
Eğitim verecek kişinin o olmasına hiç şaşırmamıştım. Karşısına gelenleri iyi darbelerle yere serdiğinde kendine güvenen bir adamın ağırlığıyla sordu.
''Var mı karşıma gelen?''
Usul bir nefes alıp yanına adımladım, ''Ben varım.''
Bana baktığında alayla sırıttı önce, ''Ciddi bir rakip arıyorum.'' diye konuştu kalabalığa dönerek.
''Bir kadına yenilmekten koktun mu?''
Tekrar bana döndüğünde onu gaza getirdiğimi anlamıştım. Yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
''Zaten sana yenilmedim mi sanıyorsun?''
Geriye çekilerek benimle mücadele etmek istemediğini açıkça belli ederken, ben pes etmeden ilk hamlemi yaptım. Dizine sert bir tekme atıp dizlerinin üzerine düşmesini sağladım. Kolumu boynuna doladığımda yüzüne doğru eğildim.
''Ben yenildim sana.'' diye fısıldadım kulağına. Aniden bana döndüğünde yüzü yüzüme değmişti. Sersemliğimden faydalanıp boynunda duran elimi çekip beni yere savurdu. Atik bir şekilde ayağa kalktı. Onu takip edip ayaklandım. Bunlar ona sökmemişti usta bir şekilde geri savurdu beni.
''Savaşmadan yenildin, gitme deseydin.'' dedim sitemle.
''Gitme desem... Kalır mıydın?''
Yanlarımda duran kollarına dirseğimi geçirip onu yanına düşürdüm. Aynı onun gibi üzerine çıktım. Sorusuna cevap verecekken göğsümden çıkan ona ait künye aramıza sarkıyordu.
''Kalmazdım.''
Üzerinden kalkacakken elini uzatıp boynumdaki künyeyi çekerek aldı ve beni atik bir hareketle yere savurdu. Kendisi yanıma diz çökerek fısıldadı.
''Hataydı.'' dedi künyesini kavrayarak, ''Sana vermem de, seni sevmem de hataydı.''
Cesaretli bir polis ve yiğit bir askerin silahların gölgesindeki, siyah aşkı...

