bc

Geceler Kadar Siyah

book_age18+
6.0K
FOLLOW
25.9K
READ
dark
drama
tragedy
comedy
twisted
humorous
heavy
serious
mystery
like
intro-logo
Blurb

Eğitim verecek kişinin o olmasına hiç şaşırmamıştım. Karşısına gelenleri iyi darbelerle yere serdiğinde kendine güvenen bir adamın ağırlığıyla sordu.

''Var mı karşıma gelen?''

Usul bir nefes alıp yanına adımladım, ''Ben varım.''

Bana baktığında alayla sırıttı önce, ''Ciddi bir rakip arıyorum.'' diye konuştu kalabalığa dönerek.

''Bir kadına yenilmekten koktun mu?''

Tekrar bana döndüğünde onu gaza getirdiğimi anlamıştım. Yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı.

''Zaten sana yenilmedim mi sanıyorsun?''

Geriye çekilerek benimle mücadele etmek istemediğini açıkça belli ederken, ben pes etmeden ilk hamlemi yaptım. Dizine sert bir tekme atıp dizlerinin üzerine düşmesini sağladım. Kolumu boynuna doladığımda yüzüne doğru eğildim.

''Ben yenildim sana.'' diye fısıldadım kulağına. Aniden bana döndüğünde yüzü yüzüme değmişti. Sersemliğimden faydalanıp boynunda duran elimi çekip beni yere savurdu. Atik bir şekilde ayağa kalktı. Onu takip edip ayaklandım. Bunlar ona sökmemişti usta bir şekilde geri savurdu beni.

''Savaşmadan yenildin, gitme deseydin.'' dedim sitemle.

''Gitme desem... Kalır mıydın?''

Yanlarımda duran kollarına dirseğimi geçirip onu yanına düşürdüm. Aynı onun gibi üzerine çıktım. Sorusuna cevap verecekken göğsümden çıkan ona ait künye aramıza sarkıyordu.

''Kalmazdım.''

Üzerinden kalkacakken elini uzatıp boynumdaki künyeyi çekerek aldı ve beni atik bir hareketle yere savurdu. Kendisi yanıma diz çökerek fısıldadı.

''Hataydı.'' dedi künyesini kavrayarak, ''Sana vermem de, seni sevmem de hataydı.''

Cesaretli bir polis ve yiğit bir askerin silahların gölgesindeki, siyah aşkı...

chap-preview
Free preview
1
Acı fren sesiyle durdurdum arabayı. Hızla arabadan inip mekanın cam kapısından içeriye girdim. Her zamanki yerinde, kasanın yanında oturuyordu. Beni görünce ayağa kalkmıştı. Gözleri korkuyla açılmış ve birkaç adım gerilemişti. Aramızdaki mesafeyi hızla kapatıp suratının ortasına sert bir yumruk attım. Duvarla bir oluşunu keyifle izlerken mekandaki müşterilerin endişeli sesleri ilişti kulağıma. Onlara döndüm. ''Bugün kapalıyız!'' Herkes kaçışmaya başladığında Tamer'le ilgilenmeye devam ettim. Duvardan ayrılmış ve patlayan dudağını tutuyordu. ''Manyak ne yapıyorsun!'' Giydiği mavi gömleği yakasından tutarak kavradım ve sert bir kafa geçirdim. Ardından yumruklarımın sonu gelmezken sinirle bağırdım. "Böyle mi vurdun lan Eda'ya?!" En yakın arkadaşımın şerefsiz sevgilisiydi Tamer, kavga ettikleri için kızı dövmüştü. Bunun gibi şerefsizlere en iyi yanıt yaptıklarıyla verilirdi! Resmî işlemlerden önce ağzını yüzünü bir güzel kırmak istiyordum. Mekandaki garsonlar yardım etmeye kalkınca sinirle bağırdım. ''Çekilin lan!'' Her darbemde acıyla inlemesi bana çok iyi geliyordu. Nefretle indiriyordum yumruklarımı suratına. Yalvarıyordu vurmaman için. Eda da ona böyle yalvarmıştı dimi? Kim bilir ne kadar korkmuştu. ''Yapma, yeter pişmanım bir anda oldu...'' Üzerinden çekildiğimde kaçmaya çalışmıştı. Kolundan tutup duvara yasladım, dizimi bacaklarına geçirip kelepçeyi taktım bileklerine. Mekanın önüne park ettiğim arabama kelepçeledim. Gözleri önünde mekana tekrar girip alt üst ettim. Elimde kalan son sandalyeyi mekanın camdan kapısına fırlattım. O sırada polis arabası takıldı gözüme. Çevredeki insanlar haber vermişti yüksek ihtimal. ''Ne oluyor burada?'' Siyah deri ceketimin cebinden kimliğimi çıkardım. ''Kusura bakmayın komiserim.'' dediklerinde kusura bakılacak bir şey olmadıklarını söyleyerek durumu izah ettim. Çevredeki insanlar da Tamer'e bakıp 'Acaba ne bok yedi?' diye düşünmeye çoktan başlamıştı. Ben polislerle konuşmaya devam ederken siyah arabasından inip hırsla yanımıza gelen adama takıldı gözlerim. ''Ne oluyor burada? Eşkıya mısınız siz!'' Bu sözleri elbette banaydı. Ters bakışlarım üzerinde dolanırken sinirle söylendim. ''Eşkıyayım.'' Çatılan kaşları sinirle havalanırken bir adım daha attı bana doğru. ''Ne desin sen?'' Bende ona karşı koyar gibi bir adım attığımda ağzımı aralayacakken benden önce polis girdi araya. ''Hanımefendi polismiş Mahir komiserim, hallediyoruz.'' Gözlerindeki sinir aniden şaşkınlığa döndüğünde benimde ondan pek bir farkım yoktu. Bir şey söyleyeceği sırada telefonu çalmıştı. 'Geliyoruz.' diyerek kapadı. Gözleri tekrar beni bulduğunda yüzümü incelemekten geri durmadı. Attığı adımı geri çekip resmilere döndü. ''Kolay gelsin.'' Arkasını dönüp arabasına bindiğinde bende çatık kaşlarım ve sert bakışlarımla yolcu etmiştim onu. Kelepçeyi arabamdan çıkarıp polislere teslim ettim. Tamer'le kendim ilgilenmek istesem de gelen telefon buna engel olmuştu. Adının Rıza olduğunu öğrendiğim polisin iletişim bilgilerini aldım ve hızla arabama bindim. Amirimim müdüre rapor vermem için makamına gitmem gerektiğini söyledi. Eski operasyonun ardından yeni görevim konuşlanacaktı. Üzerimi de değişmeden gittim merkeze. Önüme çıkan polise sordum direkt. ''Hemen haber veriyorum komiserim.'' dediğinde kapının önünde beklemeye başladım. Yaklaşık sekiz dakikalık beklemenin ardından üzerimi düzeltip müdürün odasına girdiğimde tanıdık yüzlerle rastlaştım. Tamer olayında müdahale etmeye çalışan Mahir komiserle kesişti gözlerimiz. O da beni fark etmişti çoktan. Ondan çektiğim gözlerim eski emniyet amirimle buluştu. ''Gece Soykan?'' Keyifle ismimi zikrettiğinde bende ona katılıp tebessüm ettim, ''Merhaba amirim.'' ''Hoş geldin Gece otur.'' başımı sallayıp işaret ettiği yere oturdum. ''Nasılsın?'' diye sordu amirim. ''Sağ olun amirim bildiğiniz gibi. Siz?'' ''Daha iyi olacağız'' Büyük bir operasyondan yeni çıkmıştım Erzurum'dan geliyordum. Biten operasyonu İstanbul ekibime aktarmak için gelmiştim. "Erzurum'da çok iyi işlere imza attın aferin sana." Müdürün takdirine teşekkür ederek karşılık verdim. Müdür ve amir birbirlerine baktığında kuşkuyla dudaklarından dökülecek sözcükleri beklemeye başladım. ''Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun Gece?'' "Geri döneceğim amirim." "Olmaz buna izin veremeyiz. Deşifre oldun, sayende aldığımız bilgiler ve istihbaratlar çok değerli. Seni tehlikeye atamayız. Sana bir teklifim var.'' Kaşlarım havalandığında ne diyeceğini çoktan anlamış olsam da sordum, ''Nedir amirim?'' Eliyle odadaki diğer polisleri işaret etti, ''Sana ekibime katılmayı teklif ediyorum.'' Gözlerim işaret ettiği yere gittiğinde Mahir'in bu tekliften hiç de haz etmediğini anladım. , ''İstanbul olmaz amirim.'' "Asıl doğu görevi olmaz, artık burada kalman senin için en iyisi." ''Amirim ben burada yapamam. Biliyorsunuz İstanbul benim...'' ''İstanbul senin için en önemli fırsat.'' ''Ben bu şehirde yapabilir miyiz bilmiyorum.'' En çok da alışmak istemeyişimeydi bu isyanım. Müdür keyifle koltuğunda geriye yaslandı. ''Alışırsın.'' Asaf amir baktı bana, ''Gece, orada her an tehlikede olmanı göze alamayız. Sana ihtiyacımız var, yıllardır en zor operasyonlarda en ön safta yer alıyorsun. Biraz da kendini düşün. Seni göz göre göre kaybedemeyiz.'' Baş salladım, artık itiraz edemez konumdaydım. Ayağa kalktığında hızla bende ayaklandım. Yan tarafta bizi dinlediğine emin olduğum ama dinlemiyormuş gibi yapan polislere bakış attım. Kızları da düşündüm onları yalnız baktığımda başlarına gelecekleri de, içimi kaplayan sıkıntı, korkularımı yenmişti. Mecburen kabul ettim. Yıllardır kaçtığım İstanbul yine ayağıma dolanmıştı. Asaf amir yeni hayatımın ilk cümlelerini zikrettiğinde, açılan bu yeni sayfanın güzel ve lekesiz olmasını diledim sessizce. ''Yeni ekibine hoş geldin Gece Soykan.''

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Patika

read
13.7K
bc

Genç Polisler

read
2.1K
bc

CEHENNEM ÇUKURU

read
8.5K
bc

TUTKUYA TUTSAK (+18)

read
42.2K
bc

A D A M

read
4.7K
bc

Kara Kutu

read
7.0K
bc

Ajan Akademisi 2 / Kara Liste

read
3.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook