LOSERS

"O çeteye girmek senin sandığın kadar kolay değil." Amirimi kafamla onaylayıp tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "Ama ben başarabileceğime inanıyorum amirim." Kendisi nasıl istihbarat başkanı olmuştu anlamıyordum.  Fazla korkak davranıyordu. "İntihar olur." Kafamı iki yana sallayıp hazırladığım dosyayı ona uzattım. "Tüm planı yaptım. İçlerine nasıl sızacağımı biliyorum. Tek ihtiyacım olan benim için görev emri çıkarmanız." Bıkkın bir nefes verip dosyayı elimden aldı. Kabul edeceğini biliyordum. Bu görevi başarıyla yerine getirmem benim olduğu kadar onunda işine yarayacaktı. Sonuçta ben onun ekibindeydim ve ekipte ki herhangi bir başarının temeli o olarak görünüyordu. "Tüm bunları ne ara buldun?" Meraklı gözlerle bana bakarken şirin bir şekilde gülümsedim. "Ben bir istihbarat üyesiyim. Bunlar benim için basit şeyler." "Bu adamların hakkında bu kadar şey bilmek basit olmamalı." Elbette değildi. Peşlerine kaç tane adam takmıştım sayısını bilmiyordum. Büyükbabalarına varana kadar telefonlarını dinliyorum. Çöplerini bile karıştırmıştım. "Biraz çalıştım amirim." Biraz dediğim bir sene kadar. Bu adamlar uluslararası bir uyuşturucu çetesiydi. Dünyaya uyuşturucu dağıtıyordu. Direk bağlantılı olmasalar bile -ki belki öyleler henüz bilmiyorum- uyuşturucu verdikleri çeteler uyuşturucudan gelen gelirle terör örgütlerini besliyordu ve dünyanın her yerinde iç savaşlar alevleniyordu. Bu çeteyi çökertmek bir nevi dünyada ki iç savaşları azaltmak hatta belki yok etmek demekti. "Bu çok zor Hyerim. Evet bu zamana kadar başarısız olduğun bir görev olmadı ama bu çok zor." Bıkkın bir nefes verip yerimden kalktım ve elinde ki dosyayı çektim. "Ben başarabileceğime inanıyorum ve her türlü sorumluluğu alıyorum. Siz biraz daha düşünün amirim." Arkama bile bakmadan odadan çıktım. Kabul edeceğini biliyordum, bu yüzden oyalanmaya gerek yoktu. Direk gidip hazırlık yapsam iyi olurdu. Ne de olsa bir süre buralarda olmayacaktım, hatta uzun bir süre. ... Önümde ki dosyalara gülümseyerek baktım. Hepsinin soyağacını ezbere biliyordum. Zaaflarını ve güçlü yanlarını hepsini biliyordum. Bu iş zor gibi görünse de benim için kolay olacaktı. Sıkıntı yaşayacağım tek nokta ekiplerine ucundan bucağından nasıl sızacağımdı. Elbette bir planım vardı ama ekiplerinde Jhoon gibi zeki bir adam varken inanmaları kolay olur muydu bilemiyordum. Dosyaları kasaya kilitleyip hızlı bir şekilde hazırlanarak arabaya atladım. Bu iş için onay çıkacağına emindim i yüzden şimdiden planımı devreye sokmalıydım ki onay alınca çok oyalanmazdım. Mekana geldiğimde üzerimi kontrol ederek yüzüme zoraki bir gülüş yerleştirdim. Şu üzerimde ki varlığı ile yokluğu belli olmayan kıyafeti tamamen görev amaçlı gitmiştim. Yoksa asla tarzım değildi. Şu an düşünmem gereken en son şey kıyafetimdi, ne saçmalıyordum. Mekana girip dans eden bedenlerin arasından geçerek bar bölümüne yaklaştım. Özellikle localara yakın tarafa oturmuştum ki zengin uyuşturucu baronlarımızı rahatça görebileyim. Barmene sipariş verip bakışlarımı hedef noktaya kilitledim. Henüz erkendi ama birinin dikkatini çeksem hiç fena olmazdı. Kısa süreliğine saatime bakıp bakışlarımı tekrar hedef noktaya kilitlediğimde içlerinden biriyle göz göze geldim. Jim , 27 yaşında. Ekibe sonradan katıldı yaklaşık 6 senedir onlarla. Temin edilen malları alıcıya ulaştırma görevini üstlenmiş. Özel hayatıyla alakalı kayda değer bir şeyler yok. Ekibin diğer üyeleri kadınlarla oldukça ilgiliyken onun pek işi yok. Sevgilisi veya takıldığı bir kadın yok. Yetiştirme yurdunda büyümüş, ailesi o iki yaşındayken olmuş. Yani herhangi bir ailesi de yok. Ekipte zaafları olmayan tek adam. Kaybedecek hiçbir şeyi yok. Zihnimde onun hakkında ki bilgileri tazelerken hafifçe tebessüm edip bakışlarımı kaçırdım. Üzerine düşemezdim, ilgi çekerdi. Benim onun ilgisini çekip onun bana gelmesini sağlamam gerekiyordu ama bu kişi Jim olmayacaktı. Yani benim için hangisi olduğu fark etmezdi ama kadınlarla pek işi olmadığı için ondan yürürsem zorlanırdım. Ben daha çok Jack’i düşünüyordum. Güzel ve seksi kadın gördüğü zaman dayanamayan en küçük üye. Gerçi ben, altına girip siktir etmesini istemiyordum ama bu şekilde de dikkatlerini çekersem içlerine girmek için yaptığım plana katkısı olurdu. Bakışlarımı yavaşça o yöne çevirdiğimde tekrar aynı gözlerle göz göze geldim. Neden bu kadar dikkatli bakıyordu? Dikkat çekecek bir şey yapmamıştım ama şüpheli ve sert bakışlarla bakıyordu. Vücut dilinden ve bakışlardan işim gereği çok iyi anlardım. Şu an beni beğendiği için bakmıyordu. Bakışlarımı kaçırıp önümde ki bardaktan bir yudum aldım. Bir terslik vardı hissediyordum. Jim bana çok dikkatli ve şüpheci bakıyordu. Başlamadan her şeyi berbat edemezdim. On dakika boyunca bakmamak için yoğun bir çaba sarf ettim. Önümden o tarafa geçen bedeni gözlerimle takip etmeye başladım amacım bu bahaneyle Jim'e bakmaktı. Önümden geçen bedeni takip ederek masaya baktığımda Jim yerinde yoktu. Kaşlarımı çatarak önüme döndüğümde karşımda gördüğüm bedenle gözlerim kocaman açıldı. Jim şu an karşımda dolgun alt dudağını dişlerinin arasına almış ve gözlerini hafifçe kısmış bana bakıyordu.