🔥🔥❤️‍🔥🔥Ceza / ödül🔥❤️‍🔥🔥🔥

1250 Words
Nejat'ın anlatımıyla Onu kameradan gördüğümde içimdeki duygular coştu. Siyah düz bir elbise giymişti. Ancak hiç de düz durmuyordu. Vücut kıvrımlarıyla oldukça seksi bir görünüm elde etmişti. Saçları dalgalar halinde beline doğru salınıyor, kahkülleri onu daha masum bir ifadeye sürüklüyordu. Zile bastığında kendimi tutamadım. Kapıyı açıp onu içeri çektim. Evet öpecektim onu ama, bu kadar erken yapmak planladığım bir şey asla değildi. Şimdi dudaklarını öpüyor, ellerim belini sarmalamış sıkıyordu. İlk kez öpüşmeme rağmen, dudakları pamuk gibiydi ve bende onları ezme hissini uyandırmıştı. Ne yapacağını bilemez halde öylece duruyordu. Dudaklarımı zorla çekip ona baktım. Yüzlerimiz hala birbirine çok yakındı. Nefessiz kalmış gibi hızlı hızlı soluk alınca nefesi benim dudaklarıma çarptı. Bakışları şaşkın, yanakları kızarıktı. " Bana karşılık vermelisin Sevgilim ! Unuttun mu yoksa ? " Sesim kendiliğinden kısılmıştı. Yutkunup sadece kafasını aşağı yukarı salladı hafifçe. Tekrar dudaklarına yönelip öpmeye başladım. Bana verdiği acemi karşılık bile beni çıldırtmıştı. Çok daha fazla şeyler yaşarken bile bu kadar haz alamayan ben, neredeyse burada bir öpücükle boşalacak raddeye gelmiştim. Onun hamlesi beni daha da sertleştirdi. Altımda sertleşen sikimi ona yaslayıp bir elimi belinden boynuna çıkardım. Başını hafif yan çevirip öpmeye devam ettim. Dilimi ağzına sokmam ile ikimizde inledik. Bu tahmin ettiğimden daha ateşli olacaktı. Elleri uzanıp saçlarımı kavradı. Son hızda devam ederken gelen ses Nazlı'yı dondurdu. " Brooooo ! Bu Nazlı değil mi? " Son bir öpücük verip geri çekildim. Baş parmağımla alt dudağındaki ıslaklığı sildim. Gözlerimiz birleşti. Allak pullak olmuş ifadesi çok tatlıydı. " Bu kim? Yalnız değil miydin? " Geri çekilip Ciks'i görmesine izin verdim. Ciks etrafında dönüp ıslık çalıyordu. Gelen ses ile Nazlı, şaşkınca onu gördü. Ciks'in gözleri kalp emojisine dönüşmüş ' Nazlı kız ! ' diye bağırıyordu. Boğazımı temizleyip ' Ciks ! ' diye uyardım. Dün konuştuklarımı ne de güzel unutmuş numarası yapıyordu. O bir yapay zeka robotuydu. Unutması mümkün değildi. Nazlı'nın elinden tutup onu mutfağa çekiştirdim. " Umarım pankek yapmayı biliyorsundur Hayatım ! Çünkü bunun için sabahtan beri seni bekliyorum ! " Mutfağa gelince ada tezgah üzerindeki bilekliği ona taktım. " Evet biliyorum . Bu ne için bu arada ? " Onu tezgah ile arama sıkıştırdım. Belinin iki yanından kavrayıp ona doğru yaklaştım. " ' Evet biliyorum ' dan sonra herhangi bir sevgi sözcüğü kullanmalısın Nazlı ! Yoksa süreyi mi uzatmak istiyorsun " diye sessizce uyardım. Geri çekilip " Bu da ciks'e bağlanmanı sağlayacak. " Anlamayan bir yüzle bana baktı. Dolaba doğru yönelip hem pankek malzemelerini çıkarmaya hem de anlatmaya başladım. O da bilekliğe bakıyordu. Duvardaki ledler yanmış mavi renge bürünmüştü. Hanımefendi merak içindeydi anlaşılan. " Ciks bir yapay zeka robotu. Bu bileklik ona bağlanmanı sağlayacak. Manyetik verilerle nabzına göre kendini ayarlar. Onunla konuşabilir, onunla sohbet edebilirsin. Bir kaç dakika sonra senin verilerini analiz edip, sana göre cevaplar vermeye başlayacak. " Bunlar ona verdiğim kısıtlı bilgilerdi. Bilmediği şey ise duygu durumunun değişikliğine göre ledler renk değiştirecek, duygunun yükselmesi durumunda bu duyguyu onda en iyi yansıtan şarkıyı çalacaktı. Şu an da beethoven'dan dokuncu senfoni çalıyordu. İnişli çıkışlı bu senfoni bence de doğru tercihti. Plutchik'in Duygu Çarkı bize ilham vermişti bu konuda. 8 Temel duygu 8 renge tekabül ediyordu. Tezgaha bıraktığım malzemelere yaklaşmış, pankeki yapmaya başlamıştı. Bunu sanki yıllardır yapıyor gibiydik şu an. Ciks hala kalpli gözlerle ona bakmaya devam ederken ben de gidip arkasından ona sarıldım. Bir an duraksayıp işine devam etti. Duvardaki led değişiyordu. Bir çok duyguyu, aynı anda yaşıyordu. Saçlarını diğer omzuna doğru toplayıp iyice sarıldım. Burnum boynunda yerini almış, kokusunu soluyordu. Göğsü yine hızla inip kalkmaya başlamıştı. Tadı damağımda kalmış, boynuna öpücükler sıralamaya başlamıştım. Islak öpücüklerimin izi kulağına doğru çıkıyor, geri omzuna doğru iniyordu. " Nejat rahat durur musun lütfen ! Hamur dökülecek şimdi ! " " +1 saat ekledim sevgilim. Devam et lütfen ! Artır bu saatleri ! " Sessiz sözlerimle bana döndü. Göz göze gelmiştik. Gözlerini kapatıp birden öptü beni. Öpüşmeden ziyade küçük masum bir öpücüktü. Daha önce öpüşmediği, bunu yapmadığı o kadar belliydi ki bu hareketi bile kıpkırmızı kesilmesine sebep olmuştu. Yüzüme bakamadan aramızda kalan parmaklarına bakarak " Önce kahvaltımızı yapalım diye dedim Sevgilim ! " " O zaman elini çabuk tutmalısın Nazlı kızım ! Yoksa pankekten önce seni yiyeceğim ! " Sözlerimle başını kaldırmış, başıyla beraber kaşları da kalkmıştı. Uzanıp dudaklarını öptüm tekrar. Alışması gerekiyordu. Hem de bir an önce ! İlk olduğunu bilmesem çokdan yatağa atmış olurdum. Sabrımı zor sınıyordum. Geri çekilip öpüşmeyi sonlandırdım. Oda hemen arkasını dönmüş, bana bakmaktan kaçınmıştı. Kafamı iki yana sallayıp son bir kez sarıldım arkasından. Son bir öpücük kondurdum boynuna. Bir fincan kahve alıp ada tezgaha oturup onu izlemeye başladım. Şaşkınlık, tedirginlik ve rahatlık duyguları arasında gidip geliyordu. Güven duygusunu görmek beni şaşırtmıştı. Hızlıca pankekleri pişirmiş, güzel bir kahvaltı sofrası kurmuş, çayları da doldurmuştu. Pankekin üzerine bolca bal döküp ona ısırttım. Fazla olan bal dudaklarına bulaşmıştı. Peçeteye uzanacağı esnada ben uzanıp dudaklarını yalayarak temizlemiştim. Hala utansa da bir tık daha alışmış gibiydi. Kahvaltı sonrası elinden tutup onu kaldırdım. Ciks bir köşede sürekli onu izliyor, kalpli gözlerini bir türlü normale döndürmüyordu. Evi gezdirip, en son yatak odasına getirdim. Saat 11 buçuk olmak üzereydi. İlişkiye girmesek de biraz öpüp koklamak, onu istekli bir hale getirmem gerekiyordu. " Ciks evi gece moduna al ! " Verdiğim komutla yapay zeka devreye girmiş, evdeki bütün