıkarken annem arkalarından bağırdı “Kahvaltı etmeden okula gidilmeyecek”
“İyi lan okula gitmemek için bir yol” dedi Tunahan abim merdivenlerden çıkarken.
“Duydum seni” dedi annem de “Beslenme koyarım”
“Yuh” dedi Egehan abim. Gülerek yukarıya çıktılar.
“Babası kılıklılar” babam gazetesini yana bıraktı. Anneme baktı yandan.
“Bana laf sokmak ha” dedi.
“Bir şey demedim” dedi annemde bana çay koyarken. Babam başını salladı. Bu sen görürsün anlamı taşıyordu.
Abimler aşağıya indi. Kahvaltımızı yaptık Emirhan beyi bekliyorduk. Kapıdan arabasıyla gelince Egehan abim babama baktı. “Baba ben bu şımarık veletle gitmem”
“Bende gitmem”dedim sinirle “Gerekirse yürürüm”
“Ben giderken bunu döverim” dedi Tunahan abim.
“Şimdilik idare edin”
Babam bizi anlamıyordu. Mecbur bindik Egehan abim arkaya geçti Tunahan abim öne oturdu. Bende arkaya geçtim.
“Gidelim mi”dedi hiç birimizden ses çıkmayınca sürmeye başladı.
“Ajanlık nasıl gidiyor” dedi imayla Tunahan abim onu öne kim oturtturduysa artık valla dalardı. Sonra kaza hepimiz giderdik. Kenara çeksin öyle dövsün bence.
“İyi şu sıralar pek görev yok” dedi bilmiş bilmiş. Egehan abim arkadan da uçabilir. Kenara çekmesi şart yani. “Siz ajanlığa neden alınmadınız”
“Sanane lan” diye Egehan abim patladı.
“Abi sakin” dedim yandan ona bakarak.
“Neden bu kadar aşırıya kaçtın da Tunahan” dikiz aynasından bakarak konuşuyordu.
“Ben Egehan’ım ayrıca babamın bizi istemediğini bildiğin halde neden soruyorsun” abim kesin buradan uçacaktı.
“Egehan bilmiyordum “ sakinliğini korumasına Tunahan abimde sinirlenmiş olacak ki. Ona doğru eğildi.
“Nasıl ajansın sen biz bile senden daha çok şey biliyoruz” dediğin de güldüm. Dikiz aynasından bana baktı. Sonra yola odaklandı. Okula geldiğimizde hepimiz indik aşağıya. O da arkadan geliyordu.
Okula girince hepimiz birden müdürün odasına doğru gitmeye başladık. Dördümüz yan yana durmuş müdürün sınıflarımızı söylemesini bekliyorduk.
“Nesli Bulut Kızıldeniz 10/C” başımla onayladım.
“Tunahan Kızıldeniz, Egehan Kızıldeniz, Emirhan Kızıldeniz” hoca bilgisayara tekrar baktı.
“Kardeş misiniz” dediğinde Tunahan abim Egehan abime baktı.
“Hala inanamıyorum hocam bu salak nasıl ikizim olur diye ama” dediğinde Egehan abim koluna vurdu.
“Onu demiyorum oğlum” dedi hoca Emirhan’ı gösterdi.
“Hayır”dedik üçümüz birden.
“Hocam amca çocuklarıyız” diye açıklık getirdi Emirhan bey.
“Sizin sınıfınız 11 / B” hepimiz teşekkür edip sınıflara doğru yürümeye başladık. Benim sınıfım abimlerin sınıfının karşısındaydı.
Sınıfları bulduk girmeden öne Tunahan abimin nasihatini dinliyordum tabi “Eğer meleğim sana bir şey derlerse”dedi arkasından ben dalarım bana şikayet et gibi bir şey bekliyordum “Dal gitsin”deyince güldüm.
“Merak etme abi” dedim sınıfıma doğru giderken.
“İyi dersler”dedi Egehan abimde göz kırparak sonra Tunahan abimin ensesinden tutup sınıfa soktu. Bende sınıfa kapısını çalıp girdim. Öğretmen’in kafası anında beni buldu.
‘Ben sınıfa girdiğimde herkes bana bakmıştı’ annem anlatmıştı babamla maceralarını o anlattıkça keşke bende öyle maceralar yaşasam derdim hep içimden babam sadece kendimizi koruyacak kadar yakın dövüş öğretmişti. Gerisi yoktu. Ama annem gizlice birkaç şey daha öğretmişti. Sonra Çin’e gidince pekiştirmiştik yaptıklarımızı. Çok iyi olmasak da, iyi sayılırdık.
“Hocam ben yeni öğrenci”
“Evet Nesli Bulut Kızıldeniz” başımla onayladım onu.
“Boş bir yere geç otur kızım” dediğinde güldüm. Boş bir yer aradım ilk ön sıranın arkası boştu. Bende oraya oturdum. Öndeki çalışkan kızlar dönüp hoş geldin demediler bile.
Acaba abimler ne yaptılar.
Egehan Kızıldeniz…
Şu an hocanın bizi tanıtmasından ve soy isimlerimiz aynı olduğu için elli defa kardeş sanılmaktan kurtulmaya çalışıyorum. Ah baba ah…
Emirhan beyimiz kendinden emin bir tavırla tahtanın önünde benim arkamda duruyor. Şeytan diyor ki arkadan kafayı koy. Tunahan kendini tanıtıyor. Arkadan dürttüm bu beni de tanıt uğraştırma beni anlamı taşıyordu ama salak kardeşim anlamadı. “Ne dürtüyon lan” diye dönünce kafamı tahtaya vurasım geldi.
“Hocam bittiyse oturalım mı?” Emirhan ilk defa doğru bir şey söyledi. Tunahan ile ben arka sıraya pencerenin kenarına oturduk hemen önümüze de Emirhan salağı oturdu.
Ders Edebiyattı hoca anlatmaya başladı. Yok bu böyle olmazdı normal oku normal bir mesleğin olsun. Babamın istediği bu doğrultaydı ya bizim istediklerimiz tamam annemle zor zamanlar atlatmışlar hatta kaçırılmışız bile ama, aması vardı işte.
“Sen”deyince hoca Tunahan bana baktı.
“Sana diyor lan” dedi beni dürterek.
“Ne oldu hocam” dedim kendimden emin bir tavırla.
“Anlat bakalım birşeyin betimlemesini yap, ya da bir konu üzerinden yürü nereye kadar gideceksin” ha edebiyatçı olunca benden roman yazmamı isteyecek sandım bir an için. Hoş bu da roman yazmaya benziyordu ya neyse.
“Ama diye biten cümleler vardır ya hep hayatımızda, şöyle olsa güzel olur ama, deriz hep.”herkes bana bakmaya başladı “O amalar bitmez olmayacak duaya amin deme işinin kısaltılmasıdır ama, neye nereye koyacağını bilemediğin, zaman gösterir çünkü o ama nın yerine ne geleceğini.” Tunahan yanımdan konuşmaya başladı.
“Belki bir gün bir zaman olur diye beklediğin şeyler olmasa daha iyi olurmuş dediğin zamandır belki o ama, her şer de bir hayır var derler ya hep” dedi bana baktı. Bunu benim devam etmem gerekiyordu.
“İşte o şer şey belki de senin hayatındır” benim sözümü Emirhan devraldı. “Olmayan hayatın, olsa da başka bir dünyaya açılacak hayatın”
“Vay be”dedi hoca baya iyi konuşmuştuk üçümüzde ne demeye çalıştı yani bu öndeki dangalak. Bize döndü. Tunahan da bende sinirle ona bakmaya başladık. Bizden önce ajan oldu diye havasından yanına varılmıyordu beyimizin ben bununla eve felan gitmem tunahan’ı da bindirmem bunun arabasına, Hele Nesli Bulutumu hiç bindirmem.