Elvin, üzerinden kalkan adamın küstah tavrının midesine oturan ağırlığıyla yatakta dirseklerinin üzerinde doğruldu. Nefesi öfkeyle hızlanmıştı. Eğer bu evlilik gerçekten bir evlilik olacaksa, bu piç kocası ona hak ettiği saygıyı göstermek zorundaydı. “Ne yani?” dedi, sesi titreyen ama sert bir tondaydı. “Onu benden üstün tutmaya, yalanlarına inanmaya devam mı edeceksin?” Çakmak çakmak yanan yeşil gözlerini adamın üzerine dikti. Bedeninden yayılan öfke dalgaları neredeyse havayı kesiyordu. Üzerinin yarı çıplak olduğunu fark etmeden, sanki bir savaş meydanında duruyormuş gibi dimdik bakıyordu ona Ardil, karısının kavgaya meylettiğini anlayınca derin bir nefes aldı, gözlerini hafifçe devirdi. Birkaç adım geri çekilerek onu baştan aşağı süzdü. “Neden yalan söylesin ki?” dedi, sesi sakin am