perdeler kapanmıştı. Sadece Nazlı'nın duygu durumuna göre değişen ledlerin aydınlatması ile aydınlanıyordu ortam. Nazlı şaşkınlık ile bakıyordu etrafa. Dudaklarından öperken yavaşça yatağa doğru da onu geri geri ilerletiyordum. Bacakları yatak kenarına değdiğinde düşecek gibi oldu. Gömleğimin yakalarına yapışınca öpüşmemiz daha sertleşti. İkimizi de inleten bu an ile onu yatağa yatırıp üzerine uzandım. Elbisesi ince olduğu için bütün hatlarını hissediyordum. O da benim yine kalkmış olan sikimi hissetmiş olmalıydı ki tekrar inledi. Duvardaki ledler kırmızıya dönmüş, müzik yüksek ritimli bir parçaya dönmüştü. Elimin birini memesine atıp önce okşadım. Sonra sertçe sıktım. Kendime hakim olamıyor, onu burada, tam şu anda sikmek istiyordum. Dudaklarım boynuna yöneldi. O sadece altımda kıvranıyor, gözleri kapalı bir şekilde inliyordu. Daha fazla oyalanmadan diğer elimle göğsünü dışarı çıkardım. Boynunu emen dudaklarım memesine indi. Pembe tomurcuğu ve dikleşmiş uçları beni çekiyordu. Ağzıma almamla yüksek sesle inlemesi bir oldu. Bu dakikadan sonra çıldırmış gibiydim. Elbisenin yakasını tuttuğum gibi yırttım. Karşımda siyah dantelli sütyeniyle, üstelik memesinin biri dışarıdayken şaşkınlıkla bakakaldı. Hiç beklemeden memesini emmeye devam ettim. Bir kaç saniye sonra ellerini saçlarıma daldırdı. Bir elim diğer memesini yoğururken, diğer elim yattığımız için iyice açılan bacaklarına yöneldi. Pürüzsüz ve ateş gibi yanan teni beni kendine mıknatıs gibi çekiyordu. Bunu akşam değil, şimdi yapacaktım. En azından akşama kadar ağrısı geçer hem de daha çabuk alışırdı. Diğer memesini emmeye başlarken, elim kilotunun içinden amına değdi. Bununla derin bir Ahhh çekti. Sırılsıklam olmuştu bile. Sırtı kavislenmiş başı iyice arkaya doğru yaslanmıştı. "Adımı söyle bebeğim. Ben senin amını yerken sen benim ismimle inle sevgilim ! " Üzerinde hafifçe doğrulup amını okşarken onu izledim. Dudaklarını ısırıyor, bu sözlerimle kafasını sağa sola sallıyordu. Birden kilotunu çekip çıkardım ve ağzımı oraya dayadım. Vakumladığım an çığlık atmış " Nejaaaaaaaattttt ! " diye bağırmıştı. Beni orada gördüğü an iyice emdim. Bana bakması bile onu tahrik ediyordu. Daha fazla dayanamayıp ağzıma boşalmıştı. Çıkan inleme ve ıslak öpücük sesleri odada yankılanamıyordu. Çünkü Nazlı o kadar yükselmişti ki, zihninde çalan şarkı sisteme girmiş, evi inletiyordu. Afrodizyak etkili bu şarkı beni de yükseltiyordu. Onun bu duyguları yaşadığını görmek, hissetmek beni de kendimden geçirmişti. Amını emerken bir yandan da pantolonumu ve iç çamaşırımı da çıkarmıştım. Hala titriyor, boşalmaya devam ediyordu. Hemen üzerine uzanıp dudaklarını yakaladım. Tek bir hamleyle birden amına kökledim. Ağzıma doğru derince bağırmıştı. Çığlığı ağzıma hapsolmuş, gözlerinden yaşlar akıyordu. İçine girdikten sonra öylece beklerken, öpüp onu okşayarak sakinleşmesini ve alışmasını bekliyordum. Çünkü daha yeni başlıyorduk ! . . . . . Devam edecek...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD