4. Bölüm Beklenen Mesaj

1213 Words
4. Bölüm Beklenen Mesaj Hanna Koray Kılıç telefon numarasını vermişti bana. Bu demek oluyordu ki… beni beğenmişti. Ama şimdi ne yapacaktım? Elimde notla öylece kalakalmıştım. O sırada mağazanın hoparlöründen “Aşk ey aşk” şarkısı çalıyordu. Öylesine dalmıştım ki, birden not kâğıdını birisi elimden aldı. Başımı kaldırdığımda karşımda Dilek ablayı gördüm. Yüzüme bakıp tebessüm etti. “Çok safsın kızım,” dedi gülerek. “Delikanlı zaten numarayı vermişti, sen ayakta uyuduğun için fark etmedin.” “Nasıl yani, bana numara vermedi ki…” dedim şaşkınlıkla. Dilek abla telefonundan mağazanın güvenlik kamerasını açtı. İzlediklerim karşısında ağzım açık kalmıştı. Gerçekten de Koray numarayı vermiş, ama ben anlamamıştım. Evet, belliydi… gerçekten saf biriydim. Ama olsun, bugün benim için gelmişti ya, tekrar. İç Sesim; Peki şimdi nasıl arayacaksın Hanna? ‘Selam, numaranı verdin ama yemedim içmedim seni aradım mı?’ diyeceksin? Safsın ya sen, sazan gibi atla işte… İç sesim haklıydı, bu sefer onu dinleyecektim. Akşam olsun evde odamda sakin kafayla düşünüp karar verecektim. Bugün de akşam bir türlü olmadı. Dakikalar geçmek bilmiyordu sanki. Birkaç müşteri geldi, onlarla ilgilendim. Ardından akşam temizliği, kargo paketleme derken sonunda gün bitti. Hazırlanıp mağazadan çıktım. Hızlıca eve geçtim ama heyecanımı bastırmaya çalıştıkça elim ayağıma daha çok dolanıyordu. Annemin hazırladığı yemeğe dokunamadım bile. “Çok yorgunum” deyip odama geçtim. Telefonu elime aldım. Önce işyerimizin sosyal medya hesabına girdim. Seda Hanım, sık sık mesaj atar; indirimleri sorar, bazen de sipariş verirdi. Oradan ilerleyip Koray Kılıç’ın hesabını buldum. Profili açıktı. “Vay… Demek ki saklayacak bir şeyi yok,” dedim kendi kendime. Fotoğraflarına göz gezdirirken dikkatimi bir şey çekti. Paylaşımlarının altındaki beğenilere baktığımda hiç erkek yoktu; hepsi kadındı. Hem de birbirinden güzel kadınlar… Üstelik yarısı bizim mağazanın müşterileriydi. İtiraf etmeliyim, hayal kırıklığına uğradım. “Demek ki sadece bana bakmıyor,” diye düşündüm. Kalbim sıkıştı, kıskançlık göğsümde büyüyordu. Ama kararımı vermiştim. Telefon elimdeydi. Notun üzerindeki numarayı kaydetmiş, ismi “Koray Kılıç 🌙” diye kaydetmiştim. Ama işte mesele asıl şimdi başlıyordu: İlk mesaj… Ekrana bakıyor, yazıyor, siliyor, tekrar yazıyordum. Parmaklarım terlemişti. “Merhaba, ben Hanna.” Yok yok, çok resmi. Sanki iş görüşmesine gidiyorum. “Selam, ben mağazadan Hanna.” Of! Çok basit oldu. “Numaranı verdin ya… ben de cesaret edip yazdım 🙈.” Ayy, bu fazla açık oldu. Kendi kendime söylenirken, iç sesim adeta dalga geçiyordu: İç Sesim; Yaz işte kızım, yaz! Sanki evlenme teklifi edeceksin. Adam sana numarasını verdi, daha ne yapsın? Şimdi bu mesajı da yanlış atarsan var ya, git çay ocağında kendini poğaçaların arasına göm. Sonunda derin bir nefes aldım. Ekrana baktım ve yazdım: 👉 “Merhaba, ben Hanna. Rafın üstünden düşmek üzere olan mankenin kurtarıcısına borcumu ödemek için yazıyorum. :)” Göndermeden önce durdum. Kalbim hızla çarpıyordu. “Ya komik olmazsa? Ya yanlış anlarsa? Mahsuz manken dedim ki beni kurtardığı için sanmasın.” Ama göndermiştim bile. Mesajın yanındaki iki tik maviye dönünce içimden “Eyvah!” diye bağırdım. İç sesim de benimle aynı anda bağırdı. “Al bir elli manken mi olur gördü. Gerçekten safsın kızım.” Koray Telefon elimdeydi. Bütün gün fırsat bulamamıştım ama eve gelir gelmez aklıma düşen tek şey Hanna oldu. “Bu sefer mesaj atmazsam ayıp olacak,” dedim kendi kendime. Kısa bir süre düşündüm. Direkt yazsam fazla mı aceleci görünürdüm? Ama zaten numarayı ben vermiştim; kaçacak hâlim yoktu. İçimdeki ses, “Delikanlıysan yazarsın,” deyip duruyordu. Mesaj bölümünü açtım. Parmaklarımın titrediğini fark ettim. Tam yazmaya başlamıştım ki bir bildirim geldi. Gözlerime inanamadım; gelen mesaj Hanna’dan gelmişti. Kalbim hızlanmıştı. Hiç vakit kaybetmeden cevap yazdım: “Selam Hanna. Bugün seni düşürmedim ama kalbime düşürdüm gibi… Umarım bana kızmazsın. 😊” Gönderdikten sonra telefonu kenara bırakıp yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. Artık top Hanna’daydı. Hanna Telefonuma düşen mesajı gördüğüm an kalbim birden hızlandı. Ekranda Koray’ın yazdıkları vardı: “Selam Hanna. Bugün seni düşürmedim ama kalbime düşürdüm gibi… Umarım bana kızmazsın. 😊” Önce gözlerime inanamadım. “Ya… ne demek bu şimdi?” dedim kendi kendime. Gülümsemem istemsizce yayıldı yüzüme. Allah’ım, benden hoşlandı mı? Ama hesabındaki kızlar aklıma gelince bir an “Acaba…” dedim. Hemen sonra o acabaları kafamdan sildim. Dur bakalım, ne olacak. İç Sesim: “Gördün mü? İşte bu! Sana mesaj attı, hem de tatlı mı tatlı… Ama ya ben ne yazacağım şimdi? Kafayı yiyeceğim!” Derin bir nefes aldım. Parmaklarım hâlâ titriyordu ama cesaretimi topladım. Birkaç saniye düşündükten sonra yazmaya başladım: “Selam Koray! 😊 Vay canına… Kalbine düşmüş olmak mı? İyi ki beni düşürmedin, yoksa mankenin intikamı ağır olurdu. 🙈” Mesajı gönderdim. Hemen sonra bir pişmanlık geldi. “Ya çok mu komik oldu? Yoksa saçma mı duruyor?” diye kendime söylenirken, iç sesim kahkaha attı: İç Sesim: “Al sana saf kız! Tamam, şimdi güzel oldu. Rahat ol, şekerim. Artık top Koray’da, bak bakalım o ne cevap verecek! Ay inanmıyorum birde mankenin intikamı yazmış.” İç sesim bir sussa kafamı toplayacağım ama müsaade etmiyor ki. Geveze şey. Kalbim hâlâ deli gibi atıyordu. Telefon elimdeydi ama bir yandan da gülümseyerek yatağıma uzandım. Beklemek… beklemek çok zor olacaktı. Koray Hanna’nın mesajını okuyunca istemsizce gülümsedim. “Mankenin intikamı mı?” diye kendi kendime düşündüm. Hemen telefonu elime aldım ve yazdım: “😂 Mankenin intikamını ateşlemek istemem ama seninle bir kahve içmek isterim. ☕️ Ne dersin?” Mesajı gönderdikten sonra yüzümde hâlâ gülümseme vardı. Artık top Hanna’daydı ve beklemek hem heyecanlı hem tatlıydı. Hanna Koray’ın mesajını görünce yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. “Ah, demek o da bu oyunu seviyor,” diye düşündüm. Hemen cevap yazdım: “😂 Kahve fikri harika! Ama manken hâlâ kızgın olabilir, dikkatli ol. Yine de kabul ediyorum, kahve şartıyla mankenin intikamını ertelemiş olacağız. ☕️🙈” Mesajı gönderdikten sonra telefonu biraz uzakta bırakıp heyecanla beklemeye başladım. İç sesim bir yandan kahkaha atıyor, bir yandan da merak ediyordu: “Acaba Koray ne yazacak? Şu mankeni de bir bırak kızım. Adam seni bırakıp mankene asılmaya başlayacak.” Koray Hanna’nın mesajını okuyunca gülümsemem durdurulamaz hâle geldi. İçimden “Bu kız hem esprili hem tatlı, işte tam benlik,” dedim. Hemen telefonu elime aldım ve yazdım: “😂 Merak etme, mankeni fazla kızdırmayacağım. Ama seninle kahve içmek için sabırsızlanıyorum. ☕️ Ne zaman müsaitsin, kahramanını görmeye gel?” Mesajı gönderdikten sonra telefonu kenara koyup hafifçe koluma yaslandım ve kendi kendime gülümsedim. Hanna Mesajı görünce kalbim hızla çarpmaya başladı. İç sesim hemen devreye girdi: “Hey Hanna! Daha iyi bir cevap yazmak için hemen atlama. Ağır ol, taş yerinde ağırdır. Sosyal medya hesabındaki kızları gördün, istese onlardan biriyle rahatça kahvesini içebilir. Sana kolay ulaşmasın, kısa bir mola ver. Sabırlı ol!” Ama iç sesime rağmen dayanmak çok zordu. “Hadi geçiktirdim, bir daha yazmazsa ne yapacağım? Hemen atlamalı mıyım, ağırdan mı almalıyım?” diye düşündüm. En iyisi, müsait olunca mesaj atmak, doğru karar vermekti. Bu arada bir de araştırmalıydım; sevgilisi veya konuştuğu başka biri var mı, emin olmalıydım. Telefonu elime sıkıca aldım, parmaklarım hâlâ hafif titriyordu. İçimde hem heyecan hem endişe vardı. Koray’ın mesajı, kalbimde bir kıvılcım yakmıştı; ama bir yandan da düşünüyordum: “Acaba gerçekten yalnızca bana mı baktı? Yoksa…” İç sesim bir kez daha uyarıda bulundu: “Bekle, sabret. Acele etme. Ama unutma, bir fırsatın var, bu fırsatı iyi değerlendir!” Derin bir nefes aldım, yatağıma yaslandım ve telefonu sıkıca tuttum. Dışarıda gece sessizliği çökmüştü, ama içimde bir fırtına vardı; kalbim öylesine hızlı atıyordu ki, sanki her an Koray’la yeniden karşılaşacakmışım gibi hissediyordum. Ve o anda anladım ki… bu sadece bir başlangıçtı. Biraz bekleyeceksin Koray bey…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD